SON DAKİKA
Hava Durumu

Öneri yorum

Yazının Giriş Tarihi: 21.04.2021 10:46
Yazının Güncellenme Tarihi: 21.04.2021 10:46

Yolunda gitmeyen bir şeyler olduğu çok net ortada. Vaka sayılarında beklenen çok hızlı artış, vefat sayılarında artış, yatak doluluk oranlarındaki hızlı yükseliş, aşılama sayısının beklenen hızla artmaması salgınla mücadelede başarısız mı oluyoruz sorusunu sormamıza neden oluyor. Acaba tünelin sonunda gördüğümüz ışık üzerimize doğru hızla gelen bir trenin ışıkları mı?

Oysa kısıtlamaların kaldırıldığı zaman ortalık gayet sütlimandı. Ne oldu da bu kadar hızlı artış oldu? Bunda en önemli etken insanların kısıtlamalara karşı bezginliği ve hızla normalleşme ihtiyacını gidermeye çalışması oldu, kongrelerde verilen anormal normalleşme sinyalleri de insanları bu konuda yersiz cesaretlendirdi. Normalleşme denince maskesiz hayat aklına geliyor bazılarımızın ama yeni normal dememizin sebebi hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını anlatmak aslında.

Dedik ya, insanlar bir yıldan fazla süredir kısıtlı hayatın bunalımı yaşıyorlar. Bu bunalımın sebepleri arasında maske kullanımının getirdiği zorluk da var, sosyal insan kavramından uzaklaşmamıza neden olan izolasyonların çok uzaması da var, ekonomik problemlerin dağ gibi büyümesi ve insanların son bir yılda ciddi oranda satın alma gücünün düşmesi de var. Bu zorluklar içerisinden çıkmamıza vesile olacak en önemli araç aşı olmasına rağmen hem aşı tedarik sürecinde aksaklıklar yaşadık, hem insanlara aşı olmanın önemi anlatmakta başarılı olamadık ya da aşıların faydası ve zararsızlığı konusunda ikna edemedik, aşı yaptığımız insanları da özgürlüklerine kavuşturamadık. Aşı uygulamasının faydalarını insanların hayatına yansımasına fırsat tanımadık.

Düşünsenize 60 yaş üstünün tamamına aşı olma imkanı verdik ama bu aşılı grup hala en büyük risk grubu olarak tanımlanıyor ve kısıtlamalarda 18 yaş altı olanlarla birlikte en sıkı kapsamda değerlendiriliyorlar. Neden? Madem bu insanlar için bir şey değişmeyecekti neden aşı oldular? Sinovac aşısı için konuşalım; ikinci doz aşısından sonra 14 gün geçmiş olanlar neden biraz daha fazla özgürlüğe sahip olmasınlar. Bu virüsün özellikle kapalı ortamlarda, yetersiz havalandırması olan yerlerde hızla bulaştığını söylemiyor muyuz? İki doz aşısını olmuş ve üzerinden 14 gün geçmiş olanları neden açık havadan kısıtlıyoruz?

Ya da soruyu tersten soralım; madem 60 yaş üstünü ne olursa olsun kısıtlama dışı bırakmayacaktık o zaman neden aşılamaya bu gruptan başladık. Zaten evlerinde tek başlarına hayatlarını idame ettirmeye çalışıyor bu insanlar. Evlatları onların hayatlarını korumak adına gidip gelmiyor neredeyse, evlatlarını aşılasaydık o zaman hem yaşlılarına bulaştırmazlardı hem de çalışan üreten kesim oldukları için ekonomik etkileri azaltırdık. Öyle ya ticareti yapan da, üretimi yapan da gençler onları neden aşılamadık madem?

Öğretmenlerin aşılamasına köy öğretmenlerinden başladık güzel ama kısıtlamalarla birlikte köy öğretmenlerini evlerine gönderecektik madem neden aşıladık? 8 ve 12. sınıfların öğretmenleri okullarda ders anlatmaya devam ediyor ama aşısız. Evde online ders anlatan öğretmenler aşılı. Kime faydası oldu aşının?

Sağlık personelinin izin alması yasak, istifa etmesi yasak, esnek mesai yasak, uzaktan çalışma zaten olmaz, çocukların okula gitmesi yasak, gurbetteysen anne baban yanında değilse sağlıkçının çocuğuna kim bakacak? Canından bezdi bu insanlar, olur olmaz bahanelerle, ama bazıları da hak ediyor zırvalarıyla kendilerine saldıranlardan da bıktı. Hastanede hastalardan koronavirüs bulaşır diye korkmuyoruz da sağlıkçıya açık havada koronavirüs bulaşır diye mi korkuyoruz?

Açık havadan korkmaktan vazgeçelim diyorum. Bırakın insanlar açık havada dolaşsınlar. Hele ki aşı olanlar. Maske mesafe uygulaması için denetimleri artıralım ama açık havadan insanları mahrum etmeyelim. Hafta sonu AVM'ler kapansın, diğer işletmeler kapansın, restoranlar ve kafeler yalnızca paket servis hizmeti versinler, marketler yalnızca 2-3 saat sınırlı hizmet versinler, HES kodları ile çalışanların işyeri kodları eşleştirilsin ve kısıtlama saatlerinde toplu taşıma kullanabilecekler ile kullanamayacaklar HES kodu üzerinden belirlensin. Ticari taksiler, dolmuşlar, dolmuş taksiler HES kodlu kartla müşteri kabul ve ödeme almak zorunda olsun, okullar sertifikasyona tabi tutulsun gerekli koşulları yerine getiren okullarda yüz yüze eğitim devam etsin, hava durumuna bağlı olarak derslerin açık havada yapılması için gerekli ortam organize edilebilir. Kapanmak zorunda bıraktığın esnafı da işçisini de mağdur etmeden yapalım. Kısa çalışma ödeneğini kaldırmayalım, esnafa verilen desteği gerçekçi rakamlara çıkaralım.

İnsanlar açık havada sosyalleşebilirse birbirine gitme gelmeler azalır, yaşlıları hareketsizliğe bağlı ortaya çıkacak sağlık sorunlarından korumuş oluruz, güneş ışınlarından daha çok faydalanmalarını sağlarız akıl sağlığına da ciddi katkı sağlamış oluruz. Ben bir yıldır açık havada gezerken virüs bulaşan kimse duymadım. Sağlık Bakanının da söylediği gibi aile için bulaş had safhada. Neden? Çünkü kapalı ortamlarda maskesiz bir aradayız.

En önemli işimiz ise aşılamayı hızlandırmak olmalı. Aşı sırası geldiği halde aşı olmayanları aşı olmak için özendirmeliyiz. Bunun için de aşı olanların özgürlüklerini artırmamız gerekiyor. Aşının bize kattığı en önemli kazanç hastaneye yatış ve yoğun bakıma geçişi neredeyse sıfıra düşürüyor, ama enfekte olmaya ve enfeksiyonu dağıtmaya katkısı yüzde 50. Herkesi aşılarsak insanların enfekte olmasının bir ehemmiyeti kalmayacak. Aşılamayı hızlandırabilirsek koronavirüs çok kısa bir sürede mevsimsel gripten farksız hale gelebilir.

Lütfen çevrenizde aşı sırası gelip de aşı olmayanlar varsa uyarın. Aşının etkinliğinin kaç ay ya da yıl süreceğine dair elimizde bilimsel bir bilgi yok bu nedenle en kısa süre içerisinde aşılmanın tamamlanması çok önemli. Bu konuda öncelikli görev aşı temin edecek yetkililerde sonra ise vatandaşlarımızda.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.