Bursa Su Kolektifi: 'AKP’nin talan politikaları ormanları kül etti'

Bursa Su Kolektifi, Türkiye genelinde peş peşe yaşanan orman yangınlarına dair yazılı bir açıklama yayımlayarak, yaşanan felaketlerin asıl nedeninin 23 yıllık AKP iktidarının orman politikaları olduğunu belirtti. Açıklamada, ormanların yalnızca doğal yollarla değil, insan eliyle, projeler ve şirket çıkarları uğruna sistemli şekilde yok edildiği vurgulandı.

“Her yıl orman yangınının dört katı alan projelere tahsis ediliyor”

Kolektif, orman yangınlarının büyük çoğunluğunun insan kaynaklı olduğunu ve her yıl çıkan yangınlarla kaybedilen ormanlık alanın dört katının çeşitli projelerle orman dışı kullanıma açıldığını belirtti. Açıklamada, “AKP, ormanı korumak yerine ranta açtı” denilerek maden, enerji, turizm ve ulaşım gibi projelerin yasal düzenlemelerle ormanlık alanlara taşındığı ifade edildi.

“Orman Kanunu şirketlerin çıkarına değiştirildi”

Orman Kanunu’nda yapılan onlarca değişikliğin koruma değil, şirketlere kolaylık sağlama amacıyla hayata geçirildiğini belirten Bursa Su Kolektifi, özellikle 2012’de çıkarılan 2B Affı’nın orman işgallerini ve yangınları katladığını, son olarak 22 Mayıs 2025’te açıklanan yeni afla birlikte orman yangınlarında ciddi bir artış yaşandığını vurguladı.

“İklim Kanunu’nda orman yok, Torba Kanun’da talan var”

Açıklamada, geçtiğimiz ay yürürlüğe giren sözde İklim Kanunu’nda orman tahsislerini durdurmaya veya korumaya yönelik hiçbir madde yer almadığı hatırlatıldı. Ayrıca, 10 gün önce Meclis’ten geçen Torba Kanun’la birlikte ormanlar, meralar ve milli parkların maden ve enerji şirketlerine açıldığı ifade edildi.

“Orman bütçesi kesildi, bakım yapılmadı, yangın büyüdü”

Bursa Su Kolektifi, 2020’den bu yana Orman Bakanlığı bütçesinden toplamda yüzde 26 oranında kesinti yapıldığını belirterek, yangınlarla mücadelede yetersiz kalınmasının en büyük nedenlerinden birinin bu olduğunu söyledi. Ayrıca, orman yangınlarına neden olan yüksek gerilim hatlarının özelleştirilen dağıtım şirketleri tarafından yeterince denetlenmediği ve bakım yapılmadığına dikkat çekildi.

“Uçak yok, eğitim yok, çözüm yok”

Yangın söndürme araçlarının yetersizliğine de dikkat çekilen açıklamada, “Cumhurbaşkanlığı filosuna alınan uçak sayısından daha az sayıda yangın uçağına sahibiz” denildi. Türk Hava Kurumu’na 2019’da kayyum atanarak yıllarca kullanılan yangın söndürme uçaklarının devre dışı bırakıldığı, aynı yıl yangın personelinin eğitildiği Belek ve Buca’daki eğitim üslerinin kapatıldığı belirtildi. Kolektif, Belek’teki arazinin daha sonra Turizm Bakanı tarafından otel inşaatına çevrildiğini de kamuoyuna hatırlattı. Açıklamada, şunlar kaydedildi:

"Orman yangınlarını neden söndüremiyoruz?

Cumhurbaşkanı makamına satın alınan uçak sayısından daha az orman yangınlarına müdahale eden kiralanmış yangın uçağımız olduğu için olabilir mi?

Türk Hava Kurumu’na 2019'da kayyum atayıp yıllarca yangınları söndüren uçaklar kullanmadığı ve satışa çıkardıkları için olabilir mi?

Orman personelini eğiten tam donanımlı uygulamalı Buca ve Belek’teki eğitim üsleri 2019’da kapatıldığı için olabilir mi? Belek’teki eğitim üssü 2020’de kapatıldıktan sonra o araziye Turizm Bakanı kendine ait lüks bir otel inşa etti."

“AKP yüzünden ormanlarımız yanıyor, AKP yüzünden söndürülemiyor”

Açıklamanın sonunda, “Ormanlarımız AKP politikaları nedeniyle yanıyor ve yine AKP politikaları nedeniyle söndürülemiyor” denilerek ormanların korunmasının kamusal sorumluluk olduğu vurgulandı. Bursa Su Kolektifi, bu düzenin sürdürülemez olduğunu ifade ederek halkı doğaya ve ormanlara sahip çıkmaya çağırdı.

Bursa Su Kolektifi'nin "Ormanlarımız neden yanıyor?" açıklaması şöyle:

"Ormanlarımız neden yanıyor?

Neden yanıyor, sorusunun yanıtı, ormanda yürütülen projelere yönelik tahsislerle AKP politikalarıdır.

23 yıllık AKP iktidarı döneminde ormana yönelik yok edici projelerde patlama yaşandı. Maden, enerji, turizm, ulaşım ve daha pek çok amaçla binlerce projenin orman içinde uygulanmasına yasal düzenlemelerle izin verildi.

İklim krizi etkisiyle orman yangınlarının artacağı bilindiği halde AKP iktidarı bu ucube ekonomi anlayışını sürdürdü.

Orman Kanunu’nda onlarca değişiklik hep şirketler çıkarı için yapıldı. Koruma önlemleri işlevsizleştirildi.

AKP, 2012'de 2B Affı ile ormanı işgal edenleri cezalandırmak yerine işgal ettikleri ormanı işgalcilere üç kuruşa.satarak ödüllendirdikten sonra Türkiye’de orman işgalleri ve orman yangınları katlanarak arttı.

22 Mayıs 2025'te Çevre Bakanı Murat Kurum, yeni 2B Affı ile 5 milyon kişiye tapu müjdesiyle birlikte son üç ay içinde orman yangını sayısında patlama yaşandı.

Bir ay kadar önce çıkartılan sözde İklim Kanunu’nda ormanları korumaya, tahsisleri durdurmaya yönelik hiçbir madde yoktu.

10 gün kadar önce çıkartılan Torba Kanun ile ormanlar, meralar, dokunulmaması gereken milli parklar, muhafaza ormanları maden ve enerji şirketlerinin sınırsız talanına açıldı.

Birçok ilimizin yüzde 80’i madenlere ruhsatlandırıldı.

Kıyılarımızda orman yangınlarından sonra yanan / kundaklanan orman alanları büyük otellere verildi.

Ormanlar, en temiz bildiğimiz enerji kaynağı rüzgar türbinleri için parçalandı. Türbinler için ormanda yüzlerce kilometre yüksek gerilim hatları döşendi.

AKP, elektrik dağıtımını yandaş şirketlere özelleştirdi. Evimize gelen elektrik fatura tutarımızın yüzde 71’i dağıtım şirketlerine gittiği halde bu şirketler ormanlardaki yüksek gerilim hatlarında gereken periyodik bakımı yapmadı. Denetlenmediği için bu şirketler büyük servet birikimi edinirken çıkan orman yangınların nedeni durumuna geldiler.

2020 yılından bu yana Orman Bakanlığı bütçesinden toplamda yüzde 26 kesinti yapıldı. Üstelik bu kesinti Türkiye tarihinin en büyük orman yangınlarının olduğu 2021 yılından sonra da arttırılmadı.

Sözde ağaçlara zarar veriyor diye köylünün hayvanına ormana giriş yasağı getirildi. Bu da orman toprağı üzerinde kuruyan otların birikmesine ve yangınların otlar üzerinden hızla yayılmasına neden oldu.

Anız yakma önemli bir yangın nedeni ve kanunen suç olduğu halde anız yakılmasını engellemek için AKP iktidarı hiçbir ciddi çaba harcanmadı."