SON DAKİKA
Hava Durumu

Sarıbal: Bütçe bizi modern köle haline getirecek

CHP Genel Başkan Yardımcısı, Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen 2019 Merkezi Yönetim Bütçesi'ne ilişkin, "Yata, uçağa, saraya, şatafata, saltanata para bulan fakat çiftçisini desteklemeyen bir bütçedir. Bu bütçe, bizi toprağımızda modern köle haline getirecektir" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 15.11.2018 16:18
Haber Güncellenme Tarihi: 15.11.2018 16:18
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
Sarıbal: Bütçe bizi modern köle haline getirecek

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, Plan ve Bütçe Komisyonunda görüşülen 2019 Merkezi Yönetim Bütçesi'ni değerlendirdi. 16 Kasım'da da Tarım ve Orman Bakanlığı'nın bütçesinin görüşüleceğini aktaran Sarıbal, bu yıl Tarım ve Orman Bakanlığı için 33 milyar 743 milyon 778 bin TL ayrılmış olabileceğini belirtti. 

Sarıbal, "2018 yılında Orman Bakanlığı ile Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlıkları için toplam 36 milyar 400 milyon 429 bin TL idi. 2019 yılı Merkezi Yönetim Bütçesinde tarımsal destekleme ödemeleri için 16 milyar 989 milyon lira ayrılmış görünüyor. Geçen yıl bu miktar 14 milyar 489 milyon liraydı. Tarıma verilen desteklemelerde yüzde 17,3'lük bir artış olmuş oluyor." dedi.

2006 yılında çıkarılan 5488 sayılı Tarım Kanunu'nun 21. maddesine göre tarımsal destekleme GSYH'nin en az yüzde 1'i olmak zorunda olduğunu ifade eden Sarıbal, "Oysa bu rakam binde 6'yı hiçbir zaman geçmedi. Hatta son yıllarda binde 4'lere geriledi. Bu yasaya göre, çiftçi bugün itibariyle devletten 120 milyar alacaklı. 2019 yılının sonunda bu rakam 147 milyar lira olacak. 2019 yılında öngörülen GSMH 4,4 trilyon lira. %1 pay verilse 44 milyar ayrılması gerekir. Oysa tarıma verilen destek 16,9 milyar lira." diye konuştu. 

Hayvancılık sektörüne verilen destekler

2019 bütçesinde tarıma verilecek 16 milyar 989 milyon liralık desteğin yüzde 31'inin hayvancılığa verileceğini belirten Sarıbal, bu rakamın 5 milyar 268 milyon lira olduğunu söyledi. 

Sarıbal, hayvancılık sektörüne verilen destekleri şöyle sıraladı:

"2017 yılında 3 milyar 848 milyon, 2018'de 4 milyar 103 milyon lira destek verildi. Hayvancılık desteği 2017'den 2018'e geçerken yüzde 6.6 artmıştı, 2018 yılına göre 2019'daki artış ise yüzde 28.4 olacak. 2016 yılından beri uygulanan genç çiftçi desteği bu yıl da veriliyor. Genç çiftçilerin tarımsal üretime kazandırılması ve yeni iş imkânlarını desteklemek üzere genç çiftçilere 30 bin TL'ye kadar hibe desteği sağlanıyor. Bu kapsamda, hayvancılık başta olmak üzere çeşitli tarımsal üretim kollarında kullanılmak amacıyla 2018 yılında kullanılan yaklaşık 503 milyon lira 2019 bütçesinden karşılanacak. 2016 yılında 450 milyon lira, 2017 yılında 483 milyon lira olan hibe desteği sağlanmıştı."
 
Çiftçilere mazot desteği 
 
"Çiftçilerin en önemli girdisi mazot ve gübredir." diyen Sarıbal, bütçede mazot ve gübreye verilmesi düşünülen desteğin beklenilenin çok altında olduğunu belirtti.

Sarıbal, şu ifadeleri kullandı:

"2017 yılında 700 milyon lira olan mazot desteği, 2018'de 1 milyar 900 milyon liraya çıkarıldı. 2019'da bu destek yüzde 10 artışla 2 milyar 90 milyon lira olarak öngörülüyor. Sadece mazota verilen destek bile, tarım desteğinin ne kadar az olduğunun göstergesi. Örneğin, çiftçi tarımsal üretimde yaklaşık 3 milyar litre mazot kullanmaktadır. Bugün mazotun litre fiyatı, ortalama 6,40 liradır. Bu hesaba göre çiftçi bir yılda mazota 19,2 milyar lira ödemektedir. Bu bile tarıma verilen desteğin ne kadar yetersiz olduğunun kanıtıdır. 
 
Bu da yetmiyor, fark ödemesi olarak adlandırılan ve 17 üründe uygulanan prim desteği ise 2019'de düşecek. Hububat, bakliyat, çay,  pamuk, zeytinyağı gibi ürünlere yönelik uygulanan prim desteği 2017 yılında toplamda 3 milyar 888 milyon liraydı. 2018 yılı için bu miktar 3 milyar 456 milyon liraya düştü. 2019′da fark ödemesi-prim desteği 3 milyar 721 milyon lira olarak öngörülüyor. Böylece 2017 yılında toplam desteklerde yüzde 30.6 ile en yüksek paya sahip olan prim desteklerinin tarımsal destek bütçesindeki payı 2018'de yüzde 23.9 gerilerken, 2019'da ise bu daha da düşecek ve yüzde 21.9'a gerilemiş olacak."
 
"Tarımın değil, ithalatın bütçesi"
 
Bütçenin üretimin, çiftçinin değil ithalatın bütçesi olduğunu savunan Sarıbal, tarım ürünlerindeki ithalat rakamlarına bakıldığında durumun net bir şekilde göründüğünü söyledi.

Sarıbal, et ithalatına ilişkin, "Türkiye 2009 yılında et 2010 yılından itibaren de canlı hayvan ithalatına başladı. 2010 yılından beri 6,67 milyon canlı hayvan, 272 bin tonunun üzerinde et ithal edildi. Canlı hayvan ve et ithalatına 7 milyar liranın üzerinde para ödendi. AKP Genel Başkanı ve onun Tarım Bakanı, et fiyatlarını düşürmek için ithalat yaptıklarını ve yapacaklarını ifade ettiler. Et fiyatlarındaki artışı da 'halkın zengin olmasına ve buna bağlı olarak fazla et talep etmelerine' bağladılar. Öncelikle vatandaşımızın et tüketimi gelişmiş ülkelerin çok gerisinde." ifadelerini kullandı.

"Nüfusumuz artıyor ama buğday üretimi yerinde sayıyor"

Sarıbal, buğday üretimine ikişkin ise, "Yıllardır buğday üretimimiz 19-21 milyon ton arasında sıkışıp kaldı. Nüfusumuz artıyor ama buğday üretimi yerinde sayıyor, buğday ekim alanları daralıyor. Buğdayın anavatanı olan ülkemiz her yıl tonlarca buğday ithal ediyor ve ithalata milyonlarca dolar ödüyor. İthalat için de gümrükler sıfırlanıyor. 
TÜİK verilerine göre 2003-2017 yılları arasında 46 milyon 469 bin ton buğday ithal ettik. 12 milyar 810 milyon dolar ödeme yaptık. 2018 yılında ithal edilen buğday miktarı 3 milyon tonu geçti." dedi.

Sarıbal, 2003-2017 AKP iktidarında tarım alanında ithalat verilerini şöyle açıkladı:

"-14 milyon 391 bin ton mısır ithalatına 3 milyar 543 milyon dolar ödeme yaptık. 

-4 milyon 759 bin ton pirinç ithal ettik, 2 milyar 179 milyon dolar ödedik. 

-8 milyon 345 bin ton ayçiçeği ithalatına 4 milyar 576 milyon dolar verdik. 

-21 milyon 231 bin ton soya ithalatı gerçekleştirdik. Karşılığında 9 milyar 213 milyon dolar ödeme yaptık.

-11 milyon 411 bin ton pamuk ithalatına 19 milyar 86 milyon dolar ödeme yaptık.  

-68 milyon 339 bin ton yağlı tohum türevleri ithal edildi. 38 milyar 780 milyon dolar ödeme yapıldı. Petrolden sonra en fazla ödemeyi yağlı tohum ve türevlerine yaptık."

"7 yıldır iç savaş yaşayan Suriye'den patates bile ithal ettik"

2002'den 2017'nin sonuna kadar tarımsal ithalata 189 milyar dolar ödedindiğini kaydeden Sarıbal, "7 yıldır iç savaş yaşayan Suriye'den patates bile ithal ettik.  Bu ithalatın 72 milyar doları tarımsal hammadde." dedi. 

Tarım alanlarındaki azalmaya dikkat çeken Sarıbal, "2002 yılındaki ekilebilen tarım alanımız 26,4 milyon hektardı. Son 16 yılda 3,2 milyon hektar tarım alanını kaybettik. Bugün 23,2 milyon hektar ekilebilir tarım alanına sahibiz ve bunun da sadece 19 milyon hektarını ekiyoruz. Bu alanların yaklaşık 6 milyon hektarı sulanabiliyor. Yaklaşık 13 milyon hektar alanda ise kuru tarım yapılıyor. Türkiye'de 32 milyon dönüm arazi ekilmiyor. Ama Sudan'dan 7 milyon 805 bin dönüm arazi kiralıyor. Yerli üreticiye bir darbe daha vuruyor. 
Mera alanları da azalıyor. 2002 yılında 16.5 milyon hektar olan mera alınımız günümüzde 14.5 milyon hektara düşmüş durumda. Mera yoksa ot yok, ot yoksa et yok süt yok. Çünkü hayvancılığın genel maliyetinin yüzde 60-70'i yemdir." dedi.

Her yıl açıklanan büyüme rakamlarında en az büyümenin tarım kesiminde görüldüğüne değinen Sarıbal, 2018 ikinci çeyreğinde tarımın 1,5 küçüldüğünü kaydetti. Sarıbal, şöyle devam etti: 

"Tarımın 2002 yılında gayri safi yurtiçi hasıladaki yüzde 10'luk pay, 2018'in ilk yarısında yüzde 5,9'a kadar geriledi. Çiftçi Kayıt Sistemine kayıtlı çiftçi sayısı 2003 yılında 2,8 milyon iken, 2017'de 2,1 milyona düştü. Çiftçinin borcu ödenemez noktada. 2002'de 4,5 milyar lira olan çiftçi borcu bugün 109 milyar lira. Tarımın bütçedeki payı yüzde 6'lardan yüzde 2-2,5'lara düştü."

Sarıbal, ithalatı çözüm olarak gören bütçenin kendi insanını ve çiftçisini gözetmediğini vurguladı. Sarıbal, "Yata, uçağa, saraya, şatafata, saltanata para bulan fakat çiftçisini desteklemeyen bir bütçedir. Bu bütçe, bizi toprağımızda modern köle haline getirecektir. Bu bütçe ithalatçıyı, yandaşı, kamu sırtından zengin olan tüccarı, yabancı ülkelerin çiftçilerini kalkındırma bütçesidir. Halkımızın, üreticimizin bütçesi değildir. Çiftçimizin, halkımızın bütçesi değildir." diye konuştu. 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.