“Doğruluk”, “ölçülülük”, “bilgelik” olarak sayılan erdemler her zaman ve her yerde kabul edilen genel ahlak ilkeleri olmuştur olmasına da uygulamada karşılaşılanlar da eylem söylem çelişkisini her felakette yeniden ortaya koyuyor…
Anlaşılan o ki;
Asıl üzerinde durulması gereken sorun ahlak…
Deprem,yangın,sel gibi tüm felaketlerde can ve mal kaybının yüksek olma nedeni ahlaksızlık…
Aşırı kar hırsı, kısa yoldan köşeyi dönme güdüsü ahlaksızlığı körüklüyor.
Bugüne dek yaşanan tüm felaketlerin hasar nedenleri araştırıldığında ya demir çimentodan çalınmış, ya da iş sağlığı ve güvenliği koşulları tam olarak yerine getirilmemiş…
Dolayısıyla felaket gerçekleştiğinde de sorumlular ders çıkarıp eksiklikleri saptamak ve alınması gereken önlemleri belirlemek yerine suçluluğun telaşı içinde ahlaksızlıklarının üzerini örtmek için topu hep başkasına atmış.
Son Kartalkaya'daki otel yangınında da olduğu gibi…
Acıdır ki;
İnsanoğlunun kendi çıkarına yönelik tercihlerde, davranış ve eylemlerde bulunması doğası gereği…
İnsanın doğası, onun her zaman “ahlaki” davranmasını engelliyor.
İnsanoğlu, eğer ahlak konusunda toplumda oluşmuş bir “ahlak kültürü” mevcut değilse ve aynı zamanda ahlak konusunda hukuk kuralları yoksa, o zaman ahlaka uygun olmayan davranış ve eylemleri seçiyor.
Onun için;
Herkes için kabul edilebilecek, üzerinde görüş birliğine varılabilecek ahlaki ilkeler oluşturulmalıdır. İnsanların ahlaki bir düzen içinde yaşaması için yapmaları gereken şey evrensel ahlak kuralları üzerinde düşünmek, uzlaşmak ve anlaşmaktır.
Ahlaki yapılanma için atılacak ilk adım, insanların “doğru” ve “adil” olan ve herkesin çıkarına hizmet edecek ahlak kuralları üzerinde anlaşmasıdır.
Örneğin, yönetimde açıklık, siyasetin panzehiri olarak kabul edilen evrensel çözüm önerilerinden sadece birisidir.
“Ahlaki düzeni sağlamak için asla unutulmaması gereken iki koşul bulunmaktadır:
Ahlak kültürü, insanın doğuştan sahip olduğu ya da sonradan kazandığı bir takım davranış şekilleri, huylar, tavırlardır. Ahlak kültürü zaman içinde kendiliğinden oluşur. Ahlak kültürü için toplumda yazılı ahlak kurallarının bulunması da zorunlu değildir.
Ahlak kuralları ise insanoğlunun bilinçli çabaları sonucu oluşturduğu kuralları ifade eder.
İşte “ahlaki düzen” için bu iki şart birlikte gereklidir.
Ahlak kültürü ve ahlak kuralları insanların ahlaka uygun olmayan (gayri ahlaki) davranışlarını sınırlandırır.
Sonuç olarak;
Ahlaki Yeniden Yapılanma ve Toplam Ahlak için olması gereken ahlakın önemini kavramak, bu yönde eğitime önem vermek ve bununla birlikte herkes tarafından kabul edilebilecek evrensel ahlak kuralları üzerinde anlaşmaktır
Aklın başlıca görevi “iyi” ve “kötü”yü; “doğru” ve “yanlış”ı ayırt etmektir.
Akıl ve vicdan sahibi olmak “ahlaki düzen” oluşturmak için gereklidir ancak yeterli değildir.
İnsanoğlunun “kötü” ya da “yanlış”ı başkasına zarar vererek yapmasını engellemenin tek yolu ahlak kurallarının doğru konulması anlatılması ve toplumca içselleştirilmesidir.