'Türkiye'de Kürtler ve halklar açısından bir normalleşme yok'
'Türkiye'de Kürtler ve halklar açısından bir normalleşme yok'
Selahattin Demirtaş'ı ziyaret eden DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ile Tuncer Bakırhan, Türkiye’nin demokratikleşmesi için ortak mücadelenin süreceği mesajını verdi. Bakırhan, "Türkiye’de yaşayan halklar açısından bize yansıyan bir normalleşme yok." dedi.
Haber Giriş Tarihi: 21.05.2024 14:13
Haber Güncellenme Tarihi: 21.05.2024 14:13
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
Kobanê Davası'nda kararların açıklanmasının ardından Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ile Tuncer Bakırhan, hakkında 42 yıl hapis cezası verilen Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı dün tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi’nde ziyaret etti.
Ziyaretin ardından cezaevi önündeHatimoğulları ve Bakırhan açıklamada bulundu. Tülay Hatimoğulları, şunları söyledi:
"Kobanî Kumpas Davası, adı üstünde bir kumpas davasıdır ve tamamen siyasi bir intikam davasıdır. Bu davada, geçmiş dönemde Eş Genel Başkanlığımızı yapmış Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ çok yüksek cezalara çarptırılmıştır. Aynı zamanda Kürt halkıyla dayanışan sol sosyalist devrimcilere, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmesi konusunda ısrarcı olan, birleşik demokratik mücadeleyi savunan devrimcilere ağır cezalar verildi. Her iki eş genel başkanımızı ziyaretimizde de morallerinin çok yüksek olduğunu gördük.
Demirtaş ve Yüksekdağ başkanlarımız şu mesajı bütün Türkiye’ye veriyor: "Bizler içeride çok moralliyiz, herkese selam ve sevgilerimizi iletiyoruz. Dışarıdakiler de demokrasi mücadelesinden zerre geri adım atmasınlar, dayanışma içerisinde olsunlar”."
"Biz bu cezayı tanımıyoruz"
Tuncer Bakırhan ise şöyle konuştu:
"Ortadoğu’da gerici, kadın düşmanı, halklar ve inançlar düşmanı IŞİD’e karşı verilmiş ve örnek olmuş bir mücadeleden bahsediyoruz. IŞİD’e karşı verilen mücadelede Kürtler, Türkler, Araplar, Türkiye halkları, emekçiler birlikte mücadele ettiler, ortak bir zafer elde ettiler. Maalesef bu zafer Türkiye’de kutlanması gerekirken, bir yargılama aracı haline getirildi. IŞİD’in yenilgisi belli ki birilerini üzdü. Ortadoğu’da halkların, kadınların özgürlüğüne kavuşması birilerini rahatsız etti. Bir kumpas davası ile de o dönemde Kobanî halkıyla dayanışan ve mücadelesine destek verenler yargılandı, cezalandırıldı. Öncelikle biz bu cezayı tanımıyoruz. Kürtler, emekçiler, kadınlar, Türkiye’de halklar verilen bu cezayı tanımayacaklardır. Onlar cezaevinde mücadelelerine devam edecekler, bizler de bugün burada olduğumuz gibi haklarımızla birlikte cezaevindeki bütün siyasi tutsak yoldaşlarımızı özgürleştirinceye kadar ve Türkiye’yi demokratikleştirinceye kadar mücadelemizi devam ettireceğiz."
Bakırhan, "Özellikle siyasette son dönemde yumuşama ve normalleşme dönemi konuşuluyor. Bu durumu ve Kobanî’de verilen cezayı nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, "Hükümet bir seçim kaybetti, büyük kaybetti. Şimdi bu seçim sonuçlarında ortaya çıkan durumu telafi etmek için bir normalleşme, yumuşama söyleminde bulundu. Biz de anlamaya, izlemeye çalıştık. Ama Kobanî Kumpas Davasında verilen cezalar varken, 83 yaşındaki Makbule Anne, Hatice Yıldız sedyeyle cezaevinde yatıyorken paşaların bırakılması aslında bu yumuşama ve normalleşme sürecine Kürtlerin, emekçilerin, devrimcilerin dahil olmadığını bir kez daha ortaya koydu. Gerçek bir normalleşmeden yanayız. Gerçek bir normalleşme için hukukun eşit işlemesi gerekiyor. Kürtler hariç, devrimciler, direnenler hariç denmemesi gerekiyor. Ama şu anda bizler açısından, Türkiye’de yaşayan halklar açısından bize yansıyan bir normalleşme yok" diyerek yanıt verdi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
'Türkiye'de Kürtler ve halklar açısından bir normalleşme yok'
Selahattin Demirtaş'ı ziyaret eden DEM Parti Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ile Tuncer Bakırhan, Türkiye’nin demokratikleşmesi için ortak mücadelenin süreceği mesajını verdi. Bakırhan, "Türkiye’de yaşayan halklar açısından bize yansıyan bir normalleşme yok." dedi.
Kobanê Davası'nda kararların açıklanmasının ardından Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti) Eş Genel Başkanları Tülay Hatimoğulları ile Tuncer Bakırhan, hakkında 42 yıl hapis cezası verilen Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ı dün tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Cezaevi’nde ziyaret etti.
Ziyaretin ardından cezaevi önündeHatimoğulları ve Bakırhan açıklamada bulundu. Tülay Hatimoğulları, şunları söyledi:
"Kobanî Kumpas Davası, adı üstünde bir kumpas davasıdır ve tamamen siyasi bir intikam davasıdır. Bu davada, geçmiş dönemde Eş Genel Başkanlığımızı yapmış Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ çok yüksek cezalara çarptırılmıştır. Aynı zamanda Kürt halkıyla dayanışan sol sosyalist devrimcilere, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl yöntemlerle çözülmesi konusunda ısrarcı olan, birleşik demokratik mücadeleyi savunan devrimcilere ağır cezalar verildi. Her iki eş genel başkanımızı ziyaretimizde de morallerinin çok yüksek olduğunu gördük.
Demirtaş ve Yüksekdağ başkanlarımız şu mesajı bütün Türkiye’ye veriyor: "Bizler içeride çok moralliyiz, herkese selam ve sevgilerimizi iletiyoruz. Dışarıdakiler de demokrasi mücadelesinden zerre geri adım atmasınlar, dayanışma içerisinde olsunlar”."
"Biz bu cezayı tanımıyoruz"
Tuncer Bakırhan ise şöyle konuştu:
"Ortadoğu’da gerici, kadın düşmanı, halklar ve inançlar düşmanı IŞİD’e karşı verilmiş ve örnek olmuş bir mücadeleden bahsediyoruz. IŞİD’e karşı verilen mücadelede Kürtler, Türkler, Araplar, Türkiye halkları, emekçiler birlikte mücadele ettiler, ortak bir zafer elde ettiler. Maalesef bu zafer Türkiye’de kutlanması gerekirken, bir yargılama aracı haline getirildi. IŞİD’in yenilgisi belli ki birilerini üzdü. Ortadoğu’da halkların, kadınların özgürlüğüne kavuşması birilerini rahatsız etti. Bir kumpas davası ile de o dönemde Kobanî halkıyla dayanışan ve mücadelesine destek verenler yargılandı, cezalandırıldı. Öncelikle biz bu cezayı tanımıyoruz. Kürtler, emekçiler, kadınlar, Türkiye’de halklar verilen bu cezayı tanımayacaklardır. Onlar cezaevinde mücadelelerine devam edecekler, bizler de bugün burada olduğumuz gibi haklarımızla birlikte cezaevindeki bütün siyasi tutsak yoldaşlarımızı özgürleştirinceye kadar ve Türkiye’yi demokratikleştirinceye kadar mücadelemizi devam ettireceğiz."
Bakırhan, "Özellikle siyasette son dönemde yumuşama ve normalleşme dönemi konuşuluyor. Bu durumu ve Kobanî’de verilen cezayı nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna, "Hükümet bir seçim kaybetti, büyük kaybetti. Şimdi bu seçim sonuçlarında ortaya çıkan durumu telafi etmek için bir normalleşme, yumuşama söyleminde bulundu. Biz de anlamaya, izlemeye çalıştık. Ama Kobanî Kumpas Davasında verilen cezalar varken, 83 yaşındaki Makbule Anne, Hatice Yıldız sedyeyle cezaevinde yatıyorken paşaların bırakılması aslında bu yumuşama ve normalleşme sürecine Kürtlerin, emekçilerin, devrimcilerin dahil olmadığını bir kez daha ortaya koydu. Gerçek bir normalleşmeden yanayız. Gerçek bir normalleşme için hukukun eşit işlemesi gerekiyor. Kürtler hariç, devrimciler, direnenler hariç denmemesi gerekiyor. Ama şu anda bizler açısından, Türkiye’de yaşayan halklar açısından bize yansıyan bir normalleşme yok" diyerek yanıt verdi.
En Çok Okunan Haberler