Hukukun evrensel ilkeleri var.
Ona göre;
Masumiyet Karinesi İlkesi çerçevesinde suçluluğu hükmen sabit oluncaya ve hüküm kesinleşinceye kadar kimse suçlu sayılamaz.
Davalar makul bir süre içerisinde, bağımsız ve tarafsız bir mahkemede, hakkaniyete uygun bir biçimde ve kamuya açık olarak görülmelidir.
Mahkemeler yasama ve yürütme erklerinden bağımsız olmalı. Emir ve talimat almamalıdır.
Ya bizde…
İmamoğlu iddianamesi hukuk fakültelerinde ve adalet meslek yüksekokullarında ders niteliğinde okunası derecede…
Orada her şey ortada…
Yargıya siyaset eli değmiş mi?
Masumiyet karinesi dikkate alınmış mı?
Mahkemeler yasama ve yürütmeden bağımsız mı?
İddianameyi yazanların ya eli çok ağır…
Ya da soruşturulacak malzeme sıkıntısı çekildiğinden ötürü, bulmak zaman aldığı için süreç yavaş ilerledi.
237 gün sonra nihayet,
Tam da Sosyal Demokrasi Derneği tarafından 2025 İnsan Hakları Onur Ödülü’nün Ekrem İmamoğlu’na verileceğinin açıklandığı gün 3 bin 900 sayfalık İBB’ye yönelik soruşturmaya ait iddianame mahkemeye sunuldu.
10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü kapsamında düzenlenen onur ödülünün verilme nedeni ise;
İmamoğlu’nun insan hakları, demokrasi ve hukukun üstünlüğü mücadelesinde gösterdiği kararlı duruş,
Halkın iradesine yönelik baskılara karşı sergilediği direniş ve
Sosyal demokrat değerlere bağlılığı olarak açıklanıyor.
Bu ne yaman çelişki…
Bir yanda haktan hukuktan demokrasiden bahseden ödül,
Diğer yanda hakları elden almaya yönelik 2 bin 430 yıla kadar hapis istemi…
Ödülün seçici kurulunda insan hakları alanında söz sahibi otoriteler var.
Cezaları öngören iddianameye dayanak oluşturan ifade sahipleri ise;
Meşe, Doğan, İlke, Çınar, Rüzgar, Maun, Gürgen, Mimoza, Köknar, Sekoya, Ladin, Zeytin, Martı, Kartal, Şahin adlarıyla kamufle edilen gizli tanıklar...
Akıl duruyor.
Hukuk uyuyor.
Şimşek çakıyor gök gürlüyor.
Sağanak halinde ceza yağmuru bulutları gökyüzünü kaplıyor.
Görünen o ki;
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın değişik zamanlarda kullandığı Ahtapotun Kolları gibi ifadesinin da tam dört kez yer aldığı iddianamede ilk hedef İmamoğlu…
Sondan bir önceki hedef Cumhuriyet Halk Partisi…
Asıl hedef ise malum…
Dikenler bir bir ayıklanarak nihai hedefe doğru adım adım yürünüyor…
Dün açıklanan iddianamede de gördüğümüz gibi
2014 yılında İmamoğlu’nun Beylikdüzü’ne belediye başkanı seçildiği günden itibaren
Attığı her adım,
Gerçekleştirdiği her faaliyet,
Gösterdiği her başarı radara takılmış.
Günü gelince de durumun tezahürüne uygun olarak aşama aşama ortaya dökülüyor.
Usul ve esas itibarıyla iddianame isnat edilen suçlar ve tavsiye niteliğindeki düşünceler çerçevesinde değerlendirildiğinde yoruma gerek bıraktırmayacak biçimde ne olup ne olmadığını gösteriyor.
Anladık biz onu…