Suikast girişimi davası sanığı: Böyle suikast olmaz
Suikast girişimi davası sanığı: Böyle suikast olmaz
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davada, 47 sanığın yargılanmasına dört günlük aranın ardından tekrar başladı. 15 Temmuz darbe girişiminde Özel Kuvvetler timinde görev yapan Yüzbaşı İsmail Yiğit, "Böyle suikast olmaz. Suikastın önemli tarafı gizliliktir. Asıl sorulması gereken Cumhurbaşkanı oradan ayrıldığı halde korumalarını neden, kim orada bıraktı?" dedi.
Haber Giriş Tarihi: 28.02.2017 17:05
Haber Güncellenme Tarihi: 28.02.2017 17:05
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
15 Temmuz darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin, Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada yargılananlar arasında bulunan ve suikast girişimi sırasında helikopterde makineli tüfekçi olarak bulunan eski MAK ekibi üyesi Astsubay Selman Çankaya, mahkemede savunma yaptı.
Çankaya, Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'ndaki duruşmada, emniyet ve savcılık aşamasında verdiği ifadelerini kabul etmedi.
Darbe girişimi günü Taner Berber ile karşılaştığını ve akşam mesaiye gelmesi gerektiğini kendisine söylediğini aktaran Çankaya, "Akşam mesaisine geldiğimde Taner Berber bana bazı arkadaşları aramamı ve 'şifreli kod' kullanarak göreve çağırmamı istedi. Saat 19.00'dan sonra da bize gerekli malzemeleri hazırlamamız ve acele etmemiz söylendi. Hiçbir açıklama yapılmadan telefonlarımız toplandı. Göreve çıkmadan Taner Berber bize üst düzey bir terör örgütü yöneticisinin alınacağını ve çatışma yaşanılabilecek operasyonda bizim sadece geri emniyeti alacağımızı söyledi" diye konuştu.
Kendilerine verilen görevi sonunda "şehitlik" gibi bir makam olduğu için kabul ettiğini savunan Çankaya, bu düşünceyle çıktıkları görev öncesinde bazı arkadaşlarıyla abdest aldıklarını söyledi.
'Helikopter kalkmadan hedefin yeri değişti'
Çiğli'deki üslerine daha sonra Özel Kuvvetler ekibinin geldiğini anlatan Çankaya, ifadesini şöyle sürdürdü:
"Burada Şükrü Seymen tarafından görev dağılımı yapıldı. Ben de helikoptere makineli tüfekçi olarak görevlendirildim. Bulunduğumuz ortamda telefon ve internet olmadığı için ülkede yaşanan olaylardan haberdar değildim. Kalkmadan önce gelen istihbarat ile hedefin yerinin değiştiği, Marmaris olduğu, bölgede siviller olduğu, otellerin bulunduğunu öğrendik. Bu saatten sonra daha çok korkmaya başlamıştım. Burada endişemi Gökhan Şahin Sönmezateş'e ilettim. Sönmezateş ise bana kesinlikle sivillere ateş edilmeyeceğini, eğer helikopterlere ateş edilirse gelen bölgeye karşılık verileceğini söyledi."
Marmaris'e ulaştıklarında yer ekibini indirip havalandıklarını ve yaklaşık 40 dakika havada kaldıklarını anlatan Çankaya, "Bu sırada kimseye ateş etmedim. Aşağıda operasyonlar olmuş ancak ben bunu görmedim. Operasyonun sona erdiği, hedefin bulunamadığı bilgisi gelince yere indik ve ekibi bekledik ancak yakıt sorunu olduğu için fazla bekleyemedik. Bu arada bizim olduğumuz yere siviller gelmeye başladı ve kalabalık oldu. Sönmezateş, burada kalabalığın dağılması için havaya birkaç defa ateş açtı" ifadelerini kullandı.
Beklerken yakıtın kritik seviyenin altına indiğini ve yakıt alıp geri gelmek için havalandıklarını aktaran Çankaya, yakıp ikmali için Bodrum'daki Imsık Meydanı'na iniş yaptıklarını söyledi.
'Duygularımız istismar edildi ve kandırıldık'
Çankaya, Çiğli'ye indiklerinde helikopterde bulunan malzemeleri kursiyerlerin de yardımıyla depoya götürdüklerini ancak depo kapalı olduğu için malzemeleri daha sonra başka bir yere taşıdıklarını söyledi.
Malzemeleri taşırken kursiyerle konuşma imkanı bulduğunu ve darbe girişiminin TSK tarafından yapılmadığını öğrendiğini belirten Çankaya, "Ondan sonra bulunduğum yerden hemen uzaklaşmak istedim. Biraz dinlendikten sonra üzerimi değiştirerek aracımla eve gittim. Evde televizyondan darbenin FETÖ tarafından yapılmaya çalışıldığını öğrendim. Bu arada televizyonlarda benim de bulunduğum Marmaris'teki operasyonu da görünce, oturup bir süre ağladım ve kandırıldığımı anladım. Hemen babamı arayarak durumu anlattım. O da benim mağdur olduğumu ve teslim olarak mağduriyetimi anlatmamı istedi" dedi.
Kendisinin göreve amirleri tarafından verilen emirleri uygulamak için gittiğini iddia eden Çankaya, şöyle savunma yaptı:
"Ben bu yola şehit olmak için çıktım ancak sabahına hain ilan edildim. Marmaris'te canlı veya cansız hiçbir varlığa ateş etmedim. Bu nedenle üzerime atılı hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Amirlerim tarafından verilen emri yerine getirdim. Ben burada mağdurum. Olaydan hiçbir şekilde haberim olmadı. Öğrenince de güvenlik güçlerine kendim giderek teslim oldum. Üzerime atılı hiçbir suça iştirak etmedim. Burada bizim vatan, millet ve şehitlik duygularımız istismar edildi ve kandırıldık."
Yüzbaşı İsmail Yiğit: Böyle suikast olmaz
Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen 'Cumhurbaşkanına suikast girişimi' davasında 15 Temmuz darbe girişiminde Özel Kuvvetler timinde görev yapan Yüzbaşı İsmail Yiğit'in ifadesi alındı.
Yiğit, kendisinin 'FETÖ'cü olmadığını, o gece Cumhurbaşkanını almaya gittiklerini bildiğini belirterek, "Marmaris'teki otele bizden önce saldırı olduğunu biliyorum. Mağdur tanıklar Duygu Ayaz, Savaş Karataş, Ekber Karadağ, Hüseyin Altın ve Dr. Erdol Doğu'nun ifadelerine göre gece saat 01.00 sıralarında otel bölgesine ateş edilmiş. Bunun kamera kayıtları çıkarılsın. Polislerin birisini de onların şehit ettiğini düşünüyorum. Cumhurbaşkanına suikast girişimini bizden önce onlar yapmışlar. Sayın Cumhurbaşkanı onların suikast girişiminden kıl payı kurtulmuştur. Nedense ikinci otelin olduğu yerde kamera görüntüleri var. İlk çatışmanın olduğu yerde kamera görüntüsü yok. Bu kamera görüntülerinin bulunması gerekir. Bu görüntülerin bulunmaması Cumhurbaşkanını zan altında bırakıyor. Birçok önemli operasyona katıldım. Böyle suikast olmaz. Suikastın önemli tarafı gizliliktir. Asıl sorulması gereken Cumhurbaşkanı oradan ayrıldığı halde korumalarını neden, kim orada bıraktı? Cumhurbaşkanı ayrıldığı halde bizi oraya kim gönderdi ve bizi onlarla karşı karşıya bıraktı. Aynı gün saat 16.00'da uçuş yasağı getirildi. Biz İstanbul'dan İzmir'e geldik. Bize neden engel olunmadı. Engel olmayanlar sorumludur. Genelkurmay Başkanı darbe girişimini saat 16.00 sıralarında öğrendi. Önlemek için neden 8 saat bekledi. Bugün burada maddi olgularla değil, kanaatlerle yargılanıyoruz. FETÖ'cü olsam 10 yıl terör bölgesinde değil, daha rahat bölgelerde görev yapardım. Evim yok. FETÖ'cü olsam evim olurdu. İddianameye göre, kaçtığımız sırada 'İçimizde hizmet hareketinden olmayan var mı?' diye sormuşum. Bunu o kadar kişinin içinde sadece Zekeriya Kuzu mu duymuş? Kendisi ifadesinde işitme sorunu olduğunu söylemişti. Buna rağmen sadece kendisi duymuş. Kuzu'ya işitme testi yapılsın. Zekeriya Kuzu bugüne kadar 57 FETÖ'cü isim verdi, 45'i serbest bırakıldı. Biz çatışmaya gitmedik. Eğer öyle olsaydı, bizim teçhizatımız polislerin teçhizatından daha iyiydi. Sis ve ışık bombasını cam kenarına ben koydum, içeri atmadım. Yine polislere zarar gelmemesi için çam karıklarından polisleri korumak için üzerlerine kalkan oldum. Ben emri Şükrü Seymen'den aldım. Bize Cumhurbaşkanının sağ salim alınması söylendi. Şükrü Seymen herkesin olmak istediği önemli bir kişidir. Kesinlikle Cumhurbaşkanına zarar vermek gibi bir düşüncemiz yoktu. O makam Atatürk'ün, Oğuzhan'ın, Fatih'in makamıdır. Yani Türk milletinin temsil makamıdır. Benim için önemlidir" dedi.
Yiğit, kendisinin, askerin yönetime el koymasına karşı olduğunu, asker askerliğini, siyasetçinin de siyasetini yapması gerektiğini söylerken, aldığı emri yerine getirdiğini söyledi. Duruşma esnasında müşteki avukatları tarafından sorulan sorular nedeniyle zaman zaman tartışma yaşanırken, "Emirler tartışılmaz. Sıkıyönetim komutanlığının emrini yerine getirdim. Eğer yerine getirmeseydim bu defa ben emre itaatsizlik nedeniyle yargılanacaktım" dedi.
Geçen hafta 12 kişi dinlendi
Şu ana kadar 12 sanığın dinlendiği davanın ikinci hafta duruşmalarında, tutuklu 32 sanık mahkemede ifade verecek.
20 Şubat pazartesi günü başlayan ve 4 gün süren davanın ilk duruşmasında, Gökhan Şahin Sönmezateş, Şükrü Seymen, Taner Berber, Zekeriya Kuzu, Serkan Elçi, Özay Cödel, Haldun Gülmez, Ali Sarıbey, Bahadır Sagun, Murat Köse, Mehmet Demir ve Ramazan Elmas dinlendi.
Davada, eski başyaver Albay Ali Yazıcı da savunma yapacak. Darbecilere Erdoğan'ın kaldığı otelin adresini vermekle suçlanan eski başyaver, Ankara'da yürütülen darbe soruşturması çerçevesinde açılacak davada da yargılanacak.
Fethullah Gülen'in "bir numaralı" sanık olarak yer aldığı iddianamede 47 sanığın, "Cumhurbaşkanına suikast", "Anayasa'yı ihlal", "yasama organına karşı suç", "hükümete karşı suç", "silahlı terör örgütü yöneticisi olma", "yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme", "yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs etme", "kasten öldürmeye teşebbüs", "zincirleme şekilde cebir ve tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama", "zincirleme şekilde silahla tehdit", "Cumhurbaşkanına hakaret", "zincirleme şekilde kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret", "kamu malına zarar verme", "mala zarar verme", "nitelikli olarak konut dokunulmazlığının ihlali" ve "nitelikli yağma" suçlarından cezalandırılmaları isteniyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Bursaport.com
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Suikast girişimi davası sanığı: Böyle suikast olmaz
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin davada, 47 sanığın yargılanmasına dört günlük aranın ardından tekrar başladı. 15 Temmuz darbe girişiminde Özel Kuvvetler timinde görev yapan Yüzbaşı İsmail Yiğit, "Böyle suikast olmaz. Suikastın önemli tarafı gizliliktir. Asıl sorulması gereken Cumhurbaşkanı oradan ayrıldığı halde korumalarını neden, kim orada bıraktı?" dedi.
15 Temmuz darbe teşebbüsü sırasında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik suikast girişimi ve iki polisin şehit edildiği saldırıya ilişkin, Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada yargılananlar arasında bulunan ve suikast girişimi sırasında helikopterde makineli tüfekçi olarak bulunan eski MAK ekibi üyesi Astsubay Selman Çankaya, mahkemede savunma yaptı.
Çankaya, Muğla Ticaret ve Sanayi Odası Konferans Salonu'ndaki duruşmada, emniyet ve savcılık aşamasında verdiği ifadelerini kabul etmedi.
Darbe girişimi günü Taner Berber ile karşılaştığını ve akşam mesaiye gelmesi gerektiğini kendisine söylediğini aktaran Çankaya, "Akşam mesaisine geldiğimde Taner Berber bana bazı arkadaşları aramamı ve 'şifreli kod' kullanarak göreve çağırmamı istedi. Saat 19.00'dan sonra da bize gerekli malzemeleri hazırlamamız ve acele etmemiz söylendi. Hiçbir açıklama yapılmadan telefonlarımız toplandı. Göreve çıkmadan Taner Berber bize üst düzey bir terör örgütü yöneticisinin alınacağını ve çatışma yaşanılabilecek operasyonda bizim sadece geri emniyeti alacağımızı söyledi" diye konuştu.
Kendilerine verilen görevi sonunda "şehitlik" gibi bir makam olduğu için kabul ettiğini savunan Çankaya, bu düşünceyle çıktıkları görev öncesinde bazı arkadaşlarıyla abdest aldıklarını söyledi.
'Helikopter kalkmadan hedefin yeri değişti'
Çiğli'deki üslerine daha sonra Özel Kuvvetler ekibinin geldiğini anlatan Çankaya, ifadesini şöyle sürdürdü:
"Burada Şükrü Seymen tarafından görev dağılımı yapıldı. Ben de helikoptere makineli tüfekçi olarak görevlendirildim. Bulunduğumuz ortamda telefon ve internet olmadığı için ülkede yaşanan olaylardan haberdar değildim. Kalkmadan önce gelen istihbarat ile hedefin yerinin değiştiği, Marmaris olduğu, bölgede siviller olduğu, otellerin bulunduğunu öğrendik. Bu saatten sonra daha çok korkmaya başlamıştım. Burada endişemi Gökhan Şahin Sönmezateş'e ilettim. Sönmezateş ise bana kesinlikle sivillere ateş edilmeyeceğini, eğer helikopterlere ateş edilirse gelen bölgeye karşılık verileceğini söyledi."
Marmaris'e ulaştıklarında yer ekibini indirip havalandıklarını ve yaklaşık 40 dakika havada kaldıklarını anlatan Çankaya, "Bu sırada kimseye ateş etmedim. Aşağıda operasyonlar olmuş ancak ben bunu görmedim. Operasyonun sona erdiği, hedefin bulunamadığı bilgisi gelince yere indik ve ekibi bekledik ancak yakıt sorunu olduğu için fazla bekleyemedik. Bu arada bizim olduğumuz yere siviller gelmeye başladı ve kalabalık oldu. Sönmezateş, burada kalabalığın dağılması için havaya birkaç defa ateş açtı" ifadelerini kullandı.
Beklerken yakıtın kritik seviyenin altına indiğini ve yakıt alıp geri gelmek için havalandıklarını aktaran Çankaya, yakıp ikmali için Bodrum'daki Imsık Meydanı'na iniş yaptıklarını söyledi.
'Duygularımız istismar edildi ve kandırıldık'
Çankaya, Çiğli'ye indiklerinde helikopterde bulunan malzemeleri kursiyerlerin de yardımıyla depoya götürdüklerini ancak depo kapalı olduğu için malzemeleri daha sonra başka bir yere taşıdıklarını söyledi.
Malzemeleri taşırken kursiyerle konuşma imkanı bulduğunu ve darbe girişiminin TSK tarafından yapılmadığını öğrendiğini belirten Çankaya, "Ondan sonra bulunduğum yerden hemen uzaklaşmak istedim. Biraz dinlendikten sonra üzerimi değiştirerek aracımla eve gittim. Evde televizyondan darbenin FETÖ tarafından yapılmaya çalışıldığını öğrendim. Bu arada televizyonlarda benim de bulunduğum Marmaris'teki operasyonu da görünce, oturup bir süre ağladım ve kandırıldığımı anladım. Hemen babamı arayarak durumu anlattım. O da benim mağdur olduğumu ve teslim olarak mağduriyetimi anlatmamı istedi" dedi.
Kendisinin göreve amirleri tarafından verilen emirleri uygulamak için gittiğini iddia eden Çankaya, şöyle savunma yaptı:
"Ben bu yola şehit olmak için çıktım ancak sabahına hain ilan edildim. Marmaris'te canlı veya cansız hiçbir varlığa ateş etmedim. Bu nedenle üzerime atılı hiçbir suçlamayı kabul etmiyorum. Amirlerim tarafından verilen emri yerine getirdim. Ben burada mağdurum. Olaydan hiçbir şekilde haberim olmadı. Öğrenince de güvenlik güçlerine kendim giderek teslim oldum. Üzerime atılı hiçbir suça iştirak etmedim. Burada bizim vatan, millet ve şehitlik duygularımız istismar edildi ve kandırıldık."
Yüzbaşı İsmail Yiğit: Böyle suikast olmaz
Muğla 2. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından görülen 'Cumhurbaşkanına suikast girişimi' davasında 15 Temmuz darbe girişiminde Özel Kuvvetler timinde görev yapan Yüzbaşı İsmail Yiğit'in ifadesi alındı.
Yiğit, kendisinin 'FETÖ'cü olmadığını, o gece Cumhurbaşkanını almaya gittiklerini bildiğini belirterek, "Marmaris'teki otele bizden önce saldırı olduğunu biliyorum. Mağdur tanıklar Duygu Ayaz, Savaş Karataş, Ekber Karadağ, Hüseyin Altın ve Dr. Erdol Doğu'nun ifadelerine göre gece saat 01.00 sıralarında otel bölgesine ateş edilmiş. Bunun kamera kayıtları çıkarılsın. Polislerin birisini de onların şehit ettiğini düşünüyorum. Cumhurbaşkanına suikast girişimini bizden önce onlar yapmışlar. Sayın Cumhurbaşkanı onların suikast girişiminden kıl payı kurtulmuştur. Nedense ikinci otelin olduğu yerde kamera görüntüleri var. İlk çatışmanın olduğu yerde kamera görüntüsü yok. Bu kamera görüntülerinin bulunması gerekir. Bu görüntülerin bulunmaması Cumhurbaşkanını zan altında bırakıyor. Birçok önemli operasyona katıldım. Böyle suikast olmaz. Suikastın önemli tarafı gizliliktir. Asıl sorulması gereken Cumhurbaşkanı oradan ayrıldığı halde korumalarını neden, kim orada bıraktı? Cumhurbaşkanı ayrıldığı halde bizi oraya kim gönderdi ve bizi onlarla karşı karşıya bıraktı. Aynı gün saat 16.00'da uçuş yasağı getirildi. Biz İstanbul'dan İzmir'e geldik. Bize neden engel olunmadı. Engel olmayanlar sorumludur. Genelkurmay Başkanı darbe girişimini saat 16.00 sıralarında öğrendi. Önlemek için neden 8 saat bekledi. Bugün burada maddi olgularla değil, kanaatlerle yargılanıyoruz. FETÖ'cü olsam 10 yıl terör bölgesinde değil, daha rahat bölgelerde görev yapardım. Evim yok. FETÖ'cü olsam evim olurdu. İddianameye göre, kaçtığımız sırada 'İçimizde hizmet hareketinden olmayan var mı?' diye sormuşum. Bunu o kadar kişinin içinde sadece Zekeriya Kuzu mu duymuş? Kendisi ifadesinde işitme sorunu olduğunu söylemişti. Buna rağmen sadece kendisi duymuş. Kuzu'ya işitme testi yapılsın. Zekeriya Kuzu bugüne kadar 57 FETÖ'cü isim verdi, 45'i serbest bırakıldı. Biz çatışmaya gitmedik. Eğer öyle olsaydı, bizim teçhizatımız polislerin teçhizatından daha iyiydi. Sis ve ışık bombasını cam kenarına ben koydum, içeri atmadım. Yine polislere zarar gelmemesi için çam karıklarından polisleri korumak için üzerlerine kalkan oldum. Ben emri Şükrü Seymen'den aldım. Bize Cumhurbaşkanının sağ salim alınması söylendi. Şükrü Seymen herkesin olmak istediği önemli bir kişidir. Kesinlikle Cumhurbaşkanına zarar vermek gibi bir düşüncemiz yoktu. O makam Atatürk'ün, Oğuzhan'ın, Fatih'in makamıdır. Yani Türk milletinin temsil makamıdır. Benim için önemlidir" dedi.
Yiğit, kendisinin, askerin yönetime el koymasına karşı olduğunu, asker askerliğini, siyasetçinin de siyasetini yapması gerektiğini söylerken, aldığı emri yerine getirdiğini söyledi. Duruşma esnasında müşteki avukatları tarafından sorulan sorular nedeniyle zaman zaman tartışma yaşanırken, "Emirler tartışılmaz. Sıkıyönetim komutanlığının emrini yerine getirdim. Eğer yerine getirmeseydim bu defa ben emre itaatsizlik nedeniyle yargılanacaktım" dedi.
Geçen hafta 12 kişi dinlendi
Şu ana kadar 12 sanığın dinlendiği davanın ikinci hafta duruşmalarında, tutuklu 32 sanık mahkemede ifade verecek.
20 Şubat pazartesi günü başlayan ve 4 gün süren davanın ilk duruşmasında, Gökhan Şahin Sönmezateş, Şükrü Seymen, Taner Berber, Zekeriya Kuzu, Serkan Elçi, Özay Cödel, Haldun Gülmez, Ali Sarıbey, Bahadır Sagun, Murat Köse, Mehmet Demir ve Ramazan Elmas dinlendi.
Davada, eski başyaver Albay Ali Yazıcı da savunma yapacak. Darbecilere Erdoğan'ın kaldığı otelin adresini vermekle suçlanan eski başyaver, Ankara'da yürütülen darbe soruşturması çerçevesinde açılacak davada da yargılanacak.
Fethullah Gülen'in "bir numaralı" sanık olarak yer aldığı iddianamede 47 sanığın, "Cumhurbaşkanına suikast", "Anayasa'yı ihlal", "yasama organına karşı suç", "hükümete karşı suç", "silahlı terör örgütü yöneticisi olma", "yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürme", "yerine getirdiği kamu görevi nedeniyle kasten öldürmeye teşebbüs etme", "kasten öldürmeye teşebbüs", "zincirleme şekilde cebir ve tehdit kullanarak kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "neticesi sebebiyle ağırlaşmış yaralama", "zincirleme şekilde silahla tehdit", "Cumhurbaşkanına hakaret", "zincirleme şekilde kamu görevlisine görevi nedeniyle hakaret", "kamu malına zarar verme", "mala zarar verme", "nitelikli olarak konut dokunulmazlığının ihlali" ve "nitelikli yağma" suçlarından cezalandırılmaları isteniyor.
En Çok Okunan Haberler