SON DAKİKA
Hava Durumu

'Bahçeli iyi bir lider desek, onu değiştirecek misiniz?

HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman'ın, "Emeklilikte yaşa takılanlarla ilgili önergeye HDP ile yanyana gözükmemek için evet demedik" şeklindeki sözlerine, "Siyaseti tam bir komediye dönüştürdünüz. Biz Bahçeli iyi bir liderdir dersek, onu partinin başından gönderecek misiniz?" diye yanıt verdi.

Haber Giriş Tarihi: 26.10.2018 17:11
Haber Güncellenme Tarihi: 26.10.2018 17:11
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
'Bahçeli iyi bir lider desek, onu değiştirecek misiniz?

Halkların Demokratik Partisi (HDP) Parti Sözcüsü Saruhan Oluç, MHP'nin Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) konusunda verilen önergeye HDP ile yanyana gözükmemek için evet demediği açıklamaları konusunda, "Kamuoyunda ve milliyetçi seçmende de büyük bir tepki aldı. MHP bunu nasıl bastıracak, bunu örtmek için yeni bir icat buldular. 'HDP ile yan yana durmamak için biz oy vermedik' dediler. Siyaseti tam bir komediye dönüştürdünüz. Biz yarın 'Bahçeli çok iyi bir liderdir' dersek, onu MHP'nin başından indirecek misiniz." diye sordu.

HDP Sözcüsü Saruhan Oluç, Meclis'te düzenlediği basın toplantısında çeşitli konulara ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Jandarma, Üç konu üzerinde durmak istediğini belirten Oluç, bunlardan ilkinin bütçe olduğunu kaydetti.

İçişleri Bakanlığı ve Milli Savunma Bakanlığı bütçelerinin 40 milyar liradan 120 milyar liraya çıkarıldığını belirten Oluç, Bu, önümüzdeki dönemde esas harcamaların nerelere olacağını gösteriyor. Kamu harcamalarında, sağlık, eğitim gibi alanlara yapılan harcamalarda ciddi bir artış yokken, güvenlik alanındaki bu artış son derece dikkat çekicidir. İktidar S-400'ler ve F-35'lere, SİHA'lara, savaşa ve silahlanmaya yatırım yapmayı öngörmüştür. Tarım destekleri veya işçi ve memur maaşlarındaki artışlar neredeyse göz ardı edilmiştir." dedi.

"İkincisi israf bütçesidir. İsrafın en tipik göstergesi Saray harcamalarıdır." diyen saruhan Oluç, "Saray harcamaları iki katından fazla arttırılmıştır, ki örtülü ödenek bunlara dahil değildir. Yüzde 230 oranında artış yapılmıştır. Tam teşekküllü hastanesi olan uçan saray, yazlık saray... Bu artış kesinlikle kabul edilebilir bir durum değildir. Bugünkü kurlarla karşılaştırma yaptığımızda, asgari ücret ile Erdoğan'ın aldığı ücreti karşılaştırdığımızda, dolar bazında aylık olarak 30 katıdır. Mesela Almanya Şansölyesi'nin maaşı asgari ücretin sadece 12 katıdır." ifadelerini kullandı.

Bir yıl içinde inşaat işçilerinin maliyetinin yüzde 17, TÜFE'nin ise yüzde 24.5 arttığını kaydeden HDP Sözcüsü Oluç, şunları söyledi:

"Kesin bir yoksullaşma net olarak görülmektedir. Erdoğan ise maaşını yüzde 26 artırmıştır. Enflasyon artışına direnen tek kişi maaşı. Buradan Saray'a sesleniyoruz: Fedakarlıktan söz ediyorsanız, tasarruf edilmesinden söz ediyorsanız, önce kendinizden başlayın. Kapatın Saray'ı, Çankaya'ya taşının. Saray'a harcanan bu paralar kesinlikle israf ekonomisinin net göstergesidir. Bu kriz yaşanırken, halk yoksullaşırken, bu harcamalar kabul edilebilir değildir. İnsanın biraz sıkılması gerekir, el kaldıracak olanların da sıkılması gerekir. Geçtiğimiz günlerde Merkez Bankası'nın Para Politikaları Kurulu toplantısı yapıldı. MB, utangaç bir şekilde krizin var olduğunu açıkladı. 'Enflasyon eşliğinde küçülme var' dedi. Bütün veriler bu krizin derinleştiğini gösteriyor. Yeni Ekonomi Programı'ndaki büyüme hedefi tutmadı. Veriler gösteriyor ki, yıllık büyüme en fazla yüzde 2 civarında olacak, öngörüldüğü gibi yüzde 3.8 değil. Tüketici Güven Endeksi Eylül'e göre 2 puan, geçen yıla göre 10 puan azaldı. Reel sektör Güven Endeksi düşmeye devam ediyor. Durum bu.

'Varlık Fonu'nda neyi gizliyorsunuz?'

Bütçe tartışmalarında dikkat çekmek istediğimiz bir diğer konu Varlık Fonu'dur. Denetim raporu gizli damgası ile geldi. Neden? İşçilerin, emekçilerin, halkın alınteri ile oluşturulan ve Varlık Fonu'na alınan şirketler var. Bu verileri kimden gizliyorsunuz? Halktan. Neden? Varlık Fonu tartışmalarının gizli oturumla yapılması, komisyon başkanı tarafından önerildi. Neden gizli oturum? Neyi gizliyorsunuz, neden haber yapılmasını istemiyorsunuz? Gizlediğiniz bir şeyin ne olduğu belli. McKinsey ile yaptığınız anlaşmanın Şubat 2017'ye kadar geri gittiği görülüyor. Bu çalışma yeni değildir, bunu gizliyorsunuz mesela. McKinsey ile yapılan anlaşmalar, Türkiye ekonomisini bu noktaya getirmiştir. Siz bunun halk tarafından görülmesini istemiyorsunuz. Hayır, bu tartışmalar kamuoyuna açık olmalıdır, McKinsey gibi bütün konular halk tarafından izlenmeli ve görülmelidir. Türkiye'nin nasıl bu hale getirildiği, krizin nasıl derinleşeceğinin görülmesi için bu çok önemlidir."

'Yerel seçim operasyonlarınız işe yaramayacak'

"Bir diğer konu; HDP'ye yönelik yerel seçim operasyonları devam ediyor." ifadelerini kullanan Oluç açıklamalarına şöyle devam etti:

"Bugün sabah Kars'ta gözaltı operasyonu yapılmış ve eski vekillerimiz de dahil üyelerimiz gözaltına alınmıştır. Bunlar yerel seçim operasyonlarıdır, HDP'nin yerel seçim çalışmalarını engellemeye yöneliktir. Kayyum atadınız, tutmadı. 259 muhtarı görevden aldınız, tutmadı. Gözaltı ve tutuklamalara devam ediyorsunuz, o da tutmuyor. Çalışmalarımıza devam ediyoruz. HDP'nin yerel seçim çalışmaları kararlı bir şekilde devam ediyor. Bakın sizin kayyum atadığınız yerlerde belediye eş başkanlarımızla ilgili hiçbir yolsuzluk iddiası dava dosyalarına girmemiştir. İkincisi, 'dağa kaynak aktarılıyor' iddiası tamamen mesnetsizdir, hiçbir dava dosyasında bu konu yoktur. Bunlar yalan iddialardır.

Peki atadığınız kayyumlar ne yaptılar? Yolsuzluk yaptılar, bu yüzden bazılarını görevden aldınız. Talan yaptılar; o belediyelerin, o ilin değerlerini yandaşlara peşkeş çektiler. Belgeler ortaya çıktı, yenileri de var. Yani kayyum politikanız tamamen fiyasko bir politikadır. Dürüst davranın, insanların yüzüne bakarak konuşacak duruma gelin. AKP Genel Başkanı ant tartışmalarında dedi ki, 'ben de Türküm, ama Türkçülük yapmıyorum.' Peki kayyumlar ne yaptılar? Kürt tarihi ve kültürü ile ilgili çalışmalar yapan önemli kişilerin isimlerini parklardan, tabelalardan  kaldırdılar. Kürtçe eğitime anaokullarında ve kurslarda son verdiler. Kürtçe tabelalar indirildi. Kadın kurumları kapatıldı. Belediyelerin yardımlaşma ve dayanışma kurumları kapatıldı, Kürt kültürüne, Kürt tarihine yönelik saldırı yapıldı. Kürt halkının değerlerine yönelik bir saldırı yürütüldü. Kim yaptı bunları, kayyumlar yaptı. Bunları kim atadı? İçişleri Bakanlığı atadı. İçişleri Bakanlığı kime bağlı? Cumhurbaşkanlığı'na."

'Biz Bahçeli iyi bir liderdir dersek, onu partinin başından gönderecek misiniz?'

MHP'nin AKP'yi bir kez daha bu kez Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) konusunda verilen önergede kurtardığını söyleyen Saruhan Oluç, "Emir komuta zinciri içinde mağdurların haklarını almasının önünü almış oldu. Kamuoyunda ve milliyetçi seçmende de büyük bir tepki aldı. MHP bunu nasıl bastıracak, bunu örtmek için yeni bir icat buldular. 'HDP ile yan yana durmamak için biz oy vermedik' dediler. Siyaseti tam bir komediye dönüştürdünüz. Biz yarın 'Bahçeli çok iyi bir liderdir' dersek, onu MHP'nin başından indirecek misiniz. Biz EYT'liler ile dayanışmayı sürdüreceğiz. Siz onları malzeme ederek AKP ile yerel yönetimler pazarlığı yürütüyorsunuz. Bu tepkilerin sonuçları görülecektir. Savaş koalisyonu kuranlar, Türkiye'yi savaşa sürükleyenler, siyaseti kutuplaşma, gerginlik, çatışma üzerine kuranlar, barışı ve demokratik siyaseti savunan HDP'ye dil uzatamazlar." diye konuştu.

'Belediye başkanları neden istifa ettirildi, bunlar AKP'nin kara delikleridir'

Basın toplantısında AKP'de Hayati Yazıcı'nın, Melih Gökçek'le ilgili "O kişi iş olsun diye görevden alınmadı" sözleri ile ne ima ettiği konusundaki bir soruya yanıt veren Oluç şunları söyledi:

"Ne ima ettiğini kendisine sormak lazım. AKP'nin bazı belediye başkanları kimisi şantaj, kimisi zor ve kimisi ikna yoluyla istifa ettirilmişlerdir. Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanları bunlar arasındadır. Bunlar hakkında herhangi bir soruşturma ve dosya yoktur. "Eğer bunlar istifa etmesi gereken isimler ise neden dava açılmıyor" demiştik, bugün de aynı şeyi soruyoruz. İktidarın yapması gereken, istifa ettirdikleri hakkında ne suçlama varsa, FETÖ'cü oldukları mı, yolsuzluk yaptıkları mı, bunları ortaya dökmektir. Ama onlar gerçeklerin ortaya çıkmaması için, herhangi bir soruşturma yapmamak için olayların üstünü örtmüşlerdir. Ne varsa soruşturulmalıdır. İstanbul, Ankara, Bursa, Balıkesir ve diğerleri. Yerel seçimlere giderken bunları unutmayacağız, unutturmayacağız. Neden istifa ettiler, bunlar iktidarın aydınlatması gereken kara delikleridir."

'CHP ile resmi bir görüşmemiz yok'

Oluç bir gazetecinin, "İttifaklar daha çok tartışılıyor. İstanbul için Celal Doğan ismi konuşulmaya başlandı. Bu konuda CHP ile ittifak girişimleriniz var mı?" şeklindeki sorusunu da şöyle yanıtladı:

"Bizim CHP ile herhangi bir resmi görüşmemiz yoktur. En geniş demokrasi ittifakının geliştirilmesi gerektiğini düşünüyoruz. STK'ler, sendikalar, yöre derneklerinin, yurttaş girişimlerinin, meslek birliklerinin, siyasi partilerin, iktidara muhalif olanların, itiraz edenlerin birlikte hareket etmesi gerektiğini, bütün kurum ve kuruluşların sandıkta ittifak yapması gerektiğini söylüyoruz.

Söylediğiniz haberi okudum, ancak partimizin herhangi bir yetkili kurulunda konuşulan bir isim değildir. Bu haberi değerlendirir mi merkez kurullarımız, bilmiyorum; ama biz şimdiye kadar herhangi bir isim telaffuzuna girmedik, çünkü daha o noktaya gelmedik. Görüşmeler ve çalışmalarımız sürüyor. Bugün de Kürt partileri ile Diyarbakır'da bir görüşmemiz olacak. Henüz isim tartışmalarına geçmedik. Aday adayları başvuruları var."

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.