CHP, Man Adası belgelerini savcılığa teslim etti

CHP, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın ailesi ve yakınlarına yönelik olarak yurt dışında hesap iddiasında bulunduğu belgeleri savcılığa teslim etti. CHP Sözcüsü Bülent Tezcan adliyeye giderek belgelerin orjinallerini savcılığa teslim etti.

Cumhuriyet'te yer alan habere göre, CHP Sözcüsü Bülent Tezcan yaptığı açıklamada "Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun açıkladığı 'Man Adası Belgeleri' üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yakınları hakkında 'vergi usul kanununa muhalefetten' soruşturma başlattığını öğrendik" dedi. 

CHP Sözcüsü Tezcan'ın açıklamaları şu şekilde;

"Man adası belgeleriyle ilgili süreçte Cumhuriyet Savcılığı tarafından belge asılları istenmişti. Belgelerin asılları dekontları bugün Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına teslim ettik. Başından bu yana söylediğimiz şey şudur, bu para transferleri başından beri şüpheli işlemlerdir. Bir sterlinglik bir şirket, kurulduğundan yaklaşık 4.5 ay sonra, şirketin son hissedarının devraldığından yaklaşık 20 gün içerisinde 15 milyon dolarlık bir para transferin merkezinde yer alıyor. Bu ciddi bir şekilde MASAK tarafından araştırılması gereken ve Mali Suçları tarafından araştırılması gereken bir para trafiğidir. Bugün asıllarını savcılığa teslim ettik. Bu işi takip edeceğiz

Başsavcı vekilliyle yaptığımız görüşmede bir soruşturma açıldığını öğrendik. Bu soruşturma Mali suçlar açısında bu para trafiğinde bir suç unsuru var mı, yok mu? Vergi usul kanunu ve vergi hukuku ve özellikle kara para aklanması mevzuatı çerçevesinde bir suç olup olmadığı konusunda resen bir soruşturma başlatıldığını öğrendik. Bu bizimde arzu ettiğimiz bir şeydir. Verdiğimiz dilekçede de özellikle MASAK çerçevesinde bu araştırmanın yapılması gerektiğini ifade ettik. Bu işlemin bir şüpheli işlem olduğunu ifade ettik. MASAK sitesine girdiğinden şüpheli işlemler tarif edilirken, tam da buna benzer işlemleri tarif ediyor. Dışarda bir şirket kurarsanız bu şirket üzerinde bir para trafiği yaparsanız. İşin gerçeği soruşturmanın sonunda ortaya çıkacaktır. Biz vatandaşın hakkının, parasının peşindeyiz. Türkiye'de her seferinde yetimin hakkını savunalım. Türkiye ciddi bir saldırı karşı karşıyayladır diyorlarken öbür tarafında özellikle ülkede 15 milyonluk bir böyle bir ticaretin vergi açısında neler dolanarak, şüpheli şirketler üzerinde yapılması ciddi bir şekilde düşündürücü ve üzerinde gidilmesi gereken bir şeydir. Sayın Erdoğan dünkü konuşmasında iş adamlarına mallarınızı yurt dışına çıkaracağınıza ilişkin duyumlar alıyorum, bunlar hıyaneti vataniye kapsamındadır dedi. Yani iş adamının helal kazandığı parayı yurt dışına çıkarmasını hıyaneti vataniye kapsamında gören bir anlayış, bir paoundluk bir şirkete yani 5 liralık bir şirkete, 20 gün içerisinde 60 milyon liralık bir ticareti nasıl yaptığını da izah etmek zorundadır.

Sayın Erdoğan şirket sattık demişti. Hala cevabını bekliyoruz. Hangi şirketi sattınız, sattığınızın şirketin ortakları kimler. Bilançosu nedir. Mal varlığı nedir. Kazancı nedir. Bu şirket nasıl oluyor da 15 milyon dolar değerinde bir şirkete dönüşüyor ama emanet ettiğiniz, sattık dediğiniz diğer şirketin sermayesi 5 lira. 1 sternlik.. Bütün bunlar bu soruşturmanın sonucunda ortaya çıkacaktır. 

Resen soruşturma başlatılmış. Bu alışverişin merkezindeki isimler, bu işlemlerin nasıl gerçek olup olmadığı konusunda bütün yerlerden ilgili yerlerden sorulmasını istedik. Banka şubelerinden sorulsun. Ayrıca yurt dışındaki banka şubelerinde var onların bilgileri var sorulsun. Bütün bilgiler toplansın istiyoruz.

Bugün sayın savcının bize söylediği, bu soruşturma dosyası sahte belge çerçevesinde yürütülen bir soruşturma dosyası değil. Sadece mali suçlar kapsamında suç teşkil eden bir para transferi var mı yok diye. Para transferini takip etmeye yönelik bir soruşturma dosyası olduğunu ifade etti. 

Arkadaşlar siyaseti siyaset mecrasının dışına taşımaya çalışan ve o mecrada yürütmeye çalışan bir iktidar var. AKP genel başkanı sayın Erdoğan siyaseti gererek, kutuplaştırarak, kavga ve çatışma siyasetini yerleştirmeye çalışıyor. Biz bunun bir parçası olmayacağız. Biz şimdi 15 milyonun peşindeyiz. Ne oldu. Kim verdi. Almayı hak eden hakket mi. Bu şirketlerin bu gücü var mıydı. En küçük bir şüpheyi takip edeceğiz derken, bu kadar ciddi bir para transferini görmezden gelmeniz mümkün değil. Biz siyasette herkesin sandıkla gelip sandıkla gitmesi gerektiğine inanıyoruz. Bunun dışında siyasetin düzeyini düşüren üslupların parçası olmayacağız."