TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu, döviz kurunun yükselmesi ve doğal gaza gelen zamların önümüzdeki günlerde elektrik faturalarına yansıyacağını bildirdi.
Haber Giriş Tarihi: 05.11.2021 15:06
Haber Güncellenme Tarihi: 05.11.2021 15:06
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
Döviz kurları yükseldi, elektriğe, doğal gaza, akaryakıt ürünlerine peş peşe zam yapıldı. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Mehmet Can, kış aylarının olduğu önümüzdeki günlerde bu zamları yeni elektrik ve doğalgaz zamlarının takip edeceğini söyledi.
TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu, "Döviz ve Doğalgaz Artışından Dolayı Elektrik Faturaları Artış Gösterecek" konu başlıklı basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Mehmet Can yaptı. Can, açıklamasını grafikler üzerinden anlattı:
"Türkiye'deki elektrik enerjisindeki kurulu gücünü inceleyelim. Her yıl Türkiye'nin elektrik enerjisi ihtiyacı ve kurulu gücü artmaktadır ve son 30 yılda 6 kattan fazla artmıştır. Önümüzdeki yıllarda elektrikli otomobil kullanımının artacağını düşündüğümüzde, elektrik enerjisi ihtiyacımız daha da çok artacaktır."
ELEKTRİK ÜRETİMİ
Elektrik enerjisi üretiminin yüzde 35,21'inin ithal kaynaklı olduğunu söyleyen Can, "Bunun yanı sıra üretimin neredeyse yüzde 70'i döviz endekslidir ve dövizin artması maliyetleri direkt olarak etkilemektedir. Döviz karşısında ezilen Türk Lirası etkisini hemen elektrik faturalarında artış olarak göstermektedir." diye devam etti.
TARİFELER
Tüketicilerin isterlerse kullanım durumuna göre tarife değişikliği yapabileceğini aktaran Can, tarifeler hakkında şu bilgileri paylaştı:
"Tek zamanlı ve 3 zamanlı tarife modelleri bulunmaktadır. Aboneler hiçbir müracaatta bulunmazlar ise tek zamanlı tarife uygulanır. Tek zamanlı tarife modeli; günün her saatinde aynı birim fiyat üzerinden elektrik enerjisini tüketme anlamına gelmektedir. 3 zamanlı tarifede ise gün üç zaman dilimine bölünmektedir. Bunu aşağıdaki gibi özetleyebiliriz.
Gündüz (06:00-17:00) Birim fiyat tek zamanlı tarifeye çok yakın 11 saat süreyle en uzun zaman aralığıdır. Meskenler için üç zamanlı tarifenin gündüz birim fiyatı, tek zamanlı tarifedeki birim fiyatla neredeyse aynıdır.
Puant (17:00-22:00) Elektrik talebinin en yüksek olduğu bu zaman aralığında birim fiyat da yükselir. Meskenler için puant birim fiyatı, tek zamanlı tarifenin birim fiyatından %47 daha pahalıdır.
Gece (22:00-06:00) En düşük birim fiyata sahip zaman aralığıdır. Meskenler için gece birim fiyatı, tek zamanlı tarifenin birim fiyatından yüzde 36 daha ucuzdur.
Abonelerin elektrik tüketimleri en çok gece saat diliminde ise veya kullanım alışkanlıklarını bu saat dilimine kaydırabiliyorlarsa 3 zamanlı tarife modelini seçmeleri daha düşük birim fiyattan elektrik enerjisi kullanmalarına neden olacaktır. Böylelikle daha düşük elektrik faturası ile karşılaşacaklardır."
"Peki hangi tarifeyi seçmeliyiz?"
Can, hangi tarifenin seçilmesi gerektiğine ilişkin, "Hangi elektrik tarifesinin daha avantajlı olduğu tüketicinin kullanım alışkanlıklarına bağlıdır. Bunu anlamanın en kolay yolu elektrik faturasındaki tüketim bölümünü incelemektir. Elektrik faturasında hangi saat aralığında, kaç kWh elektrik tükettiğinizi görebilirsiniz. Bu gösterim tarife farkı olmaksızın tüm faturalarda yer alır; resimdeki örnek, tek zamanlı tarife kullanıcısına aittir. Örnekten abonenin en fazla tüketimini gündüz saatlerinde yapıldığı kolaylıkla anlaşılır." ifadelerini kullandı.
"Asgari ücretle geçimini sağlayan bir ailede maaşın yüzde 13'ü elektrik faturasına gidiyor"
2021 yılının ikinci yarısına yüzde 15 elektrik ve yüzde 12 doğalgaz zammıyla girildiğini belirten Can, konuşmasına şöyle devam etti:
"Elektrik fiyatlarında bu yıl içerisinde toplamda yüzde 29 artış yapılarak özellikle dar gelirli yurttaşlar başta olmak üzere tüm ülke insanının cebine yakıcı bir etki yaratmıştır. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) Resmi Gazete'de yayımlanan tarife tablolarına göre, bir evdeki asgari tüketim üzerinden 4 kişilik bir ailenin 230 kilovatsaat (kWh) elektrik harcadığı öngörüldüğünde, bir ailenin 2020 için, yıllık elektrik faturası ortalaması ay bazında 235.88 TL iken, 1 Temmuz 2021 itibariyle aynı ailenin aylık elektrik fatura ortalaması 271.22 TL'ye çıktı. Yani ortalama 35 TL zam gördü. Ne yazık ki geçim bu kadar zor iken özellikle asgari ücretle geçimini sağlayan bir ailede maaşın yüzde 13'u elektrik faturasına gidiyor."
"Özelleştirme ve kar esaslı piyasa politikaları terk edilmeli"
BOTAŞ'ın artan maliyetleri gerekçe göstererek 1 Kasım 2021 tarihinde doğalgaza sanayi için yüzde 48,40, elektrik üretim santralleri için ise yüzde 48,82 oranında zam yaptığını hatırlatan Can, "Doğalgaza yapılan bu zam, elektrik takas fiyatını etkileyecek ve üretim maliyetlerini arttıracaktır. Bu da elektrik faturalarına tekrar artış olarak yansıyacaktır." dedi. Can, çözüm olarak ise "Özelleştirme ve kar esaslı piyasa politikaları terk edilmeli, ülkemiz kaynakları kamu yararı temelinde en iyi şekilde değerlendirilmelidir." dedi. Özelleştirme politikalarına son verilmesi gerektiğini vurgulayan Can, şunları kaydetti:
"Elektrik sektöründe; üretim, dağıtım ve perakende satış faaliyetleri özel şirketlerin eline ve insafına terk edilmesi sonucunda içinde olduğumuz durum ortadayken, bir de kamu kurumu olan Türkiye Elektrik İletim A.Ş.'nin (TEİAŞ) özelleştirilmesinin konuşulması bile elektrik arz güvenliğimizin riske sokulması demektir. Enerjinin tek elden ve kamusal olarak yürütülmesi gerçeği ile yüzleşme zamanıdır. Kamusal planlama anlayışı ile bütüncül bir kamulaştırma yapmanın zamanı da gelmiştir."
"Elektrik faturaları üzerindeki yük kaldırılmalı"
Can, ekonomik anlamda zor günler geçiren ve "geçinemiyorum, faturamı nasıl ödeyebilirim" diyen vatandaşların yükünün hafifletilmesi için elektrik faturalarının yaklaşık yüzde 20'sini oluşturan vergi ve fonların tekrar ele alınarak gerekli yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi. Can, önerilerini şöyle sıraladı:
"2017 yılında yapılan yasal düzenleme ile sanayi abonelerinden kaldırılan TRT payı, tüm abone gruplarından kaldırılmalı ve elektrik faturalarından TRT payı adı altında bedel tahsil edilmemelidir. Benzer uygulama artık amacını yitirmiş olan Enerji Fonu kesintisi için de geçerli olmalıdır.
Mesken abone grubundan KDV tamamen kaldırılmalı yada yüzde 1 gibi makul bir seviyeye indirilmelidir. Benzer uygulama çiftçilik yaparak geçimini sağlayan tarımsal sulama abone grubu için de göz önüne alınmalı ve KDV oranı yüzde 5 veya yüzde 8 gibi makul bir seviyeye çekilmelidir.
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) tekrar gözden geçirilmelidir. Yeni dahil edilecek üretim tesislerine ÇED alma zorunluluğu getirilmelidir. Ayrıca YEKDEM kapsamında mevcut devam eden döviz endeksli uygulamalara derhal son verilmelidir.
Diğer yandan; Paris İklim Anlaşması'nın tartışıldığı gün; TBMM'de radyoaktif atık ve kullanılmış yakıtla ilgili düzenlemeler içeren 7336 ve 7337 sayılı kanunlar kabul edildi. Kanun tekliflerinin radyoaktif atıkların Türkiye'ye getirilmesine ve nükleer atıkların yeniden kaynak olarak kullanılmasına olanak sağlayacaktır. Dünya nükleer santralleri kapatırken Türkiye'nin nükleer çöplüğe dönüşme riski göz ardı edilmemelidir.
Yenilenebilir enerji kaynaklarında risksiz ve çevreci enerji üretebilmek varken, nükleer santral ısrarını anlamak mümkün değildir. Gelecek nesiller için nükleer santral sevdasından bir an önce vazgeçilmelidir."
Can, 12.35 cent/kWh üzerinden alım garantisi verilen Akkuyu Nükleer Güç Santralı projesinin de elektrik tarifeleri üzerinde ilave yük yaratacağını ve buna bağlı olarak yeni zamların da olacağını belirtti.
"Kış saatine geçilmesi tasarruf değil israf getirdi"
TEİAŞ'ın elektrik tüketim istatistikleri baz alınarak Elektrik Mühendisleri Odası tarafından yapılan çalışmaya göre; kış saati uygulamasından vazgeçilmesi tasarruf sağlamadığı gibi tüketimi artırıcı bir etki yarattı.
Türkiye nüfusunun yüzde 61'inin ve elektrik tüketiminin yüzde 71'inin batı bölgelerde bulunduğunu kaydeden Can, "Özellikle elektrik tüketiminin yoğun olduğu İstanbul, Ankara, Kocaeli, İzmir ve Bursa gibi büyük illerde sabah okula ve işe gitmek için gün doğmadan kalkılmak zorunda kalınması hane tüketimlerini artırmıştır. Yurttaşlara sıkıntı veren ve dış dünyayla iletişim açısından sorunlar yaratan, ayrıca trafik kazalarında artışa neden olduğu belirtilen ve elektrik tüketiminde tasarruf değil israf yaratan bu uygulamadan bir an önce vazgeçmelidir." diye konuştu.
"UEDAŞ İngiliz finans kuruluşuna satıldı, sırada TEİAŞ'ın özelleştirilmesi var"
Özelleştirmenin ilk yapılmaya başladığı yıllardan bu yana TMMOB'un "enerjide yapılan özelleştirmeler ülke insanına yarardan ziyade zarar getirecek" dediğini hatırlatan Can, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kentimizin de içinde bulunduğu ve dört ili kapsayan bölgede UEDAŞ; Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova illerinde; dağıtım ve perakende satış faaliyetlerini sürdürmek üzere 2010 yılında yerli sermaye gurupları Cengiz, Limak ve Kolin firmalarına 940.000.000 dolar bedelle özelleştirilmişti. Süreç içerisinde Cengiz ve Kolin ortaklığın dışına çıktı. Limak süreci yürütürken; yakın zaman önce kamuoyuna, Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş ve Limak Uludağ Perakende Elektrik Satış A.Ş'nin İngiliz Yatırım Fonu Actis'e devri için hisse satış sözleşmesi imzalandığı duyuruldu. Önce özelleşti sonra da yabancı sermayeye satıldı. Geldiğimiz noktada bölgemizin elektrik enerji hizmeti artık bir İngiliz fon şirketi tarafından sağlanacak. Ülke insanı, uzunca zamandır enerji alanında sahipsizdi ve artık tamamen sahipsiz kaldı."
"Sermayenin küresel krizi sonucunda özelleştirme felsefesinin çöküşüne tanıklık etmekteyiz." diyen Can, buna rağmen TEİAŞ'ın da özelleştirilmesinin gümdende olduğunu aktardı. Can, "Özelleştirmenin hemen öncesinde, TEİAŞ'ın 81 ilde rutin bakım ve onarım ihalelerini arttırması oldukça düşündürücüdür. Bu sürecin sonunda yine kamunun zarar görmesi muhtemeldir ve oluşacak enkaz yine ülke insanımızın omuzlarına kalacaktır. Elektrik enerjisinin iletimi ve dağıtımının özelleştirmesi süreçleri ivedilikle durdurulmalı ve özelleştirilen kurumlar da kamuya iade edilmelidir." ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
TMMOB Bursa: Elektrik faturaları artış gösterecek
TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu, döviz kurunun yükselmesi ve doğal gaza gelen zamların önümüzdeki günlerde elektrik faturalarına yansıyacağını bildirdi.
Döviz kurları yükseldi, elektriğe, doğal gaza, akaryakıt ürünlerine peş peşe zam yapıldı. TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Mehmet Can, kış aylarının olduğu önümüzdeki günlerde bu zamları yeni elektrik ve doğalgaz zamlarının takip edeceğini söyledi.
TMMOB Bursa İl Koordinasyon Kurulu, "Döviz ve Doğalgaz Artışından Dolayı Elektrik Faturaları Artış Gösterecek" konu başlıklı basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamayı TMMOB Elektrik Mühendisleri Odası Bursa Şubesi Başkanı Mehmet Can yaptı. Can, açıklamasını grafikler üzerinden anlattı:
"Türkiye'deki elektrik enerjisindeki kurulu gücünü inceleyelim. Her yıl Türkiye'nin elektrik enerjisi ihtiyacı ve kurulu gücü artmaktadır ve son 30 yılda 6 kattan fazla artmıştır. Önümüzdeki yıllarda elektrikli otomobil kullanımının artacağını düşündüğümüzde, elektrik enerjisi ihtiyacımız daha da çok artacaktır."
ELEKTRİK ÜRETİMİ
Elektrik enerjisi üretiminin yüzde 35,21'inin ithal kaynaklı olduğunu söyleyen Can, "Bunun yanı sıra üretimin neredeyse yüzde 70'i döviz endekslidir ve dövizin artması maliyetleri direkt olarak etkilemektedir. Döviz karşısında ezilen Türk Lirası etkisini hemen elektrik faturalarında artış olarak göstermektedir." diye devam etti.
TARİFELER
Tüketicilerin isterlerse kullanım durumuna göre tarife değişikliği yapabileceğini aktaran Can, tarifeler hakkında şu bilgileri paylaştı:
"Tek zamanlı ve 3 zamanlı tarife modelleri bulunmaktadır. Aboneler hiçbir müracaatta bulunmazlar ise tek zamanlı tarife uygulanır. Tek zamanlı tarife modeli; günün her saatinde aynı birim fiyat üzerinden elektrik enerjisini tüketme anlamına gelmektedir. 3 zamanlı tarifede ise gün üç zaman dilimine bölünmektedir. Bunu aşağıdaki gibi özetleyebiliriz.
Gündüz (06:00-17:00) Birim fiyat tek zamanlı tarifeye çok yakın 11 saat süreyle en uzun zaman aralığıdır. Meskenler için üç zamanlı tarifenin gündüz birim fiyatı, tek zamanlı tarifedeki birim fiyatla neredeyse aynıdır.
Puant (17:00-22:00) Elektrik talebinin en yüksek olduğu bu zaman aralığında birim fiyat da yükselir. Meskenler için puant birim fiyatı, tek zamanlı tarifenin birim fiyatından %47 daha pahalıdır.
Gece (22:00-06:00) En düşük birim fiyata sahip zaman aralığıdır. Meskenler için gece birim fiyatı, tek zamanlı tarifenin birim fiyatından yüzde 36 daha ucuzdur.
Abonelerin elektrik tüketimleri en çok gece saat diliminde ise veya kullanım alışkanlıklarını bu saat dilimine kaydırabiliyorlarsa 3 zamanlı tarife modelini seçmeleri daha düşük birim fiyattan elektrik enerjisi kullanmalarına neden olacaktır. Böylelikle daha düşük elektrik faturası ile karşılaşacaklardır."
"Peki hangi tarifeyi seçmeliyiz?"
Can, hangi tarifenin seçilmesi gerektiğine ilişkin, "Hangi elektrik tarifesinin daha avantajlı olduğu tüketicinin kullanım alışkanlıklarına bağlıdır. Bunu anlamanın en kolay yolu elektrik faturasındaki tüketim bölümünü incelemektir. Elektrik faturasında hangi saat aralığında, kaç kWh elektrik tükettiğinizi görebilirsiniz. Bu gösterim tarife farkı olmaksızın tüm faturalarda yer alır; resimdeki örnek, tek zamanlı tarife kullanıcısına aittir. Örnekten abonenin en fazla tüketimini gündüz saatlerinde yapıldığı kolaylıkla anlaşılır." ifadelerini kullandı.
"Asgari ücretle geçimini sağlayan bir ailede maaşın yüzde 13'ü elektrik faturasına gidiyor"
2021 yılının ikinci yarısına yüzde 15 elektrik ve yüzde 12 doğalgaz zammıyla girildiğini belirten Can, konuşmasına şöyle devam etti:
"Elektrik fiyatlarında bu yıl içerisinde toplamda yüzde 29 artış yapılarak özellikle dar gelirli yurttaşlar başta olmak üzere tüm ülke insanının cebine yakıcı bir etki yaratmıştır. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu'nun (EPDK) Resmi Gazete'de yayımlanan tarife tablolarına göre, bir evdeki asgari tüketim üzerinden 4 kişilik bir ailenin 230 kilovatsaat (kWh) elektrik harcadığı öngörüldüğünde, bir ailenin 2020 için, yıllık elektrik faturası ortalaması ay bazında 235.88 TL iken, 1 Temmuz 2021 itibariyle aynı ailenin aylık elektrik fatura ortalaması 271.22 TL'ye çıktı. Yani ortalama 35 TL zam gördü. Ne yazık ki geçim bu kadar zor iken özellikle asgari ücretle geçimini sağlayan bir ailede maaşın yüzde 13'u elektrik faturasına gidiyor."
"Özelleştirme ve kar esaslı piyasa politikaları terk edilmeli"
BOTAŞ'ın artan maliyetleri gerekçe göstererek 1 Kasım 2021 tarihinde doğalgaza sanayi için yüzde 48,40, elektrik üretim santralleri için ise yüzde 48,82 oranında zam yaptığını hatırlatan Can, "Doğalgaza yapılan bu zam, elektrik takas fiyatını etkileyecek ve üretim maliyetlerini arttıracaktır. Bu da elektrik faturalarına tekrar artış olarak yansıyacaktır." dedi. Can, çözüm olarak ise "Özelleştirme ve kar esaslı piyasa politikaları terk edilmeli, ülkemiz kaynakları kamu yararı temelinde en iyi şekilde değerlendirilmelidir." dedi. Özelleştirme politikalarına son verilmesi gerektiğini vurgulayan Can, şunları kaydetti:
"Elektrik sektöründe; üretim, dağıtım ve perakende satış faaliyetleri özel şirketlerin eline ve insafına terk edilmesi sonucunda içinde olduğumuz durum ortadayken, bir de kamu kurumu olan Türkiye Elektrik İletim A.Ş.'nin (TEİAŞ) özelleştirilmesinin konuşulması bile elektrik arz güvenliğimizin riske sokulması demektir. Enerjinin tek elden ve kamusal olarak yürütülmesi gerçeği ile yüzleşme zamanıdır. Kamusal planlama anlayışı ile bütüncül bir kamulaştırma yapmanın zamanı da gelmiştir."
"Elektrik faturaları üzerindeki yük kaldırılmalı"
Can, ekonomik anlamda zor günler geçiren ve "geçinemiyorum, faturamı nasıl ödeyebilirim" diyen vatandaşların yükünün hafifletilmesi için elektrik faturalarının yaklaşık yüzde 20'sini oluşturan vergi ve fonların tekrar ele alınarak gerekli yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerektiğini dile getirdi. Can, önerilerini şöyle sıraladı:
"2017 yılında yapılan yasal düzenleme ile sanayi abonelerinden kaldırılan TRT payı, tüm abone gruplarından kaldırılmalı ve elektrik faturalarından TRT payı adı altında bedel tahsil edilmemelidir. Benzer uygulama artık amacını yitirmiş olan Enerji Fonu kesintisi için de geçerli olmalıdır.
Mesken abone grubundan KDV tamamen kaldırılmalı yada yüzde 1 gibi makul bir seviyeye indirilmelidir. Benzer uygulama çiftçilik yaparak geçimini sağlayan tarımsal sulama abone grubu için de göz önüne alınmalı ve KDV oranı yüzde 5 veya yüzde 8 gibi makul bir seviyeye çekilmelidir.
Yenilenebilir Enerji Kaynaklarını Destekleme Mekanizması (YEKDEM) tekrar gözden geçirilmelidir. Yeni dahil edilecek üretim tesislerine ÇED alma zorunluluğu getirilmelidir. Ayrıca YEKDEM kapsamında mevcut devam eden döviz endeksli uygulamalara derhal son verilmelidir.
Diğer yandan; Paris İklim Anlaşması'nın tartışıldığı gün; TBMM'de radyoaktif atık ve kullanılmış yakıtla ilgili düzenlemeler içeren 7336 ve 7337 sayılı kanunlar kabul edildi. Kanun tekliflerinin radyoaktif atıkların Türkiye'ye getirilmesine ve nükleer atıkların yeniden kaynak olarak kullanılmasına olanak sağlayacaktır. Dünya nükleer santralleri kapatırken Türkiye'nin nükleer çöplüğe dönüşme riski göz ardı edilmemelidir.
Yenilenebilir enerji kaynaklarında risksiz ve çevreci enerji üretebilmek varken, nükleer santral ısrarını anlamak mümkün değildir. Gelecek nesiller için nükleer santral sevdasından bir an önce vazgeçilmelidir."
Can, 12.35 cent/kWh üzerinden alım garantisi verilen Akkuyu Nükleer Güç Santralı projesinin de elektrik tarifeleri üzerinde ilave yük yaratacağını ve buna bağlı olarak yeni zamların da olacağını belirtti.
"Kış saatine geçilmesi tasarruf değil israf getirdi"
TEİAŞ'ın elektrik tüketim istatistikleri baz alınarak Elektrik Mühendisleri Odası tarafından yapılan çalışmaya göre; kış saati uygulamasından vazgeçilmesi tasarruf sağlamadığı gibi tüketimi artırıcı bir etki yarattı.
Türkiye nüfusunun yüzde 61'inin ve elektrik tüketiminin yüzde 71'inin batı bölgelerde bulunduğunu kaydeden Can, "Özellikle elektrik tüketiminin yoğun olduğu İstanbul, Ankara, Kocaeli, İzmir ve Bursa gibi büyük illerde sabah okula ve işe gitmek için gün doğmadan kalkılmak zorunda kalınması hane tüketimlerini artırmıştır. Yurttaşlara sıkıntı veren ve dış dünyayla iletişim açısından sorunlar yaratan, ayrıca trafik kazalarında artışa neden olduğu belirtilen ve elektrik tüketiminde tasarruf değil israf yaratan bu uygulamadan bir an önce vazgeçmelidir." diye konuştu.
"UEDAŞ İngiliz finans kuruluşuna satıldı, sırada TEİAŞ'ın özelleştirilmesi var"
Özelleştirmenin ilk yapılmaya başladığı yıllardan bu yana TMMOB'un "enerjide yapılan özelleştirmeler ülke insanına yarardan ziyade zarar getirecek" dediğini hatırlatan Can, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kentimizin de içinde bulunduğu ve dört ili kapsayan bölgede UEDAŞ; Bursa, Balıkesir, Çanakkale ve Yalova illerinde; dağıtım ve perakende satış faaliyetlerini sürdürmek üzere 2010 yılında yerli sermaye gurupları Cengiz, Limak ve Kolin firmalarına 940.000.000 dolar bedelle özelleştirilmişti. Süreç içerisinde Cengiz ve Kolin ortaklığın dışına çıktı. Limak süreci yürütürken; yakın zaman önce kamuoyuna, Uludağ Elektrik Dağıtım A.Ş ve Limak Uludağ Perakende Elektrik Satış A.Ş'nin İngiliz Yatırım Fonu Actis'e devri için hisse satış sözleşmesi imzalandığı duyuruldu. Önce özelleşti sonra da yabancı sermayeye satıldı. Geldiğimiz noktada bölgemizin elektrik enerji hizmeti artık bir İngiliz fon şirketi tarafından sağlanacak. Ülke insanı, uzunca zamandır enerji alanında sahipsizdi ve artık tamamen sahipsiz kaldı."
"Sermayenin küresel krizi sonucunda özelleştirme felsefesinin çöküşüne tanıklık etmekteyiz." diyen Can, buna rağmen TEİAŞ'ın da özelleştirilmesinin gümdende olduğunu aktardı. Can, "Özelleştirmenin hemen öncesinde, TEİAŞ'ın 81 ilde rutin bakım ve onarım ihalelerini arttırması oldukça düşündürücüdür. Bu sürecin sonunda yine kamunun zarar görmesi muhtemeldir ve oluşacak enkaz yine ülke insanımızın omuzlarına kalacaktır. Elektrik enerjisinin iletimi ve dağıtımının özelleştirmesi süreçleri ivedilikle durdurulmalı ve özelleştirilen kurumlar da kamuya iade edilmelidir." ifadeleriyle konuşmasını tamamladı.
En Çok Okunan Haberler