Oda, Devlet ve Bahçeli

Türk Tabipleri Birliği (TTB) 6023 Sayılı Yasa ile kurulan ve ülkedeki tüm hekimlerin yüzde 88'inin üye olduğu kamu kurumu niteliğinde ve geliri yalnızca üyelerinden topladığı aidat olan bir kuruluştur. Kuruluş amacı ise;

- Türkiye halkının sağlığını korumak, geliştirmek ve herkesin kolay ulaşabileceği kaliteli ve uygun maliyetli sağlık hizmeti için çalışmak

- Meslek ahlakını en iyi şekilde korumak

- Tıp eğitiminin her alanında söz söylemek

- Hekimlik mesleğinin çıkarını her platformda dile getirmek

- Mesleğin, üyelerinin maddi, manevi haklarını korumak olarak belirlenmiştir. Tüm Tabip Odaları Türk Tabipleri Birliğine bağlı olarak faaliyet gösterirler.

Hekimler arasında bir anket çalışması yapsanız ve sorsanız Tabip Odalarının faaliyetlerinden memnun olanların sayısı son derece düşük çıkacaktır. Hekim gündeminin önemli maddelerinden birisidir odalar ve "aidat toplamaktan başka bir iş yapmıyorlar", "lüzumsuz yere siyasete bulaşıyorlar" şeklinde eleştiriler gelir. Özel sektörde çalışan, muayenehanesi olan hekimlerin üyeliği  zorunlu olmasa muhtemelen önemli bir kısmı üye olmayacaktır. Buna karşın yapılması gereken en önemli aksiyon seçim zamanı geldiğinde çalışmayanların yerine çalışmaya hevesli olanların kendi ekiplerini oluşturarak seçime katılması ve demokratik seçimlerle yönetimi devralmasıdır. En azından üst perdeden eleştiride bulunanların bunu yapmasını, kendi kendine memnuniyetsizlik duyanların da gidip alternatiflere oy vermesini beklersiniz.

Gelin görün ki; seçimlerde aday olanların sayısı da gidip oy kullananların sayısı da son derece düşüktür. Aynı kanat içerisinde yaşanan küçük değişiklikler ile yönetim değişimi gerçekleşir ve çalışmaya talip olanlar çalışmaya devam ederler. Bu demokratik sürecin işletilmesinde yaşanan sorunlar temelinde hekimlerin sorunudur. Çözümünü de hekimler bulacaktır. Oda hekimleri temsil eder. Pratisyen hekimi de, dahiliye uzmanını da, profesör hematoloğu da bu oda ve birlik temsil eder. Üyelerinin ihtiyaçlarına göre faaliyetlerini düzenler. Tüm hekimlerin en önemli vazifesi olan insan ve halk sağlığının korunması Tabip Odalarının da Türk Tabipler Birliğinin de önceliğidir. İnsan ve toplum sağlığını korumak birinci vazifesidir. Bunu yapmak için ise elindeki tek silahı olan üyelerinin bilgi ve deneyimleridir. Bu deneyimleri birleştirerek olayların değerlendirmesini yapmak, rapor haline getirmek, deklare etmek ve takipçisi olmak. Türk Tabipleri Birliği toplum sağlığını ilgilendiren, toplumsal duyarlılığın olduğu konularda konuya doğal müdahildir.

İktidar ortağı partinin lideri Sn. Bahçeli; TTB'nin kapatılmasını isteyen beyanatlarda bulunmuş. TTB'nin verdiği beyanatları beğenmemiş belli ki. Covid-19 salgınında yeni normalden bahsedilen ilk günden bu yana vaka sayılarındaki artışın ne kadar hızlı olduğunu herkes çevresinden, ailesinden zaten yakinen görüyor. Sağlık Bakanlığının yayınladığı sayılarda da artışlar var ama görülen ve algılanan sayıları yansıtmadığı düşüncesi sadece Türk Tabipleri Birliğinde değil toplumun tüm bireylerinde hakim. Evet ekonomi zarar görmesin bunu zaten kimse istemiyor ama süreci yönetebilmek için şeffaflığı da kaybetmemek gerekiyor. İnsanların aklına acaba sorusunu getirmemek gerekiyor.

Açıklanan rakamların sebepsiz yere formatının değişmesi, entübe hasta sayısı yerine tanımı belirsiz olan ağır hasta sayısının verilmeye başlanması, tüm bulguları gösteren ama PCR negatif olanların ölüm kayıtlarında Covid-19 olarak sayılmadığına dair şüphelerin dillendirilmesi, günlük PCR sayılarının içerisinde önemli bir bölümü yurt dışına çıkacak sağlıklı kişilerin yaptırmış olması ve bu testlerin sayılarının net olarak verilmemesi insanların bu soruları sormasına sebep oluyor. Yapılan anketlerde yayılımın hızının azaltılması için daha radikal tedbirler alınması gerektiği kanaati oluştuğu görülüyor.

Eğitim düzeyi bu toplumun en tepesinde yer alan bir grubu temsil eden TTB'nin asli görevini yapıyor olması tartışılmamalı. Pandemi ile mücadelede en önde yer alan hekimleri temsil eden bir kurumun ve kurum nezdinde hekimlerin daha fazla yıpratılmaması gerekir. Her beğenmediğimizi susturmak, bastırmak, kapatmak, bilgiye ulaşmasını engellemek, beyanat verenlere soruşturma açmak fayda değil zarar verir. Tam tersine bu dönemde TTB'yi sürece dahil etmek, verilere ulaşmasına yardımcı olmak, Bilim Kurulu ile eş güdümlü çalışmasını sağlamak, fikirlerine başvurmak hem süreçte kat edilen yolu arttırır, hem toplum desteğini arkanıza almanızı sağlar hem de uluslararası arenada şeffaflığınızı tescillemenize yardımcı olur.

Hepimiz aynı amaç için savaşıyoruz artık bunun farkına varmalıyız.