SON DAKİKA
Hava Durumu

Yaşam hakkı

Yazının Giriş Tarihi: 17.08.2020 10:13
Yazının Güncellenme Tarihi: 17.08.2020 10:13

Yaşama hakkı insanın sahip olduğu en önemli hak.

Barınma, giyinme, beslenme ve sağlık...

Evet hepsi önemli ama hayatta olamadıktan sonra bir anlamı var mı?

Gün geçmiyor ki sosyal medyada gündeme bir kadın ismi gelmesin... Gün geçmiyor ki bir kadın öldürülmesin.

Hemen tamamında kıskançlık, namus veya  başka bir erkek bahanesi.

Nasıl bir sebep bir insanın canını almaya makul gerekçe olabilir?

En kolay yapılan empati yöntemidir, çok da sevmem ama hepimizin annesi kardeşi kızı yok mu bir gün aynı durumla onların da karşılaşabileceğini düşünmek bir acı hissettirmiyor mu, gerçekten anlamak mümkün değil.

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu'nun (KCDP) hazırladığı rapora göre, Türkiye'de 2019 yılında 474 kadın öldürüldü. 2018 yılında da 440 kadın öldürülmüş ve failleri en yakınları çıkmış , 2019 Kadın, Barış ve Güvenlik Endeksi araştırmasına göre kadınlar için yaşam kalitesinin en yüksek olduğu ülke Norveç olurken, 167 ülkeden gelen verilerin baz alındığı araştırmada Türkiye 114. sırada kendisine yer buluyor.

Üçüncü dünya ülkesi konumundayız demek abartılı bir tarif olmaz. Her sene daha da artan cinayetler...

Özellikle kadın üzerinde uygulanan baskının gittikçe artması ama en önemli sebebin eğitimsizlik olduğu bir gerçek. Eğitimden kastım okulda okuma yazma öğrenmek değil ne yazık ki. Ailede alınan eğitim burada en önemli nokta. Ataerkil toplumlarda erkek çocuğa verilen kıymet ve bu kıymete dayandırılan hatalı yaklaşımlar erken dönem tetikleyici olarak önemli bir rol oynuyor.

Etrafında herkesin pervane olduğu, yaptığı yanlışların üstünün kapatıldığı ve pipisine verilen kıymetin başka hiçbir şeye verilmediğini gören çocukların kendisini "Zeus" gibi hissetmesi o tanrısal güce sahip olduğunu düşünmesi aslında garip değil.

Daha doğduğu günden itibaren görev ve sorumluluklarının farkında olan, insana, hayvana, doğaya, bitkiye, eşyaya yani yaşadığı dünyaya saygısı olan onu bozmaya değil, onarmaya, ayakta tutmaya, yaşatmaya çabası olan çocuklar yetiştirmemiz gerekiyor.

Yapsın çocuk elleme, kırsın önemli değil, çiçektir yenisini alırız yine dikeriz, bırak döksün israf etsin, bozsun, parçalasın, kendi tabağını kaldırmasın, aman iş yapmasın bana çok yaptırdılar da ne oldu...

Bu düşünce yapımızı değiştirmek zorundayız. Evet çocuklarımıza iyi bir dünya bırakmalıyız ama daha önemlisi dünyamızı iyi çocuklara emanet etmek zorundayız. Ailede doğru eğitimi almış ve okulda iyi yetiştirilmiş çocuklar yetiştirmek zorundayız.

Doğduğu günden itibaren doğru bir yaklaşımla yetiştiremediğimiz çocuklar vasıfsız, vicdansız, ahlaksız ve yakınlarına çevresine insanlığa doğaya saygısı olmayan üretemeyen, farkında olmayan kimseler olarak karşımıza çıkacaklar.

Evde karısını, hastanede kendisine hayat veren doktoru dövecek, sokakta herhangi birisini ve sonra bir cinayet haberi daha.

İsimlerini tek tek yazmanın bir anlamı yok, gidenleri yalnızca isimleri ile hatırlamanın faydası yok, bu acıyı herkesin derinden hissetmesi gerekiyor.

Pencereden aşağı atılan Duygu Delen değil aslında insanlığımız...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.