SON DAKİKA
Hava Durumu

Cumhuriyeti yaşatmak için…

Yazının Giriş Tarihi: 01.11.2025 12:36
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.11.2025 00:03

Çok net ve kesin bilgi…

Atatürk kurtarıcı değil kurucu önderdir.

O olmasaydı Türkiye Cumhuriyeti olmazdı.

Başımızda da kendinden başkasını düşünmeyen padişah efendi hazretleri olurdu.

Atatürk sevgisi uçsuz bucaksız, sınırsız sonsuz masmavi bir umman

Görünen o ki hiçbir güç sarı saçlı mavi gözlü devin yüreklerde bıraktığı izi silemiyor.

Çünkü açtığı yol, gösterdiği hedef akla dokunuyor.

Çünkü Cumhuriyet kimsesizlere kimse oluyor.

Çünkü Cumhuriyet garibe gurabaya iş oluyor, aş oluyor, kol oluyor, kanat oluyor…

Çünkü Cumhuriyet Anadolu’nun en ücra köşesinde ışık oluyor, ufuk açıyor…

Köy çocuklarını okutuyor, yazdırıyor, vali, kaymakam, asker, savcı, hakim, avukat, doktor, hemşire veteriner, mühendis, diplomat, yönetici, gazeteci yapıyor.

Onun için de;

Halk, belediyeler, meslek kuruluşları ve sivil toplum örgütleri yarış halinde Cumhuriyetin 102’nci yılını Bursa ve ilçelerinde adına yakışır biçimde coşkuyla, sevinçle, heyecanla kutluyor.

Söyleşiler, dinletiler, konserler, balolar, yürüyüşler hepsi diğerinden anlamlı, yoğun katılımlı…

Özellikle kentin tümünü kucaklayan etkinlikler günün anlam ve önemine de uygun oluyor.

Topluma değer katıyor. Kent belleğine nakşediliyor.

Kadınları, erkekleri çocukları ve gençleri yan yana, omuz omuza, kol kola getiren görkemli Cumhuriyet yürüyüşleri,

“Cumhuriyet Asrında Bursa 1923-2025”,“Atatürk ve Bursa” kitaplarının tanıtımı ve Nezaket Özdemir-Alper Can söyleşisi

Mudanya Mütareke Meydanı Cumhuriyet kutlaması,

Bursa Kent Konseyi Engelsiz Meclisi Cumhuriyet Korosu,

Bursa’da gerçekleşen Mustafa Kemal Atatürk’ün de katıldığı son Cumhuriyet kutlamasından esinlenerek Bursa Büyükşehir Belediyesi’nce düzenlenen Cumhuriyet Balosu…

Balo deyince…

Elbette ki çok değerli…

Sivil toplum örgütlerince düzenlenen “balo”larda kültür sanat eğitim spor alanlarında Cumhuriyet’e değer katan başarılar ödüllendiriliyor.

Ne ki hızla belleklerden siliniyor.

Oysa,

Cumhuriyet’e sahip çıkmanın daha kalıcı yöntemleri de var.

Öncelikle hepimize düşen ortak görev;

Atatürk'ün izinde yürüyerek, “ulusal değerlere, bilince, Cumhuriyet'e sahip çıkmak, Çanakkale'yi, Kurtuluş Savaşı'nı kazanan ruhu korumak ve bu bilinci gelecek kuşaklara aktarmak…”

Gerçekleştirmek için de israf edilme olasılığı da yüksek ziyafet menüleri için ödenen kaynağı birleştirerek;

Eğitim, kültür, spor ve sanatı teşvik edici ayni ya da nakdi destekler sağlamak…

Ortaklaşa öğrenci yurtları açmak ve işletmek…

Kütüphaneler oluşturmak…

Atatürk’ün işaret ettiği “En gerçek yol gösterici bilimdir “gerçeğinden hareketle akılcı ve belleklerde kalıcı seminer, panel ve kurslar düzenlemek…

Atatürk ilke ve devrimleri çizgisinden sapmayan, demokrasi ve özgürlükleri savunan, gerçeği ve doğruyu yazan basın yayın kuruluşlarını desteklemek…

“Efendiler! Asırlardan beri milletimizi idare eden hükumetlerin tamamı eğitim isteğini ortaya koymuşlardır. Ancak bu arzularına erişmek için doğu ve batıyı taklitten kurtulamadıklarından, sonuç, milletin cehaletten kurtulamamasına sebep olmuştur. Bu acı gerçek karşısında, bizim takibe mecbur olduğumuz eğitim siyasetimizin esas çerçevesi şu olmalıdır; demiştim ki bu memleketin asıl sahibi ve toplumsal varlığımızın asıl nedeni köylüdür. İşte bu köylüdür ki bugüne kadar bilgi ışığından yoksun bırakılmıştır. Bu nedenle bizim takip edeceğimiz eğitim siyasetinin temeli, evvelâ mevcut cehaleti yok etmektir.”

“Efendiler!

Bu hedefe ulaşmak, eğitim tarihimizde kutsal bir aşama oluşturacaktır. Bir taraftan cehaleti yok etmekle uğraşırken bir taraftan da memleket evladını toplumsal yaşama ve iktisatta fiilen etkili ve verimli kılabilmek için acil olan ilkel bilgiyi işe yarar bir tarzda vermek kuralı eğitimimizin esasını teşkil etmektedir.

Efendiler!

Yetişecek çocuklarımıza ve gençlerimize, görecekleri tahsilin sınırı ne olursa olsun, en evvel, her şeyden evvel “Türkiye’nin bağımsızlığı ile kendi benliğine ve milli geleneklerine düşman olan bütün unsurlarla mücadele etmek lüzumu öğretilmelidir.”

Mustafa Kemal ATATÜRK

Atatürk bu tespitini 30’lu yıllarda yapmıştı…

Peki, bugün durum çok mu farklı?

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.