SON DAKİKA
Hava Durumu

Bilgi ve bilinç

Yazının Giriş Tarihi: 11.02.2025 11:11
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.02.2025 11:17

Okumuyoruz.

Sorgulamıyoruz.

Tepki göstermiyoruz.

Dolayısıyla her türlü uygulamaya kayıtsız koşulsuz biat ediyoruz.

Çünkü bilinçli olarak öyle bir toplum yaratılmak istendi ve kısmen de başarıldı.

Oysa;

Yaşam dinamik ve tüm hızıyla akıyor. Erişmek içinde okumak, yazmak, çalışmak ve üretmek gerek.

Erken seçim, pahalılık, yasa kural tanımazlık, ortalıkta cirit atan dolandırıcılar, suç çeteleri, din ve siyaset bezirgânları.

Dahası toplumun her kesimine dalga dalga yayılan bıkkınlık, çaresizlik, umutsuzluk yurttaşı bezdiriyor.

Aslında haklı da insanlar…

Görünenler ve gözlenenler enseyi karartmaya yetiyor da artıyor bile.

TV dizileri, dolandırıcılar, sosyal medya trolleri, gıda teröristleri, trafik magandaları, alış veriş fırsatçıları; akıl almaz senaryolar, hileler ve güç gösterileri ile dengeyi bozup şiddeti ve düzensizliği körüklüyorlar.

Toplumu yönetenler, siyaseti yönlendirenler, devlet ricali bu olumsuz gidişe etkin bir biçimde dur demeli. Toplumu harekete geçirecek, yüreklendirecek önlemleri almalı ve yaşama geçirilmesini sağlamalı.

Güzel ülkemizin sen ben kavgasıyla geçirilecek zamanı da yok gücü de…

Peki, ne yapmalı?

Önce eğitimden başlanılmalı… Sanatla ve sporla desteklenerek toplumsal bilinç düzeyi yükseltilmeli…

İyi bir model var geçmişimizde;

Tüketici eğitimden üretici eğitime geçilerek toplumun yeni baştan örgütlenmesini amaçlayan,14 yılda 17.342 Öğretmen, 8.756 Eğitmen, 7.300 Sağlık Memuru’nu Türkiye’ye kazandıran “kansız ve sessiz devrim… Köy Enstitüleri… " (*)

1940-1954 yılları arasında yakılan meşale her türlü fırtınaya rağmen sönmüyor günümüze ışık vermeye devam ediyor. (*)

Köylerden çağırdığı çocukları öğretmen ve sağlıkçı olarak yetiştirmeyi hedefleyen Köy Enstitülerinden mezun olan gençler aynı zamanda sanatçı çiftçi, marangoz, demirci gibi zanaat dallarında iş görecek bilgi ve beceriyle de donatılıyordu.

Enstitü öğrencileri tarım derslerinde toprakla uğraşırken, çevreyi ağaçlandırarak suyu, toprağı koruyarak doğal olanı örselemeden verime yöneltmenin yolunu arıyor ve köylünün kadim bilgileriyle buluşturarak üretime yenilikler katıyorlardı.

Tarımı basit bir çiftçilik ya da ekip biçmenin ötesinde yerel ulusal evrensel bir yaşam kaynağı ve beslenme kültürü olarak benimseyen felsefe bulunduğu yerlerde yöresel ürünlerin bilinçli bir biçimde üretilerek ekonomiye katkı sağlanmasının önünü açıyordu. (*)

Doğal olarak ümmetin yurttaşa dönüşmesini hazmedemeyen yankilerin, toprak ağalarının ve medrese hocalarının,

“Köy Enstitüleri, yöneten kesimden daha akıllı bir vatandaş profile oluşturuyor. Bu kabul edilemez.”

diyen (Başbakan Adnan Menderes) gibi ,

“Köy Enstitüleri kesinlikle komünist uygulama değildi. Doğuda en yüksek eğitim gören insan benim. Üstelik Rus ordusunda görev yapan biriyim. Köy Enstitüleri, bizim devlet üzerindeki gücümüzü kaldırmaya yönelikti. Bunu içimize sindiremedik. Benim Van yöresinde 258 köyüm var. Bunlar devletten çok bana bağlılar. Ben ne dersem onu yaparlar. Ama köylere öğretmenler gidince benim gücümden başka güçler olduğunu öğrendiler. Bölgede ağaları örgütledim… Örgütlü olarak DP ile pazarlığa girdik, kapattık.”

diyen (DP Van M.Vekili, toprak ağası Kinyas Kartal) gibi ,düşünenlerin daha doğrusu düşünemeyenlerin güdülemesiyle komünist yuvaları olarak nitelendirilen bilim ve aydınlanma yuvalarının sesi kesildi.

Ama,

Köy Enstitüsü mezunu öğretmenlerin attığı tohumlar öyle güçlü ki günümüzde bile hala çiçeğe duruyor.

(*) Uğur Mumcu-Sessiz Devrim Köy Enstitüleri

(*) Köy Enstitülerinin kapatılma süreci 1946 yılında başladı ve yerine Köy Öğretmen Okullarına dönüşüm gerçekleştirildi. Köy Enstitülerine öğretmen yetiştiren, Yüksek Köy Enstitüsü Bölümü 27 Kasım 1947'de, Köy Enstitülerinin yerini alan Köy Öğretmen Okulları da 27 Ocak 1954'te kapatılmıştır.

(*) Oğuz Makal- Gönen Köy Enstitüsü Güneşinde Annem

Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.