SON DAKİKA
Hava Durumu

Feneri dostluk ile söndürmek

Yazının Giriş Tarihi: 10.03.2022 16:06
Yazının Güncellenme Tarihi: 11.03.2022 04:45

8 Mart Dünya Kadınlar Günü'ne herkes kendi dilince katkı sağlamak, dikkat çekmek istiyor. Ressam resmiyle, yazar yazısıyla, müzisyen müziğiyle gösteriyor desteğini. Çalıştaylar, seminerler, sempozyumlar, konserler art arda geliyor.

Bursa Dostluk-Gezek Derneği de gezek gecelerinden birini Dünya Kadınlar Günü'ne özel düzenledi. Amaçları, Kadınlar Günü'nde Türk Müziğine gönül vermiş, emek vermiş kadınları anmaktı. 7 Mart akşamı BAOB küçük salonda gerçekleşen geceye Bursa'daki koroların koro şefleri başta olmak üzere benimle birlikte pek çok konuk davet edilmişti.

Bursa'da gezek kültürü olduğunu bilirdim ama daha önce evlerde yapılan bir gezeğe hiç katılmamıştım. 2017 yılında, yine Dünya Kadınlar Günü'nde Bursa Nilüfer Kadın Korosu tarafından verilen konserin teması Gezek idi. Ve ben ilk gezek deneyimimi o gece yaşamıştım. Ki gezek grupları aslında sadece erkek üyelerden oluşuyordu.

Büyük şehir koşullarında gezek için evlerde toplanmak zor olsa da, Bursa Dostluk-Gezek Derneği bu ufak ayrıntıyı Nilüfer Karaman Dernekler Yerleşkesi'ndeki salonlar ile çözmüş. Eğer bu geceki gibi özel bir program olacaksa, BAOB salonunda buluşuyorlar.

Her gezeğin, sanki gerçekten evde yapılıyormuşçasına, bir ev sahibi var.

Bursa Dostluk-Gezek Derneği'nin Kadınlar Günü'ne özel düzenlediği bu gecenin ev sahibi de Elif Neslihan Hanoğlu idi.

Fuaye alanına yiyecek içecek standı kurulmuş, masalar donatılmıştı.

Salona girip yerime oturduğumda sunucu kürsüsünün önünde flamaların asılı olduğu sehpada yanan bir fener gözüme ilişti. Hemen grup üyelerinden İhsan Bölük'ü yakalayarak sordum, "Fener nedir?" dedim. "Gezek toplantıları, her hafta bir üyenin evinde yapılırdı. Toplantının yapılacağı evin kapısına renkli bir fener asılırdı. Fener asma, gezek üyelerinin toplanılacak evi kolayca bulmalarını sağlama amacına yöneliktir ve o evde gezek yapıldığını gösteren eski dönemlerden kalma bir alışkanlıktır." dedi.

Gördüğümüz üzere, Bursa Dostluk-Gezek Derneği 600 küsur yıldır yanan feneri söndürmemek için feneri her salı akşamı yakmaya devam ediyor.

İzleyici koltuklarına çevrilmiş mikrofonları görünce, dernek üyelerinden Samiye Berkmen'e "Biz de mi söyleyeceğiz?" dedim. "Evet," dedi, "adet böyle". Diğer konserler gibi sahnede koristler olmayacaktı. Herkes oturduğu yerden katılacaktı.

İşte en güzeli de buydu. Birlik olmak, kaynaşmak, hep birlikte söylemekti.

Gezek, dernek üyelerinden Sebahat Mutlu'nun sunumlarıyla başladı, Bursa Dostluk-Gezek Musiki Derneği Başkanı Ömer Lapacı'nın hoş geldiniz konuşması ile devam etti. Lapacı, Gezek Kültürü'nün UNESCO İnsanlığın Somut Olmayan Kültürel Mirası Temsilî Listesi'nde Geleneksel Sohbet Toplantıları adı altında Ulusal Envanterde kayıt altına alındığının altını çizdi.

Bursa Dostluk-Gezek Musiki Derneği Başkanı Ömer Lapacı

Konuklara, "Bizler niçin gezekçiyiz biliyor musunuz?" diye sordu. Sorduğu sorunun cevabını kendisi verdi.

Dostluk için mi? Hayır'

Kültürümüze sahip çıkmak için mi? Hayır!

Türk Sanat Müziği dinlemek ve icra etmek için mi? Hayır!

İnsanlara hizmet etmek için mi? Hayır!

Ülkemize sahip çıkmak için mi? Hayır!

Geziler yapmak için mi? Hayır!

Evet, bunların hepsine tek tek, Hayır!

Bizler, bütün bunların hepsinin bir arada olduğuna inandığımız için gezekçi olduk. Bunların hepsini birlikte yaşadığımız için de gezeğimize sahip çıkıyoruz. 

Medyada Gezek

Gazete Duvar'dan Pelin Akdemir'in Bursa Dostluk-Gezek Musiki Derneği Başkanı Ömer Lapacı ve üyelerle yaptığı özel haberde Lapacı, “Biz bir kültür grubuyuz. Bursa’ya has, 650 senelik bir kültürü inşa ediyoruz, rast, hicaz, nihavend gibi her hafta değişik fasıllar icra ediyoruz. Gezekler'de sınırlı sayıda katılımcı oluyor. Gezek'te spor, siyaset gibi tartışma konuları konuşulmaz. Arkadaşlıklar onun için devam eder. Biri siyasi parti överse derhal çıkartılır. Gezeklerin uzun süre devam etmesinin tek gayesi arkadaşlık, samimiyettir. Gezek gecelerinde içki ve sigara içilmez. Yalan söylenmez. Gezek'e üye olmak isteyen kişinin Gezek üyelerinden bir üye tarafından önerilmesi gerekiyor. Altı ay süresince aday üye olarak toplantılara katıldıktan sonra katılımının uygun olduğu düşünülen kişi, yelek giydirme merasimiyle asil üye olarak topluluğa kabul ediliyor.” demiş. 

Dernek üyelerinin bir örnek giydikleri koyu mavi yeleklerinin anlamı, mavinin doğada gökyüzünün ve okyanusların rengi olması imiş ve Türk Sanat Müziğine olan sevdalarının, tabiata olan saygılarının, ufuklarının genişliğinin göstergesi olarak seçilmiş.

Kravat ve yeleklerin sol göğüs cebindeki mendilin yeşil olmasının sebebi de; güven, huzur, umut, uyum, denge, yenilik simgesi ve Yeşil Bursa demekmiş.

İçlerine giydikleri beyaz gömlekler ise saflığı, temiz ruhu, bağımsızlığı, tarafsızlığı, eşitliği, birliği, güvenilirliği, karanlıktan arınmayı temsil ediyormuş.  

Gezek üyeleri sosyal medya sayfalarına "Burada yalnızca Türk Sanat Müziği icra edilir, tanıtılır." yazmışlar. Müziğin dışında bir şeyin konuşulmadığı gezeğin sloganı "Saz başlar, söz susar!" imiş. 

O gece, Bursa Dostluk Gezek Derneği'nin hazırladığı, gezekler, korolar, şefler ve sazendelerin tanıtıldığı ‘Bursa’da Musiki Kültürü’ kitabı da okuyucu ile buluştu.
(Kitap, Bursa’da Özhan Marketler’de satışa sunulmuş.)

"Söz sussun, saz başlasın"

Şimdi artık söz sustu, sazlar çalmaya, hanendeler söylemeye başladı. 

İlk eser Gezek şarkısı:

“Dostlar yine beraberiz, gezek akşamındayız. Meşk-i sefa ederiz, gezek akşamındayız. Ne dert kalır ne de hüzün, gezek akşamındayız.”

Ardından Türk Sanat Müziği'nin klasikleşmiş eserleri geldi. Gezek üyeleri ve konuklar hep birlikte söylediler şarkılarını. Konuklar arasında Bursa'nın koro şefleri, "Yarına Şans Ver Kulübü üyeleri" ve özel konuklar vardı. 

İlk bölümün ardından ikinci bölüm İhsan Bölük'ün yönetiminde, dernek üyelerinden Mustafa Güleç'in eşi Hatice Güleç'e ait yağlıboya bir tablonun açık artırması ile başladı.

Büyük çekişme sonrası tablo, gecenin ev sahipliğini yapan Hanoğlu ailesine, bağış bedeli de Güç-Kat Derneği'ne gitti…

İkinci bölümde solistler birer birer soloya çıktılar.

Elif Hanoğlu'nun "Akşam Oldu Hüzünlendim Ben Yine" eserini seslendirişinin ardından Sebahat Bulut, Zeynep Madenci'nin "Ben Kadınım" şiirini seslendirdi.

Ardından Ercan Paslıoğlu, gecenin konuk solistlerinden Kültür Bakanlığı Klasik Türk Müziği Korosu'ndan Özlem Azılıoğlu, Esra İnhanlı, Samiye Berkmen, Saadet Yazıcı, Mustafa Palabıyık, Bahattin Başaran, gecenin sürpriz konuklarından Nihan Uslu, Fatma Aydın, İzzet Sancar ve son olarak da yine gecenin konuk solistlerinden Kültür Bakanlığı Klasik Türk Müziği Korosu'ndan Arzu Temel mikrofon başına geldiler. Kadınlar Günü dolayısıyla kadın solistlerin seçtiği eserler kadın bestekârların eserleri, erkek solistlerin seçtiği eserler de kadın temalıydı.

Sazendelerin arasında bulunan keman ve kemençe sanatçıları, Bursa Büyükşehir Belediyesi Orkestra Şube Müdürlüğü Türk Sanat Müziği Bölümü sazendeleri Serap Aksan ve Esra Gürkan da bu geceye özel olarak katılmışlardı.

Bursa Dostluk Gezeği gecesi, söz ve müziği Mediha Şen Sancakoğlu'na ait olan Türk Kadını Marşı ile nihayetlendi.

Ben de yazımı bütün kadınların sahneye gelerek söyledikleri o marşın sözleri ile nihayetlendirmek isterim.

TÜRK KADINI MARŞI

Atatürk'ün sayesinde,

Özgürlüğün adımıyım.

Türk anası payesinde,

Aydın bir Türk kadınıyım.

İster yetmiş olsun yaşım,

İlerici ve çağdaşım,

Yoksa haram olur aşım,

Aydın bir Türk kadınıyım.

Mukaddestir mücadelem,

Yurt ağlarken nasıl gülem?

Son bulsun ıstırap, elem,

Aydın bir Türk kadınıyım.

Allah'ımın izni ile,

Hayatımı versem bile,

Cahil diye düşmem dile,

Aydın bir Türk kadınıyım.

Şükür ben de Müslüman'ım,

Tanrı’ya tamdır imanım.

Türkiye’me kurban canım,

Aydın bir Türk kadınıyım.

Meş'aleyiz sönemeyiz,

Başka rejim denemeyiz,

Hilafete dönemeyiz,

Aydın bir Türk kadınıyım..

Sizi bilmem ama biz o gece feneri dostluk ve müzik ile söndürdük.

Dilerim herkes kendi gününü bitirirken kendi fenerini huzur ve mutlulukla söndürür...

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.