SON DAKİKA
Hava Durumu

Türk'üz, türkü çağırırız!

Yazının Giriş Tarihi: 09.03.2022 09:25
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.03.2022 02:41

Büyük ozan Âşık Veysel "Türk'üz, türkü çağırırız" derken tevriye sanatının hakkını verir.

Veysel'in dizelerinde olduğu gibi biz Türkler, "Bayramlarda düğünlerde, Toplantıda yığınlarda, Sıkılınca dar günlerde, Türk'üz, türkü çağırırız..." ya da "Hesaba gelmez yaşımız, Nerde olsa savaşırız, Türk'üz Türk'ü çağırırız"...

Birbirimize arkamızı yaslayıp arkadaşım dediğimiz, sırt sırta verip gücümüze güç kattığımız Türklerdir hep çağırdıklarımız.

İçimizden taşan sevincimizi de, içimizi ezen kederimizi, yakan acımızı da şarkılarla, türkülerle, oyunlarla, danslarla dışa vurur, bazen güle oynaya bazen de yana yakıla şarkılar türküler çağırırız.

"Türk'e Türk'ten başka yoktur dost millet!" diye haykırırken yamacımıza Türk'ü çağırır, el uzatan Türk'ün elini tutarız. Bir olur, birlik oluruz.

Peki ya hiç savaşmaz mıyız? 

Aşk olsun, hiç savaşmaz mıyız!

Türk tarihi Türklerin birbirleriyle yaptığı savaşlarla dolu. 

İnternete bir göz attığımda karşıma şöyle bir bilgi çıkıverdi mesela.

"Türk Devletlerinin birbirleriyle yaptığı on büyük meydan savaşı"

1- Ankara Savaşı 1402, Osmanlı Devleti-Timur İmparatorluğu

2- Dandanakan Savaşı 1040, Büyük Selçuklu Devleti-Gazne 

3- Bolçu Savaşı 698, Türkeşler/Türgişler- 2. Göktürk İmparatorluğu 

4- Çaldıran Savaşı 1514, Osmanlı İmparatorluğu-Safeviler 

5- Otlukbeli Savaşı 1473, Osmanlı İmparatorluğu-Akkayonlular 

6- Belh Savaşı 1370, Gazneliler-Karahanlılar 

7- Yassı Çemen Savaşı 1230, Türkiye Selçuklu Devleti-Harezmşahlar  

8- Kargan savaşı 717, 2. Göktürk İmparatorluğu-Uygurlar 

9- Ridaniye 1516-Mercidabık 1517, Osmanlı İmparatorluğu-Memlükler 

10- Avar-Göktürk Savaşı 552

Her ne kadar bugünlerde çok yakınlarımızda yaşanıyorsa da, biz savaşları bir kenara bırakıp, barışa ve dostluğa gelelim. Şarkılar türküler söyleyelim.

2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti Bursa

TÜRKSOY Kültür Bakanları Daimî Konseyi 38. Dönem Toplantısında alınan kararla, Bursa'nın "2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti" seçildiğini duymuşsunuzdur. 

Tabii bunu duyan sadece siz değilsiniz. 

Bursa Nilüfer Kadın Korosu Derneği Koro Şefi Dr. Aysel Gürel de duymuş ve bir CEO olarak (ben kendisine öyle derim) halkın kendisine verdiği "Kültür Elçisi" unvanı ile harekete geçmiş. Türk ezgilerinden oluşan bir çalışma başlatarak, elinde verilerle Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Alinur Aktaş'ın karşısında çıkmış. Aktaş karşısına gelen projenin lafta değil de ete kemiğe bürünmüş bir halde olduğunu görünce "olur"u vermiş.

Böylece, Bursa Büyükşehir Belediyesi ve Bursa Kent Konseyi işbirliği ile 2022 Türk Dünyası Kültür Başkenti Bursa etkinlikleri kapsamında verilecek olan konserin başlama düdüğü çalınmış.

Duyarlılığı yüksek, iyilik peşinde koşan, elini taşın altına koyan, önce kendilerine sonra da çevrelerine fayda sağlayan Bursa Nilüfer Kadın Korosu da hemen kolları sıvamış. 

Beş Türk ülkesine ait, (yerel dilde olanlar) ezberlenmesi zor şarkılar, öğrenmesi zor danslar, arayıp bulması zor aksesuarlar, bin bir detaylı otantik kostümler onları yıldırmamış.

Şarkıları da ezberlemişler, dansları da öğrenmişler. Kumaş desteği alsalar da kostümlerin de, aksesuarların da hepsi tek tek koro üyelerinin kendi araştırmalarının, kendi emeklerinin eseri olarak ortaya çıkmış.

Ve sonuç;

Bayram günü çocuklarına bayramlık kıyafet yetiştirmek için sabahlara kadar uykusuz kalan anneler gibi, konser gününe kadar geçen uykusuz geceler, koşturmalar, çalışmalar semeresini verip de 6 Mart günü konser son derece başarılı gerçekleşince, bayram sabahına bayramlığı yetişmiş bir çocuğun yüzündeki bayram sevinci gibi bir sevinçle doldu onların da yüzleri.

2005'te kurulan ve sayısı 175 kişiye ulaşan dev koronun üyelerinden 100 kadın o gece, Bursa Merinos Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi'nde, Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan, Özbekistan ve Türkmenistan ezgilerinden oluşan bir repertuvar ile izleyicisiyle buluştu. 

Sanki günlerce deliler gibi koreografi çalışan, harıl harıl dikiş diken, kumaş boncuk peşinde koşan, dilin zor döndüğü şarkılar ezberlemek için ter döken onlar değilmiş gibi son derece sakin bir şekilde sahneye çıktılar, kostümlerini sanki hep o kostümler üzerlerindeymiş gibi taşıdılar, danslarını sanki yıllardır hep bu ezgilerde dans ediyorlarmış gibi ettiler, yerel dildeki bazı şarkıları sanki anadillerindeki bir şarkıymış gibi söylediler.

"Ey güzel Kırım" şarkısında Kırım Türklerinin acısı yüreğimize çöktü.

"Ben bu yerde yaş almadım, yaşlılığıma doyamadım, vetanıma hasret kaldım, ey gözel Kırım!"

6 Ekim 1924 tarihinde trenle Kars'a gelen Mustafa Kemal Atatürk'ü Kars Tren Garı’nda bu dizeler ile karşıladık.

"Hoş gelişler ola Mustafa Kemal Paşa!"

Yıldırım Gürses seslendi çok uzaklardan:

"Türküm, ne mutlu bana!" 

Gururlandık...

Tek bölüm halinde gerçekleşen konser halka açıktı ve konser salonu balkonlara kadar dolmuştu. Koroya Bursa Büyükşehir Belediyesi Orkestrası'nın usta müzisyenleri eşlik etti. 

Aysel Gürel'in şarkı aralarındaki sohbeti, eşi Kenan Gürel ile yaptığı düet, rengarenk kıyafetler ve sahneyi bir anda ateşe veren dans grubu seyirciyi, özellikle de Kadın Korosu'nu ilk kez izleyen seyirciyi, epey coşturdu. Yılların izleyicisini ise yine şaşırttı, ya da aslında şaşırtmadı, yine kendine hayran bıraktı.

17 Yaşında Gencecik Bir Koro

2005 yılının Mart ayında 20 kişilik bir kadroyla yola çıkıp, ilk konserini 9 Eylül 2005 tarihinde veren Türkiye'nin ilk ve tek kadın korosunun 161. konseriydi bu geceki konser. Onlar sadece yurt içinde değil, yurt dışında da defalarca konserler vermiş, Kırım'da çocuk parkı yapmış, Bulgaristan Mestanlı'da devlet hastanesi yapımına katkı sağlamış, hatta İtalyanlara kına bile yakmışlardı.

Bilmeyenler için söyleyelim; çalışmalarını gönüllülük esasıyla gerçekleştiren Bursa Nilüfer Kadın Korosu, konserlerini sivil toplum kuruluşları ve dernekler yararına verir. Kendisi de dernekleşen ve Bursa Nilüfer Kadın Korosu Derneği olan koro, yardıma muhtaç diyarlara çeşitli malzemeler ile, eğitim desteğine muhtaç çocuklara burs ile ulaşır. Fırsat eşitsizliğinin yaraladığı, köprülerin yıkıldığı yörelere giderek ve "Gönül Köprüleri Kurulsun, Çocuklar Mutlu Olsun" diyerek Doğu-Batı kardeşliğine ve hoşgörüye bir tuğla da onlar koyar.

Maddi yardımların yanı sıra, huzurevlerinde ya da cezaevlerinde verdikleri konserler ile dertli gönüllere moral sağlar.

Gördüğünüz üzere, on yedi senelik bu koro anlatmakla bitmiyor.

Çünkü koro kendini sürekli yeniliyor, değişiyor, gelişiyor ve sürdürülebilirliğin kitabını yazıyor.

Tam zamanı

Böyle güzel bir kıvama gelmiş koro hem Bursa'nın hem de Türkiye'nin dünyaya açılan güler yüzü iken Bursa tarafından doğru değerlendirilmeli ve bu güler yüz her yana yansıtılmalı.

İnsanlar da kurumlar da kendilerini en iyi sanat ile anlatabildiklerine göre, tanıtım ve iletişim için sanattan öte yol yok. 

Ortada 17 senelik bir tecrübe var, istek var, arzu var, emek var;

Ortada kendini tanıtmak için çabalayan bir Bursa var,

Ortada kültür alış verişi yapılabilecek bir çok ülke ve birçok şehir var.

Ortada 2022 Kültür Başkenti olmak var.

Kısacası, ortada pek çok malzeme var.

Bir türkü de ben çağırayım o zaman: 

"Ne duruyorsun, helva yapsana, helva yapsana..."

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.