SON DAKİKA
Hava Durumu

Erdoğan: Kusura bakmayın Tayyip Erdoğan değişmez

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan partisinin grup toplantısında Gezi Parkı eylemlerini değerlendiriyor.

Haber Giriş Tarihi: 11.06.2013 12:30
Haber Güncellenme Tarihi: 11.06.2013 12:30
Kaynak: Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
Erdoğan: Kusura bakmayın Tayyip Erdoğan değişmez

Taksim Gezi Parkı olaylarına ilişkin konuşan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ''Ankara'daki vandallıklar İstanbul'dan göç almıştır. İllegal paçavralar devletin kurumlarına asılmıştır. Buna sertlik diyorsanız kusura bakmayın Tayyip Erdoğan değişmez'' dedi.

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısında gündeme dair önemli açıklamalarda bulunuyor.

Son iki haftadır Türkiye, başta İstanbul olmak üzere Ankara ve İzmir değişik şehirlerimizde çok farklı boyutlarda, katmanlarda bir kısım gösterilere sahne oldu. Taksim'in yayalaştırma projesi kapsamında, Gezi Parkı'ndaki birkaç ağacın sökülmesi ve taşınmasında başlayan gösteriler amaç değiştirerek ilk çıktığı andan çok daha farklı bir noktaya ulaştı.

Ak Parti olarak hadiseleri okumak analiz etmek konusunda her zaman çok büyük hassasiyet içinde olduk. Gerek sandık sonuçlarını, gerek anket sonuçlarını doğru okuyarak bugünlere ulaştık. Sandıktan çıkan sonuçlar tartışmasız zaferi işaret ettiğinde kendimizi mağrurların yerine değil kaybetmişlerin yerine koyduk. 

Asla sokaklara, meydanlara doluşmaya müsaade etmedik. Sandıktan zaferle çıktıktan sonra azami hassasiyet gösterdik. 10 yıldır böyle bir hassasiyetle yaklaştık. Farklı etnik grupların meselesine böyle bir samimiyetle yaklaştık. Bize oy vermeyen kitleyi de anlamaya çalıştık.

Yüzde 50'nin oyuyla da iktidara gelsek kendimizi yüzde 100'ün partisi olarak gördük. Etnik, bölgesel, dinsel milliyetçiliği ayaklarımızın altına aldık.

ÇEVRE KATLİAMINI ORADAKİLER İCRA ETTİ

Kaldırımın genişletilmesi için Gezi Parkı'nın meydan tarafındaki duvarlarının yıkılması gerekiyordu. Yapılan işlem bundan ibaretti. Bazı siyasetçilerin çark etmeleri maalesef oradaki itirazları büyütmüştür.

Bir çevre katliamını orada olanlar bizzat icra etmişlerdir. Kaldırım taşlarının sökülmesi, çiçek saksılarının paramparça edilerek sökülmesi, ağaçların yakılması, kamu binalarının araçlarının ateşe verilmesi, sivil vatandaşlarımızın araçlarının ateşe verilmesi birer çevre katliamı değil mi? Çevre sadece yeşil bir ağaçtan ibaret midir?

Olayın ilk safhasında ortaya çıkan itirazlar, ilk andan itibaren siyasilerin örgütlerin sürece dahil olmasıyla farklı yerlere doğru dal budak salmıştır. İki haftadır yaşanan olayları çevre hassasiyetiyle açıklamak mümkün değildir. Bugün itibariyle arkasında dört cansız beden bırakmıştır. Üç gencimiz olaylarda hayatını kaybederken, bir komiserimiz şehit edilmiştir.

TENCERE TAVA ÇEVRE KİRLİLİĞİ YARATTI

İşte şurada Ankara'da bütün otobüs duraklarının halini görüyorsunuz. Alt geçitlerdeki o canım çevre adına düzenlemiş bütün seramiklerin nasıl kırıldığını görüyoruz. Çevreye saygınız böyle mi? Böyle mi yürüyecek? Bunlara karşı tedbir almayacaksınız. Bildiklerini istediklerini istedikleri gibi yapacaklar. Yollara duvarlara bina duvarlarına çirkin yazılar yazılmak suretiyle, çevre faciası yaşatılmıştır.

Esnafın dükkanları yağmalanmış yakılmış yıkılmıştır. Ciro kaybı yaşatılmıştır. Araç kornalarıyla, tencere tava sesleriyle sloganlarla evlerinde insanlar rahatsız edilmiştir. Bu çevre değil mi? Bize ders vermeye kalkanlar hava kirliliğinin de görüntü kirliliğinin de çevreye karşı bir tavır olduğunu bilmeleri gerekir.

GEZİ PARKI'YLA DİĞER EYLEMLERİ AYIRMAYIZ

Türkiye ekonomisi bu olaylarla tabii ki doğrudan doğruya hedef alınmıştır. Faizlerin yükselmesi, yatırımcıların ürkütülmesi sistemli bir projeyle devreye sokulmuştur. İçerisi ve dışarısının dayanışmasıyla.

Türkiye'nin uluslararası güç ve iktidarı hedef alınmıştır. Uluslararası basın sistematik olarak yanlış bilgilendirilmiş, art niyetli medya kuruluşlarının devreye girmesiyle saldırı yürütülmüştür. 

Şiddet sarmalına dönüşen bu olayları masum bir direniş olarak görmek mümkün değildir. Şu anda Taksim Gezi Parkı'ndaki eylemlerle, diğer gösteriler arasında bir çizgi çekme çabası olduğunu görüyoruz. Bu hataya hiç kimse düşmesin. Taksim Gezi Parkı'ndaki eylemler masum demokratik olarak yansıtılırken, şiddet içeren eylemlerin bu eylemlerle ilgisi olmadığı vurgulanıyor. Durum hiç de öyle değil. Kusura bakmasınlar.

GÜÇLERİ YETSE DEV ÇINARI YIKARLARDI

İnanın buraya gelenlerin yüzde 95'i şu olaylardan önce Gezi Parkı nerededir diye sorsanız adresini bilmezlerdi. İnanın böyle.

Buralar benim doğup büyüdüğüm yerler, çok iyi bilirim. Belediye başkanlığımız döneminde hep bunun hayali içindedir. Olay 15 tane ağacın sökülmesi değil. Artık öyle yerler vardır ki ağaçlar ağaç sökme makineleriyle sökülür, taşınmak suretiyle ağaç dikme çalışmaları gibi dikilir. Aynı şekilde yeni fidanları çeşitli süs ağaçlarını bu şekilde dikersiniz. Bunlar yapılır. Ama buna mani bir hal varmış gibi bunu göstermek asıl sandıkta çıkamayanların kendilerine alternatif yol arama gayretidir.

İşte gördünüz, çevre hassasiyeti daha farklı eylemlere paravan mahiyeti taşımış, demokratik yönetime karşı illegali maskeleme görevi görmüştür. Bunlar yasal çerçevede mi yapılmıştır?

Beşiktaş 'ta Başbakanlık ofisine şiddet kullanarak saldıran kitleler, Gezi Parkı'nın arkasına saklanmış ve Dolmabahçe'de ofisin olduğu o caddede bir tane yaya kaldırımında kilit taşı kalmamıştır. Bu çevre katliamı değil mi? Güçleri yetse inan o dev çınarları yıkarlardı.

DİYORLAR Kİ BAŞBAKAN SERT, NE OLACAKTI?

Ankara'da yapılan vandallıklar, Taksim Gezi Parkı'ndan güç almıştır. Taksim Gezi Parkı eylemlerini bahane edenler Türk bayrağını yakacak, illegal paçavraları devletin kurumuna asacak kadar, o bölücü posterleri asacak kadar alçalmışlardır. Diyorlar ki Başbakan geriyor, Başbakan sert. Ne olacaktı? Biz gelip bunların önünde diz çöküp, ne olur bu paçavraları indirin mi diyeceğiz? Şu terör örgütü mensuplarının posterlerini indirin mi diyeceğiz? Burada güvenlik güçlerimizin başta bu işe müsaade etmemesi gerekirdi. Yahu kamu kurumunun içine bunlar nasıl sokulur? Oradan bu tür paçavralar nasıl asılır, astırılır? O örgüt liderlerinin posterleri oralara nasıl astırılır?

KUSURA BAKMAYIN BU TAYYİP ERDOĞAN DEĞİŞMEZ

Bunların karşısında biz konuşunca Başbakan sert konuşuyor. Buna sert diyorsanız kusura bakmayın bu Tayyip Erdoğan değişmez.

Şu anda gerek bakanımıza, gerek valimize, il emniyet müdürümüze, bu sabah yaptıkları operasyon sebebiyle teşekkür ediyorum. Atatürk Kültür Merkezi'nden bütün bu paçavralar vesaire hepsi indirildi. Ayrıca anıt. Anıt'taki bütün o paçavraları gördünüz. Gönlüm bugün brifing vermek isterdi. 20 dakikalık görüntü hazırlattım. Bunları sunacağız, o hali bu görüntülerle sunmak isterdim.

Çünkü böyle bir tabloya eğer bir yürütme olarak biz müsaade edersek, bu yürütme bu görevi veren halkımız başta olmak üzere biz millete karşı sorumluluk içinde oluruz. Bundan sonraki sürece yönelik bu kararlılık Taksim Meydanı'yla alakalı, Gezi Parkı'yla alakalı devam edecektir. Bunu söyledim, biz buraları kusura bakmasınlar Gezi Parkı adı üzerinde, Gezi Parkı'dır işgal alanı değildir.

SERMAYE GRUPLARI VE FAİZ LOBİSİ EYLEMLERİ KULLANDI

Taksim Gezi Parkı'ndaki gösteriler Türkiye genelinde, arkasında ölüm bırakan şiddet eylemlerinin meşru görünümlü kılıfından başka bir şey değildir. Gösteriler asıl amacı asıl hedefi çıkarılmak istenen kaosu önlemek için sistemli şekilde kullanılan eylemlerdir.

Şu anda dahi Gezi Parkı'nda çevre için eylem yaptığını düşünen vatandaşlarıma özellikle seslenmek istiyorum. Taksim Gezi Parkı kılıfıyla büyük bir oyun oynanmak isteniyor. Ekonomi üzerinde ağır tahribat yapılmak isteniyor. Ambalajın üstüne ağaç koyarak birileri Türkiye'yi yavaşlatmak istiyor. Taksim eylemcilerin nerede nasıl kullanıldıklarını görmelerini rica ediyorum.

Bu ülkenin Başbakanı olarak sesleniyorum. Bu eylemler, bazı sermaye grupları, faiz lobileri tarafından kullanılmıştır. Taksim'de eylem yapanlar, ekonomiye turizmine kast edenler tarafından açık şekilde kullanılıyorlar.

Ağaç için eylem yapanlar samimiyseler, gerçekten dürüst davranıyorlarsa, bu ağaçlar söküldü dikildi.

BUNLAR MI ÇEVRECİ, TAYYİP ERDOĞAN MI?

Biz İstanbul'a 180 kilometreden suyu getirdiğimiz zaman, biz tüneller açtık. O tünellerden suyu getirirken ağaçları söktük. O zaman da bazıları yazdılar çizdiler. Diyelim ki 70 bin ağaç söktüysek 780 bin fidan ve ağaç diktik onun yerine.

Ama İstanbul'u da susuzluktan kurtardık. Şimdi bunu görmeyecek misin? İstanbul susuz, banyolarda, afedersiniz, küvetler dolduruluyor, su kullanılıyor. Yeni bir sektör oluşmuştu. Bidonla sular alınıyor, banyosunu yapıyor. Böyle bir dönem. Susuz İstanbul'u 2040 yılına kadar kurtaracak adımı attık. Dağları delerek İstanbul'a su getirdik.

Şimdi Allahaşkına soruyorum. Bunlar mı çevreci, Tayyip Erdoğan ve ekibi mi çevreci?

Bununla kalmadık, yine aynı dönemde İstanbulumuz yeşil fukarasıydı. 4,5 yıl içinde sadece fidan değil, İtalya'dan Almanya'dan ağaçlar ithal etmek suretiyle Tem - E-5'i biz ağaçlandırdık. Şu anda o ağaçların dibinde bir aile piknik yapıyor. Kazlıçeşme'de Zeytinburnu'nda bizi görürsünüz. Hep o dönemin ağaçlarıdır. Kim çevreci? Bunlar mı biz mi? Biz dikiyoruz, inşa ediyoruz. Bunlar yakıyor, yıkıyor. Aradaki fark bu.

ESNAF CİROLARI DÜŞTÜ, BİRA SATANLAR HARİÇ

Benim bir arkadaşımın gelini başörtülü olduğu için Dolmabahçe'de taciz edildi, yerlerde sürüklendi.

Oradaki tüm eylemcilerin büyük fotoğrafı görmelerini oynanan oyunu anlamaları ve samimi olanları özellikle oradan çekilmeye davet ediyorum. Bir başbakanları olarak bekliyorum.

Sevgili gençler sizlere hitap ediyorum, tüm ülkemdekilere. Özgürlük ve yaşam tarzına müdahale gösterilerinin arkasına sığındığı gerekçeler oldu bu ülkede. Burası çok önemli. Bunlar özgürlük derken, başkalarının özgürlük alanına tecavüz etmişlerdir. İşte bakın şu anda Taksim'de oteller yüzde 80 boşalmıştır. Bu şimdi birilerinin özgürlük alanına tecavüz değil mi? Esnaf ciroları çökmüştür. Bira satanlar hariç.

Yaşı 25 olan gençlere de sesleniyorum. Ben sizi Allah için seviyorum. Şu anda sizler 20 yaşındasınız. Bakınız İstanbul'a ben Belediye Başkanı olduğum zaman 1994. O günden bugüne 19 yaş. AK Parti iktidarı olarak demek 10 yaşındaydılar. Ama Tayyip Erdoğan olarak alırsanız 19 yıl geçti. Sevgili gençler, Türkiye'yi biz çok zor şartlar altında devraldık.

BİZ BUNLARA GÖRE ZENCİYİZ, SANATTAN ANLAMAYIZ

Sadece başörtüsü takıyor diye yüzde 99'u Müslüman olan ülkemde genç kızlar okula gidemedi. Ben bunu söyleyince partim hakkında kapatma davası açıldı. O zamanki CHP Genel Başkanı, "Neyse ki Ankara'da savcılar var" dedi. Bunların özgürlük anlayışı budur. Biz hiçbir yerde etnik kökeninden dolayı insanları suçlamadık. Siyasi görüşleri, ideolojileri nedeniyle insanlarımız nice aşağılamalar yaşadı. Selamünaleyküm demenin aşağılama nedeni olduğu, başörtülü olduğu için aşağılanan insanlarımız oldu. Onlara göre biz sanattan anlamayız, mimariden, edebiyattan, estetikten anlamayız. Hani bidon kafalı diye bir söylem var ya... Biz bunlara göre zenciyiz... Biz Mamak zindanlarının da, Metris'in de şahidiyiz. Azınlığın çoğunluğa tahakkümünün tanığıyız.

DOLMABAHÇE MÜEZZİNİ TEHDİT EDİLDİ BAŞKA TÜRLÜ KONUŞTU

76 milyon bir olarak kardeş olarak ilerleyeceğiz. Birbirimize saygı duyarak yaşayacağız. Hassasiyetleri kaşımayacağız. İsminin başında sanatçı, yazar, profesör, gazeteci yazan kimileri nifak tohumu ekmekten vazgeçsinler. Gençlerimiz de bunlara dikkat etsin. Gezi Parkı pis kokudan geçilmiyor. Herhalde ne demek istediğimi anladınız değil mi? Dolmabahçe Cami'ne ayakkabılarla girildi, içki içildi, müezzini tehdit edildi ve başka türlü konuşması sağlandı. Görüntüleri elimde var, cuma günü açıklayacağım. Bugün Taksim'de bağıran pek çok grup akil insanları konuşturmadılar. Bugüne kadar hiçbir demokratikleşme adımına destek vermeyen statükocular bugün böyle yapıyor. Ve polisime küfreden anamuhalefet milletvekili... Polisimiz gerekli davaları açtı, açıyor.Yeni anayasayı da bunlar engelliyor... Süre sınırı olmasın diyorlar. Olur mu canım! Samimiyseniz yüklenin iş bitsin. Biz zaten mevcut anayasa ile ülkeyi yönetiyoruz. Ama halkımıza yeni anayasa sözümüz var...

ANTİKAPİTALİST VE SOLCU GENÇLERE SESLENİYORUM

Antikapitalist, antiemperyalist ve solcu gençlere nelere alet olduklarını söylüyorum tabii dinlerlerse: Kapitalizmin en önemli sömürü aracı faizse ben onlara yanıt veriyorum... Vatandaşımın verdiği her verginin 100 liranın yüzde 80'i faize gidiyordu on yılda yüzde 13'e düştü. Eğer 2002 yılındaki gibi kalsak tam 642 milyar lira faiz lobisine gidecekti... Ne yaptık? Okul, adalet sarayı, emniyet, sosyal dayanışmayı çalıştırdık. Yine de en büyük parayı faiz lobisi kazandı ama tam 642 milyar kaybetmiş 10 yılda buna tahammül edebilirler mi?

Mayıs ayında Türkye 46 milyar dolarlık havaalanı, 22 milyar dolarlık nükleer santral ve 2,5 milyar liralık köprü ihalesi yapıyor, IMF'ye borçları kapatıyor ve bir yandan da barış sürecini başarıyla yürütüyor. Kimse kusura bakmayın Topçu Kışlası, Gezi Parkı, Taksim diyerek mızrak çuvala sığmaz.Burasının metrekaresi zaten AVM'ye uygun değil, biz rezidans olabilir Hilton olabilir dedik. Divan Otel tarafını da şehir müzesi olarak değerlendirecektir. Sonra arkadaşlar bölgenin tamamını ele alalım dediler. Şehir müzesinde sergilenecek çok malzemeler var. Süs bitkilerinden bodur ağaçlara kadar hepsi bu düzenleme içinde olacak.

WALL STREET EYLEMİ HAKLIYDI, BURADA FAİZ LOBİSİNE ALET OLUNUYOR

Gezi Park'ındaki işgali Wall Street eylemlerine benzetiyorlar, orada haklı bir tepki var. burada ise solculuk görünümü altında faiz lobisine alet olmak var.Şu olaylar merhum Menderes'e ve 1980 öncesindekine benzer oyunlardır ama bu sefer millete toslamıştır. 28 Şubat'ta Cumhuriyet mitingleri ile elde edemediklerini şimdi elde etmek isteyenlerin oyunudur bu. CHP bu olaylarda da başrolü oynamak istemiş bunu da becerememişlerdir. İzmir'de Karşıyaka, Çiğli teşkilatlarımız şu ana kadar 12 civarında teşkilatımız benzer saldırılara uğramıştır. Eylemlere çöreklenmek isteyen CHP Genel Başkan eylemlerden kovulmuştur. Gençlere para veren CHP milletvekilleri siyasi tarihin yüz karasıdır. Ben o gençleri de anlayamıyorum o duruma gelmiş demek ki...

Türk bayrağı yakıldı gördünüz mü? Öcalan ve Gazi Mustafa Kemal fotoğrafları yanyana asıldı. Bunların hamisi de CHP'dir. Ben CHP Genel Başkanı'nı ve yetkilileri istifaya davet ediyorum.

Biz kimsenin karşısına yüzde 50'yi çıkarmadık, çıkarmayız, ne yapacaksak hukuk içinde yaparız. Edep ve adap ile mitinglerimizi yapar hesabı sandığa saklarız.

Derdimiz biz daha çoğuz demek değil, sessiz çoğunluğun sesini duyurmak için sokağa çıkıyoruz. Haftalardır evlerinde dişlerini sıkarak olanları izleyenlerin sesi olarak çıkacağız. Marjinaller karşısında hiç kimse eğilmesin. Haddini bilmeyenlere hukuk çerçevesinde bunları sona erdirecek bir hükümet işbaşındadır. Teröristlerin, polis öldürenlerin yanına bırakmayacağız. Türkiye genelinde gösteri yaparak komşusunu rahatsız edenleri artık sükunete davet ediyorum. Samimi duygularla oraya giden gençlerin gözlerinden öpüyorum, artık bunu bitirin diyorum. Bu işi terörize edenlere de söylüyorum: Artık tahammülümüz yoktur, bu iş bitti.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.