SON DAKİKA
Hava Durumu

Azıcık aşım!

Yazının Giriş Tarihi: 02.02.2021 14:29
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.02.2021 14:29

Covid-19 enfeksiyonunda nihayet aşılama süreçleri başladı. Aşı olup olmama konusunda çok kişinin aklında soru işareti olmasına karşın aşı tercihi konusunda ben de yetkililerin doğru tercihi yaptığını düşünüyorum.

Bilinen klasik yöntemle üretilen aşı için; bugüne kadar yapılan diğer zayıflatılmış aşılarda yaşanan yan etkiler haricinde bir yan etki görülmeyeceği kanaatindeyim. Cümleme buradan başlamak istedim çünkü çok sayıda kişiden bu konuda sorular geliyor. Aşı olalım mı, olmayalım mı? Covid-19 enfeksiyonu yayılımına hız kesmeden devam ederken, re-enfeksiyon yani hastalığı geçirenlerin yeniden hasta olabildiği ortaya konulmuşken, Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığı tarafından belirtilen kontrendike durumlar haricinde aşı imkanından faydalanmamak kabul edilemez. Aşı her ne kadar yüzde yüz koruyucu olmasa da, ağır hastalık geçirme ihtimalinin azaltılması bile çok çok önemli.

Daha önceki yazılarımda da Covid-19 enfeksiyonundan uzun dönemli en olumsuz etkilenmenin eğitim gören yavrularımız üzerinde olacağından bahsetmiştim. 15 Şubat - 1 Mart periyodunda peyderpey yüz yüze eğitimin başlayacağı dün Cumhurbaşkanı tarafından açıklandı. Bu sabah itibariyle de Milli Eğitim Bakanı tarafından sürecin detayları hakkında bilgi verildi.

Öğretmenlerimizin aşılama önceliklerinin değiştirilmesini olumlu bir adım olarak görüyorum. Eğitim gören çocukların korunması kadar eğitimcilerin de korunması önem arz ediyor. Aşı için iki doz uygulama yapılıyor ve esas koruyuculuğun ilk dozdan 45 gün sonra ikinci dozdan 15 gün sonra tam olarak sağlanmış olacağı Bilim Kurulu tarafından açıklandı. Bu koşullarda bugün itibariyle bütün öğretmenlerimizi bir günde aşılamış olsak bile en erken 17 Mart tarihinde öğretmenlerimizin bağışıklığının gelişmiş olmasını sağlayabiliriz.  Dolayısıyla bu kararın alınmasında biraz geç kalındığını söylemek yanlış olmaz. Okulda görev yapanların sadece öğretmenler olmadığı, idari süreçleri yürüten çok sayıda çalışanın olduğunu da unutmamak gerekir. Bu yüzden okulda görev yapan tüm çalışanların bu kapsamda aşılanması sağlanmalıdır. Maske ve sosyal mesafenin korunması anlamında tedbirler ise en üst düzeyde sürdürülmelidir. Okulların fiziki şartlarının değiştirilmesi, daha fazla derslik oluşturulması vb önerilerimiz dikkate alınmamış olsa da mevcut şartlarda alınabilecek tüm tedbirler alınmalı ve mutlak suretle bu tedbirlerin uyulup uyulmadığı denetlenmelidir.

Aşılamanın yapılmasının hasta olunmayacağı anlamına gelmediğini söylemiştik. Okulların açılması sonrasında gelişecek vakalarda kararların artık tümden değil bölgesel hatta okul bazında alınması gerektiği kanaatindeyim. Yüz yüze eğitime daha fazla ara verilmesi geleceğimiz olan çocukların bilgi ve donanımlarından daha fazla kayıp anlamına gelecektir. Enfeksiyon hızının arttığı illerde, vaka sayılarını arttığı okul bazında, hatta sınıf bazında mümkün olan en küçük çevrede hızlı izolasyon tedbirleri alınması halinde diğerlerinin yüz yüze eğitime devam etmesi sağlanabilir. Kurtarabildiğimiz kadar çok çocuğumuzu kurtarmalı, bilgiye ulaşmalarını ve eğitilmelerini sağlamalıyız. Sayın Bakanın verdiği bilgiye göre köylerde enfeksiyon görülme oranı düşükse köy okulları açık kalmalı ve eğitime devam etmeli.

Çocuk yaş grubunda enfekte olanların çok büyük bölümünde semptom görülmediği ve hastalığı belirtisiz atlattığı bilinmesine karşın taşıyıcı olmaları nedeniyle özellikle evde yaşlısı olanlar adına ciddi risk oluşturuyorlar. 75 yaş ve üzerinin neredeyse aşılamalarının tamamlanmış olması ve 65 yaş üstünün aşılamalarının da tamamlanacak olması eğitimin sürdürülebilirliğine de ciddi katkı sağlayacaktır.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.