Erdoğan'dan sahte diploma açıklaması: 199 kişi hakkında kamu davası açıldı
Erdoğan'dan sahte diploma açıklaması: 199 kişi hakkında kamu davası açıldı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe'de toplanan Kabine sonrası yaptığı açıklamalarda, sahte diploma soruşturma kapsamında 250 şüpheliye yönelik adli işlem başlatıldığını ve 199 şüpheli hakkında kamu davası açıldığını bildirdi.
Haber Giriş Tarihi: 11.08.2025 21:30
Haber Güncellenme Tarihi: 11.08.2025 21:33
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe'de toplanan Kabine sona erdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantı sonrası açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şunlar oldu:
BALIKESİR DEPREMİ
Dün akşam saatlerinde Balıkesir’de meydana gelen depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum, vefat eden vatandaşımıza Allahtan rahmet, hastanede yatanlara acil şifalar diliyorum. İçişleri Bakanımızı, Sağlık Bakanımızı ilçemize yönlendirdik. Kabinemizin tüm üyelerini teyakkuza geçirdik, bize de anbean takip ettik, arama kurtarma çalışmaları tamamlandı, hasar tespit çalışmaları sürüyor, bakan arkadaşlarımız kendi alanları ile ilgili bilgileri şeffaf bire şekilde paylaştılar. Her deprem ve sarsıntı ile depreme hazırlık konusunun önemini hatırlıyoruz. Hükümetimizin kentsel dönüşüm başta olmak üzere yapı stokunun yenilenmesi konusunda gayretleri bilinmektedir. Ancak merkezi idarenin tek başına altından kalkacağı bir yük değildir. İktidarı, muhalefeti, yerel yönetimleri ve şehir sakinleri ile beraber el ele verip bu mücadeleyi seferberlik ruhu ile yürütmemiz şart, bir mutabakat oluşmalı, herkes elini taşlın altına koymaktan kaçmamalıdır. Biz bunu sağlamak için işbirliği açığız.
"ŞEHİTLERİMİZİN EMANETİNE SAHİP ÇIKACAĞIZ"
Bugün 15 yaşındayken şehit olan Eren Bülbül ile Jandarma Astsubay Ferhat Gedik’in şahadetlerinin 8. yıl dönümü. Vatan ve bayrak için toprağa düşen bu iki kahramanın için ruhları şad olsun, mekânları cennet olsun. Terörsüz Türkiye hedefine ulaşarak kahraman şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakarlıklarının boşa gitmediğini göstereceğiz. Geçen hafta bu hedef için anlamlı bir adım atıldı. Muhalefetin de katılımıyla Milli Dayanışma ve Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunu Meclis’imizin desteklemesi ve sahiplenmesi açısından son derece kıymetliydi. Komisyonun ilk iki toplantısı ile kararların oy birliği ile alınması ümit vericiydi. İlk günden beri tavrımız nettir, milli meselelerde milli duruş sergilemesi siyaset kurumunun millete karşı görevidir. Türkiye hepimizin ortak yurdudur, bu devlet Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Alevesiyile, Sünnisiyile 86 milyonun yurdudur.
"KOMİSYONA HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERİYORUZ"
Hayat tarzımız, siyasi görüşlerimiz, ve fikirlerimiz farklı olsa da Türkiye’nin asli sahibidir, ne farklı düşüncelerimiz, ne günlük tartışmalar bunun önüne geçmemelidir. 86 milyonun huzurunu ve istikbalini ilgilendiren böyle bir meselede desteğini, katkısını ve yol gösterici eleştirisini önemsiyoruz. Türkiye’nin önünde bir fırsat penceresi aralanmıştır. Bunu ziyan etmenin vebali ağırıdır, komisyonun milletimizin beklentileri doğrultusunda komisyonumuz üzerine düşeni yapacaktır. Bizlerde komisyonun çalışmalarına her türlü desteği veriyoruz. Cuma günü Milli Savunma ve İçişleri Bakanı ile MİT Başkanı komisyona kapsamlı sunum yaptılar ve üyeleri bilgilendirdiler. Hep beraber akan kanı durduralım, acı ve gözyaşını dindirelim. Dün Cumhurbaşkanı olarak milletimize hizmet olarak 11 yılımızı alnımızın akıyla tamamladık. Hem halkımızın hem de hakkın huzuruna gönül rahatlığı ile çıkmanın huzuru içindeyiz. Milletimizin güvenine ve hayır duasına mazhar olmak için içeride ve dışarıda çok katmanlı bir mücadele içindeyiz. Son kabine toplantısından bu yana durmadan ve dinlenmeden koşturduk. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 5. Toplantısı nedeniyle Kazakistan Cumhurbaşkanı ve heyetini misafir ettik, 20 anlaşma imzaladık, ticaret hedefimiz olan 15 milyar dolara ulaşmakta kararlıyız.
"250 ŞÜPHELİYE YÖNELİK ADLİ İŞLEM BAŞLATILDI"
Biliyorsunuz önce LGS sonuçları üzerinden imam hatip okullarına yönelik bir linç kampanyası yürüttüler. Bursa'daki bir okulumuzun duvarına astığı tebrik mesajını çarpıtarak sınav üzerinde şüphe oluşturmaya çalıştılar. Yüz binlerce gencimizin umutlarıyla, hayalleriyle, tertemiz duygularıyla oynadılar. İddialarının hepsinin yalan olduğu ortaya çıkınca erdemli davranıp özür dilemek yerine hiçbir şey olmamış gibi sessizce köşelerine çekildiler.
Manavgat'taki rüşvet skandalını aklamak için emniyet ve yargı mensuplarına kumpas iftirası var. Elinizdeki 32 saatlik video kaydıyla beraber gidin mahkemeye başvurun. Bunu söyledik. Burada da hemen geri vitese taktılar. Dikkatimizi çekiyor. Bu yıpratma savaşında hedef yalnızca hükümetimiz değil, aynı zamanda devletimizdir. Şimdi aynı koroyu yargıya intikal etmiş bir soruşturma dosyasının başına üşüşmüş halde yine sahnede görüyoruz. Basın etiğiymiş, gazetecilik ilkeleriymiş, siyasi mesuliyet duygusuymuş, insanların onuruymuş, devlet kurumlarının itibarı, Türkiye'nin kazanımlarıymış. Bunların hiçbiri umurlarında değil.
Ortada çok açık bir gerçek var. O da soruşturma konusu suçu bundan bir sene önce tespit eden de, şikayet eden de, yargıya intikal ettirip şüphelilerin yakalanmasını sağlayan da devletimizin ilgili kurumlarıdır. Soruşturma kapsamında 250 şüpheliye yönelik adli işlem başlatılmış ve 199 şüpheli hakkında kamu davası açılmıştır. 37 kişi tutuklanmış ve 150 kişi hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. Tıpkı İstanbul merkezli sahtekarlık ve yolsuzluk soruşturmasında olduğu gibi devletimiz burada da milletin hakkını yiyen haramzadelere acımamış hepsini kulaklarından tutup adalete teslim etmiştir. Şunu açık ve net ifade ediyorum; 30 yıl sonra İstanbul'da yakayı ele verenlerin konumlarına ve unvanlarına nasıl bakılmadıysa bu dosyada da kimsenin gözünün yaşına bakılmadı. Daha önemlisi suç örgütü üyelerini aklamak için kimse sokağa çıkmadı, protesto eylemi düzenlemedi, milli markaları boykot çağrısı yapmadı, Batılı medya kuruluşlarına kimse şikayette bulunmadı. Hele hele tehdit ederek, hakaret ederek kimse mahkemeler üzerinde baskı kurmaya çalışmadı. Yani her şey kanuna, nizama ve hukuk devleti ilkelerine uygun yürütüldü. Şunu herkesin, özellikle de bağıran çağıran ve tetikçileri vasıtasıyla devlet kurumlarına saldıran hadsizlerin bilmesini istiyorum: Ne yaparsanız yapın, Türkiye'nin rüşvetçilerle, suç örgütleriyle, milletin malına çöken siyasi tefecilerle mücadelesini sulandıramazsınız. Kendinizi ve suç ortaklarınızı temize çıkarmak için gençlerimizi, masum çocuklarımızı kullanmaktan vazgeçin. Ekmeğini yediğiniz devletinize karşı asgari seviyede de olsa mesuliyet duygusuyla hareket edin. Her kim milletin hakkına giriyor, malına mülküne el uzatıyorsa yakasına yapışmaya devam edeceğiz."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
Bursaport.com
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Erdoğan'dan sahte diploma açıklaması: 199 kişi hakkında kamu davası açıldı
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe'de toplanan Kabine sonrası yaptığı açıklamalarda, sahte diploma soruşturma kapsamında 250 şüpheliye yönelik adli işlem başlatıldığını ve 199 şüpheli hakkında kamu davası açıldığını bildirdi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Beştepe'de toplanan Kabine sona erdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan, toplantı sonrası açıklamalarda bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın konuşmasından satır başları şunlar oldu:
BALIKESİR DEPREMİ
Dün akşam saatlerinde Balıkesir’de meydana gelen depremden etkilenen tüm vatandaşlarımıza geçmiş olsun dileklerimizi iletiyorum, vefat eden vatandaşımıza Allahtan rahmet, hastanede yatanlara acil şifalar diliyorum. İçişleri Bakanımızı, Sağlık Bakanımızı ilçemize yönlendirdik. Kabinemizin tüm üyelerini teyakkuza geçirdik, bize de anbean takip ettik, arama kurtarma çalışmaları tamamlandı, hasar tespit çalışmaları sürüyor, bakan arkadaşlarımız kendi alanları ile ilgili bilgileri şeffaf bire şekilde paylaştılar. Her deprem ve sarsıntı ile depreme hazırlık konusunun önemini hatırlıyoruz. Hükümetimizin kentsel dönüşüm başta olmak üzere yapı stokunun yenilenmesi konusunda gayretleri bilinmektedir. Ancak merkezi idarenin tek başına altından kalkacağı bir yük değildir. İktidarı, muhalefeti, yerel yönetimleri ve şehir sakinleri ile beraber el ele verip bu mücadeleyi seferberlik ruhu ile yürütmemiz şart, bir mutabakat oluşmalı, herkes elini taşlın altına koymaktan kaçmamalıdır. Biz bunu sağlamak için işbirliği açığız.
"ŞEHİTLERİMİZİN EMANETİNE SAHİP ÇIKACAĞIZ"
Bugün 15 yaşındayken şehit olan Eren Bülbül ile Jandarma Astsubay Ferhat Gedik’in şahadetlerinin 8. yıl dönümü. Vatan ve bayrak için toprağa düşen bu iki kahramanın için ruhları şad olsun, mekânları cennet olsun. Terörsüz Türkiye hedefine ulaşarak kahraman şehitlerimizin ve gazilerimizin fedakarlıklarının boşa gitmediğini göstereceğiz. Geçen hafta bu hedef için anlamlı bir adım atıldı. Muhalefetin de katılımıyla Milli Dayanışma ve Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonunu Meclis’imizin desteklemesi ve sahiplenmesi açısından son derece kıymetliydi. Komisyonun ilk iki toplantısı ile kararların oy birliği ile alınması ümit vericiydi. İlk günden beri tavrımız nettir, milli meselelerde milli duruş sergilemesi siyaset kurumunun millete karşı görevidir. Türkiye hepimizin ortak yurdudur, bu devlet Türküyle, Kürdüyle, Arabıyla, Alevesiyile, Sünnisiyile 86 milyonun yurdudur.
"KOMİSYONA HER TÜRLÜ DESTEĞİ VERİYORUZ"
Hayat tarzımız, siyasi görüşlerimiz, ve fikirlerimiz farklı olsa da Türkiye’nin asli sahibidir, ne farklı düşüncelerimiz, ne günlük tartışmalar bunun önüne geçmemelidir. 86 milyonun huzurunu ve istikbalini ilgilendiren böyle bir meselede desteğini, katkısını ve yol gösterici eleştirisini önemsiyoruz. Türkiye’nin önünde bir fırsat penceresi aralanmıştır. Bunu ziyan etmenin vebali ağırıdır, komisyonun milletimizin beklentileri doğrultusunda komisyonumuz üzerine düşeni yapacaktır. Bizlerde komisyonun çalışmalarına her türlü desteği veriyoruz. Cuma günü Milli Savunma ve İçişleri Bakanı ile MİT Başkanı komisyona kapsamlı sunum yaptılar ve üyeleri bilgilendirdiler. Hep beraber akan kanı durduralım, acı ve gözyaşını dindirelim. Dün Cumhurbaşkanı olarak milletimize hizmet olarak 11 yılımızı alnımızın akıyla tamamladık. Hem halkımızın hem de hakkın huzuruna gönül rahatlığı ile çıkmanın huzuru içindeyiz. Milletimizin güvenine ve hayır duasına mazhar olmak için içeride ve dışarıda çok katmanlı bir mücadele içindeyiz. Son kabine toplantısından bu yana durmadan ve dinlenmeden koşturduk. Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi 5. Toplantısı nedeniyle Kazakistan Cumhurbaşkanı ve heyetini misafir ettik, 20 anlaşma imzaladık, ticaret hedefimiz olan 15 milyar dolara ulaşmakta kararlıyız.
"250 ŞÜPHELİYE YÖNELİK ADLİ İŞLEM BAŞLATILDI"
Biliyorsunuz önce LGS sonuçları üzerinden imam hatip okullarına yönelik bir linç kampanyası yürüttüler. Bursa'daki bir okulumuzun duvarına astığı tebrik mesajını çarpıtarak sınav üzerinde şüphe oluşturmaya çalıştılar. Yüz binlerce gencimizin umutlarıyla, hayalleriyle, tertemiz duygularıyla oynadılar. İddialarının hepsinin yalan olduğu ortaya çıkınca erdemli davranıp özür dilemek yerine hiçbir şey olmamış gibi sessizce köşelerine çekildiler.
Manavgat'taki rüşvet skandalını aklamak için emniyet ve yargı mensuplarına kumpas iftirası var. Elinizdeki 32 saatlik video kaydıyla beraber gidin mahkemeye başvurun. Bunu söyledik. Burada da hemen geri vitese taktılar. Dikkatimizi çekiyor. Bu yıpratma savaşında hedef yalnızca hükümetimiz değil, aynı zamanda devletimizdir. Şimdi aynı koroyu yargıya intikal etmiş bir soruşturma dosyasının başına üşüşmüş halde yine sahnede görüyoruz. Basın etiğiymiş, gazetecilik ilkeleriymiş, siyasi mesuliyet duygusuymuş, insanların onuruymuş, devlet kurumlarının itibarı, Türkiye'nin kazanımlarıymış. Bunların hiçbiri umurlarında değil.
Ortada çok açık bir gerçek var. O da soruşturma konusu suçu bundan bir sene önce tespit eden de, şikayet eden de, yargıya intikal ettirip şüphelilerin yakalanmasını sağlayan da devletimizin ilgili kurumlarıdır. Soruşturma kapsamında 250 şüpheliye yönelik adli işlem başlatılmış ve 199 şüpheli hakkında kamu davası açılmıştır. 37 kişi tutuklanmış ve 150 kişi hakkında adli kontrol kararı verilmiştir. Tıpkı İstanbul merkezli sahtekarlık ve yolsuzluk soruşturmasında olduğu gibi devletimiz burada da milletin hakkını yiyen haramzadelere acımamış hepsini kulaklarından tutup adalete teslim etmiştir. Şunu açık ve net ifade ediyorum; 30 yıl sonra İstanbul'da yakayı ele verenlerin konumlarına ve unvanlarına nasıl bakılmadıysa bu dosyada da kimsenin gözünün yaşına bakılmadı. Daha önemlisi suç örgütü üyelerini aklamak için kimse sokağa çıkmadı, protesto eylemi düzenlemedi, milli markaları boykot çağrısı yapmadı, Batılı medya kuruluşlarına kimse şikayette bulunmadı. Hele hele tehdit ederek, hakaret ederek kimse mahkemeler üzerinde baskı kurmaya çalışmadı. Yani her şey kanuna, nizama ve hukuk devleti ilkelerine uygun yürütüldü. Şunu herkesin, özellikle de bağıran çağıran ve tetikçileri vasıtasıyla devlet kurumlarına saldıran hadsizlerin bilmesini istiyorum: Ne yaparsanız yapın, Türkiye'nin rüşvetçilerle, suç örgütleriyle, milletin malına çöken siyasi tefecilerle mücadelesini sulandıramazsınız. Kendinizi ve suç ortaklarınızı temize çıkarmak için gençlerimizi, masum çocuklarımızı kullanmaktan vazgeçin. Ekmeğini yediğiniz devletinize karşı asgari seviyede de olsa mesuliyet duygusuyla hareket edin. Her kim milletin hakkına giriyor, malına mülküne el uzatıyorsa yakasına yapışmaya devam edeceğiz."
En Çok Okunan Haberler