SON DAKİKA
Hava Durumu

Mutluyum, mutlusun, mutlu...

Yazının Giriş Tarihi: 11.02.2019 09:05
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.02.2019 09:05

Gözünüzü kapatıp açmanız ile birlikte başka bir sorun ile karşılıyoruz. Her an istim üstünde yaşıyoruz, sürekli tedirginiz.

Dolar çıkmış mı düşmüş mü, enflasyon kaç olmuş, işsizlik ne kadar yükselmiş, Trump tweet atmış mı, Münbiç'te ne olmuş, Fırat'ın doğusuna giriyor muyuz, benzine yine zam mı gelmiş, İş Bankası Hazineye mi devredilecekmiş, İstanbul'da bina mı çökmüş bir de yayın yasağı mı konulmuş, İzmir adayının babası darbe hakimi miymiş, FETÖ'cüler için yeniden operasyon yapılmış eski yeni onlarca asker gözaltında, Yunanistan darbecileri iade etmemiş, Akdeniz petrollerinde ne dolaplar dönüyor ne dolaplar, Venezuela Dvlet Başkanı Maduro devrilecek destek mi versek köstek mi olsak, seçimlerde koalisyonlar kimlere karşı kuruluyor, HDP CHP'den ehven mi görülüyor...

Bunlar ülkemizde son bir haftada yaşanan ve konuşulanlardan bir çırpıda aklıma gelenler. Bu gündemin hepsine birden ne siyasetçilerin, ne gazetecilerin, ne de vatandaşın ayak uydurması mümkün. Sıradan bir İsveçli ya da Norveçli'nin sadece bu bir haftada olanları algılaması, anlamlandırması ve yorumlaması sanırım bir ömür sürer.

Yetişkinler için durum böyle peki çocuklar için çok mu farklı? Ne yazık ki değil. Sosyal medya sayesinde asosyal bir nesil yetiştiriyoruz, eğitim ülkenin en büyük sorunu durumunda, eğitimlilerin yerine cahillerin ferasetine güvenilen bir dönemdeyiz.

Eğitimini yarım bırakan, uyuşturucu batağına saplanan, fuhuşa sürüklenen, milli ve ahlaki dugulardan mahrum kalan bir nesil geliyor ne yazık ki. Muhafazakâr bir nesil yetiştireceğiz iddialarına karşılık ateist ve deist oranının her geçen gün arttığı bir nesil.

Ülkemizde neredeyse her 10 kişiden birisi antidepresan ilaç kullanır durumda ve antidepresan ilaç kullanımı son 5 yılda yaklaşık yüzde 30 artarak 40 milyon kutuya ulaşmış durumda. Üstelik gelişmiş ülkelerde her yüzbin kişiye 12 psikiyatrist düşerken ülkemizde bu oran sadece 3,5. Dolayısıyla psikiyatri hekimleri de gelişmiş ülkelerdeki meslektaşlarından 4 kat fazla hasta bakıyor. Doğal olarak hekimler de sıkıntıda. Buna karşın uluslarası araştırma şirketlerinin yaptıkları araştırmalarda Türkiye, Afganistan, Tunus ve Yemen'in ardından mutsuzlukta 4. sırada yer alıyor.

Bu arada antidepresanlar işe yaramıyor olmalı ki, bilim insanları mikrobiyata transferi ile yani dışkıdaki mikropların nakledilmesi yöntemi ile daha olumlu sonuçlar alındığına dair yayınlar yapmaya başladılar.

İlkokuldan itibaren öğretilir ya Asya ile Avrupa arasında köprüdür Türkiye, doğu ile batı arasında, gelişmiş ile gelişmemiş arasında, kan ile karanfil arasında, terör ile demokrasi arasında, İran ile dünya arasında, Suriyeliler ile Avrupalılar arasında köprü görevi aslında geçiş hattının izlerinin üzerimize sinmesine neden olmuş. 

Aralıksız olarak büyüyen, gelişen ilerleyen bir Türkiye ne yazık ki hiç olmadı. Ortalama 8 yılda bir yaşanan küresel kriz hep en derinden hissedildi, her krizden çıkışımızda hep en büyük israflar yapıldı, hep bu sefer oldu galiba dediğimizde koltuklar dar geldi sahiplerine, sığamadılar ve hep daha fazla istediler hep daha fazla.

Bu mutsuzluğa, umutsuzluğa, çekişmelere, israfa dur demenin zamanı gelmedi mi?

               

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.