SON DAKİKA
Hava Durumu

Hepimiz eşkiyayız anasını satayım!

Yazının Giriş Tarihi: 02.06.2011 11:32
Yazının Güncellenme Tarihi: 02.06.2011 11:32

Yaygın ve yerel medya ne kadarına yer verecek bilmiyorum. Daha doğrusu ne kadarına yer verdiğini hep beraber izliyoruz.

Başbakan mağdur olma haline ne kadar alıştı böyle. Hopa'ya bir miting için gidiyor. Hopa'da yaşanan "karmaşa" sonucunda emekli bir eğitim emekçisi yaşamını yitiriyor. Metin Hoca öldürülüyor. Bir kaç saat sonra Başbakan düzenlediği başka bir mitingte "mağdur edebiyatına" başlıyor. "Hopa'ya eşkiyalar inmiş, bizim haberimiz yok" diyebiliyor.  İnsaf yahu. Vicdan yahu. Birazcık bile olsa saygı yahu. Alıştı ya "mağdur" kolaycılığına, alıştı ya her tür yaşanan dramı seçim propagandası haline getirmeye, aynı alışkanlığı devam ediyor.

 Farkında mısınız, artık karşımızda Hopa'daki olaylarda ölen emekli öğretmen için, "bir tanesi de kalp krizi geçirerek ölmüş, kimliğini bilmiyorum, üzerinde durma gereğini duymuyorum" diyen bir Başbakan var. Bu yöntemlerle seçimi kazanırsa, aynı Başbakan bu ülkeyi yönetmeye devam edecek.

Yaygın ve yerel medyanın çok önemli bir bölümü yaşanan olayları ilk gün bize nasıl aktardı? AKP masum bir şekilde Hopa'ya miting yapmaya gidiyor. Hopa'da bir grup AKP konvoyuna taşlı saldırı düzenliyor. Hatta bu taşlı saldırıda bir koruma memuru bulunduğu seçim otobüsünden düşüyor ve ağır yaralanıyor. AKP'nin demokratik bir hakkı engelleniyor.  Eşkiyalar rol çalışıyor. AKP mağdur oluyor.

Bir sonraki gün CNN'de Cüneyt Özdemir ve NTV'de Can Dündar Hopa tanıklarını biz izleyicilerle buluşturuyor. Dinliyoruz onları. Anlıyoruz ki ortada mağduriyet falan yok, ciddi bir "iktidar terörü" var.

CNN'de genç yaşta yitirdiğimiz Kazım Koyuncu'nun kardeşi Niyazi Koyuncu bize yaşananları anlatıyor. Hopa halkının anlattıklarını, yaşadıklarını bize  anlatıyor. Biz dinliyoruz. Anlıyoruz durumu.

Hopa halkı, Başbakan Erdoğan'ın seçim mitingi yapmak üzere gittiği ilçelerinde, miting meydanının karşısındaki bir meydan da toplanıyor. Son derece demokratik bir hakkını kullanıyor yani. Birikmiş tepkilerini  dile getiriyorlar. En büyük tepkileri bölgede kurulacak HES'lerin yaratacağı çevre tahribatı.

Birilerinin ne kadar seçim mitingi yapma hakkı var ise aynı hakkı tepkilerini dile getirmek için Hopa halkıda kullanıyor. Diyorlar ki "emek düşmanı, doğa düşmanı AKP Hopa'dan defol".

Hopa halkı derelerini şirketlere satan, çay üreticisinin emeğine, ekmeğine el koyan AKP'yi "Su haktır satılamaz, çayda fındıkta sömürüye son, AKP Hopa'dan defol" diyerek protesto ediyor. Nasıl protesto ediyor. Tulum-kemençe çalarak horon teperek.

Başka bir alanda yapılan bu demokratik tepkiye karşı AKP ne yapıyor? AKP'nin emrindeki polis tazyikli su, gaz bombaları ve coplarla halka saldırmaya başlıyor. Çok yoğun gaz bombası atılması sonucunda gazdan etkilenen emekli öğretmen Metin Lokumcu kalp krizi geçirerek hayatını kaybediyor.

Metin öğretmen yaşamını yitirmişken, Erdoğan dışarıdan getirdiği seçim izleyicilerine "seçim yalanlarını" söylemeye devam ediyor. AKP'nin  ileri demokrasisi Hopa'da da gerçekleşiyor. Durum bu işte.

Nedir yani yapılan bu zorbalık? Çay ve fındık üreticisini yaşamını sürdüremez hale getiren AKP iktidarı, hidroelektrik santral projeleriyle Karadeniz derelerini bir bir şirketlere satmakta, doğayı talan etmekte. Bu normal oluyor da. Buna tepki göstermek neden eşkiyalık olsun ki. Hopa halkı AKP'yi direnişle/horon teperek karşılayamaz mı yani? Karşılar.

Koca Başbakan'ın bu tepkileri bile bile küçücük bir ilçeye dışardan getirdiği iki bin polisle gitmesi doğal oluyorda, çayını- suyunu kaybetmiş bir ilçe halkının horon çekmesi niçin eşkiyalık oluyor? Memleketin her köşesinde toplum Başbakan'ın karşısında hazırola geçmek zorunda mıdır yani?

Ayağa kalkmayan komutanın tutuklatılması gibi suyuna sahip çıkan halkın dövülmesi, biber gazı sıkılması, öldürülmesi hak mıdır yani? İleri demokrasi bu mudur yani? Anlaşılan budur.

Oysa bu tepkiler meşrudur ve bu direniş yerden göğe kadar haklıdır! Tıpkı "şifreli sınavlara" karşı liselilerin,tıpkı "parasız eğitim" talebiyle üniversite gençliğinin,tıpkı "sağlığın piyasalaşmasına" karşı hekimlerin ve sağlık çalışanlarının,tıpkı alanları dolduran mühendislerin gösterdiği tepkiler gibi haklıdır.

Yaygın ve yerel medyanın büyük bölümünün bizlere izlettiğinin aksine AKP yaşananların baş sorumlusudur! Metin Lokumcu'nun katilidir! Ne acıdır ki partiler kendilerini devlet sanınca halka düşmanlık başlıyor. Yabancılaşıyor, bütün değerlerinden uzaklaşıyor, sığlaşıyor ve sıradanlaşıyor. Artık AKP bunu çok yapıyor.

Seçimlerin kazanılması her şeyin önüne geçiyor. Sonra bildik ezber devam ediyor ve Başbakan Hopa'da yaşananlarla ilgili CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nu "ahlaksız, edepsiz ve alçak" olmakla itham ederek Hopa'da yaşananları kapatmaya çalışıyor.

Anladım ki her tür iktidar çok tehlikeli. Ancak iktidarda kalabilmek için "her yol mübah" anlayışı da bir o kadar tehlikeli.

Artık bilmiyorum kim ahlaksız, edepsiz ve alçak. Bilen varsa bana da anlatsın.

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.