SON DAKİKA

Bursa Kadın Platformu: Biz kuracağız barış masasını!

Bursa Kadın Platformu: ''Demokrasi, çözüm ve müzakere sürecini Saray darbesiyle sonlandıranlara inat kadınların barış masasını kuracağız''

Haber Giriş Tarihi: 21.08.2015 15:22
Haber Güncellenme Tarihi: 21.08.2015 15:22
Kaynak: Haber Merkezi
Bursa Kadın Platformu: Biz kuracağız barış masasını!

Bursa Kadın Platformu (BKP) ve HDP kadın meclisi katledilen kadın gerilla Kevser Eltürk'ün (Ekin Van) cesedine yapılan tecavüz, işkence ve bütünsel olarak kadın kimliğine yapılan saldırıyla ilgili basın açıklaması gerçekleştirdi.

Bursa Kadın Platformu adına HDP Bursa İl Örgütü'nde gerçekleştirilen açıklamayı Figen Ovat yaptı.

Ovat, "Barışa ramak kaldı derken, insanlık onuruna saygılı bir ülkede kardeşçe yaşayacağımız günleri düşlerken, düşümüzü gerçeğe dönüştürmek için mücadele ederken ve tam da kazandık, barajları yıktık derken; iktidara mahkûm zavallılar çetesinin açtığı, iktidar savaşıyla karşı karşıya kaldık. Aydınlıktan, halkın hesap sormasından korkanlar, kararttılar yurdumuzun ufkunu. Günlerimiz ölümler, acılar, bombalar, şehit acılarıyla doldu birden bire, tam da barışa ramak kalmışken" dedi.

Tüm gücü ile karşımıza dikilen, katile, faşiste, hırsıza inat 'yaşasın hayat' diye mücadele etmeye devam edeceklerini belirten Ovat, "Savaş, kan, gözyaşı, ölüm isteyenlere, bize savaşı dayatanlara karşı demokratik haklarımızı kullanıp halkın iradesiyle, inatla barışa yürüyeceğiz" dedi.

Ovat açıklamasına şöyle devam etti:

''Biz hepimiz biliyoruz, şimdilik bizden olmaya korkanlar, çıkarını hırsızlık düzeninde sananlar, çoğu maaşlı, azı gönüllü saray soytarıları; bütün bu vahşet, ölü sevicilik, düşmanlık çığırtkanlığının neden yapıldığını sizler de biliyorsunuz.

Evet, Biz de biliyoruz siz de! Bu kirli savaş halkın demokratik iradesine karşı yapılmış bir saray darbesidir.

Müzakere süreci devam ederken barışın yoluna taş koyanlar, IŞİD'le sözde savaşılıyormuş gibi yapanlar, Dünyanın Jandarması ABD'ye üstleri teslim edip, kendi kardeşini bombalama izni alır almaz savaşı yeniden başlatanlar aklımızla, duygumuzla, bilgimizle, deneyimimizle dalga geçtiğini sanıyor.

Katledilen kadın bedenlerinin sokaklarda teşhir edildiği kirli bir savaş sürecinden geçiyoruz. Varto'da öldürülen bir kadın gerillanın bedensel bütünlüğüne, mahremiyetine yapılan saldırı, ölüleri bile siyasetin parçası yapmaktan çekinmeyen cinsiyetçi, tekçi, milliyetçi ve militarist erkek-devlet aklının bir parçası.

"Önce kadınları vurun" diyen topyekün bir savaşın ilanı bu.

Bu devletin, muhalifleri özellikle de o muhalif kadınsa hiç sevmediğini çok iyi biliyoruz. Direnen bir kadın her zaman, erkek devlet tarafından bir tehdit olarak görülmüştür. Ekin Wan-Kevser Eltürk isimli kadın gerillanın işkence edilmiş bedeninin teşhir edilip, fotoğrafının güvenlik görevlilerince servis edilmesi, direnen kadına tahammülsüzlüğün en çirkin halidir. Öldürdünüz. Soydunuz. Ölüsüne işkence ettiniz. Çünkü siz topluma ve kadınlara karşı savaşıyorsunuz.

'Çatışmada öldürüldüler' diyorsunuz. Buna şüpheyle yaklaşmak için çok hakiki nedenlerimiz var. 90'lar da, Gezi'de, Soma'da, kadın cinayetlerinde medyası, yargısı ile bu devlet çok yalan söyledi. Failleri hep korudu. Korumadı mı? Sivil katliamların yaşandığına ilişkin çok ciddi kaygılarımız var.

Biz inatla barış talebimizi yükseltiyoruz.

Tecavüz suçu işleyen birinin kadınları tehdit edercesine terfi ettirilerek Diyarbakır'a atanması, mecliste kadın vekilleri susturma çabaları, Bağcılar'da sosyalist kadın Günay Özarslan'ın yargısız infaz edilmesi, toplu sözleşme görüşmelerinde sendikacı bir kadının konuşturulmaması, yaylalarının ranta çevrilmesine direnen Havva isimli kadının valilik tarafından tehdit edilmesi, erkek ve devlet şiddetinin kadınlara nasıl döneceğinin sıradan birkaç örneği sadece.

Biz bunu kadınların yıllardır birlikte verdikleri mücadeleden biliyoruz.

Bu vahşi şiddet öldürülen bir kadın bedenine tecavüz ve teşhirine kadar vardı artık.

Her defasında "operasyonlar sürecek", "ardı arkası kesilmeyecek" diyerek tehdit edenler, kadınları korkutmak, sindirmek, sokaklardan çekmek istiyor. 90'lardaki savaş suçları, hak ihlalleriyle ilgili cezasızlık sürerken ve bütün bunlarla henüz yüzleşilememişken OHAL'i kaldırmakla övünenler bugün halka, kadınlara kendi topraklarını yasaklıyor.

Yaşam alanlarını daraltan, hatta yok eden "askeri güvenlik bölgelerinin" genişleyerek yayılması bunun göstergesi... 90'larda "faili meçhul"ler vardı, bugün ise siviller orta yerde insanların gözü önünde katlediliyor. Katledilen kadınların bedenleri tacize tecavüze uğruyor çırılçıplak teşhir ediliyor. Evet, 90'larda da köyler yakılıyordu. Bugün kadınlar ateşi artık vücudunda hissediyor.

Toplumsal yıkımın bedelini ezilenlere, ezilenlerin de ezileni kadınlara ödetmeye çalışanlara karşı birlikte mücadele etmeye her zamankinden daha kararlıyız.

Bursalı ölen askerin ailesi başta olmak üzere doğudan batıya savaş ortamında yaşamını yitiren halk çocuklarının ailelerine başsağlığı diliyor, anaların gözyaşını dindirmek için kadınlar nezdinde ülkenin tüm coğrafyasında savaşa karşı barışı örgütlemenin sözünü veriyoruz.

Barışın toplumsallaşmasının öznesi kadınlar, bu coğrafyanın her yanına sözünü duyurmaya devam edecek. Bizleri sokaklardan çekmeye, susturmaya çalışanlara daha da güçlenerek, çoğalarak karşı duracağız.

Yıkılan masaları yeniden kurmak için insanların iradesini gasp ederek dayatılan erken seçim sonuçlarını beklemeyeceğiz. Demokrasi çözüm ve müzakere sürecini saray darbesiyle sonlandıranlara inat kadınların barış masasını kuracağız.

Barış biz varsak barıştır...

Biz bu ülkenin halkları, biz bu ülkenin kadınları, biz kuracağız barış masasını!''
 

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Bursaport.com En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.