Meydan Gazetesi yazarı Mustafa Gültekin, AK Parti Bursa il kongresi sürecini değerlendirerek, ilginç bir yorumda bulundu: Belki fazla iddialı bir laf olacak ancak, "teşbihte hata olmaz" diyecek ve meramımın doğru anlaşılması adına söyleyeceğim. Ak Parti'de bugün verilen mücadele, aslında parti içinde oluşan "Ergenekon" ile onu söküp atmak isteyen taban temsilcilerinin ölümüne kavgasıdır.
Haber Giriş Tarihi: 27.08.2011 12:44
Haber Güncellenme Tarihi: 27.08.2011 12:44
https://www.bursaport.com
İşte Mustafa Gültekin'in Meydan Gazetesi'nde bugün yayınlanan yazısı:
Mustafa GÜLTEKİN (Meydan Gazetesi)
Sedat Yalçın neyi temsil ediyor?
Diyeceksiniz ki;
"Sedat Yalçın, Ak Parti'nin hâlihazırdaki il başkanıdır ve dolayısıyla partisinin Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı temsil ediyor"
Doğrudur,
Fakat kongre sürecine giren Ak Parti'de yaşanan iktidar mücadelesi kuşkusuz ki; yeni temsiliyetler de yarattı...
Buna göre,
Sedat Yalçın: Özellikle son süreçte, "yeni" bir siyaset tarzını temsil ediyor... Öyle ki; Ak Parti'de, Faruk Çelik'in zorlama dizaynıyla olagelmiş bir yapı hâkim(di). Bunun için Ak Parti, halkın Başbakan'a olan güveniyle hep iktidar olmasına rağmen, mutlu azınlığın haricinde pek kimsenin içine sinmedi... İşte, Sedat Yalçın, bu mutlu azınlığın azap verdiği sessiz çoğunluğu temsil ediyor.
Bu nedenle
Ak Parti kongreleri, rutin bir ilçe ve il başkanı seçiminden öteye, statükonun devamını isteyen mutlu azınlık ile karşısında duran sessiz çoğunluğun amansız bir mücadelesi anlamına da geliyor...
***
Evet,
Bu tanımlamadan rahatsız olup üzerine vazife çıkaranlar da olacaktır. Varsın olsun... Şurası çok açık ki; Sedat Yalçın, siyasetin temiz yüzü olarak ortada ve orada duruyor.
Kimse kusura bakmasın,
Partinin adı "AK" olunca, her şey "ak" olmuyor ne yazık ki... Bir erdemliler hareketi olarak başlayan Ak Parti'de, fakir sofralarında kazanılan onurun zengin / zenginlik sofralarına meze edildiğini de gördük biz...
Bu nedenle Sedat Yalçın,
Entelektüel birikimiyle yarattığı farkın yanında, laf başında, "tüyü bitmemiş yetim hakkı" edebiyatı yapıp, sonra bu yetimin malını midesine indirmeyen ender siyasetçilerden birisidir.
***
Elbette ki;
Sedat Yalçın'ın da hatası, yanlışı vardır. Ancak Yüksel Baysal'ın da dediği gibi, "yanlışlarının topluma maliyeti azdır Sedat Yalçın'ın..."
Biliyorum
Belki fazla iddialı bir laf olacak ancak, "teşbihte hata olmaz" diyecek ve meramımın doğru anlaşılması adına söyleyeceğim. Ak Parti'de bugün verilen mücadele, aslında parti içinde oluşan "Ergenekon" ile onu söküp atmak isteyen taban temsilcilerinin ölümüne kavgasıdır.
Bu kavgadan kim galip çıkar?
Buna ait bir tahminde bulunmak için henüz çok erken. Bu biraz da tabanın, kavgasına ne oranda sahip çıkacağıyla da ilgili... Ne var ki; bu durum her şeye rağmen ezberleri bozması bakımından bile çok özel ve önemli bir tablodur.
Nitekim
Sedat Yalçın'ın kazanması, yıllarca örülen statükonun çözülmesi ve yerleşik düzenin bozulması demek de oluyor ki; Sedat Yalçın, olayın bu tarafıyla bile hak olan davanın haklı tarafını temsil etmiyor mu sizce de?
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Gültekin: AKP içinde 'Ergenekon' var!
Meydan Gazetesi yazarı Mustafa Gültekin, AK Parti Bursa il kongresi sürecini değerlendirerek, ilginç bir yorumda bulundu: Belki fazla iddialı bir laf olacak ancak, "teşbihte hata olmaz" diyecek ve meramımın doğru anlaşılması adına söyleyeceğim. Ak Parti'de bugün verilen mücadele, aslında parti içinde oluşan "Ergenekon" ile onu söküp atmak isteyen taban temsilcilerinin ölümüne kavgasıdır.
İşte Mustafa Gültekin'in Meydan Gazetesi'nde bugün yayınlanan yazısı:
Mustafa GÜLTEKİN (Meydan Gazetesi)
Sedat Yalçın neyi temsil ediyor?
Diyeceksiniz ki;
"Sedat Yalçın, Ak Parti'nin hâlihazırdaki il başkanıdır ve dolayısıyla partisinin Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ı temsil ediyor"
Doğrudur,
Fakat kongre sürecine giren Ak Parti'de yaşanan iktidar mücadelesi kuşkusuz ki; yeni temsiliyetler de yarattı...
Buna göre,
Sedat Yalçın: Özellikle son süreçte, "yeni" bir siyaset tarzını temsil ediyor... Öyle ki; Ak Parti'de, Faruk Çelik'in zorlama dizaynıyla olagelmiş bir yapı hâkim(di). Bunun için Ak Parti, halkın Başbakan'a olan güveniyle hep iktidar olmasına rağmen, mutlu azınlığın haricinde pek kimsenin içine sinmedi... İşte, Sedat Yalçın, bu mutlu azınlığın azap verdiği sessiz çoğunluğu temsil ediyor.
Bu nedenle
Ak Parti kongreleri, rutin bir ilçe ve il başkanı seçiminden öteye, statükonun devamını isteyen mutlu azınlık ile karşısında duran sessiz çoğunluğun amansız bir mücadelesi anlamına da geliyor...
***
Evet,
Bu tanımlamadan rahatsız olup üzerine vazife çıkaranlar da olacaktır. Varsın olsun... Şurası çok açık ki; Sedat Yalçın, siyasetin temiz yüzü olarak ortada ve orada duruyor.
Kimse kusura bakmasın,
Partinin adı "AK" olunca, her şey "ak" olmuyor ne yazık ki... Bir erdemliler hareketi olarak başlayan Ak Parti'de, fakir sofralarında kazanılan onurun zengin / zenginlik sofralarına meze edildiğini de gördük biz...
Bu nedenle Sedat Yalçın,
Entelektüel birikimiyle yarattığı farkın yanında, laf başında, "tüyü bitmemiş yetim hakkı" edebiyatı yapıp, sonra bu yetimin malını midesine indirmeyen ender siyasetçilerden birisidir.
***
Elbette ki;
Sedat Yalçın'ın da hatası, yanlışı vardır. Ancak Yüksel Baysal'ın da dediği gibi, "yanlışlarının topluma maliyeti azdır Sedat Yalçın'ın..."
Biliyorum
Belki fazla iddialı bir laf olacak ancak, "teşbihte hata olmaz" diyecek ve meramımın doğru anlaşılması adına söyleyeceğim. Ak Parti'de bugün verilen mücadele, aslında parti içinde oluşan "Ergenekon" ile onu söküp atmak isteyen taban temsilcilerinin ölümüne kavgasıdır.
Bu kavgadan kim galip çıkar?
Buna ait bir tahminde bulunmak için henüz çok erken. Bu biraz da tabanın, kavgasına ne oranda sahip çıkacağıyla da ilgili... Ne var ki; bu durum her şeye rağmen ezberleri bozması bakımından bile çok özel ve önemli bir tablodur.
Nitekim
Sedat Yalçın'ın kazanması, yıllarca örülen statükonun çözülmesi ve yerleşik düzenin bozulması demek de oluyor ki; Sedat Yalçın, olayın bu tarafıyla bile hak olan davanın haklı tarafını temsil etmiyor mu sizce de?
En Çok Okunan Haberler