Meclis'in açılışında konuştu; Erdoğan'ın ana hedefinde yeni anayasa var
Meclis'in açılışında konuştu; Erdoğan'ın ana hedefinde yeni anayasa var
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis'in yeni açılış yılında yaptığı konuşmada yeni anayasa için de tüm siyasi partilere "uzlaşmaya açığız" mesajı verdi.
Haber Giriş Tarihi: 01.10.2023 15:23
Haber Güncellenme Tarihi: 01.10.2023 15:38
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
Türkiye Büyük Millet Meclisi yeni yasama dönemine AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açış konuşması ile başladı. Konuşmasında bir süredir dile getirdiği yeni anayasa konusunda açıklamalarda bulunan Erdoğan, Avrupa Birliği'nden Türkiye'ye yönelik eleştirilere tepki göstererek, "Biz demokrasi adalet ve özgürlükler noktasında Kopenhag Kriterlerini gerekirse Ankara kriterleri yapar yine yolumuza devam ederiz" dedi.
Türkiye'nin altına imza attığı ve Anayasa'nın 90. Maddesi ile güvence altına alınan uluslararası sözleşmelerin gereklerinin yerine getirilmemesi nedeniyle gelen eleştiriler üzerinden AİHM'e tepki gösteren Erdoğan, "Avrupa Konseyi’nin bir kurumu olan AİHM’nin verdiği son kararlar adeta bardağı taşıran damla olmuştur. Bu karardan cesaret alan terör örgütü mensupları ve yandaşları beyhude yere heveslenmesinler mahşeri vicdanda zaten mahkum olan FETÖ’cü alçaklara bu karardan ekmek çıkmaz. bir kez ihanet eden unutmayın her zaman ihanet eder. Milletimiz bir kere ısırıldığı delikten ikinci kez ısırılmayacak kadar feraset sahibidir. Bizim de terör örgütleriyle aynı hizada sıralanan kurumların kararlarına ne saygı duymamız ne de onların dediklerine kulak asmamız mümkün değildir" diye konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Meclisimizin ilki milli mücadele ikincisi 15 Temmuz’da olmak üzere iki defa gazilik payesiyle şereflenmiştir. Nice badireleri atlatarak dimdik ayakta kalmıştır. Vesayetin tüm baskılarına rağmen daima milletin safında yer almayı başarmış bir kurum olarak tüm parlamentolar içinde özel bir yere sahip olduğuna inanıyorum. Artık ilk asrını tamamlayan cumhuriyetimizin binlerce yıllık zincirin son halkası olarak ilan ve inşa edildiği gerçeğini evlatlarımızın zihinlerine kazımamız gerekiyor. Gazi Mustafa Kemal’in 29 Ekim 1923 günü meclis kürsüsünde dile getirdiği şu ifadeleri sizlere hatırlatmak istiyorum; ‘Son senelerde milletimizin fiilen gösterdiği kabiliyet, istidat, idrak, kendi hakkında kötü fikir besleyenlerin ne kadar gafil ve ne kadar tetkikten uzak görünüşe düşkün insanlar olduğunu pek güzel ispat etti. Milletimiz haiz olduğu özelliklerini ve liyakatini hükûmetinin yeni ismiyle medeniyet dünyasına daha çok kolaylıkla göstermeğe muvaffak olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti, cihanda işgal ettiği mevkiye lâyık olduğunu eserleriyle ispat edecektir.
Kimsesizlerin kimsesi olarak tahayyül eden Cumhuriyetimizin inşallah bu vasfına tam manasıyla Türkiye Yüzyılı’nda kavuşacaktır.
Maziden atiye kurduğumuz köprüyü ne kadar sağlam tutarsak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirme azmimiz de o kadar güçlü olacaktır.
Bunun için topyekûn millet ve onun temsilcileri olarak farklılıklarımızı zenginlik haline dönüştürerek ortak hedeflerimize sıkı sıkıya sarılmalıyız. Hamdolsun artık meclisimizin kapısına kilit vurulduğunu milletvekillerinin istiklale maruz bırakıldığını, başbakanların ve bakanların idam sehpasına gönderildiği, vesayetin milli iradeyi hiçe saydığı dönemler geride kalmıştır. Meclisimiz ve milletimizle omuz omuza vererek hep birlikte yazdığımız 15 Temmuz destanı bu bakımdan bir dönüm noktasıdır.
Yeni anayasa çağrısı
Şimdi önümüzde yeni bir görev ve yeni bir fırsat var. Bu da ülkemizi cumhuriyetin ilk yıllarının ardından tekrar yeni ve sivil bir anayasaya kavuşturmaktır. ‘Hakimiyet kayıtsız şartsız milletimizindir” yazısının hakkını ancak bu şekilde verebiliriz. Türkiye’yi 12 Eylül’de darbe yönetiminin 41 yıl önce milletimizin sırtına sardığı mevcut anaysa kamburundan kurtarmak hepimizin en öncelikli sorumluluğudur. 41 yıllık tarihinde uğradığı irili ufaklı 20’den fazla değişiklikle adeta yamalı bohçaya dönen bu anayasanın 2023’ün Türkiye’sini taşıyamadığı açıktır. Bu gerçeği ekonomiden diplomasiye adaletten hak ve özgürlüklere çok geniş bir yelpazede farklı vasilerle şahit oluyoruz. Esasen yeni anaysa meselesi 10 seneyi aşkın süredir meclisimizin gündemindedir. Hatta yarım kalmış olsa da bu doğrultuda atılan kimi adımlar oldu. Cumhur İttifakı olarak 2021 yılında yeni anayasa için önce kendi hazırlıklarımızı yaptık ardından diğer siyasi partileri de hazırlık yapmaya davet ettik. Maalesef bu samimi davetimiz karşılık bulmadı. Lafa gelince sürekli darbe anayasasından şikâyet edenler, iş somut adım atmaya gelince ne yazık ki konfor alanlarının dışına çıkmak istemediler. Buna rağmen ümidimizi asla kaybetmedik. Her anayasanın ayrı bir hikayesi vardır. Türkiye 1921-24-61-82 anayasalarıyla dönemlerinin olağanüstü şartları içinde tanıştı. Bugün ülkemizin şartlarının ilk defa demokratik sisteminin kendi tabii işleyişi içinde bir anayasayı hazırlamaya ve milletin takdirine sunmaya uygun olduğuna inanıyoruz. Türk demokrasisinin ulaştığı olgunluk seviyesi anaysa meselesinde 27 Mayıs 1960 darbesiyle başlayan kötü geleneği tamamen sona erdirmeye fazlasıyla yeterlidir. Devletin ve milletin ortak geçmişini ortak geleceğini kuşatmayan bir anaysa ülkeye fayda getirmez. Şahsım ve Cumhur İttifakı partileri olarak grubu olsun olmasın tüm partileri tüm milletvekillerini tüm toplumsal kesimleri bu konuda sözü ve teklifi olan herkesi yapıcı bir anlayışla yeni anayasa çağrımıza katılmaya davet ediyoruz.
Meseleye ülkenin ve milletin temel değerlerine kırmızı çizgileri net Türkiye Yüzyılı hedefimize uygun şekilde uzlaşmaya açık şekilde yaklaşabilelim. Bunu başardığımızda diğer tüm konuların üstesinden geleceğimizden şüphe duymuyorum. Türkiye milletimizin hayali olan böyle bir anayasayı hak ediyor. Türkiye ülkenin ve toplumun gerisinde kalan değil önünü açan ufkunu genişleten bir anayasayı hak ediyor. 15 Temmuz gecesi darbecilerin silahlarına meydan okutan bu necip millet demokrasi mücadelesini sivil anaysa ile taçlandırmayı fazlasıyla hak ediyor.
"Yeni anayasa ile birlikte yönetim sistemi tartışmalarını sona erdirme imkanı bulacağız"
Bu vesile ile cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk döneminde tecrübelerin ışığında ortaya çıkan iyileştirme ihtiyacını da yeni anayasa çalışmaları kapsamında değerlendirebileceğimizi ifade etmek istiyorum. Yeni anayasa ile birlikte yönetim sistemi tartışmalarını sona erdirme imkanı bulacağız. Gördüğünüz gibi biz ülkemizi ve milletimizi Türkiye yüzyılı anayasasına kavuşturmak için her türlü uzlaşmaya açık davranıyoruz. Diğer siyasi aktörlerden de aynı yapıcı yaklaşımı bekliyoruz.
6 Şubat depremleri
Bölgede kurulan 186 bin konteynerde 600 bine yakın vatandaşımız barınıyor. Yaklaşık 327 bin hanedeki 1,3 milyon vatandaşımızın yararlandığı kira yardımı ve diğer yöntemlerin dereye alınmasıyla açıkta kimse kalmadı. Yapımına fiilen başladığımız konut sayısı 200 bini, yerinde dönüşüm için başvuranların sayısı ise 212 bini geçti. Yakında inşası tamamlanan deprem konutlarını hak sahiplerine teslimine başlıyoruz.
Ekonomi politikaları
Dünya genelinde enflasyon oranları son 70 yılın en yüksek seviyelerine ulaştı. Gıdadan enerjiye ticaretten istihdama kadar her alanda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. gelişmiş ülkeler dahil hemen hiç kimse önünü net bir şekilde göremiyor. Türkiye olarak biz de ister istemez bu olumsuzluklardan etkileniyoruz. Seçimlerden hem mevcut küresel ekonomik görünümü, hem de önümüzdeki dönemde karşılaşabileceğimiz muhtemel tehditleri dikkate alan bir politikaya yöneldik. Amacımız bu hassas dönemden ülkemizi en az kayıpla, şayet arzu ettiğimiz neticeleri alabilirsek en büyük kazançla çıkarmaktır. Yatırım istihdam üretim ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyüme stratejimiz ekonomi politikamızın omurgası olmaya devam ediyor. Milletimizin canını yakan hayat pahalılığını ortadan kaldırmak, deprem başta olmak üzere ülkemizin acil meselelerini çözmek, ülkemizi büyütmeyi sürdürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Türk ekonomisinin başarısının hepimizin hayat kalitesini yükselten, aksi durumun ise hepimize bedel ödeten bir tablo ortaya çıkardığını asla unutmamalıyız.
Ekonominin ruhunu oluşturan güven ve istikrar iklimini bozacak her türlü söz, tutum ve davranıştan uzak durmalıyız. Ülkemizi küresel ekonominin içinden geçtiği şu fırtınalı atmosferden yara almadan sahil-i selâmete ulaştırmak siyasetçiler olarak hepimizin milletimize karşı olan mesuliyetidir.
Ankara'daki bombalı saldırı
Bu sabah, emniyet birimlerimizin vakitli müdahalesi neticesinde iki caninin etkisiz hale getirildiği eylem, terörün son çırpınışlarıdır.
FETÖ ihanet şebekesinin bilhassa yurt dışında yuvalanan militanları vasıtasıyla yaymaya çalıştığı yıkılmadık ayaktayız havası bir çeşit mezarlıkta ıslık çalma gayretidir. Bu ülkede bir daha asla FETÖ yeniden dirilemeyeceği gibi benzer örgütlerin de yeni ihanetler sergileyebilmesi mümkün değildir.
Altın Portakal Film Festivali çıkışı
Ne devletimiz ne milletimiz ne de siyaset kurumu böyle bir durumun ortaya çıkmasına izin vermeyecektir. Operasyonlarımız neticesinde adeta can çekişen terör örgütlerine siyasi hesaplarla moral aşılamanın vebali çok ağır olacaktır. Özellikle sanat öne sürülerek milli iradeye kast edenlerin propagandasının yapılmasını kabul edemeyiz. Kültür sanat gibi insanı yücelten ortak değerlerin insanlık ve demokrasi düşmanların istismar alanı haline dönüşmesine sorumluluk makamında olan bizlerin karşı çıkması hayati öneme sahiptir.
Avrupa Birliği tepkisi
Biz demokrasi adalet ve özgürlükler noktasında Kopenhag Kriterlerini gerekirse ankara kriterleri yapar yine yolumuza devam ederiz. Son 21 yılda hak ve özgürlükler konusunda hayata geçirdiğimiz sessiz devrim olarak nitelenen tüm reformları birileri istediği için değil milletimizi en ilerisine layık olduğu için yaptık. AB ‘ye rağmen sabırla bugünlere getirdiğimiz tam üyelik sürecimizde yeni dayatmalara yem, şartlara tahammülümüzün kalmadığını burada tekrar ifade etmek istiyorum.
AİHM tepkisi: Bardağı taşıran damla!
Avrupa Konseyi’nin bir kurumu olan AİHM’nin verdiği son kararlar adeta bardağı taşıran damla olmuştur. Bu karardan cesaret alan terör örgütü mensupları ve yandaşları beyhude yere heveslenmesinler mahşeri vicdanda zaten mahkum olan FETÖ’cü alçaklara bu karardan ekmek çıkmaz. bir kez ihanet eden unutmayın her zaman ihanet eder. Milletimiz bir kere ısırıldığı delikten ikinci kez ısırılmayacak kadar feraset sahibidir.
Bizim de terör örgütleriyle aynı hizada sıralanan kurumların kararlarına ne saygı duymamız ne de onların dediklerine kulak asmamız mümkün değildir.
Karabağ sorunu
Son olarak 30 yıllık işgalin ardından Karabağ özgürlüğüne kavuşmuş hamdolsun burada da hak yerini bulmuştur. Biz dostlarımızı çoğaltmak için samimi bir gayret içerisindeyiz. Uzattığımız dostluk elini utan herkesle ortak çıkarlar doğrultusunda yol yürümekten memnuniyet duyarız. Diyalog ve diplomasiye alan açıldığında ne kadar çetrefilli olursa olsun çözülemeyecek hiçbir sorun görmüyoruz.
Nitekim son dönemde bu doğrultuda pek çok önemli adımı attık. Ülkemizin etrafında bir barış kuşağı oluşturma hedefinde ciddi mesafe aldık. Bölgesel entegrasyon projeleriyle işbirliğimizi derinleştirmeye çalıştık. bunlara yenilerini eklemeye hazırız. Bize bir adım gelene biz koşarak geliriz. Yeter ki Türkiye’nin egemenlik haklarına büyük bedeller ödeyerek elde ettiği egemenlik haklarına, kırmızı çizgilerine saygı duysun. Bunları sağladığımızda hiç kimseyle konuşamayacak müzakere edemeyecek anlaşamayacak hiçbir meselemiz yoktur." (T24)
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Meclis'in açılışında konuştu; Erdoğan'ın ana hedefinde yeni anayasa var
Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, Meclis'in yeni açılış yılında yaptığı konuşmada yeni anayasa için de tüm siyasi partilere "uzlaşmaya açığız" mesajı verdi.
Türkiye Büyük Millet Meclisi yeni yasama dönemine AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın açış konuşması ile başladı. Konuşmasında bir süredir dile getirdiği yeni anayasa konusunda açıklamalarda bulunan Erdoğan, Avrupa Birliği'nden Türkiye'ye yönelik eleştirilere tepki göstererek, "Biz demokrasi adalet ve özgürlükler noktasında Kopenhag Kriterlerini gerekirse Ankara kriterleri yapar yine yolumuza devam ederiz" dedi.
Türkiye'nin altına imza attığı ve Anayasa'nın 90. Maddesi ile güvence altına alınan uluslararası sözleşmelerin gereklerinin yerine getirilmemesi nedeniyle gelen eleştiriler üzerinden AİHM'e tepki gösteren Erdoğan, "Avrupa Konseyi’nin bir kurumu olan AİHM’nin verdiği son kararlar adeta bardağı taşıran damla olmuştur. Bu karardan cesaret alan terör örgütü mensupları ve yandaşları beyhude yere heveslenmesinler mahşeri vicdanda zaten mahkum olan FETÖ’cü alçaklara bu karardan ekmek çıkmaz. bir kez ihanet eden unutmayın her zaman ihanet eder. Milletimiz bir kere ısırıldığı delikten ikinci kez ısırılmayacak kadar feraset sahibidir. Bizim de terör örgütleriyle aynı hizada sıralanan kurumların kararlarına ne saygı duymamız ne de onların dediklerine kulak asmamız mümkün değildir" diye konuştu.
Erdoğan'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
"Meclisimizin ilki milli mücadele ikincisi 15 Temmuz’da olmak üzere iki defa gazilik payesiyle şereflenmiştir. Nice badireleri atlatarak dimdik ayakta kalmıştır. Vesayetin tüm baskılarına rağmen daima milletin safında yer almayı başarmış bir kurum olarak tüm parlamentolar içinde özel bir yere sahip olduğuna inanıyorum. Artık ilk asrını tamamlayan cumhuriyetimizin binlerce yıllık zincirin son halkası olarak ilan ve inşa edildiği gerçeğini evlatlarımızın zihinlerine kazımamız gerekiyor. Gazi Mustafa Kemal’in 29 Ekim 1923 günü meclis kürsüsünde dile getirdiği şu ifadeleri sizlere hatırlatmak istiyorum; ‘Son senelerde milletimizin fiilen gösterdiği kabiliyet, istidat, idrak, kendi hakkında kötü fikir besleyenlerin ne kadar gafil ve ne kadar tetkikten uzak görünüşe düşkün insanlar olduğunu pek güzel ispat etti. Milletimiz haiz olduğu özelliklerini ve liyakatini hükûmetinin yeni ismiyle medeniyet dünyasına daha çok kolaylıkla göstermeğe muvaffak olacaktır. Türkiye Cumhuriyeti, cihanda işgal ettiği mevkiye lâyık olduğunu eserleriyle ispat edecektir.
Kimsesizlerin kimsesi olarak tahayyül eden Cumhuriyetimizin inşallah bu vasfına tam manasıyla Türkiye Yüzyılı’nda kavuşacaktır.
Maziden atiye kurduğumuz köprüyü ne kadar sağlam tutarsak Türkiye Yüzyılı vizyonumuzu hayata geçirme azmimiz de o kadar güçlü olacaktır.
Bunun için topyekûn millet ve onun temsilcileri olarak farklılıklarımızı zenginlik haline dönüştürerek ortak hedeflerimize sıkı sıkıya sarılmalıyız. Hamdolsun artık meclisimizin kapısına kilit vurulduğunu milletvekillerinin istiklale maruz bırakıldığını, başbakanların ve bakanların idam sehpasına gönderildiği, vesayetin milli iradeyi hiçe saydığı dönemler geride kalmıştır. Meclisimiz ve milletimizle omuz omuza vererek hep birlikte yazdığımız 15 Temmuz destanı bu bakımdan bir dönüm noktasıdır.
Yeni anayasa çağrısı
Şimdi önümüzde yeni bir görev ve yeni bir fırsat var. Bu da ülkemizi cumhuriyetin ilk yıllarının ardından tekrar yeni ve sivil bir anayasaya kavuşturmaktır. ‘Hakimiyet kayıtsız şartsız milletimizindir” yazısının hakkını ancak bu şekilde verebiliriz. Türkiye’yi 12 Eylül’de darbe yönetiminin 41 yıl önce milletimizin sırtına sardığı mevcut anaysa kamburundan kurtarmak hepimizin en öncelikli sorumluluğudur. 41 yıllık tarihinde uğradığı irili ufaklı 20’den fazla değişiklikle adeta yamalı bohçaya dönen bu anayasanın 2023’ün Türkiye’sini taşıyamadığı açıktır. Bu gerçeği ekonomiden diplomasiye adaletten hak ve özgürlüklere çok geniş bir yelpazede farklı vasilerle şahit oluyoruz. Esasen yeni anaysa meselesi 10 seneyi aşkın süredir meclisimizin gündemindedir. Hatta yarım kalmış olsa da bu doğrultuda atılan kimi adımlar oldu. Cumhur İttifakı olarak 2021 yılında yeni anayasa için önce kendi hazırlıklarımızı yaptık ardından diğer siyasi partileri de hazırlık yapmaya davet ettik. Maalesef bu samimi davetimiz karşılık bulmadı. Lafa gelince sürekli darbe anayasasından şikâyet edenler, iş somut adım atmaya gelince ne yazık ki konfor alanlarının dışına çıkmak istemediler. Buna rağmen ümidimizi asla kaybetmedik. Her anayasanın ayrı bir hikayesi vardır. Türkiye 1921-24-61-82 anayasalarıyla dönemlerinin olağanüstü şartları içinde tanıştı. Bugün ülkemizin şartlarının ilk defa demokratik sisteminin kendi tabii işleyişi içinde bir anayasayı hazırlamaya ve milletin takdirine sunmaya uygun olduğuna inanıyoruz. Türk demokrasisinin ulaştığı olgunluk seviyesi anaysa meselesinde 27 Mayıs 1960 darbesiyle başlayan kötü geleneği tamamen sona erdirmeye fazlasıyla yeterlidir. Devletin ve milletin ortak geçmişini ortak geleceğini kuşatmayan bir anaysa ülkeye fayda getirmez. Şahsım ve Cumhur İttifakı partileri olarak grubu olsun olmasın tüm partileri tüm milletvekillerini tüm toplumsal kesimleri bu konuda sözü ve teklifi olan herkesi yapıcı bir anlayışla yeni anayasa çağrımıza katılmaya davet ediyoruz.
Meseleye ülkenin ve milletin temel değerlerine kırmızı çizgileri net Türkiye Yüzyılı hedefimize uygun şekilde uzlaşmaya açık şekilde yaklaşabilelim. Bunu başardığımızda diğer tüm konuların üstesinden geleceğimizden şüphe duymuyorum. Türkiye milletimizin hayali olan böyle bir anayasayı hak ediyor. Türkiye ülkenin ve toplumun gerisinde kalan değil önünü açan ufkunu genişleten bir anayasayı hak ediyor. 15 Temmuz gecesi darbecilerin silahlarına meydan okutan bu necip millet demokrasi mücadelesini sivil anaysa ile taçlandırmayı fazlasıyla hak ediyor.
"Yeni anayasa ile birlikte yönetim sistemi tartışmalarını sona erdirme imkanı bulacağız"
Bu vesile ile cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin ilk döneminde tecrübelerin ışığında ortaya çıkan iyileştirme ihtiyacını da yeni anayasa çalışmaları kapsamında değerlendirebileceğimizi ifade etmek istiyorum. Yeni anayasa ile birlikte yönetim sistemi tartışmalarını sona erdirme imkanı bulacağız. Gördüğünüz gibi biz ülkemizi ve milletimizi Türkiye yüzyılı anayasasına kavuşturmak için her türlü uzlaşmaya açık davranıyoruz. Diğer siyasi aktörlerden de aynı yapıcı yaklaşımı bekliyoruz.
6 Şubat depremleri
Bölgede kurulan 186 bin konteynerde 600 bine yakın vatandaşımız barınıyor. Yaklaşık 327 bin hanedeki 1,3 milyon vatandaşımızın yararlandığı kira yardımı ve diğer yöntemlerin dereye alınmasıyla açıkta kimse kalmadı. Yapımına fiilen başladığımız konut sayısı 200 bini, yerinde dönüşüm için başvuranların sayısı ise 212 bini geçti. Yakında inşası tamamlanan deprem konutlarını hak sahiplerine teslimine başlıyoruz.
Ekonomi politikaları
Dünya genelinde enflasyon oranları son 70 yılın en yüksek seviyelerine ulaştı. Gıdadan enerjiye ticaretten istihdama kadar her alanda ciddi sıkıntılar yaşanıyor. gelişmiş ülkeler dahil hemen hiç kimse önünü net bir şekilde göremiyor. Türkiye olarak biz de ister istemez bu olumsuzluklardan etkileniyoruz. Seçimlerden hem mevcut küresel ekonomik görünümü, hem de önümüzdeki dönemde karşılaşabileceğimiz muhtemel tehditleri dikkate alan bir politikaya yöneldik. Amacımız bu hassas dönemden ülkemizi en az kayıpla, şayet arzu ettiğimiz neticeleri alabilirsek en büyük kazançla çıkarmaktır. Yatırım istihdam üretim ihracat ve cari fazla yoluyla ülkemizi büyüme stratejimiz ekonomi politikamızın omurgası olmaya devam ediyor. Milletimizin canını yakan hayat pahalılığını ortadan kaldırmak, deprem başta olmak üzere ülkemizin acil meselelerini çözmek, ülkemizi büyütmeyi sürdürmek için ne gerekiyorsa yapmakta kararlıyız. Türk ekonomisinin başarısının hepimizin hayat kalitesini yükselten, aksi durumun ise hepimize bedel ödeten bir tablo ortaya çıkardığını asla unutmamalıyız.
Ekonominin ruhunu oluşturan güven ve istikrar iklimini bozacak her türlü söz, tutum ve davranıştan uzak durmalıyız. Ülkemizi küresel ekonominin içinden geçtiği şu fırtınalı atmosferden yara almadan sahil-i selâmete ulaştırmak siyasetçiler olarak hepimizin milletimize karşı olan mesuliyetidir.
Ankara'daki bombalı saldırı
Bu sabah, emniyet birimlerimizin vakitli müdahalesi neticesinde iki caninin etkisiz hale getirildiği eylem, terörün son çırpınışlarıdır.
FETÖ ihanet şebekesinin bilhassa yurt dışında yuvalanan militanları vasıtasıyla yaymaya çalıştığı yıkılmadık ayaktayız havası bir çeşit mezarlıkta ıslık çalma gayretidir. Bu ülkede bir daha asla FETÖ yeniden dirilemeyeceği gibi benzer örgütlerin de yeni ihanetler sergileyebilmesi mümkün değildir.
Altın Portakal Film Festivali çıkışı
Ne devletimiz ne milletimiz ne de siyaset kurumu böyle bir durumun ortaya çıkmasına izin vermeyecektir. Operasyonlarımız neticesinde adeta can çekişen terör örgütlerine siyasi hesaplarla moral aşılamanın vebali çok ağır olacaktır. Özellikle sanat öne sürülerek milli iradeye kast edenlerin propagandasının yapılmasını kabul edemeyiz. Kültür sanat gibi insanı yücelten ortak değerlerin insanlık ve demokrasi düşmanların istismar alanı haline dönüşmesine sorumluluk makamında olan bizlerin karşı çıkması hayati öneme sahiptir.
Avrupa Birliği tepkisi
Biz demokrasi adalet ve özgürlükler noktasında Kopenhag Kriterlerini gerekirse ankara kriterleri yapar yine yolumuza devam ederiz. Son 21 yılda hak ve özgürlükler konusunda hayata geçirdiğimiz sessiz devrim olarak nitelenen tüm reformları birileri istediği için değil milletimizi en ilerisine layık olduğu için yaptık. AB ‘ye rağmen sabırla bugünlere getirdiğimiz tam üyelik sürecimizde yeni dayatmalara yem, şartlara tahammülümüzün kalmadığını burada tekrar ifade etmek istiyorum.
AİHM tepkisi: Bardağı taşıran damla!
Avrupa Konseyi’nin bir kurumu olan AİHM’nin verdiği son kararlar adeta bardağı taşıran damla olmuştur. Bu karardan cesaret alan terör örgütü mensupları ve yandaşları beyhude yere heveslenmesinler mahşeri vicdanda zaten mahkum olan FETÖ’cü alçaklara bu karardan ekmek çıkmaz. bir kez ihanet eden unutmayın her zaman ihanet eder. Milletimiz bir kere ısırıldığı delikten ikinci kez ısırılmayacak kadar feraset sahibidir.
Bizim de terör örgütleriyle aynı hizada sıralanan kurumların kararlarına ne saygı duymamız ne de onların dediklerine kulak asmamız mümkün değildir.
Karabağ sorunu
Son olarak 30 yıllık işgalin ardından Karabağ özgürlüğüne kavuşmuş hamdolsun burada da hak yerini bulmuştur. Biz dostlarımızı çoğaltmak için samimi bir gayret içerisindeyiz. Uzattığımız dostluk elini utan herkesle ortak çıkarlar doğrultusunda yol yürümekten memnuniyet duyarız. Diyalog ve diplomasiye alan açıldığında ne kadar çetrefilli olursa olsun çözülemeyecek hiçbir sorun görmüyoruz.
Nitekim son dönemde bu doğrultuda pek çok önemli adımı attık. Ülkemizin etrafında bir barış kuşağı oluşturma hedefinde ciddi mesafe aldık. Bölgesel entegrasyon projeleriyle işbirliğimizi derinleştirmeye çalıştık. bunlara yenilerini eklemeye hazırız. Bize bir adım gelene biz koşarak geliriz. Yeter ki Türkiye’nin egemenlik haklarına büyük bedeller ödeyerek elde ettiği egemenlik haklarına, kırmızı çizgilerine saygı duysun. Bunları sağladığımızda hiç kimseyle konuşamayacak müzakere edemeyecek anlaşamayacak hiçbir meselemiz yoktur." (T24)
En Çok Okunan Haberler