Alayınıza kolay gelsin!

Daha kentli, laiklik hassasiyeti, ulusal hassasiyeti yüksek, modern görünümlü az bir kısmı da CHP'ye katıldı. Bir dönem Baykal, sonrasında bir süre Kılıçdaroğlu bu merkez sağdan oy alabilmek için bu siyaset aktörlerine rol tanımladı.

Çoğu zaman hüsranla bitti ancak bu geçişgenlikler yaşandı hep. Sonuçta CHP bir kitle partisi ve farklı renkleri barındırma ve birarada yürüme becerisi göstermeye çalıştı bu dönemlerde. Merkez sağdan gelenlerin CHP içinde "devletçi-ulusalcı-tekçi-tepedenci" ekiplerle buluşması bazen yüksek siyaset diline de yansıdı.

Ne de olsa merkez sağın siyaset kodlarında "milliyetçilik ve mezhepçilik" sarmalı ciddi bir hacim tutmaktaydı. Bu cenahta Kürtlere, Alevilere, Emekçilere mesafeli duruş hep hissedildi.

Bu insanlar partide "oy veren" düzeyinde kaldığı sürece de ciddi gerilimler yaşanmadı. Sadece "seçen" değil "seçilen" oldukları durumlarda "partiyi ele geçiriyorlar" çığlıkları ya da dedikoduları da hep duyuldu.

Şimdi ülkemiz kan gölü. Tayyip Erdoğan, Hakan Fidan senaryolarını devreye aldı. 

CHP içindeki bu "sağ ve sığ" cenaha göre bunun tek sorumlusu HDP. En büyük günahkârlar ise barajı geçmesi için HDP'ye oy veren CHP seçmeni. Devlet Bahçeli'nin meşhur "şerefsiz seçmen" söyleminden sonra şimdi bu arkadaşlar başladı.

Her gün canımızı yakan ölümleri MHP ve uydusundaki kuruluşlarla "terörü telin" gösterilerine çevirme telaşındalar. Bir tür içlerine MHP kaçma hali yani. Bu arkadaşlara "Barış mümkün" derseniz, tüyleri ürperiyor. "Barış söylemi=terör söylemi" muamelesi görüyorsunuz.

Çok haklısınız aslında!

Her şey HDP'nin barajı aşarak AKP'nin tek başına iktidar olamaması ile başladı. Oysa HDP barajı geçmese her şey çok güzel olacaktı.

"O" başkan olacak, Suruç katliamı olmayacak, ülke şiddet ortamına dönerek milliyetçi oylar devşirilmeye çalışılmayacak, huzur olacak ve insanlarımız ölmeyecekti.

Önümüzdeki seçimde hep beraber ne yapıp-edip HDP'yi baraj altına indirip AKP'yi tek başına iktidar yaparak "O"nu başkan yaparak terörü bitiririz. Hadi biraz gayret!

Zor değil elimizde yaşamını yitirmiş gencecik askerlerimizin-polislerimizin-gençlerimizin cenazeleri var. Önemli bir olanak sunuyor hepimize bu ölümler. Yeni bir eser yaratır ve mutlu oluruz hep beraber. Çok haklısınız "sağcılık ve sığcılık" da bu politikaları gerektirir zaten.

Barış, eşitlik, kardeşlik, emek bizim neyimize! En kolayı "şehit edebiyatı", yürürüz gideriz oradan.

Nasılsa ölenler bizim çocuklarımız değil. Emekçilerin, garibanların, yoksulların çocukları. Bizim siyaset bahçemizde tuzumuz kuru. Bize de şehitler edebiyatı üzerinden kini ve toplumsal ayrışmayı körüklemek gibi basit bir görev kalır ki, yaparsak mutlu oluruz!

Haklısınız yani. Ne diyelim. Sizin eski partilerde bu işler zaten böyle oluyordu değil mi? Kolaydı yani. 

Toplumsal barış için uğraşmak ise çok zor gerçekten. Bugünlerde biz çok zorlanıyoruz ve sizi iyi anlıyoruz.

Kolayına kaçtığınız için kolay gelsin demeyeceğim. Devam edin bakalım!

@bulentaslanhan