SON DAKİKA
Hava Durumu

JMO Düzce Depremini hatırlattı

Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi (JMO) 1999'da Türkiye'nin yaşadığı ikinci büyük felaket olan Düzce Depremi'nin 13'üncü yılında kentsel dönüşüm yapılırken zemin etüdlerinin de iyi değerlendirilmesi gerektiğine dikkat çekti.

Haber Giriş Tarihi: 12.11.2012 15:01
Haber Güncellenme Tarihi: 12.11.2012 15:01
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
JMO Düzce Depremini hatırlattı

12 Kasım 1999'da yaşanan Düzce Depremi'nde 782 kişinin öldüğünü ve 2 bin 678 kişinin yaralandığını hatırlatan JMO Güney Marmara Şube Başkanı Engin Er, Türkiye'nin depremsellik açısından dünyanın önemli tektonik kuşaklarından birinde bulunduğuna bir kez daha dikkat çekti. Bursa'nın da Türkiye'nin en aktif deprem kuşağı içerisinde yer aldığına vurgu yapan Er, "Bursa, Dağ Bölgesi olarak adlandırılan ilçelerimizin bir kısmı hariç tamamı birinci derecede deprem bölgesinde bulunmaktadır. Yer hareketlerinin tektonik yapısı tamamen çözülmüştür. Bursa özelinde yerleşim yerlerinden veya yerleşim yerlerinin yakınından geçen fay hatlarının çokluğunu ve aktivitelerini çeşitli zamanlarda kamuoyuna açıkladık. Bursa'da Dağ Bölgesi hariç içinden veya kenarından aktif fay hattı geçmeyen ilçe bulunmamaktadır" dedi.

Engin Er, son yapılan çalışmalarla Bursa ve Türkiye ölçeğinde yeni fay hatları bulunduğunu veya bilinen eski fay hatlarının uzunluklarının değiştiğini açıklayarak, bunun da önceden yapılan deprem büyüklük tahminlerinin revize edilmesi anlamına geldiğini söyledi.

"DİKKATLİ OLUNMASI GEREKİYOR..."

Bursa sınırları içerisindeki zeminlerin gevşek, tutturulmamış, kalınlığı yüzlerce metre olan, depremin şiddetini arttıran alüvyon zeminler olduğunu anımsatan Er, bu unsurlar düşünüldüğünde daha dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulundu.

"DEPREM GERÇEĞİ YOK SAYILIYOR..."

Bütün bunlara rağmen Bursa'da bulunan mevcut planda deprem gerçeğinin göz ardı edildiğinin altını çizen JMO Başkanı Er, "Halen uygulamada bulunan bu plan 1999 depreminden önce yapıldığından bunun alt ölçekte olan planlarında da deprem gerçeği göz önüne alınmamıştır. Bu şu demektir; 1999'dan sonra yapılan yapılaşmalarda planlama açısından deprem hala yok sayılmaktadır. Şu anda devam eden ve 2040 yılını hedefleyen 1/100.000'lik olarak hazırlanan planlarda deprem olgusu planlara yansıtılmaya çalışılmaktadır" şeklinde konuştu.

KENTSEL DÖNÜŞÜM KONUSU...

17 Ağustos Marmara ve 12 Kasım Düzce depremlerinden sonra yapılan çalışmaların bir süre sonra unutulduğunu belirten Er şöyle devam etti:

"Konut alımında ve yapımında duyarsızlıklar başlamıştır. Son olarak 23 Ekim 2011 tarihindeki Van Depremi tekrar deprem gerçeğini ülkemiz gündemine taşımıştır. Bu depremden sonra 'Kentsel Dönüşüm' diye bilinen Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Yasası Meclis'te kabul edildi ve yürürlüğe girdi. Buradan da açıkça görüldüğü gibi kentsel dönüşümün sebebi afetlerdir. Bursa'daki yapılaşmanın yüzde 65'inin kaçak yapılardan oluşmaktadır. Yani mühendislik hizmeti verilmeyen, tektonik fay tarlası olarak görülen yerlerde, sıvılaşma alanlarında gerekli önlemler alınmadan ortaya çıkan yapılaşmalar yerine, jeolojik alt temelli, jeolojik-jeoteknik çalışmalarla kentsel dönüşümün yapılması gerekliğini ortadadır. Burada yapılacak en büyük yanlışlardan birisi kentin küçük alanlarda kentsel dönüşüme tabi tutulmasıdır. Bugün hala ilimiz sınırları içinden geçen fay hatlarının yerlerini belirten çalışmalar tamamlanmadan, zeminlerin özellikleri tamamen bilinmeden yapılacak kentsel dönüşümler, sonrasında yeniden kentsel dönüşüme ihtiyaç duyulan alanlar olacaktır. Bu da ülke kaynaklarının boşa harcanması, aynı zamanda deprem açısında güvensiz yeni yapılaşmaların olması demektir. İlçe ilçe yapılacak değerlendirilmelerden ziyade il bazında bir bütünlük halinde olaya yaklaşmak gerekmektedir."

YEREL YÖNETİMLERE ELEŞTİRİ...

Konuşmasında yerel yönetimlere de eleştirilerde bulunan Engin Er, "Maalesef ilimizde estetiğe görünüme verilen önem kadar deprem gerçeğine önem vermeyen veya bu gerçeği anlayamayan, jeolojik ve jeoteknik çalışmaları birer yük olarak gören çok sayıda yerel idare bulunmaktadır. Bu yerel idareleri bıkmadan usanmadan yerlerinde ziyaret ederek gerek bizzat belediye başkanlarıyla bazen de belediye yetkilileriyle görüşerek sorunu anlatmaya çalışıyoruz" dedi.

BURSA'DAKİ RİSKLİ İLÇELER...

Yenişehir, İnegöl, Gürsu, Kestel, İznik, Orhangazi, Mudanya, Osmangazi, Nilüfer, Mustafakemalpaşa, Karacabey'in gerek bulundukları yerlerin tektonik yapısı gerekse yerleşim yerlerindeki zemin özellikleri bakımından hassas ilçeler olduğu uyarısında bulunan JMO Başkanı Er, "Çevre ve Şehircilik Bakanlığı zemin çalışmalarının idarece onaylanmasını ön görerek belediyeleri bu konuda sorumlu tutmaktadır. Bütün sorumluları gereğini yapmaya davet ediyoruz. Yoksa olacak bir depremde sadece kanun önünde değil, tarih ve insanlık önünde de sorumlu olacaklar" diye konuştu.

KENTSEL DÖNÜŞÜMDE YAPILMASI GEREKENLER...

Engin Er, JMO Güney Marmara Şubesi olarak Bursa'da deprem bilincinin oluşması ve uygulamalardaki aksaklıkların giderilmesi için bilimsel verilere dayalı olumlu değişimlere destek vereceklerini ve geçmişte çok sayıda yanlış uygulamalarla yapılan yanlış kentsel dönüşümlerin tekrarlanmaması için destek vereceklerini belirterek, bu konuda atılması gereken adımları şöyle sıraladı:
"1/100 000'lik plan çalışmalarında deprem ve doğal afet gerçeği mutlaka işlenmelidir. 1/1000'lik plan çalışmalarında doğal afetler işlenmeli ve yapılaşma esnasında gerekli önem verilmeli. Jeoloji Mühendislerinin arazi çalışmaları mutlaka ilgili idare tarafından denetlenmeli. Bu konuda zaten son çıkan Afet Riski Altındaki Alanların Dönüştürülmesi Hakkındaki kanun ve genelge belediyelere bu sorumluluğu vermiştir. Bunun için belediyelerde Zemin Vizesi Kontrol Birimleri kurulmalıdır. Zemin özelliği bakımından uygun olmayan bölgelerdeki yapılaşma bir an önce durdurulmalı veya gerekli önlemler alınmadan yapılaşmaya gidilmesine izin verilmemelidir. Mevcut yapı stokları da sadece demir beton değil zemin parametreleri açısından da kontrol edilmelidir. Kentsel dönüşüm bu parametreler göz önüne alınarak planlanmalıdır."

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.