BVHO'dan açıklama: 7527 sayılı Kanun yürürlükte olduğu sürece sorunlar artacak
BVHO'dan açıklama: 7527 sayılı Kanun yürürlükte olduğu sürece sorunlar artacak
Bursa Veteriner Hekimler Odası (BVHO) Başkanı Melike Baysal, Osmangazi Belediyesi'nin Hamitler'deki Hayvan Barınağı'nda yaşanan köpek katliamı görüntüleriyle ilgili yaptığı açıklamada, sorunun temelinde 7527 sayılı Kanun'un olduğunu ifade ederek, "Bu kanun çıktığı andan itibaren, belediyeler aldıkları köpekleri geri bırakamayacakları için kapasiteleri kısa sürede dolacak, bu nedenle kısırlaştırma için dahi köpek alamayacaklar dedik." ifadelerini kullandı.
Haber Giriş Tarihi: 15.05.2025 20:25
Haber Güncellenme Tarihi: 16.05.2025 00:54
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
Bursa Veteriner Hekimler Odası (BVHO) Başkanı Melike Baysal, Osmangazi Belediyesi'nin Hamitler'deki Hayvan Barınağı'nda yaşanan köpek katliamı görüntüleriyle ilgili yaptığı açıklamada, "7527 sayılı Kanun yürürlükte olduğu sürece sokaktaki köpek sayısının daha da artacağını, belediyelerde doğal yollarla ölen hayvanların görüntüleri sosyal medyaya her düştüğünde akıllarda acaba öldürüldüler mi sorusunun olacağını, toplumsal barışın hızla bozulacağını ediyoruz" dedi.
7527 sayılı Kanun'la ilgili olarak, son bir yıldır her platformda dile getirdikleri uyarılarının gerçekleştiğini görmekten, bunlara şahit olmaktan da büyük öfke duyduklarını belirten Melike Baysal, "Bu kanun çıktığı andan itibaren, belediyeler aldıkları köpekleri geri bırakamayacakları için kapasiteleri kısa sürede dolacak, bu nedenle kısırlaştırma için dahi köpek alamayacaklar, bugüne kadar yapılan sayıda bile kısırlaştırma yapılamayacak" ifadelerini kullandı.
Baysal açıklamasında şunları kaydetti:
"7527 sayılı Kanun tartışılmaya başlandığı günden itibaren dedik ki; Türkiye’deki belediyelerin bakımevi sayıları bu kanunu karşılamak için yeterli değil. Mevcut bakımevleri 'geçici bakımevi' statüsünde olduğu için sayıca yetersiz olduğu gibi fiziki koşulları ve kapasiteleri de yetersiz. Nitekim 7527 sayılı Kanun'un genel gerekçesinde de bu haklılığımız belgelendi aslında, Türkiye’de sadece 105 bin kapasiteli 350 barınak olduğu kanunun genel gerekçesinde açıklandı. (İçişleri Bakanlığı verileri bugün Türkiye’de toplam 1402 belediye olduğunu gösteriyor.)
Birçok belediyenin Veteriner İşleri Müdürlüğü yok, veteriner hekim ve yardımcı personel sayısı yetersiz.
Geçici bakımevi kurmuş olan belediyelerde de personelin büyük çoğunluğu hayvan davranışı konusunda eğitimsiz, genelde sürgün olarak giden personel yani zaten mutsuz ve öfkeli insanlardan oluşuyor.
Bu kanun çıktığı andan itibaren, belediyeler aldıkları köpekleri geri bırakamayacakları için kapasiteleri kısa sürede dolacak, bu nedenle kısırlaştırma için dahi köpek alamayacaklar, bugüne kadar yapılan sayıda bile kısırlaştırma yapılamayacak, nitekim bugün İl Hayvan Koruma Kurulları’nın toplantılarında verilen sayılar kısırlaştırma sayısının düştüğünü gösteriyor. Yani bunca yıldır verilen emek boşa gittiği gibi, ekonomik olarak da büyük zarar görüldü.
Kısırlaştırma için harcanacak para ömür boyu beslenme, bakım ve tedaviden daha fazla değildir ancak bilimsel olandır, insancıl olandır.
"Hekimler halkla, siyasi baskılarla karşı karşıya kalacaklar, toplumsal barış bozulacak"
Bu kanun çıktığı andan itibaren belediyeler, belediyede çalışan veteriner hekimler halkla, siyasi baskılarla karşı karşıya kalacaklar, toplumsal barış bozulacak dedik ve nitekim bugün birçok belediyede bunun örneğini görüyoruz.
Osmangazi Belediyesi’nde yaşananlar da bunlardan farklı değil, ne yazık ki son da olmayacak. Bugün her belediye köpek topladığı için de şikayet ediliyor, toplamadığı için de. Hasta olduğu için aldığı köpek yüzünden de sosyal medyada linç ediliyor, geri bırakamayacağı için almaktan imtina ettiği köpek yüzünden de.
Yani ne yapsa hem hukuken hem toplumsal olarak baskı altında oldukları bir dönemi yaşıyorlar, ancak bizim konumuz belediyeler değil, köpekler ve veteriner hekimlik, veteriner hekimler.
Köpekler, hiç hak etmedikleri şeyleri yaşıyorlar, oradan oraya atılıyorlar, şiddete maruz kalıyorlar, bu kanun nedeniyle iyice değersizleştirildiler, adeta bir suç makinası gibi gösteriliyorlar ve insanlığa yakışmayan muameleler görüyorlar.
Veteriner hekimlik ise 183 yıldır bu topraklarda bilimsel eğitimle veteriner hekim yetiştirerek hayvan sağlığı ve toplum sağlığına hizmet eden bir meslek iken, öyle sanıyorum ki bu 183 yılın en kara günlerini yaşıyor, çünkü adeta ölümle birlikte anılıyor adı.
Toplumdaki hiçbir sorun mesleğin mensupları dışındaki kişilerle çözülmeye çalışılmazken, hayvanlarla ilgili tüm sorunlar sivil toplum örgütleri ile çözülmeye çalışılıyor. Elbette STK’ların önemini ve gerekliliğini inkar edecek değilim ancak sağlık gibi bir konunun meslek mensupları dışında kurumlarla görüşülmesi bugün yaşadığımız sorunları ortaya çıkarıyor. Kısırlaştırma gibi cerrahi bir müdahaleyi bile İl Hayvan Koruma Kurulları’nda açıklamak zorunda kaldığım zamanları bizzat ben yaşadım.
Bugün de gerçekliği henüz ortaya bile çıkmamış görüntüler nedeniyle bir infial oluştu, veteriner hekimlere suçlar isnat edildi, ben bile 'katil veteriner hekimleri koruyan katilsin sen de' diyen mesajlar aldım.
Sağduyu ile çözülmesi gereken sorunları, eğer suçlu varsa polis ve avukat ile çözülmesi gereken sorunları, bir grubun işaret ettiği veteriner hekim ya da veteriner işleri müdürünü görevden alarak mı çözeceğiz?
Önce Gemlik’te Sağlık İşleri Müdürü Veteriner Hekim Hakan Uğur, ardından da Osmangazi Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Kadir Özdemir bugün görevden alındı.
Hayvan refahının sağlanması, sokak hayvanı popülasyonunun normale dönmesi için daha kaç veteriner hekim kellesi gerekliyse baştan söyleyin, biz de bilelim!
7527 sayılı Kanun yürürlükte olduğu sürece sokaktaki köpek sayısının daha da artacağını, belediyelerde doğal yollarla ölen hayvanların görüntüleri sosyal medyaya her düştüğünde akıllarda acaba öldürüldüler mi sorusunun olacağını, toplumsal barışın hızla bozulacağını tekrar ifade ediyor ve meslektaşlarımıza bir çağrıda bulunuyoruz;
Görüyorsunuz ki ötanazi yapmasanız bile yapmakla suçlanacağınız ortada, bu nedenle asla siyasi baskıya boyun eğmeyin, iş kaybı korkusuyla etik ihlali yapmayın ve kanuna karşı etikten yana olun. Yıllarca belediyelerde Veteriner İşleri Müdürlüğü kurulsun, müdürler Veteriner Hekim olsun dedik ama biz mesleğimizi siyasi kaygılara, oy kaygılarına kurban etmeyeceğiz ve bir çağrı da bunun için yapıyoruz, Veteriner İşleri Müdürlüğü görevlerini kabul etmeyin, saygın mesleğimizin saygı görmediği yerlerde bulunmayın.
Görevi yaşatmak olan bir mesleğin mensuplarının birçok hak kaybını görmezden gelenler, bir de bu konuda veteriner hekimleri bir çırpıda harcarken hem toplumu hem belediye başkanlarını hem de merkezi idareyi veteriner hekimlere kulak vermeye davet ediyorum.
Son olarak, aramızda çok değerli bir protokol de yaptığımız Osmangazi Belediyesi’ne bir çağrımız var, sokak hayvanları konusundaki duyarlılıklarını biliyoruz, böyle bir konuyla gündeme gelmelerine üzgünüz, birçok görüntünün gerçeğe aykırı olduğunu görebiliyoruz ancak belediye de bunları ispatla yükümlüdür. Umuyoruz ki en kısa sürede gerçek suçluları ortaya çıkarıp kamuoyu ile paylaşırlar.
Bu konunun takipçisi olmaya devam edeceğimizin bilinmesini isteriz."
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
BVHO'dan açıklama: 7527 sayılı Kanun yürürlükte olduğu sürece sorunlar artacak
Bursa Veteriner Hekimler Odası (BVHO) Başkanı Melike Baysal, Osmangazi Belediyesi'nin Hamitler'deki Hayvan Barınağı'nda yaşanan köpek katliamı görüntüleriyle ilgili yaptığı açıklamada, sorunun temelinde 7527 sayılı Kanun'un olduğunu ifade ederek, "Bu kanun çıktığı andan itibaren, belediyeler aldıkları köpekleri geri bırakamayacakları için kapasiteleri kısa sürede dolacak, bu nedenle kısırlaştırma için dahi köpek alamayacaklar dedik." ifadelerini kullandı.
Bursa Veteriner Hekimler Odası (BVHO) Başkanı Melike Baysal, Osmangazi Belediyesi'nin Hamitler'deki Hayvan Barınağı'nda yaşanan köpek katliamı görüntüleriyle ilgili yaptığı açıklamada, "7527 sayılı Kanun yürürlükte olduğu sürece sokaktaki köpek sayısının daha da artacağını, belediyelerde doğal yollarla ölen hayvanların görüntüleri sosyal medyaya her düştüğünde akıllarda acaba öldürüldüler mi sorusunun olacağını, toplumsal barışın hızla bozulacağını ediyoruz" dedi.
7527 sayılı Kanun'la ilgili olarak, son bir yıldır her platformda dile getirdikleri uyarılarının gerçekleştiğini görmekten, bunlara şahit olmaktan da büyük öfke duyduklarını belirten Melike Baysal, "Bu kanun çıktığı andan itibaren, belediyeler aldıkları köpekleri geri bırakamayacakları için kapasiteleri kısa sürede dolacak, bu nedenle kısırlaştırma için dahi köpek alamayacaklar, bugüne kadar yapılan sayıda bile kısırlaştırma yapılamayacak" ifadelerini kullandı.
Baysal açıklamasında şunları kaydetti:
"7527 sayılı Kanun tartışılmaya başlandığı günden itibaren dedik ki; Türkiye’deki belediyelerin bakımevi sayıları bu kanunu karşılamak için yeterli değil. Mevcut bakımevleri 'geçici bakımevi' statüsünde olduğu için sayıca yetersiz olduğu gibi fiziki koşulları ve kapasiteleri de yetersiz. Nitekim 7527 sayılı Kanun'un genel gerekçesinde de bu haklılığımız belgelendi aslında, Türkiye’de sadece 105 bin kapasiteli 350 barınak olduğu kanunun genel gerekçesinde açıklandı. (İçişleri Bakanlığı verileri bugün Türkiye’de toplam 1402 belediye olduğunu gösteriyor.)
Birçok belediyenin Veteriner İşleri Müdürlüğü yok, veteriner hekim ve yardımcı personel sayısı yetersiz.
Geçici bakımevi kurmuş olan belediyelerde de personelin büyük çoğunluğu hayvan davranışı konusunda eğitimsiz, genelde sürgün olarak giden personel yani zaten mutsuz ve öfkeli insanlardan oluşuyor.
Bu kanun çıktığı andan itibaren, belediyeler aldıkları köpekleri geri bırakamayacakları için kapasiteleri kısa sürede dolacak, bu nedenle kısırlaştırma için dahi köpek alamayacaklar, bugüne kadar yapılan sayıda bile kısırlaştırma yapılamayacak, nitekim bugün İl Hayvan Koruma Kurulları’nın toplantılarında verilen sayılar kısırlaştırma sayısının düştüğünü gösteriyor. Yani bunca yıldır verilen emek boşa gittiği gibi, ekonomik olarak da büyük zarar görüldü.
Kısırlaştırma için harcanacak para ömür boyu beslenme, bakım ve tedaviden daha fazla değildir ancak bilimsel olandır, insancıl olandır.
"Hekimler halkla, siyasi baskılarla karşı karşıya kalacaklar, toplumsal barış bozulacak"
Bu kanun çıktığı andan itibaren belediyeler, belediyede çalışan veteriner hekimler halkla, siyasi baskılarla karşı karşıya kalacaklar, toplumsal barış bozulacak dedik ve nitekim bugün birçok belediyede bunun örneğini görüyoruz.
Osmangazi Belediyesi’nde yaşananlar da bunlardan farklı değil, ne yazık ki son da olmayacak. Bugün her belediye köpek topladığı için de şikayet ediliyor, toplamadığı için de. Hasta olduğu için aldığı köpek yüzünden de sosyal medyada linç ediliyor, geri bırakamayacağı için almaktan imtina ettiği köpek yüzünden de.
Yani ne yapsa hem hukuken hem toplumsal olarak baskı altında oldukları bir dönemi yaşıyorlar, ancak bizim konumuz belediyeler değil, köpekler ve veteriner hekimlik, veteriner hekimler.
Köpekler, hiç hak etmedikleri şeyleri yaşıyorlar, oradan oraya atılıyorlar, şiddete maruz kalıyorlar, bu kanun nedeniyle iyice değersizleştirildiler, adeta bir suç makinası gibi gösteriliyorlar ve insanlığa yakışmayan muameleler görüyorlar.
Veteriner hekimlik ise 183 yıldır bu topraklarda bilimsel eğitimle veteriner hekim yetiştirerek hayvan sağlığı ve toplum sağlığına hizmet eden bir meslek iken, öyle sanıyorum ki bu 183 yılın en kara günlerini yaşıyor, çünkü adeta ölümle birlikte anılıyor adı.
Toplumdaki hiçbir sorun mesleğin mensupları dışındaki kişilerle çözülmeye çalışılmazken, hayvanlarla ilgili tüm sorunlar sivil toplum örgütleri ile çözülmeye çalışılıyor. Elbette STK’ların önemini ve gerekliliğini inkar edecek değilim ancak sağlık gibi bir konunun meslek mensupları dışında kurumlarla görüşülmesi bugün yaşadığımız sorunları ortaya çıkarıyor. Kısırlaştırma gibi cerrahi bir müdahaleyi bile İl Hayvan Koruma Kurulları’nda açıklamak zorunda kaldığım zamanları bizzat ben yaşadım.
'İnfial oluştu, veteriner hekimlere suç isnat edildi'
Bugün de gerçekliği henüz ortaya bile çıkmamış görüntüler nedeniyle bir infial oluştu, veteriner hekimlere suçlar isnat edildi, ben bile 'katil veteriner hekimleri koruyan katilsin sen de' diyen mesajlar aldım.
Sağduyu ile çözülmesi gereken sorunları, eğer suçlu varsa polis ve avukat ile çözülmesi gereken sorunları, bir grubun işaret ettiği veteriner hekim ya da veteriner işleri müdürünü görevden alarak mı çözeceğiz?
Önce Gemlik’te Sağlık İşleri Müdürü Veteriner Hekim Hakan Uğur, ardından da Osmangazi Belediyesi Veteriner İşleri Müdürü Kadir Özdemir bugün görevden alındı.
Hayvan refahının sağlanması, sokak hayvanı popülasyonunun normale dönmesi için daha kaç veteriner hekim kellesi gerekliyse baştan söyleyin, biz de bilelim!
7527 sayılı Kanun yürürlükte olduğu sürece sokaktaki köpek sayısının daha da artacağını, belediyelerde doğal yollarla ölen hayvanların görüntüleri sosyal medyaya her düştüğünde akıllarda acaba öldürüldüler mi sorusunun olacağını, toplumsal barışın hızla bozulacağını tekrar ifade ediyor ve meslektaşlarımıza bir çağrıda bulunuyoruz;
Görüyorsunuz ki ötanazi yapmasanız bile yapmakla suçlanacağınız ortada, bu nedenle asla siyasi baskıya boyun eğmeyin, iş kaybı korkusuyla etik ihlali yapmayın ve kanuna karşı etikten yana olun. Yıllarca belediyelerde Veteriner İşleri Müdürlüğü kurulsun, müdürler Veteriner Hekim olsun dedik ama biz mesleğimizi siyasi kaygılara, oy kaygılarına kurban etmeyeceğiz ve bir çağrı da bunun için yapıyoruz, Veteriner İşleri Müdürlüğü görevlerini kabul etmeyin, saygın mesleğimizin saygı görmediği yerlerde bulunmayın.
Görevi yaşatmak olan bir mesleğin mensuplarının birçok hak kaybını görmezden gelenler, bir de bu konuda veteriner hekimleri bir çırpıda harcarken hem toplumu hem belediye başkanlarını hem de merkezi idareyi veteriner hekimlere kulak vermeye davet ediyorum.
Son olarak, aramızda çok değerli bir protokol de yaptığımız Osmangazi Belediyesi’ne bir çağrımız var, sokak hayvanları konusundaki duyarlılıklarını biliyoruz, böyle bir konuyla gündeme gelmelerine üzgünüz, birçok görüntünün gerçeğe aykırı olduğunu görebiliyoruz ancak belediye de bunları ispatla yükümlüdür. Umuyoruz ki en kısa sürede gerçek suçluları ortaya çıkarıp kamuoyu ile paylaşırlar.
Bu konunun takipçisi olmaya devam edeceğimizin bilinmesini isteriz."
En Çok Okunan Haberler