Her şey değişir

Kalite yaşamın ana unsuru… Gelişmenin lokomotifi…

Hak ettiği değere erişmesi içinde yoğun çabalar gösteriliyor.

Bursa KALDER bu anlamda elini taşın altına sokuyor.

Bursa’da dün bu çerçevede 22’nci kez önemli ve değerli bir sempozyum gerçekleştirildi.

Hem de yarışma,fuar ve sunumlarla zenginleştirilmiş içeriği ile dünya kalite literatürüne girecek nitelikde…

Sempozyum sürecinde belirlenen kriterler çerçevesinde düzenlenen bir değerlendirme sonucunda;

Sevgili dostum Tuncer Hatunoğlu’nun kurucusu ve önderi olduğu, yenilikçi çalışmalarıyla sanayi alanında ufuklar açan İletişim Yazılım, değerli kardeşim Turgut İnal’ın yönetimindeki İnallar Otomotiv, Gemlik’e gelmesi için tüm Gemlik dinamikleriyle birlikte çabaladığımız Uludağ Üniversitesi Gemlik Meslek Yüksek Okulu ve eğitim alanındaki başarılı çalışmalarıyla dikkat çeken Arena Eğitim Kurumları kaliteyi, bilgiyi, yeniliği,dönüşümü, değişimi, sürdürülebilirliği ölçümleyen “Kalite ve Süreklilik” ödüllerini almaya hak kazandılar.

Ayrıca sempozyum kapsamında ilk kez teknoloji ve kalite fuarı düzenlendi.

Dahası Ekonomist Murat Sağman “Herkes için ekonomi”, iletişimci Salim Kadebeşegil “İz Bırak İs Bırakma”, Yazar Ahmet Ümit “Coğrafya neden kaderimiz olsun” derken Fütürist Hale Cide Demir de “Bugünü değerlendirdi geleceğe dair de projeksiyon” yaptı.

Klasik bir alışkanlıktır. Her toplantıda protokol konuşmalar yapar.

Ancak söz konusu kalite ve başarı olunca konuşmalar da sıra dışı oluyor.

Öngörü içeriyor.

Yaşam felsefesine katkı yapacak ipuçları veriyor.

Örneğin KALDER Bursa Yönetim Kurulu Başkanı Serkan Ürkmez değişimi hayatın doğanın ve insanlığın temel yasası olarak tanımlıyor ve asıl meselenin değişime yön verebilmek olduğunu vurguluyor.

"İnsan yaşadıkça öğrenir, öğrendikçe dönüşür. Teknoloji baş döndürücü bir hızla gelişiyor, sanat yeniden yorumlanıyor, toplumlar ve değerler evriliyor. Doğa her gün yeni bir hikâyeyle yeniden doğuyor" diye de ekliyor.

Gerçek te öyle değil mi?

Aynı suda iki kez yıkanmak olanaklı mı?

İnsanoğlu kendisine sunulanın ne olduğunu doğru algılayıp çevresini korusa Salim Kadıbeşegil’in de altını çizdiği gibi is değil de geride iz bıraksa daha güzel bir dünyada nefes almaz mıyız?

Herakleitos’un 2 bin 500 yıl önceki sözlerine atıfla "Her şey değişir, değişmeyen tek şey değişimin kendisidir" diyerek değişimin kaçınılmazlığına dikkat çeken Buğra Küçükkayalar’ın küresel ölçekte değişmeyen şeyin hırslar olduğunu belirtmesi kayda değer bir tespit değil midir?

Oysa insan sadece kendi iktidarını, toplumunu ve çevresini düşünmekten vazgeçse doğudan batıya kuzeyden güneye dünyada barış iklimi hakim olmaz mı?

"Başka insanlarla, toplumlarla ve diğer canlılarla bu gezegeni eşit bir şekilde paylaştığımızın farkında olmalıyız, aksi takdirde doğa değişimi acımasızca yapacak ve insan bunun bedelini ağır ödeyecek”diyen Küçükkkayalar’ın, "Onun içinde hırsların azaldığı, insanın değişimi kendinden başlatarak gerçekleştirdiği yarınlar diliyorum" temennisine katılmamak olanaklı mı?

Ya KALDER Yönetim Kurulu Başkanı Hakan Konak’ın değişimin hızına ve kurumsallaşmanın önemine dikkat çeken, kurumsallaşmanın sadece büyük şirketler için değil, tüm bireyler ve kurumlar için bir hedef olması gerektiğini belirten konuşmasının altına imza atmamak mümkün mü?

Değişimi denizdeki fırtınaya benzeten Konak’ın "İyi kaptan fırtınada belli olur. Şu anda tam anlamıyla bir mükemmel fırtınanın içindeyiz. Değişimden kaçmak, zarar görmek demektir.Bugün, iyi kaptanların ve iyi mürettebatların günü" demesi içinden geçtiğimiz sürece dair bir durum saptaması değil mi?

Açıkçası KALDER’in BUSİAD ‘la birlikte gerçekleştirdiği 22’nci Kalite ve Başarı Sempozyumu akıllarda da fikirlerde de iz bıraktı.

Gerçekleştirenlere teşekkürler.