SON DAKİKA
Hava Durumu

İyi ki varlar

Yazının Giriş Tarihi: 10.05.2020 00:17
Yazının Güncellenme Tarihi: 10.05.2020 00:17

Yazıya başlamadan önce şunun altını çizelim;

Ülkemiz salgın karşısında sağlık çalışanlarının özverili çabalarıyla süreci başarıyla yönetiyor. Kamu hastaneleri ile tıp fakültesi hastaneleri hastalığın tedavisinde öncü oluyorlar ve en ön safta yer alıyorlar.

Her işin başı sağlık...

Sağlık, Dünya Sağlık Örgütü tarafından "Yalnızca hastalık ya da sakatlığın bulunmaması değil, aynı zamanda bedensel, ruhsal ve sosyal olarak tam bir iyilik hali" olarak tanımlanıyor.

Gelişmiş toplum olmanın yolu sağlıklı bireylerden geçiyor.

Evet de sağlıklı olmanın da koşulları var.

En önce sağlıklı yaşam zincirinin tüm halkalarının sağlam olması gerekiyor.

Yardımcı personel, hastabakıcılar, hemşireler, doktorlar ve sağlık kuruluşları...

İlk görev koruyucu hekimliğin başlangıç noktası olan sağlık ocaklarına düşüyor.

Ardından tedavi amaçlı bölge ve şehir hastaneleri ile tıp fakülteleri geliyor.

Her ne kadar durumu tartışılıyor olsa da özel hastaneler de sektörde yükün az da olsa bir bölümünü karşılayan sağlık kurumları...

Doğru sonuca erişmek ve sağlıklı bir toplum olmak için söz konusu kurumlardaki insan kaynağının yetkin ve güçlü, donanımın ise yeterli olması gerekiyor.

Özellikle sağlıkçılar...

Çünkü onlar;

Gece gündüz kar kış demeden hastalara şifa dağıtıyorlar.

Zorlu koşullarda görev yaptıkları halde morallerini yüksek tutuyorlar.

Annelerini, babalarını, çocuklarını, eşlerini hep geride bırakıyorlar.

Ailelerini riske atmamak için evlerinden ve ailelerinden ayrı yaşamak dahil her türlü fedakarlığı gösteriyorlar.

Baskıya, mobbinge ve şiddete rağmen vazgeçmiyorlar, yılmıyorlar, pes etmiyorlar işlerine bakıyorlar.

Enfekte oluyorlar, can veriyorlar.

Depremde, yangında, selde, çığda yardıma koşuyorlar.

En ön cephede sessizce savaşıyorlar, paniklemiyorlar, ümitsizliğe kapılmıyorlar.

Kendilerinden çare bekleyen insanlara umut oluyorlar.

Oturdukları apartman veya sitelerde hastalık bulaştıracakları endişesiyle sakinler tarafından istenmediklerini hissettikleri halde yutkunarak görevlerini sürdürüyorlar asla gönül koymuyorlar.

Dertleri yok mu?

Hem de çok.

Ama yaşadıkları tüm olumsuzluklara karşın 

Türk sağlık sistemini ayakta tutmak için, yurttaşların sağlıklı yaşamaları için çalışıyorlar.

Karşılığında ise;

Yurttaşlardan salgın döneminde sadece maske ve koruyucu donanım kullanmalarını, salgın süresince evde kalmalarını ve sosyal mesafe kuralına uymalarını istiyorlar.

Bir de kesinlikle şiddete maruz kalmak istemiyorlar.

Çünkü bir insan daha yaşasın diye canlarını siper ederken can vermek çok ağırlarına gidiyor.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.