Türkiye Cumhuriyeti’ne giden yolun mihenk taşı Çanakkale Savaşı’nda bağımsızlık uğruna al kanlara boyanan şehitlerimizi ve gazilerimizi anarken, Mustafa Kemal Atatürk'ün askeri dehası ile kazanılan Zaferin de 110’ncu yıldönümünü kutluyoruz.
Çanakkale Savaşı…
Sonra Kurtuluş Savaşı…
Bağımsız Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu…
Lozan…
Kanla, irfanla, inançla, kararlı diplomasiyle belirlenen Misak-Milli sınırları…
Ya bugün yaşadıklarımız?
Lord Curzon’un Lozan görüşmeleri sırasında İsmet Paşa’ya söylediği ;“Konferanstan bir neticeye varacağız. Ama memnun ayrılmayacağız. Hiçbir işte bizi memnun etmiyorsunuz. Hiçbir dediğimizi makul olduğuna, haklı olduğuna bakmaksızın kabul etmiyorsunuz. Hepsini reddediyorsunuz. En nihayet şu kanaate vardık ki, ne reddederseniz hepsini cebimize atıyoruz. Bugün reddettiklerinizi cebimizden birer birer çıkartıp size göstereceğiz” sözlerinin neredeyse tam karşılığı…
Coğrafya kaderdir denir ya…
Petrol ve su yataklarının üzerinde ya da yakınında olunca başa geliyor olmaz işler.
Birileri senaryoyu yazıyor. Baş artistleri ve figüranları belirliyor. Diğerleri de kendilerine verilen rolü oynuyor.
Kalın puntolarla yazalım ve altını çizelim.
PKK eli kanlı bir terör örgütüdür.
HTŞ, PYD, YPG, SDG de birbirinden pek de farklı olmayan petrolü ve suyu kontrol etmek isteyen birilerinin taşeronluğunu üstlenen yapılardır.
Ortak amaçları sınırlarımızın dibinde bir Kürt devleti kurarak ya da kurar gibi yaparak huzursuzluk yaratmaktır.
Önce Irak… Ardından Libya, son olarak da Suriye egemenlerin kendileri ve taşere ettiği silahlı terör örgütler tarafından enterne edildi…
Demem o ki sözde Kürt Devleti’ne daha doğrusu Büyük Ortadoğu Projesi'ne giden yoldaki taşlar bir bir ayıklanıyor.
Hal böyleyken;
Şayet fake hesap değilse Bahçeli bir sosyal medya hesabında kanlı terör örgütü elebaşısı Apo için “PKK’nın kurucu önderi” diye sesleniyor... Hem de iki kez. Yetmiyor bir daha ikrar ediyor.
Referansını milliyetçi duygulardan alan bir siyasal partinin genel başkanından böyle bir tanımlama duymak ilginç ötesi… Dahası bir kısım çevrelerce kabul de görüyor.
O halde neden çok sayıda gazeteci, siyasetçi, sanatçı terör örgütü liderini övmek, terörle iltisaklı olmak gibi gerekçelerle ya ev ya göz hapsinde ya da hücrede diye sorulmaz mı?
Öyle yandaş medya kalemşörlerinin sahibinin sesini yansıttığı gibi Ortadoğu’ya barış filan geldiği yok.
ABD’nin Çin gibi Yemen gibi başka hesapları var ve şimdilik buraları sopayı da göstererek yaramaz çocuklara bırakıyor.
Gerçekten de ülke olarak at izinin it izine karıştığı çok zor günlerden geçiyor ciddi bir sınav veriyoruz.
Başarılı çıkmanın yolu;
Kendisinin siyasi ikbali yerine ülkesinin bağımsızlığını ve özgürlüğünü önemseyen, yedi sülalesinin ve yandaşlarının cebini doldurmak yerine halkının refah düzeyini yükseltmeyi amaçlayan yurtsever, özgürlükçü, demokrat ve hukukun üstünlüğüne inanmış kadroların ülke yönetimine seçilmelerinden geçer.