'Osmangazi'de nüfusa yetecek kadar deprem toplanma alanı yok'
'Osmangazi'de nüfusa yetecek kadar deprem toplanma alanı yok'
Osmangazi Kent Konseyi tarafından düzenlenen 'Kentlerde Afet Riskinin Azaltılması' konulu panelde konuşan Afet İşleri Müdürlüğü Birim Yöneticisi Doğukan Kemer, deprem anında Osmangazi'de nüfusa yetecek kadar toplanma alanının, o kadar yeşil alanın olmadığını söyledi.
Haber Giriş Tarihi: 12.10.2024 18:23
Haber Güncellenme Tarihi: 13.10.2024 09:36
Muhabir:
Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
PELİN AKDEMİR / BURSAPORT
Osmangazi Belediyesi ve Osmangazi Kent Konseyi tarafından Ördekli Kültür Merkezi'nde 'Kentlerde Afet Riskinin Azaltılması' konulu panel düzenlendi.
Moderatörlüğünü Jeofizik Mühendisi Güngör Armutlu'nun üstlendiği panelde, Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan ve Afet İşleri Müdürlüğü Birim Yöneticisi Doğukan Kemer konuşma yaptı.
Güngör Armutlu, 6 Şubat depremlerinden sonra konuyu gündemde tutmaya çalıştıklarını belirterek, afet anında neler yapılması gerektiğinin de bilinmesi gerektiğini söyledi. Depremle 1970 yılında İnegöl'de 6 yaşındayken tanıştığını, çocuklarının ise 1999 depremini yaşadığını aktaran Armutlu, deprem gerçeğinin sürekli hayatımızda olduğunu, olacağını belirtti.
'OSMANGAZİ'DE NÜFUSA YETECEK KADAR TOPLANMA ALANI YOK'
Afet İşleri Müdürlüğü Birim Yöneticisi Doğukan Kemer, afeti azaltma planlarıyla, AFAD, Kaymakamlık ve Valilikle çalıştıklarını anlatarak, risk azaltmanın can kaybının yanında afet öncesinde harcanan her bir lira, sonrasında 6-7 lira tasarruf sağladığını söyledi. Toplanma lanlarıyla ilgili bilgi veren Kemer, "Osmangazi'de Ekim 2024 itibariyle toplanma alanları 461 adet toplanma alanı bulunuyor. Barınma alanları içinse normalde yönetmelik nüfusun yüzde 25'inin barındıracak kadar alan ister bizden. Bizim şuanda barınma alanlarımız nüfusumuzun yüzde 38'ini barındıracak seviyede" diye konuştu.
'ÖLÜMLERİN ÇOĞU YAPISAL OLMAYAN SEBEPLERDEN KAYNAKLANIYOR'
Osmangazi'nin yapı stoğunun eski olduğunu belirten Kemer, "Ne yazkı ki Osmangazi nüfusuna yetebilecek kadar toplanma alanı çıkartamıyoruz. O kadar yeşil alan bırakmamışız" dedi. İl Afet Risk Azaltma Planı'na (İRAP) göre her belediyenin sorumlu olduğu şekilde çalışmak zorunda olduğunu belirten Kemer, şöyle konuştu:
"Kırmızı eylemlerde, risk içeren yerler işaretlenir. Yapı stoğuyla alakalıdır. Bu konular hem valilik, özellikle belediye başkanlarımız tarafından takip edilir. Yapısal önlemler; yapı stoğu kontrolü, o binanın enkaza dönüşüp can alma oranını ihtimalini veya riskini araştırıp ona göre aksiyon almamızı sağlayan işlemlerden biridir. Yapısal olmayan önlemler; can kayıplarının büyük bir kısmı yapısal olmayan sebeplerden kaynaklanmaktadır. Çok basit bir afet farkındalık eğitimiyle can kaybını yüzde 60'lara geri çekebiliyoruz. Yapısal olmayan önlemlere örnek; kapınızın arkasına koyduğunuz halı, mutfak dolaplarınızın üstüne koyduğunuz ağır tencereler... Engellenmesi maliyet gerektirmeyen çok kolay durumlardan."
Eğitimsizlikten kaynaklı yapılan tadilatlardan dolayı kendisi dışında bir çok insanın ölümüne sebep olmuş durumlarla karşılaştıklarını anlatan Kemer, 6 Şubat depremlerinden fotoğraflarla anlattı. Kemer, "Uygun malzeme kullanılmayan ve kontrolü yapılmamış binalardan uzak durun. Tamamen egitimsizce ve mühendislik hizmeti almadan yapılan bina nefes alacak boşluk bırakmadan yıkılır. Burada yaşama oranı oldukça düşük. Yapılan bilinçsiz tadilatlardan, kesilen kolonlardan dolayı Kahramanmaraş depreminde çok sayıda insan hayatını kaybetti" dedi.
Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan
'ÇOK SAYIDA DEPREM OLAN BİR COĞRAFYADA YAŞIYORUZ'
Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, konuşmasına "Güvenli bir gelecek için geçmişi unutmamalıyız" diyerek başlayarak, Bursa'da geçmişte yaşanan depremlere örnekler verdi. 'Deprem olacak mı?' sorusunun cevabının tarihte yer aldığını belirten Eyidoğan, "Nereden baksanız 2000 yıllık deprem tarihi var. Geçmişte olduysa bir gün yine olacaktır ama hangi tarihte, hangi büyüklükte veya hangi saatte olacağını söylemem mümkün değil. Fal bakmıyoruz, müneccim de değiliz. Ama baktığımız zaman 1900'den 2024'e baktığımız zaman çok sayıda deprem olan bir coğrafyada yaşıyoruz. Bursa'da 2 Mart ve 12 Nisan 1855'te iki büyük deprem yaşamış bir coğrafyadasınız" diye konuştu.
Bursa'da Yenişehir'den Gürsu'ya uzanan bir fay hattının keşfedilmesine yönelik yapılan çalışmaya da değinen Eyidoğan, Maden Tetkik Arama'nın (MTA) ve araştırmadan aldığı fay hatlarını gösteren harita üzerinden, "Genelde Marmara Bölgesi'nden deprem hareketlerini belirleyen üç kol var. Kuzey Marmara fayı, Gemlik üzerinden Hendek ve Bursa'dan geçtiği öne sürülen Eskişehir'den geçen Edremit Körfezi hattı. Basına haber olan yeni fay bulundu fayı Kayapa Fayı dediğimiz fay, öyle adlandırmışlar. Araştırmada belirtilen fayların bir çoğu MTA'nın haritasında var. Burada haber olan Kayapa fayı. Yenişehir'den Gürsu ovasına uzanan fay" diye konuştu.
'MARMARA'DAKİ 11 İL DEPREMDEN ETKİLENİR'
Depreme hazırlıklı olunması gerektiğini vurgulayan Eyidoğan, "7 ve üzeri büyüklüğündeki depremler bölgesel depremlerdir. İstanbul'da olur, Bursa’da olur, Gemlik'te olur. Nerede olursa bütün Marmara etkilenir. 11 il, Marmara'da etkilenme potansiyeli altında. Bu bölge, Türkiye bütçesi hasılatının yüzde 50'sine yakın. 27 milyon nüfus var, Marmara Bölgesi'ndeki depremden etkilenir. Türkiye deprem tehlike haritasına baktığımızda nelere hazırlanmamız gerektiğini biliyoruz" dedi.
Bursa'da depremsellik çalışmalarına değinen Eyidoğan, Bursa için deprem master planının hazırlanmasının gündemde olduğunu aktardı. Şehrin buna göre planlanması gerektiğini belirten Eyidoğan, "Bursa'nın deprem haritası çıkartılıp nerelerin tehlikeli olduğu konusunda çalışmalar yapıldı. Bursa ili için tehlike yaratabilecek 9 ayrı fay segmenti için Sismik Tehlike Haritası çıkarıldı. Her sene, her dakika, her saniye bu duruma hazırlıklı olmalıyız" şeklinde konuştu.
Eyidoğan, dirençli bir kent için yapılması gerekenin Deprem Master Planı olduğunu belirterek, "Yerel yönetimlere çok büyük görevler düşüyor. Senaryo oluşturulup ona göre tedbirler, Master Plan çalışmaları yapılmalı ve Bursa'da bu konu gündemde. Çok değerli bir çalışma. Kentin geleceği açısından Deprem Master Planı çok önemli. Bu plan 'bir deprem olursa nasıl hareket edileceği' konusunu ele alıyor. Bunlarla ilgili jeolojik, jeofizik, jeoteknik çalışmalar yapılır. Doğal, sosyal ve yapısal verilere bakılır. Bilimsel yöntemlerle zaafiyetlerin araştırılması lazım" dedi.
'BÜYÜK KENTLER DÜNYANIN SORUNU HALİNE GELDİ'
Depreme dayanıklı bir tasarım yapılması gerektiğini belirten Eyidoğan, güçlendirme konusunun da ayrıca önem taşıdığını belirterek, "Türkiye'de kimse bu işe girmek istemiyor. Çünkü güçlendirme için profesyonel olunmalı. Mühendislik, bilim bu iş için var. Güçlendirme konusu maalesef Türkiye'de çok az. 2 sene önce mezun olmuş inşaat mühendisi güçlendirme yapamaz, yılların deneyimi gerekli. Yapı denetimin, inşaat mühendislerinin, müteahhitlerin çok ciddi sorunları var. Bu sorunları çözmeyip, olayı yalnız rant üzerine inşa ederseniz bu ülkede yapı üretenleri profesyonelleştiremezsiniz. Türkiye'nin yıkılmasını engelleyemezsiniz" diye konuştu.
Büyük kentlerin dünyanın sorunu haline geldiğini belirten Eyidoğan, yapılaşmaya karşı da büyük kentlerde önlemlerin alınması gerektiğini söyledi. Eyidoğan, "Kentler şişiyor, büyüyor. Bunun önlemleri var, Birleşmiş Milletler söylemiş ama ne kadar yapıldı? Kentsel dönüşüm, yap-işlet-devret tarzı gayri menkul geliştirme işine dönüşmüş vaziyette" dedi.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
'Osmangazi'de nüfusa yetecek kadar deprem toplanma alanı yok'
Osmangazi Kent Konseyi tarafından düzenlenen 'Kentlerde Afet Riskinin Azaltılması' konulu panelde konuşan Afet İşleri Müdürlüğü Birim Yöneticisi Doğukan Kemer, deprem anında Osmangazi'de nüfusa yetecek kadar toplanma alanının, o kadar yeşil alanın olmadığını söyledi.
PELİN AKDEMİR / BURSAPORT
Osmangazi Belediyesi ve Osmangazi Kent Konseyi tarafından Ördekli Kültür Merkezi'nde 'Kentlerde Afet Riskinin Azaltılması' konulu panel düzenlendi.
Moderatörlüğünü Jeofizik Mühendisi Güngör Armutlu'nun üstlendiği panelde, Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan ve Afet İşleri Müdürlüğü Birim Yöneticisi Doğukan Kemer konuşma yaptı.
Güngör Armutlu, 6 Şubat depremlerinden sonra konuyu gündemde tutmaya çalıştıklarını belirterek, afet anında neler yapılması gerektiğinin de bilinmesi gerektiğini söyledi. Depremle 1970 yılında İnegöl'de 6 yaşındayken tanıştığını, çocuklarının ise 1999 depremini yaşadığını aktaran Armutlu, deprem gerçeğinin sürekli hayatımızda olduğunu, olacağını belirtti.
'OSMANGAZİ'DE NÜFUSA YETECEK KADAR TOPLANMA ALANI YOK'
Afet İşleri Müdürlüğü Birim Yöneticisi Doğukan Kemer, afeti azaltma planlarıyla, AFAD, Kaymakamlık ve Valilikle çalıştıklarını anlatarak, risk azaltmanın can kaybının yanında afet öncesinde harcanan her bir lira, sonrasında 6-7 lira tasarruf sağladığını söyledi. Toplanma lanlarıyla ilgili bilgi veren Kemer, "Osmangazi'de Ekim 2024 itibariyle toplanma alanları 461 adet toplanma alanı bulunuyor. Barınma alanları içinse normalde yönetmelik nüfusun yüzde 25'inin barındıracak kadar alan ister bizden. Bizim şuanda barınma alanlarımız nüfusumuzun yüzde 38'ini barındıracak seviyede" diye konuştu.
'ÖLÜMLERİN ÇOĞU YAPISAL OLMAYAN SEBEPLERDEN KAYNAKLANIYOR'
Osmangazi'nin yapı stoğunun eski olduğunu belirten Kemer, "Ne yazkı ki Osmangazi nüfusuna yetebilecek kadar toplanma alanı çıkartamıyoruz. O kadar yeşil alan bırakmamışız" dedi. İl Afet Risk Azaltma Planı'na (İRAP) göre her belediyenin sorumlu olduğu şekilde çalışmak zorunda olduğunu belirten Kemer, şöyle konuştu:
"Kırmızı eylemlerde, risk içeren yerler işaretlenir. Yapı stoğuyla alakalıdır. Bu konular hem valilik, özellikle belediye başkanlarımız tarafından takip edilir. Yapısal önlemler; yapı stoğu kontrolü, o binanın enkaza dönüşüp can alma oranını ihtimalini veya riskini araştırıp ona göre aksiyon almamızı sağlayan işlemlerden biridir. Yapısal olmayan önlemler; can kayıplarının büyük bir kısmı yapısal olmayan sebeplerden kaynaklanmaktadır. Çok basit bir afet farkındalık eğitimiyle can kaybını yüzde 60'lara geri çekebiliyoruz. Yapısal olmayan önlemlere örnek; kapınızın arkasına koyduğunuz halı, mutfak dolaplarınızın üstüne koyduğunuz ağır tencereler... Engellenmesi maliyet gerektirmeyen çok kolay durumlardan."
Eğitimsizlikten kaynaklı yapılan tadilatlardan dolayı kendisi dışında bir çok insanın ölümüne sebep olmuş durumlarla karşılaştıklarını anlatan Kemer, 6 Şubat depremlerinden fotoğraflarla anlattı. Kemer, "Uygun malzeme kullanılmayan ve kontrolü yapılmamış binalardan uzak durun. Tamamen egitimsizce ve mühendislik hizmeti almadan yapılan bina nefes alacak boşluk bırakmadan yıkılır. Burada yaşama oranı oldukça düşük. Yapılan bilinçsiz tadilatlardan, kesilen kolonlardan dolayı Kahramanmaraş depreminde çok sayıda insan hayatını kaybetti" dedi.
Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan
'ÇOK SAYIDA DEPREM OLAN BİR COĞRAFYADA YAŞIYORUZ'
Jeofizik Mühendisi Prof. Dr. Haluk Eyidoğan, konuşmasına "Güvenli bir gelecek için geçmişi unutmamalıyız" diyerek başlayarak, Bursa'da geçmişte yaşanan depremlere örnekler verdi. 'Deprem olacak mı?' sorusunun cevabının tarihte yer aldığını belirten Eyidoğan, "Nereden baksanız 2000 yıllık deprem tarihi var. Geçmişte olduysa bir gün yine olacaktır ama hangi tarihte, hangi büyüklükte veya hangi saatte olacağını söylemem mümkün değil. Fal bakmıyoruz, müneccim de değiliz. Ama baktığımız zaman 1900'den 2024'e baktığımız zaman çok sayıda deprem olan bir coğrafyada yaşıyoruz. Bursa'da 2 Mart ve 12 Nisan 1855'te iki büyük deprem yaşamış bir coğrafyadasınız" diye konuştu.
Bursa'da Yenişehir'den Gürsu'ya uzanan bir fay hattının keşfedilmesine yönelik yapılan çalışmaya da değinen Eyidoğan, Maden Tetkik Arama'nın (MTA) ve araştırmadan aldığı fay hatlarını gösteren harita üzerinden, "Genelde Marmara Bölgesi'nden deprem hareketlerini belirleyen üç kol var. Kuzey Marmara fayı, Gemlik üzerinden Hendek ve Bursa'dan geçtiği öne sürülen Eskişehir'den geçen Edremit Körfezi hattı. Basına haber olan yeni fay bulundu fayı Kayapa Fayı dediğimiz fay, öyle adlandırmışlar. Araştırmada belirtilen fayların bir çoğu MTA'nın haritasında var. Burada haber olan Kayapa fayı. Yenişehir'den Gürsu ovasına uzanan fay" diye konuştu.
'MARMARA'DAKİ 11 İL DEPREMDEN ETKİLENİR'
Depreme hazırlıklı olunması gerektiğini vurgulayan Eyidoğan, "7 ve üzeri büyüklüğündeki depremler bölgesel depremlerdir. İstanbul'da olur, Bursa’da olur, Gemlik'te olur. Nerede olursa bütün Marmara etkilenir. 11 il, Marmara'da etkilenme potansiyeli altında. Bu bölge, Türkiye bütçesi hasılatının yüzde 50'sine yakın. 27 milyon nüfus var, Marmara Bölgesi'ndeki depremden etkilenir. Türkiye deprem tehlike haritasına baktığımızda nelere hazırlanmamız gerektiğini biliyoruz" dedi.
Bursa'da depremsellik çalışmalarına değinen Eyidoğan, Bursa için deprem master planının hazırlanmasının gündemde olduğunu aktardı. Şehrin buna göre planlanması gerektiğini belirten Eyidoğan, "Bursa'nın deprem haritası çıkartılıp nerelerin tehlikeli olduğu konusunda çalışmalar yapıldı. Bursa ili için tehlike yaratabilecek 9 ayrı fay segmenti için Sismik Tehlike Haritası çıkarıldı. Her sene, her dakika, her saniye bu duruma hazırlıklı olmalıyız" şeklinde konuştu.
Eyidoğan, dirençli bir kent için yapılması gerekenin Deprem Master Planı olduğunu belirterek, "Yerel yönetimlere çok büyük görevler düşüyor. Senaryo oluşturulup ona göre tedbirler, Master Plan çalışmaları yapılmalı ve Bursa'da bu konu gündemde. Çok değerli bir çalışma. Kentin geleceği açısından Deprem Master Planı çok önemli. Bu plan 'bir deprem olursa nasıl hareket edileceği' konusunu ele alıyor. Bunlarla ilgili jeolojik, jeofizik, jeoteknik çalışmalar yapılır. Doğal, sosyal ve yapısal verilere bakılır. Bilimsel yöntemlerle zaafiyetlerin araştırılması lazım" dedi.
'BÜYÜK KENTLER DÜNYANIN SORUNU HALİNE GELDİ'
Depreme dayanıklı bir tasarım yapılması gerektiğini belirten Eyidoğan, güçlendirme konusunun da ayrıca önem taşıdığını belirterek, "Türkiye'de kimse bu işe girmek istemiyor. Çünkü güçlendirme için profesyonel olunmalı. Mühendislik, bilim bu iş için var. Güçlendirme konusu maalesef Türkiye'de çok az. 2 sene önce mezun olmuş inşaat mühendisi güçlendirme yapamaz, yılların deneyimi gerekli. Yapı denetimin, inşaat mühendislerinin, müteahhitlerin çok ciddi sorunları var. Bu sorunları çözmeyip, olayı yalnız rant üzerine inşa ederseniz bu ülkede yapı üretenleri profesyonelleştiremezsiniz. Türkiye'nin yıkılmasını engelleyemezsiniz" diye konuştu.
Büyük kentlerin dünyanın sorunu haline geldiğini belirten Eyidoğan, yapılaşmaya karşı da büyük kentlerde önlemlerin alınması gerektiğini söyledi. Eyidoğan, "Kentler şişiyor, büyüyor. Bunun önlemleri var, Birleşmiş Milletler söylemiş ama ne kadar yapıldı? Kentsel dönüşüm, yap-işlet-devret tarzı gayri menkul geliştirme işine dönüşmüş vaziyette" dedi.
En Çok Okunan Haberler