TİP Bursa: 'Hatay halkının iradesi iki yıldır esir tutuluyor'

Türkiye İşçi Partisi Bursa İl Başkanlığı, Hatay'dan milletvekili seçilen Can Atalay'ın iki yıldır tutuklu bulunmasına ilişkin Fomara Meydanı'nda basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını İl Başkanı Habib Göbelez okudu. Göbelez'in açıklaması şöyle:

"Can Atalay iki yıl önce bugün Hatay halkının iradesiyle Türkiye İşçi Partisi’nden milletvekili seçildi.

Seçim kurulu tarafından mazbatası verildi, TBMM tarafından milletvekili kaydı yapılarak kendisine oda tahsis edildi, özlük hakları verildi.

Tabelasında mahkeme yazan ve koltuklarında hakim cübbesiyle oturan kişiler ise Hatay halkının iradesini ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasasını tanımayarak Can Atalay’ı hukuksuzca cezaevinde tutma iradesi gösterdi.

Halkın iradesini tanımayan mahkemeler bununla da yetinmeyip Anayasa Mahkemesinin verdiği iki ayrı tahliye kararını da yok sayarak ve tanımayarak suç işlemeyi sürdürdü.

Anayasayı ve mahkeme kararını tanımayanlar hakimlerle de sınırlı kalmadı. TBMM tarafından Can Atalay’ın önce vekilliği düşürüldü, akabinde bu kararın yok hükmünde sayıldığı Anayasa Mahkemesi kararı bu kez de meclis tarafından tanınmadı ve uygulanmadı.

İki yıldır söylediğimiz gibi mesele dün olduğu gibi bugün de sadece Can Atalay meselesi değil. Anayasayı ve Anayasa Mahkemesi kararını tanımayan ve uygulamayan iradenin kaynağı saray rejiminin bizatihi kendisiydi.

Bu hukuksuzlukla açtıkları yoldan ilerleyerek belediyelere kayyum atamaya, seçilmiş belediye başkanlarını tutuklamaya hız verdiler. Son olarak 19 Mart sürecinde de ortaya çıktığı üzere İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasıyla birlikte sürecin yeni bir evresine geçtiler.

Halk iradesinin gapedilmesine tepki gösteren binlerce kişiyi gözaltına alıp, yüzlerce genci tutuklatan siyasi irade, bu kez karşısında mücadeleci ve direngen bir halk hareketiyle karşılaştı.

Bugün bir kez daha yüksek sesle tekrar ediyoruz. Başta seçilmiş Hatay milletvekilimiz Can Atalay olmak üzere, siyasi operasyonlarla tutsak edilen herkes derhal serbest bırakılmalıdır.

Halk iradesinin hukuksuzca ve keyfi olarak gaspedilmesine asla sessiz kalmayacak ve unutturmayacağız. İki yıldır olduğu gibi bundan sonra da ne Can Atalay’ı ne de iktidarın mağdur ettiği hiçkimseyi yalnız bırakmayacağız.

Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiçbirimiz."

Açıklamanın ardından Can Atalay’ın Silivri Cezaevi'nden gönderdiği mesaj okundu. Atalay'ın mesajı şöyle:

"Sevgili Bursalı yurttaşlar;

Bir yurttaşın , eşit ve özgür yaşaması için; hak mücadelesinin, hukukun, yasanın ekmek, hava, su kadar zorunlu olduğunu bilen yurttaşlarımızı selamlıyorum.

Bugün 13 Mayıs. Soma’da 301 işçimizin ekmekleri peşinde maden galerilerinde katledilmelerinin onbirinci yılı.

Yarın 14 Mayıs. Halkın oylarıyla seçerek haklarını savunması için ülkemizin en üst kurumu Türkiye Büyük Millet Meclisine yolladığı bir milletvekilinin Anayasa’yı çiğnenerek hapiste tutulmasının ikinci yılı.

Siz Bursalı yurttaşlarımızın iki durum arasında bağlantıya işaret ederek kamuoyunun yeniden gündemine getirmenizi selamlıyorum. İki durum birbirine sıkı sıkıya bağlı.

Sevgili Bursalı yurttaşlar,

Türkiye’de en ucuz maliyet kalemi işçi canıdır. Bu sarsıcı ama apaçık gerçeği her yerde her zaman tekrarlamamız gerekiyor. Tekrarlayalım ki hiçbir emekçi ekmeğini kazanırken ölmesin. Çalışanlar insan onuruna yaraşır biçimde yaşasın.

301 işçinin katilleri bütün ülkenin gözü önünde hiç saklama gizleme gereği duymadan Yargıtay’da işçi başına birkaç gün hesabıyla sözde cezayla kurtarıldılar. Demek ki işçi katillerinin elleri kolları uzun, dayanışmaları güçlü.

Yine yurttaşın oyları ile seçilen bir milletvekili, Anayasa’nın açık emrime, Anayasaya Mahkemesi’nin üç kez “Can Atalay’ı Meclis görevine başlaması için derhal tahliye edin” kararına rağmen hapiste tutuluyor. Demek ki hak mücadelelerini engelleyenlerin de elleri kolları uzun, dayanışmaları güçlü.

Sevgili Bursalı yurttaşlar,

Biz de çalışanlar, emeği ile ülkenin zenginliklerini yaratanlar olarak katliamcıların dayanışmasının tam karşısına kendi halkçı dayanışmamızı koyacağız. Soma’da, Aladağ’da, Sakarya’da, Hendek’te, Çorlu’da katledilen canlarımız için, gelecek kuşaklarımız için yurttaşın canını, hakkını en yükseğe, hak ettiği mertebeye çıkarma mücadelemizi yaygınlaştırıp yükselteceğiz. Ülkemizde söz ve karar hakkı yurttaşın olması için dayanışmamızı güçlendireceğiz.

Biliyoruz ki örgütlü bir halkı hiçbir kuvvet yenemeyecek.

Selam olsun Dünya’nın ve Türkiye’nin aydınlık geleceğine!"