Bursa Teknik Üniversitesi'yle ilgili vahim iddialar!

enBursa.com yazarı Yüksel Baysal, Bursa Teknik Üniversitesi'nde yaşananlarla ilgili olarak kendisine ulaştırılan bir raporu paylaştı. Raporda, üniversitede katı bir cemaat yapılanması olduğu, Rektör Prof. Dr. Arif Karademir'in kendi pozisyonunu korumak için AKP'ye mensup bir siyasetçi gibi davrandığı ileri sürülüyor. Üniversitede mobbing uygulandığı, birçok öğretim görevlisinin üniversiteden uzaklaştığı ifade edilen raporda, "Rektör Arif Karademir ve Genel Sekreter Prof. Dr. Sami İmamoğlu üniversiteyi yönetmek için, tüm birimlere vekaleten dekan ve müdürler atayarak baskı altına almaktadırlar." ifadeleri yer alıyor.

Bursa Teknik Üniversitesi'nin İskenderpaşa cemaatinin yuvalandığı kurumlardan biri olduğunu yazan Baysal, "Siyasal iktidar FETÖ'yü kullanıp bir kenara bıraktı ama diğer cemaatlerle iç içe ülkeyi yönetmeye devam ediyor. Kurumlar cemaatler arasında paylaşılmış; üniversiteler ise İskenderpaşa cemaatinin payına düşmüş görünüyor." dedi.

AKP'nin 19 yıllık iktidarı döneminde en büyük tahribatı eğitim alanında gerçekleştirdiğini belirten Baysal, "Siyasal İslam aslında devleti teslim ama aldı ama toplum direndiği için henüz başarılı olamadı." ifadelerini kullandı.

AKP iktidarının üniversiteye nasıl baktığına ilişkin en somut kanıtın Boğaziçi Üniversitesi'ne yapılan rektör ataması ve sonrasında yaşananların olduğunu aktaran Baysal, "Bu üniversitenin kendi içinden bir akademisyen bulamayan siyasal iktidar, dışardan bir militanı getirip, kurumun başına geçirdi. Diğer üniversitelerin pek çoğuna da ilahiyatçıları rektör olarak atadı. Siyasal iktidar FETÖ'yü kullanıp bir kenara bıraktı ama diğer cemaatlerle iç içe ülkeyi yönetmeye devam ediyor. Kurumlar cemaatler arasında paylaşılmış; üniversiteler ise İskenderpaşa cemaatinin payına düşmüş görünüyor." dedi.

Yüksel Baysal'ın yazısı şöyle:

AKP döneminde kurulan Bursa Teknik Üniversitesi de İskenderpaşa cemaatinin yuvalandığı kurumlardan biri...

Bu cemaatin müntesipleri dışında olanların orada yaşam hakkı yok.

Size, bana ulaştırılan bir rapordan bölümler aktarmak istiyorum:

"1-Üniversite bünyesinde bir cemaatin katı bir yapılanması söz konusudur. Bu grubun mensupları, kendilerinden olmayan akademisyenlere sürekli mobbing uygulayarak üniversiteden bir şekilde ayrılmalarını sağlamışlardır. Üniversiteden mobbing yapılarak uzaklaştırılan akademisyenler:

1-Prof Dr. Nurettin ACIR, 2-Prof Dr. Ali Çağlar Çakmak, 3-Prof Dr. Bahattin Kanber, 4-Prof Dr. Mehmet Yazıcı, 5-Prof. Dr. Ali Sürmen, 6-Doç. Dr. Nadir Yıldırım, 7-Dr. Öğretim Üyesi İsmail Sarı ve ismini sayamadığımız bir bu kadar daha akademisyen var.

Bu akademisyenlerin dışında da diğer akademisyenlerin pek çoğu baskı ve mobbinge maruz kalmaktadır. Çünkü kendi cemaat sistemlerine uymayan herkese yönelik düşmanlık beslemektedirler.

2-Rektör Arif Karademir ve Genel Sekreter Prof. Dr. Sami İmamoğlu üniversiteyi yönetmek için, tüm birimlere vekaleten dekan ve müdürler atayarak baskı altına almaktadırlar.

Son 3 yıl içerisinde Mühendislik fakültesine vekaleten atanan dekanlar:

1-Prof Dr. Mehmet Çopur, 2-Prof. Dr. Hamdi Öğüt, 3-Prof. Dr. Osman Nuri Şara, 4-Prof. Dr. Mehmet Çopur, 5-Prof. Dr. Gökhan Geçe...

Üniversite Rektörü Arif Karademir Orman Fakültesi, Genel Sekreter Prof. Dr. Sami İmamoğlu-Orman Fakültesi, Rektör Yrd. Prof. Dr. Ramazan Kurt-Orman Fakültesi, Fen Bilimleri Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Murat Ertaş-Orman Fakültesi, Mimarlık Tasarım Fak Dekanı Prof. Dr. Turan Sönmez-Orman Fakültesi (Allah aşkına Mimarlık ve Tasarım'da ormancının ne işi var? Yüksel Baysal), Sürekli Eğitim Merkezi Müdürü Prof. Dr. Ali İhsan Kadıoğulları-Orman Fakültesi...

Üniversite yönetimin neredeyse tamamı orman fakültesinden ve aynı cemaatten oluşmaktadır. Bursa Teknik Üniversitesinin, Bursa sanayisine katkı sağlayamamasının en önemli nedeni budur, çünkü Bursa sanayisiyle işbirliği yapacak akademisyenler sistemden uzak tutularak, üniversitenin tanınması engellenmektedir.

3-Bursa Teknik Üniversitesinde son üç yılda belli cemaat grubu dışında rektör yardımcısı olarak atanan fakat baskıya dayanamayıp istifa eden rektör yardımcılarının isimleri: 1-Prof. Dr. Mehmet Çopur, 2-Prof Dr. Nurettin Acır, 3-Prof Dr. Ahmet Zeki Ünal 4-Prof Dr. Egemen Aras, 5-Prof. Dr. Beyhan Bayhan...

İsmi geçen akademisyenler rektör yardımcısı atandıktan sonra sembolik bir görevler verilerek kendilerini değersiz hissetmeleri sağlanmıştır.  Bu yöneticiler uğradıkları baskıya dayanamayıp, hepsi sağlık sorunlarını gerekçe göstererek istifa etmişlerdir.

4-İnsan Toplum Bilimleri Fakültesinde de durum farklı değildir. Bu fakülteye vekâleten atanan dekanlar, Rektör Arif Karademir ve Prof. Dr. Sami İmamoğlu baskılarından dolayı sağlık nedenlerini gerekçe gösterip istifa etmişlerdir.

Son 3 yıl içerisinde İTBF Fakültesine vekaleten atanan dekanlar:

1-Prof. Dr. Ahmet Zeki Ünal, 2-Prof. Dr. Abdullah Işıklar, 3-Prof Dr. Gökhan Özkan...

5-Bursa Türkiye'nin en önemli sanayi şehirlerinden birisidir. Bursa Teknik Üniversitesinden, şehrin ve sanayinin beklentisi çok yüksek seviyelerde ancak belirli cemaatin hâkimiyeti sağlamak adına o kadar çarpık bir kadrolaşma yapıldı ki, TOGG'a katkı sağlayacak akademisyenler olmadığı gibi, Kanal İstanbul'a kurullarına da BTU'den hiçbir akademisyen davet edilmemiştir.

Alınan akademisyenlerin çoğunluğu aynı cemaat referanslı profilleri ortalama ya da ortalamanın altında, şehrin ihtiyaçlarından tamamen uzak, ideolojik bir kadrolaşma söz konusudur.

6-Bursa Teknik Üniversitesi kendisi ile aynı yıl kurulan Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi, İstanbul Medeniyet Üniversitesi, Konya Necmettin Erbakan Üniversite ile karşılaştırıldığında her anlamda içler acısı durumdadır. Ne yerleşke sorununu çözebilmiştir ne de kurumsallaşma sağlanabilmiştir.

Raporun tümü çok uzun ve ayrıntılı...

Orada yer alan bir önemli iddiayı daha gündeme getirip çekileyim:

"Rektör Arif Karademir kendi pozisyonu korumak için hükümet partisine bağlı bir siyasetçi gibi davranmaktadır. Ancak işin aslı böyle değildir. Kendi cemaatlerinin çocuklarına ve kendi çocuklarına kadro ve benzeri ayrıcalıklar sağlayıp işlerini alttan alta yapmaktadırlar. Örneğin Prof. Dr. İbrahim Hatipoğlu'nun çocuğuna iki defa kadro açılmıştır. Prof. Dr. Sami İmamoğlu'nun oğlu Bursa Teknik Üniversitenin tarihinin en düşük yabancıl dil puanı 55 ile kadroya alınmıştır."

Buradan Bursa Teknik Üniversitesi yöneticilerine seslenmek istiyorum; içerden bana iletilen bu iddialara bir yanıtınız var mı?

Bursa'yı yönetenlere de şunu sormak istiyorum; Bursa Teknik Üniversitesi'nin bu şehre bir katkısı oldu mu?

YÜKSEL BAYSAL'IN YAZISINA ULAŞMAK İÇİN TIKLAYIN