SON DAKİKA
Hava Durumu

Yine yeni yeniden!

Yazının Giriş Tarihi: 02.06.2023 23:43
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.06.2023 23:43

Eğrisiyle doğrusuyla nihayet seçimler sonuçlandı ve kimilerince tahmin edilmeyen, kimilerince malumun ilanı gerçekleşti. Siyasi yazılar yazan pek çok yazardan "neden Sayın Kılıçdaroğlu bu seçimi kaybetti", "Sayın Erdoğan nasıl kazandı" analizlerini okudunuz, okumaya da devam ediyorsunuz. Bu yazılara bir tane de ben eklemek istemiyorum açıkçası.

Bir yıl sonra mahalli seçimler olsa da en önemli kısmı Cumhurbaşkanlığı seçimleriydi ve ne yazık ki bu bölümü büyük kayıplarla geçmek zorunda kaldık. Emeklilikte yaşa takılanlardan başlayın vergi aflarına, emeklilere verilecek bayram ikramiyelerinden devam edin son gün SMS'lerle bazı ilçelerin il yapılmasına kadar onlarca vaat verildi her iki taraftan. Seçim ekonomisi denilen kavramın ne olduğunu sonuna kadar gördük. Yeni nesil aslında çok alışkın değil bu durumlara ama iki binli yılların başına kadar tutulması halinde vatandaşa yarar sağlayacak ama ülke ekonomisini sonuna kadar hırpalayacak vaatler kolaylıkla verilir, bu vaatlerin önemli bir kısmı tutulmaz, tutulanların verdiği zarar da görmezden gelinirdi. Popülist uygulamalardan gördüğü zararı bu memleket başka hiçbir şeyden görmedi. Her mahallede milyoner vatandaşlarımızın olduğu günlere ne kadar hızlı dönüş yaptık öyle değil mi? Bunca zamanın ardından yeniden aynı günlere döndüysek yanlış giden bir şey olduğu kabul etmek gerekiyor.

28 Mayıs itibariyle 5 yıl benzer bir tablo yaşamayacağımızı varsayarak, hem muhalefetin hem de iktidarın silkinip kendine gelme vaktidir. Artık muhalefetin; her partisi ile nasıl olupta bunca sıkıntılı zamanlar yaşanırken, kazanamamanın zor olduğu bir seçimde zoru başarabildiğini, iktidarın ise ufak tefek düzenlemelerle büyümesi ve ekonomisi ivme kazanabilecek bir ülkeyi bu kadar sıkıntıya düşürebildiğini kendi kendine tartma vaktidir.

Seçim zamanı gündemde tutulan ve vatandaşlarımızın hassasiyet gösterdiği konuları alt alta yazdığınızda nelerin düzeltilmesi gerektiği zaten açıkça ortaya konuyor. Ekonomi başlığı altında enflasyon, kurdaki oynaklık, cari açık, girdi maliyetlerinin yüksekliği, tarım politikaları, hayvancılık, gibi onlarca alt kalem, yabancılar başlığı altında düzensiz göç, vatandaşlık verilme kriterleri, kayıt dışı yer değiştirme, Hatay sorunu, aşılama, sığınmacılara verilen yardımlar (ekonomi başlığında da yer bulmalı), geri dönüş politikası gibi onlarca alt kalem, eğitim, adalet, sağlık ve deprem sonrası yeniden imar süreçleri gibi ana başlıklarda ele alınması gereken diğer hususlar.

Sağlam bir ekiple altından kalkılmayacak işler değil. Daha önce çok daha kötü durumlardan çıkmış bu ülke; şimdi daha hızlı yapılanmak için gerekli altyapımız var, daha büyük ve güçlü bir sanayimiz var, teknolojik alt yapımız, insan kaynağımız yeniden ayağa kalkmak için ihtiyacımız olan bir çok şey var. Eksik olanlara odaklanmamız gerekiyor ve bu odaklanmanın en önemli unsuru liyakat olacak. İşi bilene verip, işin layıkıyla yapılmasını sağlayıp, uygun denetim mekanizmaları ile denetlememiz gerekiyor.

Uzun sözün kısası başaramayanların mazeretlerini dinlemek yerine tüm mazeretlere rağmen başarabileceklerle değiştirmek gerekiyor.

Sosyolojik olarak yaşanan kutuplaşmanın son bulması için iki tarafın da çaba sarf etmesinin ise diğer tüm hususlardan daha önemli olduğunu düşünüyorum. Bu bölünmüşlük Fenerbahçe Galatasaray kutuplaşmasına benzemez. Aynı milli duyguları paylaşmayan, birbirini diğeri veya düşman olarak gören toplumların, aynı amaca hizmet etmesi, birbirine destek olması ve hatta ayakta kalması beklenemez. Bir an önce yapıcı ve yumuşak bir dil kullanılmaya başlanmalı, toplumun tamamını kapsayıcı düşünceler ön plana çıkarılmalıdır. Ne bu partiye oy verenler vatan hainidir, ne diğerine oy verenler teröristtir ne de bizden olmayanlar dış mihrakların oyuncağıdır. Anayasanın ilk 4 maddesinin itirazsız kabul eden her bir birey itiraz ettiği, onay verdiği ya da önerdiği tüm düşüncelerini bu ülkenin daha iyi olmasını istediği için dile getirmektedir.

Öğrenen, düşünen, konuşan, eleştiren, daha iyisini isteyen ve refah içinde yaşayan bir toplum olmak hepimizin hayali. Bu hayalimizden asla vazgeçmemeli, bireysel faydayı toplumsal faydanın önüne koymamalı, gitmek değil kalmak ve daha iyisini yapmak düşüncesinde olmalı ve torunlarımıza bırakacağımız daha iyi bir vatan inşa etmek için çaba sarf etmeliyiz. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün de dediği gibi muhtaç olduğumuz kudret damarlarımızdaki asil kanda mevcut.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.