SON DAKİKA
Hava Durumu

EMEP lideri Akdeniz: Tek çıkış yolu halkın örgütlü gücü

Emek Partisi Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, siyasetten ekonomiye, iş cinayetlerinden laikliğe gündemdeki konuları değerlendirdi. Akdeniz, tek çıkış yolunun halkın örgütlü gücü olduğunu vurguladı.

Haber Giriş Tarihi: 24.10.2022 18:50
Haber Güncellenme Tarihi: 24.10.2022 18:50
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
EMEP lideri Akdeniz: Tek çıkış yolu halkın örgütlü gücü

Bursa’da konuşan EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz, tek adam rejiminin baskıları, Amasra’daki maden faciası karşısında halkın tepkisini göstermesi durumunda “aman sokağa çıkmayın” diyen anlayışı eleştirdi. Akdeniz, “Bizi şöyle bir denkleme mahkum etmeye çalışıyorlar. Acaba kim kimin kalesine gol attı? Bu gollerin hepsi tribünde maçı izleyen halkın kalesine git. Bu sahada bu sahanın ortasında yolsuzluk var. Bu oyunda yasaklar var. O zaman bir bütün olarak tribündeki halkın sahanın ortasına inmesi gerekir. Biz böyle bir siyaset çağrısı yapıyoruz” dedi.

Emek Partisi (EMEP) Bursa il örgütü, “Türkiye nereye gidiyor, Emek ve Özgürlük İttifakı ne öneriyor?” başlığıyla halk bulaşması yaptı. EMEP Genel Başkanı Ercüment Akdeniz’in katılımıyla gerçekleşen buluşma Bursa Akademik Odalar Birliğinde yapıldı. Emek ve Özgürlük İttifakı bileşeni parti temsilcilerinin de katıldığı halk toplantısında konuşan Ercüment Akdeniz, sözlerine Nâzım Hikmet’i anarak, Yatar Bursa Kalesinden şiirini okuyarak başladı.

"PARALAR FAİZE GİDECEK, ZENGİN DAHA ZENGİN OLACAK"

Hükümetin açıkladığı 2023 bütçesine değinen Akdeniz, bütçenin önemli bir kısmının faiz ödemelerine ayrıldığını dikkat çekerek, “Bu faiz politikalarının ve faiz rejiminin iktidar tarafından itiraf edildi. Paralar faize gidecek, buhar olacak, zengini daha da zengin yapacak. Öngörülen bütçe açığı 659 milyar” dedi.  Hazine ve Maliye Bakanı Nureddin Nebati’nin açıklamalarını işaret eden Akdeniz, bütçenin acı faturasının işçilere ve emekçilere kesilmek istendiğine vurgu yaptı. Akdeniz, işçilerin buna karşı örgütlü mücadele etmesi gerektiğini ifade etti.

Asgari ücret üzerinden iktidarın yaptığı ve yapacağı propaganda konusunda uyarıda bulunan Akdeniz, Türk-İş’in açıkladığı yoksulluk sınırının 24 bin civarında açıkladığına dikkat çekti ve insanca bir yaşam için asgari ücretin en azından yoksulluk sınırında olması gerektiğini, işçilerin bunu talep olarak dile getirmesi gerektiğini söyledi. 

Akdeniz, işçilerin işten atılmaların yasaklanmasını talep haline getirerek, mücadeleyi örgütlemesi gerektiğini söyledi. Liranın döviz karşısında değer kaybetmesiyle işçilerin ve emekçilerin yaşamlarına olan etkilerini, ziyaretlerde bulunduğu kentlerde gözlemlerini aktararak paylaşan Akdeniz, Ekmek Gül'ün çağrısıyla başlayan ve tüm ülkede yankı bulan “Okullarda 1 öğün ücretsiz, sağlıklı yemek” kampanyasının öneminden de söz etti.

"SUÇ MÜLTECİLERDE DEĞİL, AKP’NİN GÖÇ POLİTİKASINDA"

Özellikle Suriyeli mültecilere yönelik gerçekleştirilmek istenen linçlere dikkat çeken Akdeniz, “Bizdeki yoksulluğun nedeni Suriyeliler değil, mülteciler değil, göçmenler değildir. Bu bakış, bütün bu birikmiş öfkemizi yanlış bir adrese yönlendir. Mülteci, göçmen kardeşlerimizin güvencesi, ölümüne çalıştırarak, yarı fiyatına çalıştırarak Türkiyeli işçisiyle yarıştırarak, rekabete sokarak Türkiye işçi sınıfının koşullarını daha da kötüye götüren bu AKP iktidarıdır. Avrupa Birliği'nin tekelleri ve uluslararası sermaye, yoksulluğun sorumlusudur. Yerliyi de göçmeni de ezen sömüren, birbirine düşüren onlardır” diye konuştu. Akdeniz, “Yoksulluğun sorumlusu Suriyeliler değil. Ülkemde AKP’nin göç politikasını istemiyoruz. Avrupa Birliği'nin Türkiye'ye göçmen deposu haline getiren bu esaret politikasını reddediyoruz. Mottomuz budur, buradan ilerleyeceğiz” dedi.

"AMASRA’DA FACİAYI ÖNLEMEDİLER"

Bartın’ın Amasra ilçesine yaşanan maden faciasıyla ile ilgili EMEP’in hazırladığı raporu hatırlatan Akdeniz, “25-30 yaşlarında genç madenciler kaybetti. Madende yaşamını yitiren bir işçi, 5 aylık hamile eşine diyor ki, ‘İşe giderken bizi patlatacaklar’. Annesine babasına söylüyor, ‘Bizi yerin altında öldürecekler’. Önlem yok. Türkiye Taşkömürü Kurumu bu. Özel bir şirket de değil. TTK böyle oluyorsa işçi sağlığı ve iş güvenliği adına Türkiye'nin vay be haline” dedi. Türkiye’de iş cinayetlerine dikkat çeken Akdeniz, tek adam rejimine de işaret ederek, “Sayıştayı da tanımıyorum. Denetimi de tanımıyorum diyor. Sermayenin önündeki bütün engeller kaldırılsın diyor. Fütursuz soygun sömürü düzenidir bu” dedi.

"İŞ CİNAYETLERİ KARŞISINDA İŞÇİ SINIFI BİRLEŞMEK ZORUNDA"

Amasra’daki maden katliamı ile ilgili gözlemlerine devam eden Akdeniz, ‘Ateş düştüğü yeri yakar’ deniyor, öyle değil. Bir an için öyledir ama ateş bütün işçi sınıfını yakıyor. İşçi sınıfı birleşmek zorunda, ayağa kalkmak zorunda. Bunun başka yolu yok, daha çok Soma yaşarız, daha çok Amasra yaşarız yoksa” ifadelerini kullandı.

20 yıllık AKP iktidarlarında yaşanan iş cinayetlerine de dikkat çeken Akdeniz, “Bu sadece buzdağının görünen yüzü arkadaşlar. Dipte müthiş muazzam bir işçi kıyım makinesi çalışıyor. Organize sanayi bölgelerinde, madenlerde, inşaatlarda, tarımda her gün her gün insanlar ölüyor, işçilerimiz ölüyor. ‘Hadi hadi, çalış’ düzenidir bu, Soma düzenidir” dedi.  Toplu sözleşmelerde, sendikal mücadelede işçi sağlığı ve iş güvenliğini en üst maddelerden biri haline getirilmesi gerektiğini anlatan Akdeniz, Van Yüzüncü Yıl Üniversitesinde Emek Gençliği üyelerinin Amasra maden faciasıyla yaptıkları açıklama nedeniyle soruşturma açılmasına da tepki göstererek, “Maden katliamı ile ilgili daha tek bir gözaltı yapmadınız. Tek bir istifa yok” dedi.

"SEÇİMİN DE SANDIĞIN DA TEK ADAM REJİMİNİN SON BULMASININ DA GÜVENCESİ, HALKIN ÖRGÜTLÜ GÜCÜDÜR"

Emek ve Özgürlük İttifakının önemine ve neden ihtiyaç olduğuna ilişkin Akdeniz, “Karşımızdaki ittifak halkın haber alma hakkını boğan ittifak. Karşımızdaki ittifak sansürcü ittifaktır. Bizim ittifakımız özgür basının, eşitliğin, demokrasinin, halkın haber alma hakkının ittifakıdır. Var mısınız bizim ittifaka? Mesele budur bizim açımızdan” dedi. “Tek adam yönetiminden hep birlikte kurtulmamız gerek. Burada sorumluluğumuz neyse onu hep birlikte yapacağız, hep birlikte yaparız” diyen Akdeniz, tek adam rejimi sonrasına işaret ederek şunları söyledi:

“Öyle sokağa çıkmayın, öyle demokratik tepkinizi dile getirmeyin, Amasra’da madenciler öldü ‘Aman sokağa çıkmayın’, zamlar yükseldi ‘Sokağa çıkmayın’ diyerek gitmez. Bizi şöyle bir denkleme mahkum etmeye çalışıyor. Acaba kim kimin kalesine gol attı? Bu gollerin hepsi tribünde maçı izleyen halkın kalesine git. Bu sahada bu sahanın ortasında yolsuzluk var. Bu oyunda yasaklar var. O zaman bir bütün olarak tribündeki halkın sahanın ortasına inmesi gerekir. Biz böyle bir siyaset çağrısı yapıyoruz. Elbette ‘provokasyona gelmeyelim’, işçinin, emekçinin provokasyon yaptığı nerede görülmüş? Ama sendika bürokrasisini Amasra’ya gittik gördük. Bakanlarla el ele kol kola fotoğraf veriyorsun. 20 gün sonra o fotoğraftaki madenci gençlerin yarısı ölmüş, yok, utanmazlar. 20 gün sonra maden ocağının önünde tarikatlar, cemaatler, vakıflar bunlarla beraber bürokrasiyle beraber devlet erkanı ile beraber yine poz verir. Öyle bir sendikal anlayışla tek parti tek adam rejiminin, tekeller egemenliğinin sona ermesi mümkün mü arkadaşlar? Bürokrasinin yıkılması gerek. Düzen muhalefetinin değişmesi gerekiyor. Seçimin de sandığın da güvencesi, tek adam rejiminin son bulmasının da güvencesi, halkın örgütlü gücüdür. Halkın örgütlü gücünü meydanlara koymasıdır.”

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.