Bursa'nın köklü firmalarından Eker Süt Çiftliği'nin eski ortaklarından olan babaları Yusuf Eker'i sahte imza ile dolandırdıkları iddia edilen çocukları ifade verdi.
Haber Giriş Tarihi: 13.07.2011 09:40
Haber Güncellenme Tarihi: 13.07.2011 09:40
https://www.bursaport.com
Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, "dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik" suçlarından 10'ar yıla kadar hapisleri istenen E.E., K.E, K.D., Y.Z.Ş. ve A.K.'nin yargılamasına devam edildi. Babalarının şikayeti üzerine ağır cezalık olan E.E., ilk kez bu duruşmada ifade verdi.
Dolandırıcılık amacıyla düzenlendiği iddia edilen protokol evrakının babası tarafından hazırlatıldığını ileri süren E.E., "Babam, annemden ayrılıp yabancı uyruklu bir kadınla evlendi. Bu kadının etkisiyle mal varlığını hızla tüketmeye başladı. Bir gün kendi isteğiyle kardeşim K.E. ve bana, mal varlığının bir kısmını bizlere bırakacağını söyledi. Birlikte K.D.'nin ofisinde protokol imzalamaya karar verdik. Ancak yabancı uyruklu eşi yüzünden aramızda tartışma çıktı. Babam da evrakları alıp imzaladıktan sonra bize verdi. Biz, bu protokol gereği bazı gayrimenkullerimizi alacağımıza karşılık satışa çıkardık. Satıştan elde edilen paranın babamıza düşen payını da verdik" dedi.
Davanın diğer tutuksuz sanıklarından K.D. ise hazırlanan protokolün sadece gayrimenkullerle ilgili olmadığını, aynı zamanda nakit parayı da ihtiva ettiğini belirterek, "Ben kendisi ile kısa süre önce görüştüm. Bana protokoldeki imzanın kendisine ait olduğunu ancak nasıl imzaladığını hatırlamadığını söyledi. Bu görüşmeye ilişkin şahitlerim de var" diye konuştu.
Müşteki Yusuf Eker'in (60) katılmadığı davada söz alan avukatı Mahir Acer, Adli Tıp Kurumu'nun raporda, müvekkiline ait imzanın sahte olduğunun belirtildiğini iddia ederek, sanıkların tutuklanmasını istedi. Bu talebi reddeden mahkeme, davayı eksiklerin giderilmesi için erteledi.
Duruşma çıkışında konuşan K.E., "Babamın evlendiği yabancı uyruklu kadın evimize hizmetçi olarak geldi. Hasta olan babaanneme bakıyordu. Babam onun geldiği yıl annemden ayrıldı ve 2009 yılında gizlice evlendi. Daha sonra da babamı bizden uzaklaştırdı. Her şey o kadın yüzünden oldu. Onunla evlendikten sonra babamız çok değişti. Ne babaannemin cenazesine ne de ağabeyimin düğününe geldi. Bizden tamamen koptu. Onun kadın tarafından tutsak edildiğini düşünüyoruz" dedi.
Müşteki Yusuf Eker ve eşi İnisa Eker (Akharova), iddiaların aksine, kendilerinin çocukları tarafından dolandırıldığını iddia etti. Müşteki Yusuf Eker, "Ben çocuklarım tarafından dolandırıldım. İmzamı kullanarak hazırladıkları sahte bir protokol ile bana ait olan ve değeri 3,5 milyonu bulan bir arsam, sanki benden alacaklıymış gibi gösterilerek icra yoluyla yarı fiyatına satıldı. Banka hesaplarım bloke ettirildi. Kendilerinden şikayetçiyim, hak ettikleri cezayı çeksinler" diye konuştu.
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Eski süt kralından çocuklarına dava
Bursa'nın köklü firmalarından Eker Süt Çiftliği'nin eski ortaklarından olan babaları Yusuf Eker'i sahte imza ile dolandırdıkları iddia edilen çocukları ifade verdi.
Bursa 3. Ağır Ceza Mahkemesi'nde, "dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik" suçlarından 10'ar yıla kadar hapisleri istenen E.E., K.E, K.D., Y.Z.Ş. ve A.K.'nin yargılamasına devam edildi. Babalarının şikayeti üzerine ağır cezalık olan E.E., ilk kez bu duruşmada ifade verdi.
Dolandırıcılık amacıyla düzenlendiği iddia edilen protokol evrakının babası tarafından hazırlatıldığını ileri süren E.E., "Babam, annemden ayrılıp yabancı uyruklu bir kadınla evlendi. Bu kadının etkisiyle mal varlığını hızla tüketmeye başladı. Bir gün kendi isteğiyle kardeşim K.E. ve bana, mal varlığının bir kısmını bizlere bırakacağını söyledi. Birlikte K.D.'nin ofisinde protokol imzalamaya karar verdik. Ancak yabancı uyruklu eşi yüzünden aramızda tartışma çıktı. Babam da evrakları alıp imzaladıktan sonra bize verdi. Biz, bu protokol gereği bazı gayrimenkullerimizi alacağımıza karşılık satışa çıkardık. Satıştan elde edilen paranın babamıza düşen payını da verdik" dedi.
Davanın diğer tutuksuz sanıklarından K.D. ise hazırlanan protokolün sadece gayrimenkullerle ilgili olmadığını, aynı zamanda nakit parayı da ihtiva ettiğini belirterek, "Ben kendisi ile kısa süre önce görüştüm. Bana protokoldeki imzanın kendisine ait olduğunu ancak nasıl imzaladığını hatırlamadığını söyledi. Bu görüşmeye ilişkin şahitlerim de var" diye konuştu.
Müşteki Yusuf Eker'in (60) katılmadığı davada söz alan avukatı Mahir Acer, Adli Tıp Kurumu'nun raporda, müvekkiline ait imzanın sahte olduğunun belirtildiğini iddia ederek, sanıkların tutuklanmasını istedi. Bu talebi reddeden mahkeme, davayı eksiklerin giderilmesi için erteledi.
Duruşma çıkışında konuşan K.E., "Babamın evlendiği yabancı uyruklu kadın evimize hizmetçi olarak geldi. Hasta olan babaanneme bakıyordu. Babam onun geldiği yıl annemden ayrıldı ve 2009 yılında gizlice evlendi. Daha sonra da babamı bizden uzaklaştırdı. Her şey o kadın yüzünden oldu. Onunla evlendikten sonra babamız çok değişti. Ne babaannemin cenazesine ne de ağabeyimin düğününe geldi. Bizden tamamen koptu. Onun kadın tarafından tutsak edildiğini düşünüyoruz" dedi.
Müşteki Yusuf Eker ve eşi İnisa Eker (Akharova), iddiaların aksine, kendilerinin çocukları tarafından dolandırıldığını iddia etti. Müşteki Yusuf Eker, "Ben çocuklarım tarafından dolandırıldım. İmzamı kullanarak hazırladıkları sahte bir protokol ile bana ait olan ve değeri 3,5 milyonu bulan bir arsam, sanki benden alacaklıymış gibi gösterilerek icra yoluyla yarı fiyatına satıldı. Banka hesaplarım bloke ettirildi. Kendilerinden şikayetçiyim, hak ettikleri cezayı çeksinler" diye konuştu.
En Çok Okunan Haberler