SON DAKİKA
Hava Durumu

İşimiz zor!

Yazının Giriş Tarihi: 28.07.2021 12:35
Yazının Güncellenme Tarihi: 28.07.2021 12:35

*A Milli Kadın Voleybol Takımımız 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'ndaki ilk maçında olimpiyatların güçlü takımı ve son olimpiyat şampiyonu Çin'i 3-0 yenerek tarihi bir galibiyetle başlangıç yaptı.

* A Milli Kadın Voleybol Takımı'nın başarısının ardından bir sosyal medya paylaşımında bulunan İhsan Şenocak, "İslamın kızı! Sen oyun alanlarının değil, imanın, iffetin, ahlakın, hayanın, edebin sultanısın. Sen "burnunu göstermekten utanan" anaların evladısın. Ekranlara ve sakallı ağabeylerinin popüler kültürün kurbanlarına "sultan" demesine aldanmayasın! Umudumuz da, duamız da sensin" ifadelerini kullandı.

* A Milli Kadın Voleybol Takımımız Tokyo 2020 Olimpiyat Oyunları'nda ilk mağlubiyeti aldı: Türkiye 1 -- İtalya 3
* 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'nın dördüncü gününde yelken branşında Alican Kaynar erkekler finn sınıfında ilk gün yarışlarını zirvede tamamladı.
* 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'nın 4. gününde milli yüzücü Defne Taçyıldız, 200 metre kelebekte yarı finale yükseldi.
* 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'nda Milli okçumuz Yasemin Ecem Anagöz, Kanadalı Stephanie Barret'i yenerek son 16 turuna kaldı.
* Kadınlar boksunda tarihimizdeki ilk olimpiyat galibiyetini Busenaz Sürmeneli aldı. Polonyalı rakibi Karolina Koszewska'yı 5-0 yenen milli boksörümüz çeyrek finale adını yazdırdı.
* 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'nda 57 kiloda mücadele eden milli tekvandocu Hatice Kübra İlgün bronz madalya kazandı.
* 2020 Tokyo Olimpiyat Oyunları'nda 68 kiloda mücadele eden milli tekvandocu Hakan Reçber, Bosna Hersekli Nedzad Husic'i yenerek bronz madalya kazandı.
* Gaziantep'te, hurda deposunda henüz belirlenemeyen nedenle yangın çıktı. Zaman zaman patlama seslerinin duyulduğu ve çevredeki evleri tehdit eden yangına ekiplerin müdahalesi sürüyor.
* Almanya'da kimya tesislerinin bulunduğu sanayi bölgesinde patlama: 1 ölü, 4 kayıp.
* Konya'nın Akören ilçesindeki Ahmediye Mahallesi'nde sulama ve taşkın önleme amacıyla 1960 yılında yaptırılan May Barajı'ndaki sular, bu yıl Konya Ovasını etkisi altına alan meteorolojik kuraklık nedeniyle çekildi. Sudaki oksijen miktarının azalmasıyla da barajdaki binlerce sazan türü balık öldü. Ölü balıklar, barajın kıyılarındaki suda tabaka oluşturdu.
* Malatya Akçadağ'daki bir tavuk çiftliğinde ani elektrik kesintisi nedeniyle havalandırma sistemi durdu, sıcaklık nedeniyle 35 bin tavuk öldü.
* Yeraltı sularının kontrolsüz kaçak kullanımı ve su kanallarının bentler ile kesilmesi sonucu flamingo cenneti olarak bilinen Tuz Gölü, adeta flamingo mezarlığına dönüştü.
* Ankara'da 74 yaşındaki kanser hastası Hamiyet Yıldırım'ı kravatla boğarak öldüren Mehmet Yıldırım, karısını öldürdükten sonra başına silah dayayarak intihar etti. 70 yaşındaki adam eşi ile yan yana defnedildi.
* Beyoğlu'nda iki grup arasında çıkan silahlı kavgada 3 kişi öldü, bir kişi yaralandı.
* Türkiye-İran sınırından yasa dışı bir şekilde geçerek Türkiye'ye giriş yapan Afgan göçmenlerin durumu, son haftalarda kamuoyunda yoğun bir şekilde tartışılıyor.
* Alanya'da 'Allah'u Ekber' diyerek denize giren Suriyeliler sosyal medyada gündem oldu.
* Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, Suriye'deki savaştan kaçarak Türkiye'ye mülteci olarak gelen göçmenlerin su faturası ve katı atık vergisi ücretlerine 10 kat zam yapacağını söyledi. Sığınmacılarla ilgili aldığı kararların arkasında olduğunu tekrar söyleyen Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan, kendisini eleştirenlere "Birer tane göçmeni evinize alıp baksanıza" dedi.
* Avusturya Başbakanı Sebastian Kurz, Afgan göçmenlerin Avusturya, Almanya ve İsveç gibi ülkeler yerine Türkiye'ye gitmesi gerektiğini söyledi. Almanya'nın en çok okunan gazetelerinden biri olan Bild'e konuşan Kurz, "Afganlar suç oranlarını artırıyorlar ve homofobikler. Bunları ülkemize ithal etmek istemiyoruz. Eğer insanlar kaçmak zorundalarsa, herkesin Avusturya, Almanya ya da İsveç'e gelmesindense, Türkiye gibi komşu ülkeleri ya da Afganistan'ın güvenli bölgelerini kesinlikle daha doğru yer olarak görüyorum." dedi.
* AK Parti Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın partisine hitaben yaptığı bayramlaşma konuşmasının bazı bölümlerinde oldukça zorlandı. Bir ara içi geçti ve anlık uyukladı.
* İBB Teftiş Kurulu, AK Parti döneminde AK Partili milletvekili Ravza Kavakçı'nın ABD'de doktora yapması için İBB şirketi Metro İstanbul A.Ş.'den 155 bin dolar (1.3 milyon lira) ve 59 bin lira ödeme yapıldığını tespit etti.
* Kurban Bayramı tatilinin süresince yurdun farklı noktalarında meydana gelen trafik kazalarında 46 kişi hayatını kaybetti, 341 kişi yaralandı.
* Fransa'da yeni tip Koronavirüs (Kovid-19) aşısının bazı mesleklere zorunlu hale getirilmesine ve Kovid-19 sağlık kartı uygulamasına karşı çıkan binlerce kişi protesto için meydanları doldurdu. Başta başkent Paris olmak üzere ülkenin 174 noktasında düzenlenen protestolara, resmi makamlara göre en az 164 bin kişi katıldı.
* TURYİD Yönetim Kurulu Başkanı Kaya Demirer, 1 Eylül'den itibaren restoran, kafe, spor salonu, sinema, konser ve düğün salonu gibi yerlerde bulunacaklara 2 doz aşı zorunluluğu getirilmesi çağrısında bulundu.
* Uzmanlar, Koronavirüs'le mücadelede son dönemde Türkiye'de de görülen delta varyantına karşı başarı için çift doz aşılamanın şart olduğunu belirtti. Uzmanlar, 4. dalganın "Aşısızların Pandemisi" olacağı görüşünde.
* 26 Temmuz 2021 tarihli korona tablosuna göre, Türkiye'de son 24 saatte 224 bin 198 Kovid-19 testi yapıldı, 16 bin 809 kişinin testi pozitif çıktı, 63 kişi hayatını kaybetti.
* Rize ve Artvin'deki sel felaketinde, Rize'de, 47 bina yıkıldı, 100'e yakın konut ağır hasar aldı, 125 bina boşaltıldı, 40'a yakın işyeri ve 100'e yakın da araç zarar gördü.
* Sel felaketi sonrası Rize'ye giden Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşma yaptığı otobüsün üzerinden vatandaşlara çay dağıttı/fırlattı.
* Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansının yeni filmi "İstanbul", içerdiği görüntüler ile sosyal medyada "şaşkınlık" yarattı.

Bozuk Denge
Yazıma böyle bir "seçki" ile başlamak istedim bugün.
Son birkaç gün içindeki olaylardan derlediğim başlıklar ile nasıl bir karmaşa içinde yaşadığımızı, dengelerin nasıl alt üst olduğunu gözler önüne sermek istedim.
Tam sevineceğiz kursağımızda kalıyor, tam güleceğiz bir el ağzımızı kapatıyor, tam alkışlayacağız bir el ellerimizi bastırıyor.
Şair Hasan Hüseyin Korkmazgil'in "Yaprak döker bir yanımız, bir yanımız bahar bahçe" dediği gibiyiz.
Lakin yapraklarımız her geçen gün daha fazla dökülürken, dört bir yanı saran ayrık otu yüzünden, bahar kokulu bahçelerimiz kuruyor, çiçeklerimiz açmaz oluyor, açanlar da dalında soluyor.
Bahçemiz tarumar.
Gelen eşiyor, giden eşiyor.
Anlaşılan o ki, karanlık ellerin değmediği bir karış toprak kalmayacak memlekette.

Ateşte yanan gül
Sadece ülkemiz değil, dünya da bu gidişattan nasibini alıyor.
Dünyanın ucunda açan bir gülün kokusu nasıl ki efil efil esen bir yel ile burnumuza geliyorsa, yanan ateşin harı da öyle alev alev geliyor.
Gözle görünmez bir virüs Çin'den çıkıp ışık hızıyla tüm dünyaya yayılabiliyor.
Uzak bir ülkedeki savaştan kaçan çaresiz insanlar, gelip senin yıllarca emek vererek kurduğun düzenin içine yılan misali çörekleniveriyor.
Gelenler geldikleriyle kalmıyor, bir yandan çöreklendikleri yerden zehir saçıyor, bir yandan da kaçarak geldikleri sistemi ya sıkarak boğmaya çalışıyor ya da yutarak sindirmeye.
Kendine benzetmek istiyorduysa niye benzerleriyle kalmadı da kaçtı ya da niye kaçtığı yere uyum sağlamadı diye sorgulamaktan yoruluyor insan.
Savaştan kaçamayanlara mı üzülsün, kaçanlara mı üzülsün, yoksa kendi haline mi üzülsün bilemiyor.
Aklı ile vicdanı arasında çarpışırken, acıdıkları tarafından acınacak duruma düşürülüyor.
Kendi menfaatleri için kendinden zayıf ülkeleri oyun bahçesine çevirenler, kendilerinden uzak ülkeleri birbirine düşürenler, ateşe attıkları ülkelerden kaçanlar sebebiyle birbiri içine giren milletler ve bunların sonucunda yükselen milliyetçilik bana Birinci Dünya Savaşı öncesi zamanları hatırlatıyor.

Tüm savaşları bitirecek bir savaş olarak başlayıp siperlere sıkışan, sonrasında da İkinci Dünya Savaşı'nı doğuran o korkunç savaş gibi bir savaş daha yaşanır mı bilmem.

Malum;
Kimse ekmeğini bölüşmek istemiyor.
Kimse soyunu karıştırmak istemiyor.
Kimse yerinden edilmek istemiyor.
Kimse toprağından sürülmek istemiyor.
Ve maalesef ki kimse elindeki ile yetinmiyor.
Hep daha fazlasını, hep daha fazlasını ararken bu kez de elindekinden oluyor...

Sonuna kadar aydınlık, medeniyet, hak, hukuk, adalet, iyilik, hoşgörü ve sevgi eşliğinde direnmeye devam diyerek bitirelim yazımızı.
Bu zor zamanları enseyi karartmadan, hayale kapılmadan, gerçeklerden kaçmadan, akıl ve mantıktan uzaklaşmadan, tedbiri elden bırakmadan ve kışkırtmalara kanmadan atlatırız ancak.
İşimiz zor.
O zaman,
Hepimize kolay gelsin...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.