SON DAKİKA
Hava Durumu

Hayata birlikte tutunalım

Yazının Giriş Tarihi: 29.05.2022 08:34
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.05.2022 08:34

Pandeminin başladığı günden bu yana sağlık sisteminde yaşanan onca sorunun arasında kan tedarik sorunu arka planda kaldı ancak hastanelerde yaşanan sorunlar arasındaki önemi her geçen daha da arttı.

Daha önce hiç kan vermemiş olan vatandaşlarımıza bunun önemini yeterince anlatamadık ancak daha önceden düzenli olarak kan bağışında bulunanlar da enfeksiyona maruz kalma korkusu ile kan bağışı yapmaktan uzak durdular. Oysa hastaların kan ihtiyacında hiç azalma olmadı aksine pandeminin yavaşlaması ile birlikte elektif cerrahilerin yeniden yapılmaya başlanması kan ihtiyacını son dönemde daha da arttırdı.

Ameliyat olması gereken hastalar için stoklarda belli miktarlarda bulunması gereken kan sayısı tedarik süreçlerinde yaşanan aksamalar nedeniyle geriledi, hastaneler kritik stok seviyelerini aşağılara çekmek zorunda kaldılar. Kızılay yeterince bağış olmaması nedeniyle imha edilen kan oranını azaltmak için daha önce izin vermediği hastaneler arası kan ve kan ürünü değişimine kontrollü izin verdi. Ama ne yaparsanız yapın işin sonu kan bağışının arttırılmasına dayanıyor.

İşte bu amaçla Kızılay ile Doruk Hastaneleri olarak ortak bir çalışma yaptık ve hastane çalışanları ile hastalara yönelik olarak bir bağış kampanyası gerçekleştirdik. Çok sayıda bağış yapılması için desteğini esirgemeyen tüm ekip arkadaşlarıma ve bıkmadan yorulmadan fedakarca görevlerini yapmaya çalışan Kızılay ekibine çok teşekkür ediyorum. Kampanya öncesinde hem Kızılay hem de TÜRKÖK ekibi tarafından yapılan bilgilendirme toplantısında verilen çok değerli bilgilerden sizlere de bahsetmek istiyorum.

Bursa’da günlük kan ürünü ihtiyacı yaklaşık 500 ünite. Bu 500 ünite kan ürününü elde edebilmek için ise 100 hastadan tam kan bağışı yapılması ve uzmanlar tarafından alt ürünlerine ayrıştırılması gerekiyor. Yani aslında bağışçıdan alınan tam kan artık olduğu haliyle neredeyse hiç kullanılmıyor ve bu tam kan ayrıştırılarak eritrosit süspansiyonu, trombosit süspansiyonu, plazma gibi alt birimlerine ayrıştırılarak kime hangisinden ihtiyaç varsa o kan ürünü takviye ediliyor.

Nüfus artışı, beklenen yaşam süresinin uzaması, özellikle cerrahilerin daha fazla yapılabilir hale gelmesi gibi nedenlerle bu ihtiyaç azalmıyor aksine günden güne artıyor. Bu nedenle Kızılay ekiplerinin her geçen gün daha çok sayıda sağlıklı insana ulaşarak kan bağışını kabul etmesi gerekiyor. Kan vermeye engel durumlar tabi ki var ancak çok sınırlı durumlar. Dün ağrı kesici içtim , aman antidepresan kullandım, benim zaten kanım düşük gibi bahanelere sığınarak kan bağışlamaktan kaçınmamak gerekiyor, çünkü Kızılay ekipleri bu işi gerçekten çok profesyonel olarak yapıyor ve sakıncalı olabilecek tüm durumlar hakkında doktor eşliğinde sorgulama yaparak bağışçı olup olamayacağınıza karar veriyorlar. Sizler gönüllü olun bırakın bağış yapıp yapamayacağınıza Kızılay ekibi karar versin.

En az bu kadar önemli bir başka konu ise kök hücre bağışçısı olmak. 2015 yılında TÜRKÖK kuruluncaya kadar kök hücre nakli yapılarak tedavi edilmesi gereken hastalardan alınan numuneler yurtdışındaki kök hücre bankalarına gönderilerek eşleşme olup olmadığı sorgulanıyor ve yaklaşık 100 bin sorgudan ancak 1 tane hasta için uygun eşleşme sağlanarak ve kök hücrenin ülkemize getirilerek hastaya nakledilmesi sürecin yaklaşık 8 ay sürüyordu. 7 yılın sonunda gelinen noktada ise yaklaşık 900 bin kök hücre bağışçısından alınan numunelerden kurulu bir bankaya sahibiz.

Halkımızın genetik materyalleri arasında eşleşme oranı tamı tamına yüz binde 1100. İnanılmaz bir rakam gerçekten. Kök hücre bağışçısı olmak için ne yapmak gerekiyor derseniz sadece 3 tüp kan vermeniz yeterli. Alınan kanlar incelemeden geçirilerek sisteme kaydediliyor ve ihtiyaç sahibinden alınan numuneler ile sistem üzerinden eşleşme olup olmadığını belirlemek için kontrol ediliyor. Sisteme kayıtlı olan numuneler ise sistem için eşleşmeleri otomatik olarak görüyor ve bağışçı rolünden ihtiyaç sahibi rolüne dönerseniz otomatik olarak size hayat verecek kişiyi önünüze koyuyor.

Bağışçı olup kan verdikten sonra ne yapmanız lazım derseniz aslında hiçbir şey yapmanız gerekmiyor çünkü sistem üzerinde bir eşleşme gerçekleşinceye kadar beklemede kalıyorsunuz ama bir eşleşmede yer alacak kadar şanslı iseniz o zaman bir insanımızın hayata tutunmasına vesile olabiliyorsunuz. Kök hücre nakli için kök hücre toplama işlemi yine koldan vereceğiniz bir ünite kan ile yapılıyor. Bu süreçte yapacağınız tüm masraflar hem de işyerinden yaşanabilecek kayıplara kadar devlet tarafından karşılanıyor. Hem kan hem de kök bağışçısı olarak bir eşleşmeye denk gelmeyi ve böyle büyük hayra vesile olmayı gerçekten çok isterim.

Faydalar bitiyor mu, tabi ki bitmiyor. Kök hücre bağışçısı oldunuz, bir hasta ile eşleştiniz ve sizin verdiğiniz kök hücreler ile hasta iyileşti ve sağlığına kavuştu. 2 yıl sonra siz hasta oldunuz işte size kök hücre verecek insan da hazır oluyor. Sizden kök hücre alan kişi de sizin bağışçınız olabiliyor. Kendine sigorta yaptırmak gibi aslında.

Allah kimseye dermansız dert vermesin ama hem hastalara şifa kaynağı olmayı hem de başımıza geldiğinde şifamıza vesile olacak insanların da karşımıza çıkmasını nasip etsin.

Kan ve kök hücre bağışçısı olmak sadece vatandaşlık görevi değil aynı zamanda insanlık görevimiz. En yakınımızın ama bir ameliyatta ama lösemi tanısı konulduğunda ihtiyacı olacak kanı ve kök hücreyi şimdiden tedarik etmek için Kızılay ekiplerine destek olalım, hayata birlikte tutunalım. 
 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.