Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi'nin 13. Olağan Genel Kurulu'na katılarak bir konuşma yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, basının evrensel ilkelere göre hareket etmesi halinde ne 'yandaş' ne de 'candaş' bir medya olamayacağını belirterek, "Medya iyi bir sınav vermiyor. Ya hakaret ediyor ya aşırı övgü içerisinde oluyor" dedi.
Haber Giriş Tarihi: 02.02.2013 15:04
Haber Güncellenme Tarihi: 02.02.2013 15:04
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
ZAFER OPSAR-BURSAPORT_____
Merinos AKKM Hüdavendigar Salonu'nda yapılan ve Yüksel Baysal'ın başkan seçildiği Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi Genel Kurulu'nda konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, demokrasilerde dördüncü güç olan basının muhalif bir meslek olduğunu hatırlatarak, "Buna hepimizin tahammülü olması gerekiyor. Çünkü esas görevi bu sorgulamayı yapmaktır" diye konuştu.
Medyanın iyi bir sınav vermediğini kaydeden Bakan Çelik, şunları söyledi:
"Basının sorgulamasından kaçınmamak gerekiyor ama eleştirinin çizgisi ile hakaretin dengesini nasıl kuracaksınız. O dengeyi kuracak bir muhalif anlayışı ortaya koyması gerekiyor ama iyi bir sınav verdiği kanaatinde değilim. Ya hakaret ediyor ya aşırı övgü içerisinde oluyor. Evrensel basın ilkeleri çerçevesinde hareket edilmesi halinde yandaş veya candaş medya olmaz. Eleştiri bilgiye dayanmalı. Basın gerektiğinde yapılan yanlış bir haber ya da başlıktan dolayı özür de dilemeli. Ama bunu maalesef göremiyoruz. Özür teamül haline gelmeli. Dik duruşu basının kendisi sergilemeli, bu patrondan başlayıp gazeteciye kadar olmalı. Teslimiyetçi bir mantık olmamalı."
Cezaevindeki tutuklu gazeteciler konusuna değinen Faruk Çelik, medyadaki soruna sadece bugünün bu iktidarın sorunu olarak bakılmaması gerektiğini dile getirdi. Basının uzun yıllara dayanan bir sorgulamaya tabi tutulması gerektiğini kaydeden Çelik, "İhtilallere manşet atanlar oldu. Rahat bir şekilde diyoruz ki 49 gazeteci tutuklandı. Tutuklandı da bunların dosyalarını kaçımız okudu, kaçımız konuya vakıfız?" dedi.
Her alanda olduğu gibi medyada da bir değişim yaşandığını belirten Çelik, şöyle devam etti:
"Ülkeyi yönetmek zor zanaat. Hiç kimse bulunduğu makam ve makamından dolayı imtiyazlı olmamalı. İfade özgürlüğünden dolayı kimse tutuklanmamalı, tutuksuz yargılama esas olmalı. Delilleri karartma ihtimali, kaçma ihtimali yoksa tutuksuz yargılanmalı. Bunu söylüyoruz. Geçmişte askeri ile siyasetçisi ile gazeteci ve sivil toplum kuruluşları ile yaşanan sıkıntıları dile getiriyoruz. Türkiye'nin yıllarının heba olmasına yol açan kesimler kimlerdi? Hem yargının bağımsızlığını savunacağız hem de iktidarla ilinti kuracaksınız, bir ileri cümle kurunca yargıya müdahale olarak algılayacaksınız. Hasılı ülkeyi idare etmek zor zanaat" dedi.
İş sağlığı ve güvenliği ile basın çalışanlarının yıpranma hakkını düzenleyen kanunları çıkardıklarını anlatan Çelik, sendikalar yasasının değişmesi sonucu sendikalı işçi sayısında artış yaşandığını kaydetti.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Çelik: Medya hiç iyi sınav vermiyor
Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi'nin 13. Olağan Genel Kurulu'na katılarak bir konuşma yapan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, basının evrensel ilkelere göre hareket etmesi halinde ne 'yandaş' ne de 'candaş' bir medya olamayacağını belirterek, "Medya iyi bir sınav vermiyor. Ya hakaret ediyor ya aşırı övgü içerisinde oluyor" dedi.
ZAFER OPSAR-BURSAPORT_____
Merinos AKKM Hüdavendigar Salonu'nda yapılan ve Yüksel Baysal'ın başkan seçildiği Çağdaş Gazeteciler Derneği Bursa Şubesi Genel Kurulu'nda konuşan Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik, demokrasilerde dördüncü güç olan basının muhalif bir meslek olduğunu hatırlatarak, "Buna hepimizin tahammülü olması gerekiyor. Çünkü esas görevi bu sorgulamayı yapmaktır" diye konuştu.
Medyanın iyi bir sınav vermediğini kaydeden Bakan Çelik, şunları söyledi:
"Basının sorgulamasından kaçınmamak gerekiyor ama eleştirinin çizgisi ile hakaretin dengesini nasıl kuracaksınız. O dengeyi kuracak bir muhalif anlayışı ortaya koyması gerekiyor ama iyi bir sınav verdiği kanaatinde değilim. Ya hakaret ediyor ya aşırı övgü içerisinde oluyor. Evrensel basın ilkeleri çerçevesinde hareket edilmesi halinde yandaş veya candaş medya olmaz. Eleştiri bilgiye dayanmalı. Basın gerektiğinde yapılan yanlış bir haber ya da başlıktan dolayı özür de dilemeli. Ama bunu maalesef göremiyoruz. Özür teamül haline gelmeli. Dik duruşu basının kendisi sergilemeli, bu patrondan başlayıp gazeteciye kadar olmalı. Teslimiyetçi bir mantık olmamalı."
Cezaevindeki tutuklu gazeteciler konusuna değinen Faruk Çelik, medyadaki soruna sadece bugünün bu iktidarın sorunu olarak bakılmaması gerektiğini dile getirdi. Basının uzun yıllara dayanan bir sorgulamaya tabi tutulması gerektiğini kaydeden Çelik, "İhtilallere manşet atanlar oldu. Rahat bir şekilde diyoruz ki 49 gazeteci tutuklandı. Tutuklandı da bunların dosyalarını kaçımız okudu, kaçımız konuya vakıfız?" dedi.
Her alanda olduğu gibi medyada da bir değişim yaşandığını belirten Çelik, şöyle devam etti:
"Ülkeyi yönetmek zor zanaat. Hiç kimse bulunduğu makam ve makamından dolayı imtiyazlı olmamalı. İfade özgürlüğünden dolayı kimse tutuklanmamalı, tutuksuz yargılama esas olmalı. Delilleri karartma ihtimali, kaçma ihtimali yoksa tutuksuz yargılanmalı. Bunu söylüyoruz. Geçmişte askeri ile siyasetçisi ile gazeteci ve sivil toplum kuruluşları ile yaşanan sıkıntıları dile getiriyoruz. Türkiye'nin yıllarının heba olmasına yol açan kesimler kimlerdi? Hem yargının bağımsızlığını savunacağız hem de iktidarla ilinti kuracaksınız, bir ileri cümle kurunca yargıya müdahale olarak algılayacaksınız. Hasılı ülkeyi idare etmek zor zanaat" dedi.
İş sağlığı ve güvenliği ile basın çalışanlarının yıpranma hakkını düzenleyen kanunları çıkardıklarını anlatan Çelik, sendikalar yasasının değişmesi sonucu sendikalı işçi sayısında artış yaşandığını kaydetti.
En Çok Okunan Haberler