'Girmesek de AB standardını yakalamalıyız'

ZAFER OPSAR-BURSAPORT ÖZEL______

Avrupa Birliği Bakanlığı Katılım Politikası Başkanı Seval İskender, seminerde ''Türkiye AB Müzakere Süreci'' hakkında yerel medya mensuplarına bilgi verdi.

Türkiye ile AB arasındaki tam üyelik perspektifinin hukuki zemninin 1963'te imzalanmış olan Ankara Anlaşması olduğunu belirten İskender, AB'nin ulusal seferberlik ruhu gerektiren bir süreç olduğunu söyledi. "Bu işe kendimizi vermemiz gerekiyor. Bana, 'ne zaman üye olacağız siz inanıyor musunuz üye olacağımıza' diye soruyorlar. Ben de 'evet inanıyorum' diyorum" dedi.

"Biz üye olsak da olmasak da bu değişiklikleri yapmak zorundayız. Sonu üyelik olsun ya da olmasın biz bu yolda ilerlemek zorundayız" diyen Seval İskender, şunları kaydetti:

"Bu ivme düşerse durum iyi olmaz. Biz 50 yıldır hiçbir şey yapmadık. Yapılanlar son 10 yılda. Sorun bizde başlıyor. Ekonomideki ilerleme var ama kendimizi dev aynasında görmeyelim. Onlar krizde iken bile ihracatımızın yüzde 40'ı AB ülkelerine yapılıyor.

Bu ilişki kazan kazan ilişkisi. Biz de kazanacağız AB de kazanacak. Yeni bir paradigmaya ihtiyacımız var AB sürecinde. Birçok konuda ilerleme kaydedildi ama kendimizi dev aynasında görmeyelim. AB eğer Hıristiyan kulübü değilse bunu Türkiye'yi üyeliğe kabul ederek bu algıyı silebilir. Bizim için hedef AB değil, AB'nin hukuki standartları, değerleridir."

'DEĞİŞİM VE DÖNÜŞÜME AYAK UYDURMALIYIZ'

Balıkesir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Ramazan Demir de AB sürecinde medyanın durumuna ilişkin değerlendirmesinde, iletişim teknolojisinde hızlı bir değişim yaşandığını beliterek, şunları söyledi:

"Biz gazeteciler değişim ve dönüşüme ayak uydurmak zorundayız. Yerel medya değil sadece, tüm medya can çekişiyor. Sorumluluklarımızı yerine getirirsek başarırız. Sadece resmi ilanla yol alacaklarını sananlar yanılıyor. Yerel gazeteler için resmi ilan vazgeçilmezdir. İnternet haberi gazetecilerin elinden aldı. Gazeteciler bu yeni düzene ayak uydurmalı."

'YAYGIN MEDYA YERELDEKİ PASTAYA DA GÖZ DİKTİ'

Ekonomi Muhabirleri Derneği Başkanı Turgay Türker ise, gazetenin satılabilmesi, internet sitesinin okunabilmesi için güçlü bir haber merkezi ve iyi bir haber ağı oluşturulması gerektiğini belirterek, "Marka değeri yüksek bir şehir gazetesi yaparsanız farkedilirsiniz. Batı'da öneli gazeteciler yerelden yükselmiştir" dedi.

Yaygın medyanın yerel medyanın reklam pastasına göz diktiğini söyleyen Türker, şunları paylaştı:

"Yaygın medya çıkardığı yerel ekleri ana gazetenin peşine takarak reklam alıyor. O yerel yöneticinin o ekte değil, sizin gazetenizde çıkması önemli. Siz elinizdeki potansiyeli yaygın medyaya kaptırıyorsunuz. Yerel basında ekonomik özgürlük çok önemli, patronun gazetecilikten gelmesi çok önemli. Bütün iş Basın İlan Kurumu'nda bitiyor. BİK bu ilanları kesse ne olacak, kaç tanesi ayakta kalır bu gazetelerin? Bir yerel gazete ekonomik özgürlüğü ve haber merkezi ile güçlüdür. Gazeteler ve internet siteleri kendi şehrinde yerel dinamiklerle güçlendirilmeli. Bu durum içerik ve okutmayla ilgili bir durum. Yapın üşenmeyin zamanla sonucunu alırsınız. İnternette tek kişiyle bir şeyler yapılmaya çalışılıyor"

Seminer kapsamında ayrıca Türk Ulusal Ajansı Leonardo Da Vinci Program Koordinatörü Celil Yaman, Avrupa Birliği Bakanlığı Sivil Toplum, İletişim ve Kültür Başkanlığı Uzmanı Dr. Hakan Çağlar Erürker de alanlarına ilişkin bilgileri katılımcılarla paylaştı.

Balıkesir İli Sürdürülebilir Çevre Yönetimi Belediyeler Birliği yetkilisi Elektrik Mühendisi Neslihan Saraç da AB Fonlarıyla yürütülen Balıkesir Katı Atık Yönetimi Projesi hakkında sunum gerçekleştirdi.

Edremit Adrina Otel'deki seminerin sonunda semineri takip eden gazetecilere sertifikaları verildi