Tayan: AKP'ye karşı güçbirliği yapılmalı

Adaylığı CHP'de deprem yaratan merkez sağın eski ismi Turhan Tayan, 10 yıllık bir aradan sonra yeniden aktif siyasete dönüyor. Hem de geçmişte çetin mücadeleler verdiği CHP'de.

Tayan, astv'de gazeteci Mustafa Özdal'ın hazırlayıp sunduğu "Yüksek Tansiyon" programında soruları yanıtladı.

KILIÇDAROĞLU PAZAR GÜNÜ TELEFONLA ARADI...

Adaylık sürecini anlatan Turhan Tayan, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun kendisini son başvuru gününden bir gün önce pazar günü telefonla arayıp CHP'ye davet ettiğini ve adaylık teklifinde bulunduğunu söyledi.

Kılıçdaroğlu'nu SSK Genel Müdürü olduğu dönemden tanıdığını ve zaman zaman görüştüklerini belirten Tayan, "Telefonla aradığında araba kullanıyordum. Kendisinden biraz zaman vermesini istedim ve birkaç saat sonra da arayıp adaylık teklifini kabul ettiğimi söyledim" dedi. Günlerden pazar olduğu için bazı resmi evrakların hazırlanmasının zor olduğunu belirten Tayan, pazartesi günü işlemleri tamamladıklarını bildirdi.

Daha önce hiç tanımadığı, tanışmadığı bir insanla konuşmadığını belirten Tayan, "Biz sayın Kılıçdaroğlu ile SSK Genel Müdürü olduğu dönemde Bursa için birlikte çalıştık. İkinci SSK Hastanesi'nin yapımında imzamız var. Her zaman görüştüğüm birisi" dedi.

DEMİREL ÖNERİDE BULUNDU MU?

Tayan, CHP'den adaylığını 9. Cumhurbaşkanı Demirel'in önerdiğine O'nun kontenjanından aday gösterildiği iddialarına, "Benim böyle bir şeye ihtiyacım yok. Ben Sayın Demirel'le 1.5 yıldır ne şahsen ne de telefonla bir görüşmem var. Kimse şu veya bu desteğe bağlamasın. Sayın Kılıçdaroğlu da böyle bir şeye girecek insan değil. Sayın Demirel de böyle birşeye girmez. Kimse ne Demirel'in ne Kılıçdaroğlu'nun ne de benim günahımı alsın. Böyle birşey olsa ben açıkça söylerim, Demirel böyle bir şeyi yapsaydı şeref duyardım. Kimse bu güzel ilişkiyi şu veya bu şekilde saptırmasın" diye yanıt verdi. Tayan şunları söyledi:

"Sayın Kılıçdaroğlu CHP'yi Demirel'in önerisi ile yönetecek bir genel başkan değil. Sırtında büyük bir yük var. O'na haksızlık etmemek lazım. O böyle birşeyı kabul etmez, Demirel de böyle bir şeye girmez. Benim bunlara ihtiyacım yok. Ben Bursa'da üç dönem milletvekilliği üç dönem il başkanlığı yaptım, il genel meclisi üyeliği yaptım. Ben sıradan bir adam değilim. Ben her kademede görev yaptığımda herkese gönlümü kapımı açtım. Benim bugün Bursa'nın yürüyen en büyük projelerinde, Çınarcık Barajı'nda imzam var. Ben hizmet veren, süt veren bir unsurum. Kimse öküz altında buzağı aramasın."

"SHP İLE ÇOK GÜZEL KOALİSYON YAPTIK"

Tayan, Mustafa Özdal'ın merkez sağda uzun yıllar politika yapmış biri olarak bu kararı vermekte zorlanıp zorlanmadığına ilişkin sorusuna da şu yanıtı verdi:

"Bugün CHP 1960'ların CHP'si değil. Demokrat Parti de 1946'nın DP'si değil. Türkiye de 1950'lerin Türkiyesi değil. İçinde yaşadığımız bu evren de dünya da 1950'lerin evreni ve dünyası değil. Herşey değişiyor, CHP'nin de bir değişim dönüşüm içinde olmasını doğal karşılamak lazım. Ülkenin yüksek menfaatleri gereği birtakım ciddi kararlar alınır. 1973'te rahmetli Ecevit Erbakan'la koalisyon yaptı. Ecevit 1999'da da kanlı bıçaklı olduğu MHP ile ortaklık yaptı. Biz 1991'de SHP ile ortak olduk. Nasıl oldu bunlar ülkenin yüksek menfaatleri gereği demokrasi gereği oldu. Çok verimli bir koalisyon oldu ülkeyi 4 sene idare ettik. Rahmetli İnönü ile rahmetli Aydın Güven Gürkan'la Ercan Karakaş'la, Mümtaz Soysal'la güzel çalışmalara imza attık. Demokratikleşmeye ilişkin önemli adımlar attık.

50-60 yıl öncesine takılıp kalmamak lazım.  10 yıl öncesine bile takılıp kalmamak lazım. İçinde bulunduğumuz koşullar çok farklı. Her şey değişiyor. İnsan gömlek değiştiriyor. Aslolan şudur: Bugün Tayan, Cumhuriyet'in temel niteliklerinden ödün vermiş midir? Demokratik, laik sosyal hukuk devletinden, sosyal devletten ödün vermiş midir.

Dünya değişiyor, her şey değişiyor. Köhnemiş fikirlere saplanıp kalmamak lazım. Yani CHP hep muhalefette mi kalsın, hiç iktidara gelmesin mi? Bugün AKP nasıl iktidar oluyor, işte açılıyorlar. Alıyor Ertuğrul Günay'ı bakan yapıyor.

Herkes değişiyor, dönüşüyor. Siyaset dinamik bir olgu. İnsan hakları özgürlüklerin birinci plana çıktığı bir dünyada yaşıyoruz. Turhan Tayan da değişiyor; CHP de değişiyor. 

Tayan, şu görüşleri dile getirdi:

"Bugün ülke çok zor koşullarda. Gazeteciler hapiste, yandaşlık, kadrolaşma had safhada. İçinde bulunduğumuz koşullar çok farklı. Her şey değişiyor. İnsan gömlek değiştiriyor. Bugün Tayan, Cumhuriyet'in temel niteliklerinden ödün vermiş midir? Dünya değişiyor, her şey değişiyor. Köhnemiş fikirlere saplanıp kalmamak lazım.

Tepkiler bazı kalem erbabı arkadaşların ve partililerin tepkisinden ibaret. Benim hesabını veremeyeceğim bir şey yok. Ne hırsızım, ne hortumcuyum, ne faşistim ne komünistim. Bizim bir an önce meydanlara çıkıp CHP'nin iktidar alternatifi olduğunu, projeleri halka anlatmamız lazım.

CHP'de bana odaklı bir muhalefet yok. Şahsımla ilgili bir şey yok. Kendimi savunmaya ihtiyacım yok. Ben kendimi tartıştırmam. Kişiliğime laf söyletmem. Benim adım Turhan Tayan: ben hizmetlerimle konuşurum.

Tepki gösterenlere sitemde bulunmuyorum. Solcu geçinip insafsızca CHP'ye vurarak. AKP'ye destek çıkanlar var."

IRKÖRÜCÜ: TEPKİ BASINDAN DEĞİL, TABANDAN GELİYOR...

Programa telefonla bağlanan CHP eski PM Üyesi Ali Nihat Irkörücü, Turhan Tayan'a yönelik tepkinin geçmişteki CHP ile mücadelesinden kaynaklandığını söyledi.

Tepkilerin bazı gazetecilerin kışkırtması olmadığını belirten Irkörücü, "Tepki tabandan geliyor. Tepki Turhan Tayan'ın Milli Eğitim Bakanlığı dönemindeki uygulamalarından kaynaklanıyor. Kendisi başarılı bir siyasetçidir, doğrudur. 8 yıllık eğitimde imzası vardır, devlet adamıdır" dedi.

Tayan da, "Ben CHP'nin tek başına iktidara gelmesini istiyorum. CHP'ye bu kadar yüklenmek yerine neden AKP'ye bir şey demiyorsunuz. Milli Eğitim Bakanlığı dönemimde bazı yanlışlar olmuştur, hatalar olmuştur. Benim Milli Eğitim'de kıyım yaptığıma ilişkin basında bir şey yok, o günlerden. Hatalar olabilir ama zulüm, kıyım yok. Yetkili kadrolardan o zaman bir eleştiri almadım. Baykal o zaman Başbakan Yardımcısı'ydı. Ben o zaman bakandım; böyle bir şeye fırsat vermedim" dedi.

'KAVGA EDEN DÜKKANA MÜŞTERİ GİRMİYOR'

Tayan şöyle devam etti:

"Partizanlık benim kanımdan girmemiştir. Adalet Bakanlığı dönemindeki bazı şeylerden yüksünmem. Eleştiri olacaktır, anlayışla karşılıyorum, küçümsemiyorum. Sürekli hizipleşme olmuyor. Kavga eden dükkana müşteri girmiyor. Beni bir an için yok farzedin. Benim dışımdaki fotoğraf pozitifse, mesele yok."

'DYP'NİN OYLARINA TALİBİZ'

Tayan, Özdal'ın "Turhan Tayan CHP'ye Bursa'da ne katar?" sorusuna, "Takdiri kamuoyuna bırakıyorum. Ben halkın, seçmenin iradesine ipotek koyamam. Aranan insan olmak bana gurur veriyor. Sayın Genel Başkan 'biz merkez sağın DYP'nin oylarına talibiz' diyor. Çabalarımız merkez sağ oyların CHP'ye gelmesi için olacaktır. Partiler her kesimden oy almalıdır. Her kesimden oy almak o kesime esir olmak demek değildir. Partinin proğramı vardır. Oy aldığı kesimlerin hizmetine girmek başka, emrine girmek başka. Her kesimden oy alırsınız ama siz değişmezsiniz. Bir ekseniniz vardır" şeklinde yanıt verdi.

Tayan konuşmasını şöyle sürdürdü:

"TÜRKİYE SİVİL DİKTAYA GİDİYOR"

"Türkiye nereye gidiyor? Türkiye sivil diktaya gidiyor. Bugünkü iktidara karşı birleşilmelidir. Cumhuriyet'in temel nitelikleri konusunda güçbirliği yapmalıyız. CHP, Cumhuriyet'in kurucudur. CHP'nin tek başına iktidara gelmesi Türkiye'yi kurtacaktır."