Milli Mücadelenin İlk Adımı: 'Benim doğum günüm 19 Mayıs'tır'
Milli Mücadelenin İlk Adımı: 'Benim doğum günüm 19 Mayıs'tır'
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda bir dönüm noktası olan 19 Mayıs 1919’un üzerinden 106 yıl geçti. Atatürk bu günü, “Benim doğum günüm 19 Mayıs’tır” sözleriyle özdeşleştirecek kadar önemli görmüştür.
Haber Giriş Tarihi: 19.05.2025 00:28
Haber Güncellenme Tarihi: 19.05.2025 00:32
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda bir dönüm noktası olan 19 Mayıs 1919’un üzerinden 106 yıl geçti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıkarak Milli Mücadele’yi başlattığı bu tarih, bugün Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanıyor. Ancak 19 Mayıs, yalnızca bir bayram değil; Türk milletinin bağımsızlık kararlılığının sembolü, modern Türkiye’nin temellerinin atıldığı bir milattır.
Osmanlı’nın Sonu, Yeni Bir Başlangıcın İlk Adımı
I. Dünya Savaşı’nın ardından 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi, Osmanlı Devleti’ni fiilen sona erdirmişti. Mütareke hükümleri gereği Osmanlı toprakları İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmeye başlanmış, Anadolu’da otorite boşluğu doğmuştu. Bu karmaşa ortamında, özellikle Karadeniz bölgesinde artan Pontus Rum çetelerinin faaliyetleri ve Türk halkına yönelik tehditler, merkezi yönetimi harekete geçirmişti.
Mustafa Kemal Paşa, 9. Ordu Müfettişi unvanıyla bu kargaşayı denetlemek üzere görevlendirilmişti. Ancak onun amacı çok daha derindi: Türk milletini işgale karşı örgütlemek ve tam bağımsızlık için direnişi başlatmak.
Bandırma Vapuru ile Samsun’a Yolculuk
16 Mayıs 1919 günü İstanbul’dan Bandırma Vapuru ile yola çıkan Mustafa Kemal, 19 Mayıs sabahı Samsun’a ulaştı. Bu tarih, yalnızca coğrafi bir hareketin değil, zihinsel ve siyasal bir dönüşümün başlangıcıydı. Atatürk bu günü, “Benim doğum günüm 19 Mayıs’tır” sözleriyle özdeşleştirecek kadar önemli görmüştür.
Samsun’a çıkışın ardından Havza, Amasya, Erzurum ve Sivas gibi merkezlerde düzenlenen kongrelerle milli direniş örgütlendi. “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ilkesi, bu süreçte vücut buldu.
Cumhuriyet’e Giden Yol
19 Mayıs’ta atılan ilk adım, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasına ve nihayetinde 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanına uzanan tarihi süreci başlattı. Bu yönüyle 19 Mayıs, yalnızca geçmişin değil, bugünün ve geleceğin de temel taşlarından biridir.
Gençliğe Emanet Edilen Bir Bayram
Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs’ı “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak Türk gençliğine armağan etti. 1938 yılında bu isimle resmiyet kazanan bayram, her yıl gençlik etkinlikleri ve anma programlarıyla kutlanıyor. Atatürk’ün “Ey Türk gençliği!” hitabıyla başlayan Gençliğe Hitabe’si, bu mirasın en güçlü sembollerinden biri olarak kabul ediliyor.
19 Mayıs: Sadece Bir Tarih Değil, Bir Bilinçtir
Bugün 19 Mayıs, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ideallerini hatırlamak ve genç kuşaklara aktarmak açısından büyük bir anlam taşıyor. Atatürk’ün bağımsızlık ve özgürlük temelli vizyonu, 106 yıl sonra da Türkiye’nin toplumsal hafızasında yaşamaya devam ediyor.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Milli Mücadelenin İlk Adımı: 'Benim doğum günüm 19 Mayıs'tır'
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda bir dönüm noktası olan 19 Mayıs 1919’un üzerinden 106 yıl geçti. Atatürk bu günü, “Benim doğum günüm 19 Mayıs’tır” sözleriyle özdeşleştirecek kadar önemli görmüştür.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuna giden yolda bir dönüm noktası olan 19 Mayıs 1919’un üzerinden 106 yıl geçti. Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün, Bandırma Vapuru ile Samsun’a çıkarak Milli Mücadele’yi başlattığı bu tarih, bugün Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı olarak kutlanıyor. Ancak 19 Mayıs, yalnızca bir bayram değil; Türk milletinin bağımsızlık kararlılığının sembolü, modern Türkiye’nin temellerinin atıldığı bir milattır.
Osmanlı’nın Sonu, Yeni Bir Başlangıcın İlk Adımı
I. Dünya Savaşı’nın ardından 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Mütarekesi, Osmanlı Devleti’ni fiilen sona erdirmişti. Mütareke hükümleri gereği Osmanlı toprakları İtilaf Devletleri tarafından işgal edilmeye başlanmış, Anadolu’da otorite boşluğu doğmuştu. Bu karmaşa ortamında, özellikle Karadeniz bölgesinde artan Pontus Rum çetelerinin faaliyetleri ve Türk halkına yönelik tehditler, merkezi yönetimi harekete geçirmişti.
Mustafa Kemal Paşa, 9. Ordu Müfettişi unvanıyla bu kargaşayı denetlemek üzere görevlendirilmişti. Ancak onun amacı çok daha derindi: Türk milletini işgale karşı örgütlemek ve tam bağımsızlık için direnişi başlatmak.
Bandırma Vapuru ile Samsun’a Yolculuk
16 Mayıs 1919 günü İstanbul’dan Bandırma Vapuru ile yola çıkan Mustafa Kemal, 19 Mayıs sabahı Samsun’a ulaştı. Bu tarih, yalnızca coğrafi bir hareketin değil, zihinsel ve siyasal bir dönüşümün başlangıcıydı. Atatürk bu günü, “Benim doğum günüm 19 Mayıs’tır” sözleriyle özdeşleştirecek kadar önemli görmüştür.
Samsun’a çıkışın ardından Havza, Amasya, Erzurum ve Sivas gibi merkezlerde düzenlenen kongrelerle milli direniş örgütlendi. “Milletin istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır” ilkesi, bu süreçte vücut buldu.
Cumhuriyet’e Giden Yol
19 Mayıs’ta atılan ilk adım, 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasına ve nihayetinde 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanına uzanan tarihi süreci başlattı. Bu yönüyle 19 Mayıs, yalnızca geçmişin değil, bugünün ve geleceğin de temel taşlarından biridir.
Gençliğe Emanet Edilen Bir Bayram
Mustafa Kemal Atatürk, 19 Mayıs’ı “Gençlik ve Spor Bayramı” olarak Türk gençliğine armağan etti. 1938 yılında bu isimle resmiyet kazanan bayram, her yıl gençlik etkinlikleri ve anma programlarıyla kutlanıyor. Atatürk’ün “Ey Türk gençliği!” hitabıyla başlayan Gençliğe Hitabe’si, bu mirasın en güçlü sembollerinden biri olarak kabul ediliyor.
19 Mayıs: Sadece Bir Tarih Değil, Bir Bilinçtir
Bugün 19 Mayıs, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş ideallerini hatırlamak ve genç kuşaklara aktarmak açısından büyük bir anlam taşıyor. Atatürk’ün bağımsızlık ve özgürlük temelli vizyonu, 106 yıl sonra da Türkiye’nin toplumsal hafızasında yaşamaya devam ediyor.
En Çok Okunan Haberler