SON DAKİKA
Hava Durumu

Can suyu akarım, ama diyor…

Yazının Giriş Tarihi: 18.10.2025 14:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 20.10.2025 02:11

Anadolu’nun ilk iş insanı örgütü olan BUSİAD, kurucusu ve ilk başkanı Doğan Ersöz’ün vizyoner ve toplumcu bakışıyla sadece iş dünyasına değil Bursa’nın toplumsal gelişimine ve doğal yapısına da destek olmayı hedefleyerek yola çıkmıştı ve o yönde adımlar atmıştı…

Kendisinden sonra bayrağı devralan İsmail Hakkı Sezgin, Erol Türkün, Celal Beysel, Ali İhsan Yeşilova, Arif Özer,Oya Coşkunöz, Günal Baylan, Ergun Türkay ve Buğra Küçükkayalar başkanlığındaki yönetimler ise hem BUSİAD’ın sosyo ekonomik kimliğini korumak hem de kentin gelişimine katkıda bulunmak için sürekli düşünce üretiyorlar, çözüm önerileri sunuyorlar.

Bursa’nın derdiyle dertlenen daha iyi bir Bursa için olanaklarını seferber etmekten çekinmeyen BUSİAD’ın gündeminde, 2,5 yıl önce hazırladığı Sanayi, Tarım ve Turizm ile Gelişen Bursa vizyon belgesinden sonra şimdide Bursa’nın aort damarı olarak niteledikleri Tertemiz Akan Nilüfer Çayı çalışması var.

Buğra Küçükkayalar

Görüldüğü üzere;

Nilüfer Çayı kurur ve kirlenir, Bursa sanayisinin sahibi olduğunu iddia eden kurumlar bakarken son yılların çözüm odaklı ilk hamlesi genetik yapısı gereği yine kısa adı BUSİAD olan Bursa İş İnsanları ve Sanayicileri Derneği’nden geldi.

Adını Orhan Gazi’nin eşi Nilüfer Hatun’dan alan Nilüfer Çayı Uludağ'ın eteklerinde 850 metre rakımlı Aras Şelalesi'nde sıfır renkle dupduru doğuyor…

103 kilometre yol kat ederek Nilüfer ve Mudanya ilçelerinden geçiyor.

Bursa Ovası'nda Susurluk Çayı ile birleşiyor.

Karacabey ilçesinden Marmara Denizi'ne her türlü atığı da sırtlanmış ve kararmış haliyle dökülüyor…

Bunca yıldır, kirliliği, debisinin düşüklüğü, değişik platformlarda masaya yatırılır, tespitler yapılırsa da söylemden eyleme geçilemediği için Nilüfer Çayı;

Vahşi sulamayla azalarak, tarımsal ilaç atıklarıyla, endüstriyel saldırılarla, evsel çöplerle, kaynağı belirli belirsiz deşarjlarla kirlenerek Marmara Denizi’ne ulaşım mücadelesini sürdürüyor.

Ne ki giderek de gücünü yitiriyor.

Onun için,

Aralarında BUSİAD onursal üyesi Erdem Saker’in de olduğu BUSİAD Yeşil Bursa Çalışma Grubu adına BUSİAD Yönetim Kurulu üyesi Hüsamettin Çoban’ın

“Herkesin bildiği sırrı” açıklarken yaptığı tespitlere, sunduğu çözüm önerilerine Bursa’da yaşayan her kişinin, kurumun, örgütün destek vermesi, el atması, omuz vermesi gerekiyor.

BUSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Buğra Küçükkayalar’ın yaptığı tespit eminim Bursa ve çevre duyarlısı her insanın canını acıtıyordur.

“Nilüfer Çayı’nın Bursa şehir merkezinden geçmesi Bursalılar için ne kadar büyük bir şans olmuşsa kendisi için de o denli büyük bir talihsizlik olmuştur. Nilüfer Çayı yıllar boyunca Bursa’ya hayat verirken insan faaliyetleri onun ekolojik yaşamını ciddi biçimde tehdit etmiştir.”

Evet…

Nilüfer Çayı’nın tertemiz akışını sağlamak aslında uzun soluklu ve sabır isteyen bir yolculuk…

Ancak olanaksız da değil.

Çayı kirlettiğimize göre çözümü bulma sorumluluğu da bizde…

“Herkesin Bildiği Sırla” yüzleşmek, sorumluları harekete geçirmek, projeler üretmek ve projelerin yerine getirilmesine destek olmak için;

BUSİAD akılcı ve uygulanabilir çözüm önerilerini duygusal, bilimsel, düşünsel ölçekte değerlendirmiş ve raporlamış…

Nilüfer Çayı’nın salına salına akması, geçtiği yataklardan çevresine huzur vermesi için;

Toplumsal mutabakat demiş.

Komisyon kurulmasını önermiş.

Kirletici kaynakların envanterinin çıkarılması gerektiğini belirtmiş.

Çay yatağındaki çamur atık ve tortuların özel ekipmanlarla taranması ile plastik, metal ve diğer atıkların toplanmasının önemine dikkat çekmiş.

Doğal akış rejimi korunmalı demiş.

Su kalitesinin iyileştirilmesi için hedefler koymuş.

Su bitkileri ve biyolojik arıtma sistemleri kullanılmalı, dere kenarları ağaçlandırılmalı, suyun içi ve kıyıları halkın kullanımına sunulmalı diyerek ekolojik rehabilitasyonu dile getirmiş.

Halkın katılımının ve bilinçlendirilmesinin sağlanması için gönüllü temizlik kampanyaları ve eğitimler düzenlenmesinin gerekliliğini vurgulamış.

Kritik noktalarda izleme istasyonları kurulmalı, sonuçlar ve gelişmeler kamuoyuyla paylaşılmalı, sonuçlar çerçevesinde önlem ve kararlar alınmalı önerisinde bulunmuş.

Doğal olarak söz konusu iyileştirmenin gerçekleşmesi için finansal çözüm önerileri de getirmiş.

Nilüfer Çayı’ndan etkilenen ve etkileyen yerel yönetimlere,işletmelere,çiftçilere finans, teknoloji ve bilgi desteği verilmesinin altını çizmiş, hibe ya da kredi olanakları sağlanmasına vurgu yapmış.

Anlaşılan o ki,

Nilüfer Çayı artık kongre,sempozyum,bildiri,araştırma raporu ve bilimsel çalışmayı kaldıracak gibi görünmüyor.

Hayatımızı idame ettirmek için suyun altına sadece elimizi değil aklımızı, fikrimizi dahası gövdemizi sokmamız gerekiyor.

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.