SON DAKİKA
Hava Durumu

Altın günü mü bu gün?

Yazının Giriş Tarihi: 08.03.2016 00:30
Yazının Güncellenme Tarihi: 08.03.2016 00:30

Birçok rol, biçim, görev, sorumluluklarla paylarına düşen gölgeleri kadar var olurlar. Her şey olmuşlardır da bir "kendi"leri olmaya fırsat bulamamışlardır.

Ellerinde tespih, eli silahlı, başı külahlı bir takım "jüri" nin kararları sonucunda "çiçek" oldukları gerçeğiyle de ne yapacaklarını bilememişlerdir. Başka şeye dönüşe dönüşe, ne olmaları gerektiğini de unutup gitmişlerdir. Böyle romantik, popüler bir günde anımsandıklarında da, bir güne sığdırılamayacak kayıplarıyla da giderek iyice yalnızlaşmışlardır.

Türkiye' de 1921 Mart'tan bu yana kadınların gelişmediği düşünülen sosyal bilinçlerinin geliştirilmesi, ev dışı başarılarının kutsanması gibi amaçlarla 8 Mart "Emekçi Kadınlar Günü" olarak kutlanmaya başlanmış.

Yine yüce gönüllü erkeklerin bir lütfu olarak, eşeğimizi kaybedip sonradan bulduğumuza sevinelim mi üzülelim mi bilemediğimiz bir gün velhasıl kelam.

1857'de ABD'de bir tekstil fabrikasında 129 kadın işçinin yanan cesetleri üzerinde kurulu bir gün.

O günden bu yana ne değişti? Fabrikada yanmıyorsa sokakta bıçaklanıyor, evde dayak yiyor, iş yerinde tacize uğruyor, her yerde tecavüze maruz kalıyor. Daha ne olsun?

"1" günde mola verir mi erkekler?

Kadınların çocuklukları uzun sürer. Hiç yaşayamadıkları için. Yarım kalan pek çok şeyin tamamlanmayı beklediği gibi. O hesabı kapatmak için çocuğuna anne, sofraya yemek, eşine anne olur. Bir kendi olamaz. Farkındadır bu gerçeğin. Ama fark etmek, yapmaya dönüşmüyorsa neye yarar? Kaderci döngü devam eder gider. Yüzün kabahati aynaya yüklenir mi o vakit? Bedel ödenecekse özgür bir ruh için ödenmelidir. Yoksa kadınların öldürülme nedenleri ortadan kaldırılmadıkça bu anımsatma günleri altın günlerinin boşluğuna dönüşüyor.

23 Nisan törenlerinde sembolik olarak devletin zirvesindeki koltuklara oturan çocuklara benzemekten kurtulunamaz yoksa. Dikey bir sıralama yerine beceri, zekâ, algı eşitliğine dayalı bir yatay çizgi kabul edilebilir ancak.

Yine de her şeye rağmen, kadınları sevebilen erkekler var. Kimler mi onlar?

Şairler ve kadınlar...

"Bir bozuk saattir yüreğim hep sende durur/Ne var ki ıslanır gider coşkunluğum durmadan/Durmadan/Dağ biraz daha benden deniz her zaman senden/Hiçbir dileğimiz yok şimdilik tarihten coğrafyadan." Turgut Uyar

"Gelelim sonuncuya./ona bağlandığım kadar/hiçbirine bağlanmadım./sade kadın değil, insan./ne kibarlık budalası,/ne malda, mülkte gözü var./eşit olsak, der,/hür olsak, der./insanları sevmesini de bilir,/yaşamayı sevdiği kadar." Orhan Veli

"Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,/Yitirmiş öpücükleri,/Payı yok, apansız inen akşamlardan,/Bir kadeh, bir cıgara, dalıp gidene,/Seni anlatabilsem seni.../Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır/Üşüyorum, kapama gözlerini..." Ahmed Arif

"Sana gitme demeyeceğim./üşüyorsun, ceketimi al./günün en güzel saatleri bunlar./yanımda kal." Özdemir Asaf

"Görücü usulü bir aşk istiyorum, görünce göresim gelsin, görmeyince ölesim..." İlhan Berk

"Sana büyük bir sır söyleyeceğim. Zaman sensin/Zaman kadındır. İster ki/Hep okşansın diz çökülsün hep/Dökülmesi gereken bir giysi gibi ayaklarına/Bir taranmış/Bir upuzun saç gibi zaman/Soluğun buğulandırıp sildiği ayna gibi/Zaman sensin uyuyan sen şafakta ben uykusuz seni beklerken/Sensin gırtlağıma dalan bir bıçak gibi/Ah bu söyleyemediğim işkencesi hiç geçmeyen zamanın." Aragon

"Ben Güzin'i düşünürken/Güzin'in de düşündükleri vardı/İnce inceydi parmakları/Minnacık bir yüzü vardı." Salah Birsel

"Bir kadın göğsü başlarsa konuşmaya, /En güzel deniz olur; /En sakin demiyorum /Başın döner dalgasından /Nereye gittiğini unutup /İntihar etmek istersin /Baktıkça bu muhteşem denize." Ümit Yaşar Oğuzcan

"İlk göz göze geldiğimiz günkü elbiseni çıkar sandıktan,/ giyin, kuşan,/ benze bahar ağaçlarına.../Hapisten/ mektubun içinde yolladığım karanfili tak saçlarına,/ kaldır, öpülesi çizgilerle kırışık beyaz, geniş alnını,/ böyle bir günde yılgın ve kederli değil,/Ne münasebet,/ böyle bir günde bir isyan bayrağı gibi güzel olmalı/ Nazım Hikmet'in kadını.../" Nazım Hikmet

"Bütün oğullar anneyi bir şiire terk eder! /O kadın beni terk ederse şair olurum /oğul olduğum kadın sakın beni terk etme, /şiirdir söylenir, yazdır biter, kadındır gider /Bütün kadınlar şiiri bir kadına terk eder!" Haydar Ergülen
 

Yükleniyor..
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.