SON DAKİKA
Hava Durumu

'Cunta başkanı olarak siyaseti noktalıyorsun'

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Bu darbe bütün darbelerden farklı olarak iktidara yapılan bir darbe değildir. Bu darbe iktidar tarafından geleceğe, geleceğin iktidarına yapılan korkakların yaptığı bir darbedir" dedi.

Haber Giriş Tarihi: 27.05.2025 21:21
Haber Güncellenme Tarihi: 27.05.2025 22:57
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
'Cunta başkanı olarak siyaseti noktalıyorsun'

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Ekrem İmamoğlu'na yönelik afiş ve görsel yasaklarını protesto etmek amacıyla TBMM'de partisinin grup toplantısında 'Free İmamoğlu' pankartı açtı. Özel, "Buna deliriyorlar. Hadi gel indir. Bir başsavcıya, üç savcıya, üç hakimin arkasına saklanan korkaklara söylüyorum; Ekrem İmamoğlu masumdur, gelecekte de bunun hesabını sizden hukuk önünde soracaktır. Bundan sonra Ekrem İmamoğlu'nun resminden korkanlar korkmaya devam etsin. Göreceksiniz ki İmamoğlu her yerde" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuştu. Sözlerine, CHP’nin ev sahipliğinde İstanbul’da düzenlenen Sosyalist Enternasyonal Konsey Toplantısı'na ilişkin olarak, "Elbette 19 Mart tarihinde girişilen ve büyük bir direnişle, büyük bir mücadeleyle bir hafta süren Saraçhane eylemleriyle milyonların, milletin iradesine sahip çıkmasıyla 81 ilde bütün demokratların ayağa kalkmasıyla püskürttüğümüz, geleceğe yapılan darbeyi geleceğimize yapılan darbeyi cumhurbaşkanı adayımıza milletin takdiriyle bir sonraki dönem cumhurbaşkanı olacağına inandığımız Ekrem İmamoğlu'na hep birlikte sahip çıktık" dedi.

"Cunta başkanı olarak siyaseti noktalıyorsun"

27 Mayıs Darbesi'nin 65'inci yıl dönümü olduğunu hatırlatan Özel, şunları söyledi:

"65 yıl önce yapılan o darbe, seçilmişleri asker zoruyla görevden uzaklaştırıp seçilmişlerin yerine vesayet kurup ülkeyi belli bir dönem de olsa seçilmişlerin yerine askerlerin ve onların görevlendirdiklerinin yönetmesini amaçlıyordu. 12 Mart Muhtırası da 12 Eylül Darbesi de 15 Temmuz darbe girişimi de hep seçilmişleri hedef aldı. Darbeler, iktidarlara yapılır ve herkes dönüp muhalefete bakar, ana muhalefetin gözünün içine bakar. Ne 27 Mayıs sabahı, ne 12 Mart'tan sonra, ne 12 Eylül'de ne 15 Temmuz gecesi gözümüzün içine bakan kimse milli irade yerine vesayet, demokrasi yerine otokrasi, seçilmiş yerine atanmışlara cesaret verebilecek ya da CHP'den bu konuda destek bulacak hiçbir işareti görmediler. Biz tarihimiz boyunca her darbeye karşı olduk. Yaklaşan darbe süreçlerinde engel olmak için mutlaka pozisyon aldık. O konularda irade ortaya koyduk. Bugün birileri emin olun birkaç saat sonra devletin imkanlarıyla çıktığı kürsüde Cumhurbaşkanı sıfatı taşıyorken, kendisi şu anda Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ve İsmet Paşa'nın makamında oturuyorken çıkacak 27 Mayıs Darbesi üzerinden ki o darbenin mağduru ailelerle, CHP referandum sürecinde bu tek adam rejimi kurulurken o darbenin mağdurlarının aileleriyle, torunlarıyla, çocuklarıyla, tek adam rejimine karşı getirilen güya Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne karşı birlikte mücadele ettiğimiz aileler onlar. O gün darbeye uğrayan Demokrat Parti altılı masa sürecinde CHP ile birlikte tek adam rejimine karşı mücadele eden parti. Ve o darbe sürecinde darbenin içinde olanların kurduğu partiler şimdi Adalet ve Kalkınma Partisi'nin ittifak ortakları, kendisini bir kenara çekecek 27 Mayıs Ddarbesi, onun yarattığı mağduriyet, başbakanın, bakanların asılması gibi bir utanç üzerinden onu CHP'ye mal etmeye çalışacak. Ve bunu yaparken ülkenin 2'nci cumhurbaşkanına, Sevr Anlaşmasını yırtıp atıp Lozan'ı yapan diplomata, Batı cephesinin kumandanına namus ahlak dürüstlük timsali bir devlet adamına İsmet Paşa'ya dil uzatacak... O İsmet Paşa'ya uzanan dili İsmet Paşa'yı karalayan o tüm kirli sözleri seçimi kaybettiği gece oğluna 'Ben kaybettim demokrasi kazandı' deyip tek adam olabilecekken demokrasinin önünü açmış İsmet Paşa'nın hatırası önünde eğilerek o lanetli dili şimdiden kınıyorum. İsmet Paşa'ya söylediği her sözü 65 yıl sonra o darbeden bir başka darbeye girişen cunta başına şimdiden iade ediyorum. İsmet Paşa Cumhurbaşkanı olarak geldi. Seçimlere girdi. Kaybetti. Cumhurbaşkanlığını da devretti. Cumhurbaşkanı olarak tarihe geçti. Sen başbakan olarak geldin. Cumhurbaşkanı oldun. Ama cunta başkanı olarak siyaseti noktalıyorsun."

"Sayın Erdoğan demokrasiyi bir tramvaya benzetiyorsan biz raylarını döşeyeniz"

Özel, "Biz 'Demokrasiyi işimize geldi bindik demokrasi tramvayina, işimize gelmeyen yerde ineriz' diyen Recep Tayyip Erdoğan değiliz. Recep Bey, Tayyip Bey, Sayın Erdoğan, demokrasiyi bir tramvaya benzetiyorsan biz raylarını döşeyeniz. Bu memlekete tramvayın rayını döşeyeniz. Şimdi aynı Erdoğan 15 Temmuz'un ertesi günü 16 Temmuz, CHP'nin kapısını çalıyor. Yanımda Sayın Genel Başkan'a diyor ki 'Dün akşamki meclis grubunuzun tutumundan dolayı takdirlerimi iletin.' Allah var Kemal Bey dedi ki 'CHP her zamanki gibi darbelerin karşısında.' 'Teşekkürleri iletin'. Dedi ki 'Darbeye teşekkür edecek bir şey yok. Telefon bağlıyorlardı, Cumhurbaşkanı görüşecek. Aramızda değerlendirdik.' Dedim teşekkür edecek, teşekkürünü kabul etmeyelim bunun. Çünkü biz teşekkür edilecek bir iş yapmıyoruz. Biz yüz yıldır yaptığımızı yapıyoruz. Sandığa sahip çıkıyoruz. Demokrasiye sahip çıkıyoruz. Bugün teşekkür kabul etmek birisini demokrasinin ev sahibi, seni orada misafir yapar. Biz bu demokrasiden istifade eden herkesin bu makamlara gelmesinin teminatı olan Türkiye Cumhuriyeti'nin ve kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün fikrinin sahipleriyiz. Vuruyor kapıya. 'Sizin dünyayla bağlantılarınız güçlü. Bu darbeyi dünyayı birlikte anlatabilir miyiz? Sosyalist Entarnasyonal'e sizinkiler anlatabilir mi?' Hayhay dedik. Şimdi bana diyor ki 'Sosyalist Entarnasyonal'e bizi şikayet etme.' Sana darbe yapılınca şikayet edeceğiz de anlatacağız da 15,5 milyon oyla milletin aday gösterdiği İmamoğlu'na sen darbe yapınca mı susacağız?" ifadesini kullandı.

"Bu darbe iktidar tarafından geleceğe, geleceğin iktidarına yapılan korkakların yaptığı bir darbedir"

Özel, şunları kaydetti:

"1980 Darbesi'ni yapanlara Amerika 'Bizim çocuklar' diyordu. 19 Mart darbesini yapanlar Amerika'dan icazet aldı dedim, üç gün sustular sonra bir iki kınama mınama yaptılar. Şimdi o konulara girmiyorlar. Ama Gazze'yi güya turistik kent yapacağım deyip önündeki doğal gaza çökmek isteyen, deli numarasıyla orada oyun kurgulayan Trump'a susan diğer taraftan Filistinlileri başka ülkelere yollayacağız deyince itiraz etmeyen Kuzey Kıbrıs'ı tanıması gereken Türki Cumhuriyetlerine Güney Kıbrıs'ı tanıttıran bir plana sessiz kalan Erdoğan 12 Mart tarihinde Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı ile Trump'ın petrol baronu Harold Hamm sözleşme imzalıyorlar. Güneydoğu ve Trakya'daki petrol aramaları için. Trump yolluyor. Adamımı yolladım ona diyor. Çok güzel anlaşmalar yaptılar diyor. Bizim çocuklar diyen darbeden tam bir hafta önce sen önce bizim petrol baronuyla Türkiye'deki bütün petrol aramaları için bir anlaşma yap bakalım, ondan sonra işine bakarsın. Bakın bu kişiye gazeteci soru sordu, 'Türkiye'de bir huzursuzluk var. Bu durum petrol işinizi nasıl etkiler?' Bu adam diyor ki, Trump'ın Erdoğan'a yolladığı adam, Erdoğan'ın Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığıyla imza attırdığı adam, diyor ki, 'Türkiye bir üçüncü dünya ülkesi. Üçüncü dünya ülkelerinde böyle işler olur. Muhalifleri hapse tıkarsınız. İcabına bakarsınız. Yaptıkları işe yarayacak Erdoğan'ın' diyor. Teröristi demiyor. Yolsuzluk yapanı demiyor. 'Muhalifleri içeri tıkarsınız icaplarına bakarsınız. Erdoğan'ın yaptıkları işe yarayacak.' 12 Eylül'deki 'Bizim çocuklar', şimdi Trump'ın icazetiyle bu işlere karşı çıkacak ses yükseltecek, örneğin Trump'ın Gazze'yi işgaline 'Evet' demeyecek bir sonraki Cumhurbaşkanı'nın içeri atılmasına mevcut cumhurbaşkanıyla yol yürünmesine karar vermişler. Bu darbe bütün darbelerden farklı olarak iktidara yapılan bir darbe değildir. Bu darbe iktidar tarafından geleceğe, geleceğin iktidarına yapılan korkakların yaptığı bir darbedir."

Özel, 'İmamoğlu'na Özgürlük' pankartı açtı

"19 Mart darbesinin üzerinden 69 gün geçti. Dün 5. dalga operasyonu yaptılar. 5. dalga ile birlikte 46 kişiyi gözaltına aldılar, 25 kişiyi tutukladılar. Bunların içinde İstanbul Büyükşehir Belediyesi'nin özel kalem müdürü, koruma müdürü ve en yakın çalışma arkadaşları teker teker gözaltına alındılar, dört gün içeride tutuldular ve ardından tutuklandılar. Dün merkez medyanın televizyon kanalları ellerine çubukları almışlar, 'bakın özel kalem müdürü yanında' diyorlar. Nerede olacak özel kalem müdürü? Bu kadar edepsizliğin sonunda olana bakın; Kadriye Hanım ilk gözaltına alındığında dört gün tuttular, 'araban üç yıl önce iki kez İpsala'dan çıkmış, rüşvet parası vardı da İmamoğlu sana telim etti, onu mu yurtdışına kaçırdın?' Demiş ki; 'o araba ben de üç yıldır yok ki Aralık'tan beri var'. Arabanın parasının dekontunu gösterince 'kusura bakmayın'. Bu ifadeye rağmen savcı tutuklanmasını istedi, oradaki hakim 'yok artık' dedi ve serbest bıraktı. 14 yaşında bir evladı var, bugün yaş günü. Annesini dört gün önce bir daha aldılar, dün gece 'Ekrem beyin kayıp telefonunu' sordular. O telefonu hiç eline almadığını söyledi. Ama o telefonu Ekrem Bey, İBB'ye seçildiğimizde elinde Ekrem İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanıyken kartvizitini verdiği kim varsa çekmecesinden çıkarsın üstündeki telefon numarası gizli telefon dedikleri. Altı yıldır bir çekmecede duran bir telefondan bahsediyoruz. Telefonu yönlendiren 'ben yönlendirdim' diyor. Kadriye Hanım'a diyorlar ki 'bu telefon üzerinden gelen aramaları cevaplamışsın'. Özel kalem müdürü ne yapacak? Ekrem Başkanın bilmesi gereken bir aramaysa onu bağlıyor, ne yapacak. Dört gün sonra tutukladılar.

Türkiye'de 'ben hukukçuyum, Türkiye yasalarla yönetilir' diyen herkese söylüyorum; CMK ifade alma ve sorguda yasak usuller 5'inci madde; 'şüphelinin aynı olayla ilgili yeniden ifadesi alınması ihtiyacı ortaya çıktığında bu işlem ancak Cumhuriyet Savcısı tarafından yapılır'. 4 gün tutamazsın, poliste sorgu yapamazsın, çağırırsın ilave ifade alırsın. Bu burada yazarken ikinci kez gözaltı, 4 gün zulüm ve yeniden tutuklama talebi. Sadece zulüm olsun diye değil, 12 Sulh Ceza Hakimliği var o Adliyede. Bir Sulh Ceza Hakimine düştü o baktı, tutuklamadı ya turnikeyi kaçırmış basketçi gibi topu alıp bir daha turnikeye giriyor. Başka birine gelirse basketi atacak. Savcı, tutuklamayı kafaya koymuş, o talimatı almış. Namuslu bir hakim tutuklamıyor bu topu tekrar alıp turnikeye giriyor. Hakimlere şunu söylüyorlar; 'istediğimiz tutuklamayı yapmazsanız Sulh Ceza'dan seni icraya sürerim.' Yargılama bu şartlarda sürüyor. Güya turpun büyüğünü arıyorlar. 12 taneden ayarladıkları 3'üne düşmezse bir kez daha gözaltı yapıp başka mahkemeye düşürüp oradan tutuklama yapıyorlar. Bu kadar vicdansızlık...

"Doğum gününde annesinden ayrı bıraktığınız Çınar'ın gözyaşlarında boğulun"

AK Partili olup 'Türkiye'de gerçekten hukuk var' deyip bu usulü savunacak bir kişi çıksın karşımıza. Türkiye'nin namuslu hukukçularına söylüyorum; HSK burada daha ne duruyor? Bu utancı daha ne kadar taşıyacağız? Böyle iş olur mu? Doğum gününde annesi babası ayrı, sabahın köründe alıp götürdüğünüz annesini, dört gün daha zulmettiğiniz, denk getirdiğiniz yerden tutuklayıp doğum gününde annesinden ayrı bıraktığınız Çınar'ın gözyaşlarında boğulun inşallah.

Darbeciler panik evresindeler, boş dosya dolmadıkça sağa sola saldırıyorlar. AK Parti’nin içindeki bazı vicdanlı sesler, partinin geleceğini düşünenler, buna rıza göstermediler. Şimdi homurdanmalar başlamış darbeciler arasında. 'Hani dosya doluydu, kandırıldık mı, ekonomi dibe vurdu artık nasıl toparlanacak' diye. Tayyip bey bir taraftan geçmiş dönem kumpas davalarında Zekeriye Öz'e sahip çıktığı gibi şimdi sürece sahip çıkmaya çalışıyor ama bir yandan da kazan kaynıyor. Öyle bir hale gelmiş ki Ekrem İmamoğlu İstanbul'un seçilmiş belediye başkanı. İddia var iddianame yok. Olsa ne yazar yargılama yok. Başlasa ne yazar, karar yok. Karar alınsa ne yazar kesinleşme yok. Yani ispatlanana ve kesinleşene kadar suçsuz. 'Ekrem İmamoğlu'nun resmini belediyeye asamazsın, metroya asamazsın'. Böyle bir karar alsa hakim alacak, kendisini hakim yerine koymuş başsavcılık abuk subuk işler yapıyor."

"Olmayan ahtapotu varmış gibi göstermeye çalışanlardan hesap soracağız"

Kürsüden 'Free İmamoğlu' (İmamoğlu'na özgürlük) pankartı açan Özel, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Arkadaşlarımız 'biz İstanbul'da öyle bir yere asarız ki tüm Dünya'nın haberi olur' dediler. Boğaz Köprüsü'ne astılar. Buna deliriyorlar. Hadi gel indir. Bir başsavcıya, üç savcıya, üç hakimin arkasına saklanan korkaklara söylüyorum; Ekrem İmamoğlu masumdur, gelecekte de bunun hesabını sizden hukuk önünde soracaktır. Gün gelip devran dönünce biz namuslu, temizli, iftiracı olmayan, partiye üye olmuş vatandaşından bu süreçle ilgili hesap sormayacağız. Biz, darbecilerden hesap soracağız. Olmayan ahtapotu varmış gibi göstermeye çalışanlardan hesap soracağız. Biz, gerçek rüşvetçilerden, yolsuluk yapanlardan, milletin kanını emenlerden hesap soracağız. Haksızlık, hukuksuzluk yapanlar, darbe yapanlar hesap verecek. Bugünün AK Partilisi yarının Cumhuriyet Halk Partisi'nden 14 bin lira değil 30 bin lira emekli maaşını alınca, geçmişte ne yanlış yapmışım, helal olsun Ekrem İmamoğlu'na deyip iki eliyle bize oy verecek. Bundan sonra Ekrem İmamoğlu'nun resminden korkanlar korkmaya devam etsin. Göreceksiniz ki İmamoğlu her yerde."

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.