CHP'nin Cumhurbaşkanı aday adayı Ekrem İmamoğlu, İzmir'den başlattığı kampanyada Kayseri, Adana, Antalya ve Kastamonu’nun ardından Bursa’da vatandaşlarla buluştu. Bursa'da da Erdoğan'a meydan okuyan İmamoğlu "Yargının, kurumların arkasına saklanma; çık karşıma mertçe yarış, bırak benim diplomamı!" dedi.
Haber Giriş Tarihi: 13.03.2025 12:01
Haber Güncellenme Tarihi: 14.03.2025 00:43
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
PELİN AKDEMİR / BURSAPORT
CHP'nin 23 Mart'ta yapılacak Cumhurbaşkanı adaylığı önseçimi için çalışmalarına İzmir'den başlayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kayseri, Adana, Antalya ve Kastamonu’nun ardından Bursa’da Cengiz Göllü Voleybol Salonu'nda vatandaşlarla buluştu. Binlerce kişinin katıldığı buluşmada coşkulu bir kitleye seslenen İmamoğlu, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a meydan okudu.
"Millet seni evine gönderecek" diyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bunların içinde adalet duygusu kalmadığı gibi, amacı adaleti sağlamak olan yüce Türk yargısının saygıdeğer namuslu hakimlerini, savcılarını bile zor durumda bırakıyorlar. Adaleti sağlamak için uğraşan her kişiye düşman oluyorlar. İnsanlarımız bu zor şartlarda, kendi paralarıyla, onurlarıyla bir öğün karınlarını doldurabilsinler diye Kent Lokantaları açtık. İktidarın düştüğü acizliğe bak. Bütün güçleriyle en büyüğü 100 metrekare olan kent lokantalarına saldırıyorlar. Demediklerini yapmadıklarını bırakmıyorlar. Oraya gidip yemek yedi diye bir insana soruşturma açıyorlar. Utanılacak bir durumdalar” ifadelerini kullandı.
23 Mart’ta yapılacak ön seçimin basit bir aday belirleme süreci olmadığını kaydeden İmamoğlu, "Bu bir demokrasi devrimidir. Ön seçimle birlikte Türkiye’de siyaset yeni bir yola giriyor. Bu yolu sizler çiziyorsunuz. Sizin 23 Mart’taki güçlü iradenizler tek adamların, masa başı siyasetçilerinin devri kapanacak" diye konuştu.
Cengiz Göllü Voleybol Salonu'ndaki buluşmada, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından sırasıyla CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu konuştu.
Konuşmasında halkın yaşadığı ekonomik sorunlara değinen Ekrem İmamoğlu, şunları söyledi:
"Elimize geçen paranın bereketi kalmadı. Daha dün 200 lira büyük para diye düşünürken fazla değil 8-10 yıl önce, bugün bozuk para bile değil. Paramız da pul oldu, itibarımızı da yerle bir ettiler. Dünya ölçeğinde ülkemizin bulunması gerektiği yerden çok aşağılardayız. Niye bu haldeyiz biliyor musunuz? Çünkü bir iktidar adalet duygusunu yitirirse, o memleketin ne yaparsanız yapın bereketi kaçar. Orada ne refah olur, ne huzur olur. Bizim en büyük sorunumuz ülkeyi yönetenlerin, zerre adalet duygusu kalmadı, vicdanları köreldi.
Milletin hakkını hukukunu çiğnemekten bir milim bile geri durmuyorlar. Halbuki bu ülkede kazandığı parayla geçinemeyen, borçlanmadan yaşayamayan, borçlanmak bir iş insanı bir üretici bir sanayici için normal olabilir ama bu ülkede artık emekli borçlanıyor. İş kurmak için değil yaşamak için. Borçlanmadan yaşayamayan hayatını sürdüremeyenlerin milyonlarca dar gelirlinin hali bu iktidarın umurunda değil. Şükredin derken, onu bile halkına fırça atarak söylüyor. 3 bin liraydı, 4 bin lira oldu daha ne olacak diyor.
Bu bakış açısı ne biliyor musunuz? Bizdeki anlayışı milletin parasını millete dağıtma anlayışı. Bizim prensimiz, ilkemiz milletin ihtiyaçları için milletin parasını adil olarak millete dağıtma prensibidir. Ama bunlar. Bunlar emekliye bile verilen maaşı kendi parası gibi verdiğini düşünerek o emekliye hakaret etmeyi normal görüyor. Bu var ya dünyada görülmüş bir şey değil. Bu edebin ayaklar altına alınması demektir. Utanılacak bir şeydir."
"Mülakatı kaldıracağım demişti, kaldırmadı"
Hiçbir şeyin iktidarın umurunda olmadığını söyleyen İmamoğlu, "Bunların umurunda olan tek şey kendine ait olduğunu zannettiği koltuğunu korumak, saraydan çıkmamak. Millet seni evine yollatacak" dedi. Milletin adaletsizliğin pençesinde, can derdinde olduğunu dile getiren İBB Başkanı İmamoğlu, "Gelir dağılımında adalet yok… Eğitimde adalet yok… Sağlıkta adalet yok… Devlet kurumlarının uygulamalarında, işe alımlarında adalet yok. Seçimden bu yana neredeyse 2 sene geçti. Genel seçimlerde zorda kalınca mülakatı kaldıracağım demedi mi? Devletin başındaki insan sözünü tutmaz mı? Mahkemelerde adalet yok. Bu iktidarın elini kolunu soktuğu hiçbir yerde adalet yok.” dedi.
Vatandaşlara, “Eğer bunalan varsa kolları sıvasın, ceketi çıkarsın. 23 Mart'ta da hep beraber çıkaracağız” diyen İmamoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bunlar milletin hakkına girmeyi, milletin hakkının kendi yetkisinde olduğunu düşünmeye o kadar alışmışlar ki milletin parasını millete vermemizi akıllar almıyor. Onlardaki kriter ne biliyor musunuz? Milletin parasını onlara yakın bir avuç insana vermek. Biz bu yola, milletin hakkını millete vermek için çıktık. Bu büyük ve aziz milletin, geçim derdi çekmeden, gelecek endişesi duymadan yaşama hakkına kavuşsunlar diye yola çıktık. İktidar olacağız, millet hakkını alacak. Milletin hakkını millete vereceğiz. Bu milletin, en kaliteli eğitim ve sağlık hizmetlerine kolayca ulaşmaya, afetlere karşı güçlü bir şekilde karşı koymaya hakkı yok mu? Elbette var. İktidar olacağız, millet hakkını alacak. Bu milletin mahkemelere gözü kapalı güvenmeye hakkı yok mu? Elbette var. İktidar olacağız, millet hakkını alacak. Bu milletin, kökeni, inancı, cinsiyeti, siyasi görüşü ne olursa olsun, herkesin kendini güvende hissettiği, huzurlu bir ortamda yaşamaya hakkı yok mu? Elbette var. Ne olacak, iktidar olacağız, millet hakkını alacak. Cumhuriyet Halk Partisi başaracak. Milletin hakkı milletin olacak. Memleketin bereketini kaçıranları önümüzdeki seçimde evlerine göndereceğiz.
Göreceksiniz, seçim sandığı, milletin önüne bereketiyle gelecek. Sandıktan oy fışkıracak. Ülkemiz gayretli, adaletli yepyeni bir yönetime kavuşacak. Güler yüzle milletini huzura, refaha, berekete kavuşacak iktidar gelecek. Millete hizmet eden yöneticiler, millete karşı haddini bilir, millete hizmet etme bilincinde olan yöneticiler, her şeyin sahibinin millet olduğunu bilir. Cumhuriyet Halk Partisi kayıtsız şartsız sevgili dostlarım millete inanmanın millete güvenmenin partisidir. Biz Mustafa Kemal Atatürk’ün hayata geçirdiği ‘egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesi bizim siyasetimizin duygularımızın temelidir. Her an kulağımızdan, kalbimizden, aklımızdan çıkarmamamız gereken ilkemizdir. Biz tarihimiz boyunca hiçbir kişinin hiçbir kurumun milletin iradesinin üstünde olmasını kabullenmedik, kabullenmeyiz. Bu anlayışın doğal sonucu olarak sevgili hemşerilerim, partimizin cumhurbaşkanı adayını doğrudan üyeler, sizler belirleyeceksiniz. Sizler demokrasi devriminin şahitleri olacaksınız. Bu devrimi sizler hayata geçireceksiniz.
"Geçmişteki yanlışlardan uzak duracağız"
Demokrasi devrimi başlamıştır. Çığ gibi büyüyerek artacağız. Evet, kararlıyız ama seçimi tek başımıza kazanalım, tek başımıza yönetmenin hayalini kurmuyoruz. Bizim hayalimiz başka bu güzel ülkenin bir daha asla tek adamın, tek partinin, tek fikrin hakimiyeti altına girmesi değildir bizim düşüncemiz. Biz, çoğulcu, özgürlükçü parlamenter demokrasiye yürekten inanıyoruz. Biz demokrasi aşığıyız, Biz Cumhuriyet aşığıyız, Türkiye aşığıyız, Atatürk aşığıyız. Tüm muhalefet partileriyle, tüm toplum kesimleriyle, muhalif düşünceye sahip herkesle sonuna kadar yürümeye kararlıyız… Hiçbir ön şart koşmadan, hiçbir dayatmaya tevessül etmeden, herkesle bir araya geleceğiz. Geçmişte yapılan yanlışlardan da uzak duracağız. Her şeyden önce, seçimi kazanmaya ve bir avuç insanı, zalimliği strateji edinenleri evlerine göndermeye odaklanacağız. Hiçbir şeyi son ana bırakmayacağız. Her şeyi milletimizin gözü önünde yapacağız. Kişilerin, partilerin değil, milletimizin ortak çıkarlarını gözeteceğiz. Mutlaka başaracağız. Bu son şansı asla heba etmeyeceğiz.
Biz bu bozuk düzene son vermeye geliyoruz. Biz, emeğin hakkını almaya geliyoruz. Üretenin kazandığı bir ülke var etmeyi geliyoruz. Huzurun, güvenin, kardeşliğin hakim olduğu bir Türkiye’yi kuracağız. Ant olsun kuracağız, şart olsun kuracağız. Siz tarih yazacaksınız.
"Bu davaların gerçek savcısını herkes biliyor"
Partimiz ön seçimi ilan ettiği günden bugüne acayip ivmelenen bir saldırıya karşı kalmış durumdayız. Öyle davalar var ki saldırılar var ki utanç verici. Bu davaları kağıt üzerinde takip eden bir savcı var ama bu davaların gerçek savcısını herkes biliyor. FETÖ kumpaslarıyla organize edilmiş Ergenekon davaları için, ‘Ben bu davaların savcısıyım’ diyen zat şimdi de Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve bana açılan davaların savcılığına soyunmuştur…. Geçmişte bu iki ortak, siyasi amaçlarına yargı eliyle ulaşmayı çok iyi bilirler. Şimdi de aynı taktiklerle, sandıkta yenemedikleri, bundan sonra da asla yenemeyecekleri Cumhuriyet Halk Partisi’ne yargı eliyle boyun eğdirmek istiyorlar. Zalimliği yapanlar, ‘Cumhuriyet Halk Partisi’ne boyun eğdirirsek, millete de boyun eğdiririz’ diye düşünüyorlar. Ama ne biz boyun eğeriz, ne de bu aziz millet boyun eğdirecek ne devlet ne bir unsur anasının karnından doğmadı doğmayacak.
Bizler, zalimin değil, bizler yalnızca milletin iradesi karşısında boyun eğeriz. Ben 2019’dan bu yana her Allah’ın günü bir soruşturmayla, bir davayla karşı karşıyayım. Belediyemiz son 6 yılda 1200 teftiş, inceleme, soruşturmadan geçirdi. Hepsinden elleri boş döndüler. Ama içlerini öyle bir korku bürümüş ki bana dava açmadan duramıyorlar. Şimdilik, 25 yıl hapis, 5 kez de siyaset yasağı isteniyor hakkımda. Belli ki, ‘Ekrem’den böyle kurtulursak, önümüzdeki 5 seçimi garantiye alırız’ diye düşünüyorlar. Sizin Ekrem İmamoğlu’yla hesabınız olsa olmasa ne olur. Gözlerime bakın. Milletin sizinle hesabı var, milletin.
"Malum şahsın acelesi var"
Öyle zavallılar ki, beni izliyor… 35 yıl sonra benim diplomamı iptal ettirmeye çalışıyorlar. Öyle aceleleri var ki. Savcılık ikinci kez yazı yazmış üniversiteye, ‘Ekrem İmamoğlu’nun diplomasıyla ilgili işleri hızlandır, acele et.’ Halbuki Üniversite bu konuda zaten 5 yıl önce karar almış, ‘Ekrem İmamoğlu’nun diplomasıyla ilgili hiçbir usulsüzlük yoktur’ demiş. 5 yıl önce! Ama davanın asıl savcısı var ya Ankara’da, malum şahsın acelesi var. ‘23 Mart’tan önce diplomayı iptal edilsin de Ekrem karşıma rakip çıkmasın’ o günü bugünden kesmek istiyor. CHP’nin adayını da kendini belirlemek istiyor aklınca...
“Cumhuriyet Halk Partisi’nden senin karşına bu Ekrem’in önünü kesersen milyonlarca Ekrem çıkar… Meselenin beni aşan önemli yönleri var. Fakültenin verdiği, üniversitesinden Yükseköğretim Kurumuna, Milli Savunma Bakanlığı’ndan Yüksek Seçim Kurulu’na pek çok devlet kurumunun geçerli kabul ederek işlem yaptığı bir diploma bu. Böyle bir resmi belge, 35 yıl sonra bir kişinin siyasi amaçları ile iptal ettirilirse, artık bu ülkede hiç kimse elindeki resmi evraka güvenemez. Benim 35 yıllık diplomamı iptal ettirmeye çalışanlar, başarılı olurlarsa, yarın da sizin 40 yıllık, 50 yıllık, 60 yıllık zeytin tarlalarınıza, aileden kalma tarlanıza, bağınıza, bahçenize, bankadaki paranıza çöker bunlar. Yalnız iktidarın kendisi değil, devlette, yargıda etkisi olan, adamını bulan her şahıs bir kumpas kurar, elinizdeki 40 yıllık 50 yıllık tapuyu, mahkeme kararını iptal ettirir.
"572 yıllık İstanbul Üniversitesi'nin rezil etmeye hazırlar"
Devletin verdiği evraklar siyasi amaçlarla, kişisel hırslarla, ihtiraslarla böyle kolayca geçersiz ilan edilirse, milletin devletine güveni kalır mı? Beni seçim yarışı dışına itmek için Türkiye Cumhuriyeti, hepinizin canını vermeye hazır olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletini bu hale düşürmeye razı bunlar. Aynı zamanda 572 yıllık İstanbul Üniversitesi’ni rezil etmeye hazırlar. Oradaki bilim insanlarını, dekanları, rektörleri rezil etmeye hazırlar. Allah sizi bildiği gibi yapsın. Yüce Allah’a sığınıyorum.
23 Mart’ta gerçekleştireceğimiz önseçim onun için çok önemli. İktidar için de çok önemli. 23 Mart’ı takip ediyorlar. Cumhuriyet Halk Partililerin o güçlü iradesi ortaya çıkmasın, millet bizim iktidar kararlılığımızı görmesin diye her şeyi yapıyorlar. Onların kirli planları varsa, bu milletin tertemiz yüreği var. Onların kendi savcısı, kendi yargısı varsa yüce türk yargısının çok güvenilir hakimleri, savcıları bu durumdan rahatsızdır. Gün gelecek bu ülkenin adil yargı sisteminin neferleri olacaklar. Milletin de vicdanı var. Ne yaparsan yap, millet sandıkta hükmünü verecek, herkes boyunun ölçüsünü alacak.
"Yargının, kurumların arkasına saklanma"
Ey bu davaların öz savcısı Erdoğan… Yargının, kurumların arkasına saklanma. Bursa’dan söylüyorum: Çık karşıma mertçe yarış. Bırak benim diplomamı. Bizim milletimiz yarışta kazananı da sever, kaybedeni de sever. Yeter ki mertçe yarışsın. Ama kazanmak için mertlikten ayrılanın, her yolu mübah görenin bu milletin gönlünde yeri olmaz. Güzel bir söz vardır: ‘Kaybedeceksen şerefinle kaybet, ama kazanmak için asla şerefini kaybetme.’ Bu milletimizin bize yüklediği çok değerli bir sözdür. Millete kulak ver.
23 Mart’ta çok güçlü bir adım atacağız ve milletimizi, o bir avuç zalimden kurtaracağız. Milletimize söz veriyorum: Yenilecekler… Güler yüzümüze yenilecekler… Temiz kalplerimize yenilecekler… Tevazumuza yenilecekler, hoşgörümüze yenilecekler. 23 Mart’ta, tek bir fire bile vermeden, hep birlikte sandıklara koşacağız. Cumhuriyet Halk Partisi başaracak, Türkiye kazanacak. Her şey çok güzel olacak. Kurtuluş yok tek başına, haydi herkes, 23 Mart’ta sandık başına. Yolumuz açık olsun.”
İmamoğlu'ndan Bursaspor taraftarına: 'Seviyorum'
Konuşmasında Bursaspor'un zor günler geçirdiğini de söyleyen İmamoğlu, "Bursaspor taraftarı alt lige rağmen o stadı dolduruyor ya. Bursaspor'u da taraftarını da seviyorum" dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
İmamoğlu Erdoğan'a Bursa'dan yüklendi: Yargının arkasına saklanma; çık karşıma mertçe yarış!
CHP'nin Cumhurbaşkanı aday adayı Ekrem İmamoğlu, İzmir'den başlattığı kampanyada Kayseri, Adana, Antalya ve Kastamonu’nun ardından Bursa’da vatandaşlarla buluştu. Bursa'da da Erdoğan'a meydan okuyan İmamoğlu "Yargının, kurumların arkasına saklanma; çık karşıma mertçe yarış, bırak benim diplomamı!" dedi.
PELİN AKDEMİR / BURSAPORT
CHP'nin 23 Mart'ta yapılacak Cumhurbaşkanı adaylığı önseçimi için çalışmalarına İzmir'den başlayan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Kayseri, Adana, Antalya ve Kastamonu’nun ardından Bursa’da Cengiz Göllü Voleybol Salonu'nda vatandaşlarla buluştu. Binlerce kişinin katıldığı buluşmada coşkulu bir kitleye seslenen İmamoğlu, AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a meydan okudu.
"Millet seni evine gönderecek" diyen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Bunların içinde adalet duygusu kalmadığı gibi, amacı adaleti sağlamak olan yüce Türk yargısının saygıdeğer namuslu hakimlerini, savcılarını bile zor durumda bırakıyorlar. Adaleti sağlamak için uğraşan her kişiye düşman oluyorlar. İnsanlarımız bu zor şartlarda, kendi paralarıyla, onurlarıyla bir öğün karınlarını doldurabilsinler diye Kent Lokantaları açtık. İktidarın düştüğü acizliğe bak. Bütün güçleriyle en büyüğü 100 metrekare olan kent lokantalarına saldırıyorlar. Demediklerini yapmadıklarını bırakmıyorlar. Oraya gidip yemek yedi diye bir insana soruşturma açıyorlar. Utanılacak bir durumdalar” ifadelerini kullandı.
23 Mart’ta yapılacak ön seçimin basit bir aday belirleme süreci olmadığını kaydeden İmamoğlu, "Bu bir demokrasi devrimidir. Ön seçimle birlikte Türkiye’de siyaset yeni bir yola giriyor. Bu yolu sizler çiziyorsunuz. Sizin 23 Mart’taki güçlü iradenizler tek adamların, masa başı siyasetçilerinin devri kapanacak" diye konuştu.
Cengiz Göllü Voleybol Salonu'ndaki buluşmada, saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın ardından sırasıyla CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Marmara Belediyeler Birliği ve Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu konuştu.
Konuşmasında halkın yaşadığı ekonomik sorunlara değinen Ekrem İmamoğlu, şunları söyledi:
"Elimize geçen paranın bereketi kalmadı. Daha dün 200 lira büyük para diye düşünürken fazla değil 8-10 yıl önce, bugün bozuk para bile değil. Paramız da pul oldu, itibarımızı da yerle bir ettiler. Dünya ölçeğinde ülkemizin bulunması gerektiği yerden çok aşağılardayız. Niye bu haldeyiz biliyor musunuz? Çünkü bir iktidar adalet duygusunu yitirirse, o memleketin ne yaparsanız yapın bereketi kaçar. Orada ne refah olur, ne huzur olur. Bizim en büyük sorunumuz ülkeyi yönetenlerin, zerre adalet duygusu kalmadı, vicdanları köreldi.
Milletin hakkını hukukunu çiğnemekten bir milim bile geri durmuyorlar. Halbuki bu ülkede kazandığı parayla geçinemeyen, borçlanmadan yaşayamayan, borçlanmak bir iş insanı bir üretici bir sanayici için normal olabilir ama bu ülkede artık emekli borçlanıyor. İş kurmak için değil yaşamak için. Borçlanmadan yaşayamayan hayatını sürdüremeyenlerin milyonlarca dar gelirlinin hali bu iktidarın umurunda değil. Şükredin derken, onu bile halkına fırça atarak söylüyor. 3 bin liraydı, 4 bin lira oldu daha ne olacak diyor.
Bu bakış açısı ne biliyor musunuz? Bizdeki anlayışı milletin parasını millete dağıtma anlayışı. Bizim prensimiz, ilkemiz milletin ihtiyaçları için milletin parasını adil olarak millete dağıtma prensibidir. Ama bunlar. Bunlar emekliye bile verilen maaşı kendi parası gibi verdiğini düşünerek o emekliye hakaret etmeyi normal görüyor. Bu var ya dünyada görülmüş bir şey değil. Bu edebin ayaklar altına alınması demektir. Utanılacak bir şeydir."
"Mülakatı kaldıracağım demişti, kaldırmadı"
Hiçbir şeyin iktidarın umurunda olmadığını söyleyen İmamoğlu, "Bunların umurunda olan tek şey kendine ait olduğunu zannettiği koltuğunu korumak, saraydan çıkmamak. Millet seni evine yollatacak" dedi. Milletin adaletsizliğin pençesinde, can derdinde olduğunu dile getiren İBB Başkanı İmamoğlu, "Gelir dağılımında adalet yok… Eğitimde adalet yok… Sağlıkta adalet yok… Devlet kurumlarının uygulamalarında, işe alımlarında adalet yok. Seçimden bu yana neredeyse 2 sene geçti. Genel seçimlerde zorda kalınca mülakatı kaldıracağım demedi mi? Devletin başındaki insan sözünü tutmaz mı? Mahkemelerde adalet yok. Bu iktidarın elini kolunu soktuğu hiçbir yerde adalet yok.” dedi.
Vatandaşlara, “Eğer bunalan varsa kolları sıvasın, ceketi çıkarsın. 23 Mart'ta da hep beraber çıkaracağız” diyen İmamoğlu, konuşmasına şöyle devam etti:
“Bunlar milletin hakkına girmeyi, milletin hakkının kendi yetkisinde olduğunu düşünmeye o kadar alışmışlar ki milletin parasını millete vermemizi akıllar almıyor. Onlardaki kriter ne biliyor musunuz? Milletin parasını onlara yakın bir avuç insana vermek. Biz bu yola, milletin hakkını millete vermek için çıktık. Bu büyük ve aziz milletin, geçim derdi çekmeden, gelecek endişesi duymadan yaşama hakkına kavuşsunlar diye yola çıktık. İktidar olacağız, millet hakkını alacak. Milletin hakkını millete vereceğiz. Bu milletin, en kaliteli eğitim ve sağlık hizmetlerine kolayca ulaşmaya, afetlere karşı güçlü bir şekilde karşı koymaya hakkı yok mu? Elbette var. İktidar olacağız, millet hakkını alacak. Bu milletin mahkemelere gözü kapalı güvenmeye hakkı yok mu? Elbette var. İktidar olacağız, millet hakkını alacak. Bu milletin, kökeni, inancı, cinsiyeti, siyasi görüşü ne olursa olsun, herkesin kendini güvende hissettiği, huzurlu bir ortamda yaşamaya hakkı yok mu? Elbette var. Ne olacak, iktidar olacağız, millet hakkını alacak. Cumhuriyet Halk Partisi başaracak. Milletin hakkı milletin olacak. Memleketin bereketini kaçıranları önümüzdeki seçimde evlerine göndereceğiz.
Göreceksiniz, seçim sandığı, milletin önüne bereketiyle gelecek. Sandıktan oy fışkıracak. Ülkemiz gayretli, adaletli yepyeni bir yönetime kavuşacak. Güler yüzle milletini huzura, refaha, berekete kavuşacak iktidar gelecek. Millete hizmet eden yöneticiler, millete karşı haddini bilir, millete hizmet etme bilincinde olan yöneticiler, her şeyin sahibinin millet olduğunu bilir. Cumhuriyet Halk Partisi kayıtsız şartsız sevgili dostlarım millete inanmanın millete güvenmenin partisidir. Biz Mustafa Kemal Atatürk’ün hayata geçirdiği ‘egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesi bizim siyasetimizin duygularımızın temelidir. Her an kulağımızdan, kalbimizden, aklımızdan çıkarmamamız gereken ilkemizdir. Biz tarihimiz boyunca hiçbir kişinin hiçbir kurumun milletin iradesinin üstünde olmasını kabullenmedik, kabullenmeyiz. Bu anlayışın doğal sonucu olarak sevgili hemşerilerim, partimizin cumhurbaşkanı adayını doğrudan üyeler, sizler belirleyeceksiniz. Sizler demokrasi devriminin şahitleri olacaksınız. Bu devrimi sizler hayata geçireceksiniz.
"Geçmişteki yanlışlardan uzak duracağız"
Demokrasi devrimi başlamıştır. Çığ gibi büyüyerek artacağız. Evet, kararlıyız ama seçimi tek başımıza kazanalım, tek başımıza yönetmenin hayalini kurmuyoruz. Bizim hayalimiz başka bu güzel ülkenin bir daha asla tek adamın, tek partinin, tek fikrin hakimiyeti altına girmesi değildir bizim düşüncemiz. Biz, çoğulcu, özgürlükçü parlamenter demokrasiye yürekten inanıyoruz. Biz demokrasi aşığıyız, Biz Cumhuriyet aşığıyız, Türkiye aşığıyız, Atatürk aşığıyız. Tüm muhalefet partileriyle, tüm toplum kesimleriyle, muhalif düşünceye sahip herkesle sonuna kadar yürümeye kararlıyız… Hiçbir ön şart koşmadan, hiçbir dayatmaya tevessül etmeden, herkesle bir araya geleceğiz. Geçmişte yapılan yanlışlardan da uzak duracağız. Her şeyden önce, seçimi kazanmaya ve bir avuç insanı, zalimliği strateji edinenleri evlerine göndermeye odaklanacağız. Hiçbir şeyi son ana bırakmayacağız. Her şeyi milletimizin gözü önünde yapacağız. Kişilerin, partilerin değil, milletimizin ortak çıkarlarını gözeteceğiz. Mutlaka başaracağız. Bu son şansı asla heba etmeyeceğiz.
Biz bu bozuk düzene son vermeye geliyoruz. Biz, emeğin hakkını almaya geliyoruz. Üretenin kazandığı bir ülke var etmeyi geliyoruz. Huzurun, güvenin, kardeşliğin hakim olduğu bir Türkiye’yi kuracağız. Ant olsun kuracağız, şart olsun kuracağız. Siz tarih yazacaksınız.
"Bu davaların gerçek savcısını herkes biliyor"
Partimiz ön seçimi ilan ettiği günden bugüne acayip ivmelenen bir saldırıya karşı kalmış durumdayız. Öyle davalar var ki saldırılar var ki utanç verici. Bu davaları kağıt üzerinde takip eden bir savcı var ama bu davaların gerçek savcısını herkes biliyor. FETÖ kumpaslarıyla organize edilmiş Ergenekon davaları için, ‘Ben bu davaların savcısıyım’ diyen zat şimdi de Cumhuriyet Halk Partisi’ne ve bana açılan davaların savcılığına soyunmuştur…. Geçmişte bu iki ortak, siyasi amaçlarına yargı eliyle ulaşmayı çok iyi bilirler. Şimdi de aynı taktiklerle, sandıkta yenemedikleri, bundan sonra da asla yenemeyecekleri Cumhuriyet Halk Partisi’ne yargı eliyle boyun eğdirmek istiyorlar. Zalimliği yapanlar, ‘Cumhuriyet Halk Partisi’ne boyun eğdirirsek, millete de boyun eğdiririz’ diye düşünüyorlar. Ama ne biz boyun eğeriz, ne de bu aziz millet boyun eğdirecek ne devlet ne bir unsur anasının karnından doğmadı doğmayacak.
Bizler, zalimin değil, bizler yalnızca milletin iradesi karşısında boyun eğeriz. Ben 2019’dan bu yana her Allah’ın günü bir soruşturmayla, bir davayla karşı karşıyayım. Belediyemiz son 6 yılda 1200 teftiş, inceleme, soruşturmadan geçirdi. Hepsinden elleri boş döndüler. Ama içlerini öyle bir korku bürümüş ki bana dava açmadan duramıyorlar. Şimdilik, 25 yıl hapis, 5 kez de siyaset yasağı isteniyor hakkımda. Belli ki, ‘Ekrem’den böyle kurtulursak, önümüzdeki 5 seçimi garantiye alırız’ diye düşünüyorlar. Sizin Ekrem İmamoğlu’yla hesabınız olsa olmasa ne olur. Gözlerime bakın. Milletin sizinle hesabı var, milletin.
"Malum şahsın acelesi var"
Öyle zavallılar ki, beni izliyor… 35 yıl sonra benim diplomamı iptal ettirmeye çalışıyorlar. Öyle aceleleri var ki. Savcılık ikinci kez yazı yazmış üniversiteye, ‘Ekrem İmamoğlu’nun diplomasıyla ilgili işleri hızlandır, acele et.’ Halbuki Üniversite bu konuda zaten 5 yıl önce karar almış, ‘Ekrem İmamoğlu’nun diplomasıyla ilgili hiçbir usulsüzlük yoktur’ demiş. 5 yıl önce! Ama davanın asıl savcısı var ya Ankara’da, malum şahsın acelesi var. ‘23 Mart’tan önce diplomayı iptal edilsin de Ekrem karşıma rakip çıkmasın’ o günü bugünden kesmek istiyor. CHP’nin adayını da kendini belirlemek istiyor aklınca...
“Cumhuriyet Halk Partisi’nden senin karşına bu Ekrem’in önünü kesersen milyonlarca Ekrem çıkar… Meselenin beni aşan önemli yönleri var. Fakültenin verdiği, üniversitesinden Yükseköğretim Kurumuna, Milli Savunma Bakanlığı’ndan Yüksek Seçim Kurulu’na pek çok devlet kurumunun geçerli kabul ederek işlem yaptığı bir diploma bu. Böyle bir resmi belge, 35 yıl sonra bir kişinin siyasi amaçları ile iptal ettirilirse, artık bu ülkede hiç kimse elindeki resmi evraka güvenemez. Benim 35 yıllık diplomamı iptal ettirmeye çalışanlar, başarılı olurlarsa, yarın da sizin 40 yıllık, 50 yıllık, 60 yıllık zeytin tarlalarınıza, aileden kalma tarlanıza, bağınıza, bahçenize, bankadaki paranıza çöker bunlar. Yalnız iktidarın kendisi değil, devlette, yargıda etkisi olan, adamını bulan her şahıs bir kumpas kurar, elinizdeki 40 yıllık 50 yıllık tapuyu, mahkeme kararını iptal ettirir.
"572 yıllık İstanbul Üniversitesi'nin rezil etmeye hazırlar"
Devletin verdiği evraklar siyasi amaçlarla, kişisel hırslarla, ihtiraslarla böyle kolayca geçersiz ilan edilirse, milletin devletine güveni kalır mı? Beni seçim yarışı dışına itmek için Türkiye Cumhuriyeti, hepinizin canını vermeye hazır olduğu Türkiye Cumhuriyeti Devletini bu hale düşürmeye razı bunlar. Aynı zamanda 572 yıllık İstanbul Üniversitesi’ni rezil etmeye hazırlar. Oradaki bilim insanlarını, dekanları, rektörleri rezil etmeye hazırlar. Allah sizi bildiği gibi yapsın. Yüce Allah’a sığınıyorum.
23 Mart’ta gerçekleştireceğimiz önseçim onun için çok önemli. İktidar için de çok önemli. 23 Mart’ı takip ediyorlar. Cumhuriyet Halk Partililerin o güçlü iradesi ortaya çıkmasın, millet bizim iktidar kararlılığımızı görmesin diye her şeyi yapıyorlar. Onların kirli planları varsa, bu milletin tertemiz yüreği var. Onların kendi savcısı, kendi yargısı varsa yüce türk yargısının çok güvenilir hakimleri, savcıları bu durumdan rahatsızdır. Gün gelecek bu ülkenin adil yargı sisteminin neferleri olacaklar. Milletin de vicdanı var. Ne yaparsan yap, millet sandıkta hükmünü verecek, herkes boyunun ölçüsünü alacak.
"Yargının, kurumların arkasına saklanma"
Ey bu davaların öz savcısı Erdoğan… Yargının, kurumların arkasına saklanma. Bursa’dan söylüyorum: Çık karşıma mertçe yarış. Bırak benim diplomamı. Bizim milletimiz yarışta kazananı da sever, kaybedeni de sever. Yeter ki mertçe yarışsın. Ama kazanmak için mertlikten ayrılanın, her yolu mübah görenin bu milletin gönlünde yeri olmaz. Güzel bir söz vardır: ‘Kaybedeceksen şerefinle kaybet, ama kazanmak için asla şerefini kaybetme.’ Bu milletimizin bize yüklediği çok değerli bir sözdür. Millete kulak ver.
23 Mart’ta çok güçlü bir adım atacağız ve milletimizi, o bir avuç zalimden kurtaracağız. Milletimize söz veriyorum: Yenilecekler… Güler yüzümüze yenilecekler… Temiz kalplerimize yenilecekler… Tevazumuza yenilecekler, hoşgörümüze yenilecekler. 23 Mart’ta, tek bir fire bile vermeden, hep birlikte sandıklara koşacağız. Cumhuriyet Halk Partisi başaracak, Türkiye kazanacak. Her şey çok güzel olacak. Kurtuluş yok tek başına, haydi herkes, 23 Mart’ta sandık başına. Yolumuz açık olsun.”
İmamoğlu'ndan Bursaspor taraftarına: 'Seviyorum'
Konuşmasında Bursaspor'un zor günler geçirdiğini de söyleyen İmamoğlu, "Bursaspor taraftarı alt lige rağmen o stadı dolduruyor ya. Bursaspor'u da taraftarını da seviyorum" dedi.
En Çok Okunan Haberler