SON DAKİKA
Hava Durumu

Yıldırım: Hoşuma gitmeyen proje 15 Temmuz

Başbakan Yıldırım, "Sizi çok zorlayan, girmeseydik bu işi dediğiniz herhangi bir proje oldu mu?" sorusuna, "Hoşuma gitmeyen proje 15 Temmuz." diyerek yanıt verdi, ardından da güldü.

Haber Giriş Tarihi: 05.07.2018 14:18
Haber Güncellenme Tarihi: 05.07.2018 14:18
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
Yıldırım: Hoşuma gitmeyen proje 15 Temmuz

Başbakan Binali Yıldırım, Anadolu Ajansı (AA) Editör Masası Özel'de gündeme ilişkin soruları yanıtladı, değerlendirmelerde bulundu. Yıldırım, "Döneminizde çok proje yapıldı. Sizi çok zorlayan, girmeseydik bu işe dediğiniz herhangi bir proje oldu mu?" sorusuna, "Hoşuma gitmeyen proje 15 Temmuz." diyerek güldü.

Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Keşke olmasaydı, öyle bir şeyle yüzleşmeseydik. Allah'a şükür Cumhurbaşkanımızın dirayeti, hükümetin kararlılığı, milletin ülkeye, demokrasiye, bayrağa sahip çıkması, vatansever polislerin ve askerlerin o gece verilen emirleri yerine getirmesi ve her şeyden önemlisi sizler, medya, yazılı, görsel, sosyal medya o gece büyük iş gördü. Bu kalkışmayı yapanlar, darbeciler hiç hesap edemedikleri bir sonuçla karşı karşıya kaldılar. Onun dışında yaptığımız bütün projeler, büyüğünden küçüğüne binlerce, saymaya vakit yok, hepsi hoş şeyler."

"Son OHAL KHK'sını yayınlayacağız"

Yıldırım, vatandaşın hayatına OHAL'in olumsuz yönde etkide bulunmadığını iddia ederek, hayatın sadece darbeye katılanlar ve darbeyle irtibatı olanlar için zorlaştığını ileri sürdü. "Yatırımcıya falan herhangi bir şey yok." diyen Yıldırım, şunları kaydetti:

"Bu FETÖ'cülerin, bölücülerin yurt dışında çok geniş ağları var. Avrupa'da, Amerika'da... Sürekli bu OHAL'i istismar ederek orada yatırım kararı verenlerin, yatırımcıların kafasını bulandırmaya çalışıyorlar. 'OHAL'le hukuk askıya alındı, temel haklar kullanılamıyor...' Bunların hiçbiri doğru değil ama maalesef kuvvetli kara propaganda, bazen algı olgunun yerine geçebiliyor. Burada da bir çifte standart görüyoruz. Fransa, 719 gün olağanüstü halle yönetildi. Neyin üzerine? Bir terör saldırısından sonra. Bir darbe, kalkışma falan değil. Sonradan da kaldırdılar ama gerekli oradaki olağanüstü halde kullandıkları yasal yetkileri normal kanunlarına taşıdılar. Biz de ihtiyaç varsa bunu yapacağız. Muhtemelen yarın son KHK'mızı, olağanüstü KHK'mızı yayınlayacağız ve orada bu terörle mücadelenin OHAL kalktığı zaman zaafa uğramaması için ihtiyaç olan düzenlemeler de yer alacak. Çünkü bu güvenlik meselesi. Böylece bu süreci tamamlamış olacağız."

"Seçim bitti, artık geçim zamanıdır"

MHP ile ittifak yaptıklarını ancak seçim tarihinde ittifak yapmadıklarını ve seçim tarihini yetkili kurullarda 24 Haziran olarak benimsediklerini vurgulayan Yıldırım, şunları söyledi:

"Seçim bir kere sokağa ağızdan düştü mü ondan sonrasını yönetmesi zor. Herkes frene basar ve hele şu seçim geçsin de ondan sonra bakalım gibi bir davranışa yönelir. O yüzden de bu seçimlerin yapılması gerekiyordu. Seçim bitti, artık geçim zamanıdır. Yatırımcı yatırımını, tatile giden tatilini planlayacak ve hayat tüm yönleriyle devam edecek. Bu seçimin böyle ittifaklar arası bir keskin rekabete dönüşmesini istemezdik. Nihayet bir cumhurbaşkanı seçeceğiz, parlamentoda vekilleri seçeceğiz. İş döndü dolaştı, karşı taraftaki ittifak tek bir noktada anlaştı. Adayları teke düşüremediler ama anlaştıkları tek bir nokta vardı, Recep Tayyip Erdoğan olmasın, ne olursa olsun. Hedef yok, hedef bir başkan, cumhurbaşkanı seçmek üzere değil mevcut cumhurbaşkanının seçilmemesi üzerine ittifaktı. Tabi bu ittifakı millet gördü, Türkiye'nin içinde bulunduğu şartları değerlendirdi. İç ve dış tehditler, ülkemizin kısa, uzun ve orta vade hedefleri. Bir de karşı taraftaki adayların retorikten söylemden öte eller tutulur bir şeyleri, arka planda bir tecrübe yok. Tüm bunları vatandaşlar değerlendirdi."

"AK Parti olarak mesajı aldık"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın en yakın adayla arasında 11 milyon oy farkının olduğunu anımsatan Yıldırım, şöyle konuştu:

"1 Kasım seçimlerine göre AK Parti'nin oyunda, milletvekili sayısında düşme var. Bu da bize bir mesajdır. AK Parti olarak bu mesajı aldık. Şu unutulmamalı ki biz hem cumhurbaşkanı adayımızla hem de milletvekili seçimlerinde ittifaktı. Aynı sütun altında seçime girdik. Seçmen şöyle değerlendirdi. Bunlar bir parti gibi davranıyorlar ha buraya ha oraya vermişiniz diye düşünenler de oldu. Böyle kampanya da tabanda yapıldı. Hem MHP hem bizim tarafta sınırlı da olsa yapıldı. Bazen bu üst düzeyde rahatsızlık oluşturdu. Biz buna hemen müdahale ettik. Burada bir iç yarışa ihtiyaç olmadığını, amacımızın bir olduğunu belirttik.

Neticede sonuçlar ortada. Bizim kaybolan oylarımız ortağımızda, ortağımızın kaybolan oyları da başka bir partide. Sonuçta herkes memnun halinden. Parlamento yapısı da bu haliyle herhangi bir sorun teşkil etmiyor. AK Parti'nin içinde olmadığı hiçbir yasama faaliyeti sonuç çıkarmaz. Bu da ortaya çıkmıştır. AK Parti ve MHP olarak Meclis'in en güçlü grubunu oluşturuyoruz."

"Yeni dönemde Meclis'in önemi artacak"

Parlamentonun iki şey yapacağını belirten Yıldırım, "Bir tanesi, milletvekilleri seçim bölgelerine gidiyorlar, vatandaş taleplerini alıyorlar, bir düzenleme ihtiyacı var. Cumhurbaşkanı kararıyla olmayacak yeni bir talep var. Onu değerlendirecek ve Meclis'te asgari müştereklerde bir araya gelerek partiler bu düzenlemeyi yapacaklar." ifadesini kullandı.

İkincisinin ise yürütmenin etkin denetiminin yapacağını dile getiren Yıldırım, yazılı soru önergeleriyle kurulan komisyonlarla bütçe denetimiyle ve birçok yönden de zaman zaman bakanların Meclis'e gelip bilgi vermeleriyle denetim ve yasama faaliyetlerinde Meclis'in daha etkin hale geleceğini savundu.

Yıldırım, yeni dönemde Meclis'in öneminin artacağını belirterek, şöyle devam etti:

"Geçmiş dönemde iktidar partisi ne isterse Meclis'te o olur. Onun dışında hiç muhalefet partisinin verdiği bir kanun teklifinin, eğer uzlaşma olmasa, çıktığı baki değil. Şimdi hükümet, teklif veremiyor. Tek bir istisnası var, bütçe kanunu. Bütçe Kanunun da şimdi hükümetin, Meclis'e kanun getirme yetkisi yok. Bu neyi gösteriyor? Bu, Meclisin 'yasama' konusunda mutlak gücünü ve hakimiyetini gösteriyor."

"24 Haziran aslında 16 Nisan'ın uygulamasıdır"

Yıldırım, şunları kaydetti:

"Tabi o dönemde, önceki yıllara göre aynı gücümüz yoktu. Tek başımıza bu işi yapma şansımız yoktu. Olduğu zaman yapamadık, başka işlerle uğraşmaktan; olmadığı zaman da bu sefer orada da Sayın Bahçeli ile hatırlayacaksınız 2016'da gene bir sürpriz yaptı. Çıktı, 'Bu işler böyle gitmiyor, fiili durumu hukuki şekle dönüştürmek lazım, başkanlık sistemi olması lazım' dedi. Ondan sonra bu süreç başladı.

Sayın Bahçeli ile görüşmelerde bire bir ben bulundum, arkadaşlarımızla yaptık ve Meclise getirdik.16 Nisan 2017'de milletin onayına sunduk, orada da kabul edildi. 24 Haziran aslında 16 Nisan'ın uygulamasıdır. Vatandaş 'Kabul ettim bir sene önce, şimdi de seçim yapılıyor, kabul ettiğim şeyin gereğini yapıyorum' dedi. Ama bizim muhalefet adayları, Allah canlarını sağ etsin, ona karşı çıktılar. 16 Nisan'ı kabul etmediler. Çıktılar, 'Biz, bunu değiştireceğiz, geri götüreceğiz, sistemi değiştireceğiz.' Vatandaşın bu ağırına gitti. 'Ben bir sene önce bu kararı vermişim, sen benimle niye inatlaşıyorsun? Sen bu sistemde ne yapacağını söyle.' Bu mesajı verselerdi belki daha iyi olurdu, çok ümit etmiyorum ama biraz daha iyi olabilirlerdi."

"Türkiye açıkla büyüyen bir ülke"

Türkiye'nin artık çok açık bir şekilde kararını verdiğini dile getiren Yıldırım, şöyle konuştu:

"Türkiye'yi 2023'e taşıyacak hükümeti ve cumhurbaşkanını seçmiş. Meclisini de aynı gün seçmiş. Bundan sonra yapılması gereken milletin verdiği bu kredi ile ülkemizin önündeki sorunları çözmek. Gerçekçi olmamız lazım. Türkiye 'açık'la büyüyen bir ülke. Nasıl açıkla büyüyor? Türkiye'nin petrol üretimi yok, buradan enerji açığı var. Türkiye aynı zamanda bütçe açığı da veren bir ülke, çift açıkla büyüyor, büyümesini de sürdürmesi lazım. 'Bekleyelim de açığımız olmasın ondan sonra büyüyelim' dediğiniz zaman, bu Türkiye'yi konuşmuyorsunuz 20 yıl öncesinin Türkiye'sini konuşuyorsunuz demektir. 

Kontrol edebildiğiniz sürece tabii ki dış kaynak kullanarak, ülkeyi hedeflediğiniz noktaya getireceksiniz, projelerinizi gerçekleştireceksiniz. Biz de 15 yıldır bunu yapıyoruz, bundan sonra da aynı kararlılıkla projeler yapacağız. Projeleri yaparken bütçemiz kısıtlı olduğu için yap-işlet-devret modellerini, dış kaynağı daha çok kullanacağız. Buradan artan kısımları da sosyal projelere harcayacağız."

"Türkiye'nin mutlaka üretim, istihdam, ihracat ekseninde büyümesini sürdürmesi lazım." diyen Yıldırım, üretim, istihdam, ihracat tarafında çok iyi işlerin yapılması gerektiğine dikkati çekti.

"Para politikalarıyla ilgili taahhütlerin ve kaynakların dengelenerek yönetilmesi gerekiyor"

Para politikalarıyla ilgili taahhütlerin ve kaynakların dengelenerek yönetilmesi gerektiğine işaret eden Yıldırım, yeni dönemde en fazla buna dikkat edeceklerini açıkladı. 

Başbakan Binali Yıldırım, "Bunu nasıl yapacağız? Faizleri aşağıya indirmek, enflasyonu aşağıya çekmek ana önceliklerin başında geliyor. Bunun için tedbirler alınacak. Yeni hükümet döneminde yapısal reformlar yapılmaya devam edecek. Verimsiz projelerin yerine öncelikleri olan, daha fazla verimli projeler tercih edilecek. Kamu da kendi içinde tasarrufa gidecek. Böylece kaynak ihtiyacını daha da azaltmış olacağız." değerlendirmesini yaptı.

Türkiye'ye yatırım yapılmaya devam edildiğini belirten Yıldırım, "Bugüne kadarki temel altyapı yatırımlarının üçte birinden fazlasını alternatif finans modelleriyle yaptık." dedi.

"Telafi etmek için daha fazla gayret göstereceğiz"

Darbe girişimine ilişkin açılan davalarda yargılamaların devam ettiğini hatırlatan Yıldırım, "Darbeye doğrudan iştirak edenlerin yargılamaları büyük orada tamamlandı. Zannediyorum bu sene sonuna kalmaz, tamamı bitmiş olur. Bu çok önemli bir safahat. Bundan sonraki kısımlarda da yargılamalarda ortaya yeni yeni şeyler çıkıyor. Onlara göre de soruşturmalar genişliyor." ifadesini kullandı.

Türkiye'nin sürekli bu konuyla yatıp kalkmaması gerektiğini belirten Yıldırım, darbeye katılanların en ağır cezayı alması gerektiğini dile getirdi.

Yıldırım, "Cumhurbaşkanımız ölçüyü koydu. İbadet, ticaret, ihanet. İhanet, ticaret tarafı tamam ama ibadet tarafındakilerin bu işte bir taksiratı yok. Bunların ayıklanması lazım. Örgütün ilişkileri şeffaf olmadığı için ve kayıt dışı bir örgütü olduğu için kolay olmuyor. Burada ne kadar dikkat etsek muhtemeldir birtakım yanlışlar, hatalar olabilir. Bunu telafi etmek için daha fazla gayret göstereceğiz." diye konuştu.

"OHAL ile ilgili karar önümüzdeki pazartesi açıklanacak"

Dolaylı olarak bir çok kesimin etkilendiğini belirten Başbakan Yıldırım, şöyle devam etti:

"FETÖ'cüler şöyle bir cambazlık yapıyor. Başkalarını da işin içine çekmek için yalan yanlış beyanlar yaparak... Aynen bu işi Ergenekon Balyozda da yaptılar. Esasında o girişimler yok değil, var ama FETÖ'cüler orada da işi abarttılar, öyle bir algı oluşturdular. Bu mücadelede rehavet yok, devam edecek. Burada mağduriyetlerin giderilmesi için de bir yandan çalışmalar yapılacak. Büyük bir felaketin eşiğinden döndük. Kolay bir iş değil. Sadece Türkiye'de değil, bunlar 160 ülkede aynı işleri yapıyorlar."

OHAL'in devam edip etmeyeceğinin sorulması üzerine ise Yıldırım, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, OHAL'le ilgili yaptığı açıklamaları hatırlattı.

OHAL'in 18 Temmuz'da dönem olarak sona ereceğine dikkati çeken Yıldırım, yenilenmesi için hükümetin OHAL'in devamına yönelik karar alıp bunu Meclis'e göndermesi gerektiğini, bunun yapılmaması halinde ise OHAL'in kalkmış olacağını anlattı. Yıldırım, "Zannediyorum hükümet, önümüzdeki pazartesi açıklanacak. Kabine iş başı yapacak ve OHAL de böylece tamamlanmış olacak." bilgisini paylaştı. 

Bedelli askerlik

Başbakan Binali Yıldırım, bedelli askerlikle ilgili daha önce yapılan açıklamalar anımsatılarak, "Ayrıntılı bir çalışma yapıldı mı? Bir tarih var mı? Yaş ve ücret konusunda bazı rakamlar basın yayın organlarında çıktı. Bununla ilgili yaş alt sınırı ve ücret belli mi?" sorusuna karşılık, bedelli askerlik konusunda başlangıçta "olacaktı- olmayacaktı" gibi tereddütlerin oluştuğunu ama sonrasında Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bu konunun seçimden sonra açık bir şekilde ele alınacağını açıkladığını hatırlattı. Yıldırım, "Yeni hükümet açıklanacak. Önündeki birçok gündem maddesinden bir tanesi de bu olacak. Daha önce de söyledim, ben bunu bir 'bedelli' meselesinin üzerinde bir konu olarak görüyorum." ifadesini kullandı. 

Bedelli askerliğin hali hazırda birikmeler yaşanınca belirli yaştaki insanlar için alınan bir karar olduğuna dikkati çeken Yıldırım, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Şu anda geldiğimiz noktada 5 milyonun üzerinde askerlik çağında insan var. Bunları ya askere alacağız ya da yakalarından düşeceğiz. Adam 'beni askere al' diyor, 'Alamayız, o kadar kapasitemiz yok ancak 350 bin kişi alırız.' Yeniler gelmese bile 16 sene sürüyor. Nasıl olacak? Gelecek 35-36 yaşına kadar, evlenmemiş, iş kurmamış, ne o askere gidecek. Böyle bir şeyi yapmaya hakkımız var mı?

Dolayısıyla getirilecek çözüm daha kapsamlı, yapısal bir çözüm. Kalıcı olması lazım. O zaten başladı. Özellikle geçtiğimiz yıllarda başladı ve 15 Temmuz'dan sonra da hızlandı. O bakımdan güvenlik zafiyeti, savunma zafiyeti söz konusu değil. Zaten vatani hizmet için gidenler operasyonlara sürülmüyor, lojistikte kalıyorlar. O bakımdan böyle bir sıkıntımız yok. Sıkıntı, ülkemizin en büyük kaynağı olan, enerjisiyle, heyecanıyla bu gençlerimizin önündeki belirsizliği ortadan kaldırmak. Yapmamız gereken bu. O yüzden Silahlı Kuvvetler, Savunma Bakanlığı, Genelkurmay Başkanlığı, hükümet bu konuyu birlikte ele alıp kapsamlı bir çözüm üretilecek mutlaka."

"Yerel seçimlerin erkene alınacağı" iddiaları

Başbakan Yıldırım, Mart 2019'da yapılacak yerel seçimlerin bu yılın kasım ayına alınacağı iddiaları anımsatılarak, yerel seçimlerin erkene çekilmesinin söz konusu olup olmadığına ilişkin soru üzerine, şunları ifade etti:

"Daha seçimden yeni çıktık. Millet bir 'oh' diyecek tekrar. 'Seçimi öne aldık' vesaire... Bunlarla ülkeye yazık ediyoruz. Şu var, bu mart seçimleri için bir şey söz konusu olmaz. Birincisi Anayasa değişikliği gerekiyor. Bir de şurada aylar kalmış seçime. Dolayısıyla bu seçimler yapılır. Ondan sonra parlamentoda partilerin bir uzlaşma sağlamak suretiyle mart seçiminde değil bir dahaki seçimden geçerli olmak üzere, takip eden 2023 seçimleri kasıma alınabilir."

"KHK'ya uygunsa, burada da değerlendirebiliriz"

Başbakan Yıldırım, çocuk istismarı ve hayvan haklarına yönelik bir soru üzerine ise şunları kaydetti:

"Bu çocuk istismarı, gerek hayvan haklarına yönelik çalışmaları zaten biz yaptık. Bir tasarı hazırladık, bunun hayata geçmesi tabii an meselesi. Yeni hükümetin konuları arasında bu da olacak. Bakalım, belki bu konu özellikle çıkaracağımız KHK'ye de uygunsa içerik olarak burada da değerlendirebiliriz. Çalışmaları yaptılar, bugün üzerinde konuşacağız."

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.