Bursa'da su ve atık su çalıştayı: 'Su, en pahalı şey'

PELİN AKDEMİR / BURSAPORT

Türkiye Belediyeler Birliği, Bursa'da Ege ve Akdeniz kıyılarında atık su sorununa ilişkin Çalıştay düzenledi. Çalıştay'a Bursa, Balıkesir, Tekirdağ'dan yetkili kurumlar, Devlet Su işleri yetkilileri, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği yetkilileri ve sivil toplum kuruluşları katıldı. Türkiye Belediyeler Birliği Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun talimatıyla düzenlenen Çalıştayın ilki İzmir'de gerçekleştirilmişti.

Çalıştay'ın moderatörlüğünü İstanbul Teknik Üniversitesi'nden Prof. Dr. Seval Sözen üstlendi. Çalıştayda kentlerin su temiminini nasıl sağladığı, atık su arıtma tesislerinin durumu, organize sanayi bölgelerinde su kullanımı ve atık suların yerüstü su kaynaklarına olumsuz etkisi konuşuldu.

ÇINARCIK BARAJI'NIN KULLANIMI 2 YIL İÇERİSİNDE HEDEFLENİYOR 

Moderatör Prof. Dr. Seval Sözen, "Bursa'nın su ihtiyacı var mı?" sorusuyla Çalıştayı başlattı. BUSKİ yetkilisi Nurcan Akdoğan, son 10 yılda iklim değişikliği ve yağış rejimlerinin değişmesi nedeniyle kentin suyunun etkilendiğini söyledi. Akdoğan, barajlar dışında yüzde 20 civarında kuyu suyunun, yüzde 10 pınar kaynaklarının kullanıldığını belirtti. İklim değişikliğinden dolayı yeraltı su kaynaklarının kullanımının giderek arttığı ve bazı kuyularda da kirliliğe rastlanıldığını belirten Akdoğan, Bursa'da şebekeye yıllık 140 milyon metreküp su verildiğini söyledi.

Çınarcık Barajı ile ilgili bilgi veren Akdoğan, 90 kilometre ishale hattının yapımı için çalışmalara başlanıldığı ve 2 yıl içerisinde projenin tamamlanmasının hedeflediğini söyledi. Akdoğan, barajların su taşıma kapasitesinden dolayı Nilüfer Çayı’nın can suyunun azaldığını söyledi.

'BUSKİ'NİN YENİ PROJELERİ İÇİN ACİL PARAYA İHTİYACI VAR'

Prof. Dr. Sözen, suların kirletilmesinin ve azalmasının nedenlerinin sürekli iklim değişikliğine bağlanmasının bir kılıf olduğunu ve kişisel hataların ortaya çıkarılmasında bir engel olduğunu söyledi. Sözen'in BUSKİ'nin güncel çalışmalarını gerçekleştirmesi için ne kadara ihtiyacı olduğu sorusuna Akdoğan, acil olarak 220 milyon euroya ihtiyaçları olduğunu, bu miktarla müsilajın önlenmesine yönelik 3 adet yeni tesisin yapımının da hedeflediğini belirtti.

Organize sanayi bölgelerindeki atık su arıtmalarının sorumluluğunun Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'nde olduğu belirtildi.

'SUYUN BEDAVA OLMASI MÜMKÜN DEĞİL'

Bursa Su Kolektifi'nden Caner Gökbayrak ise Çınarcık Barajı'ndan Teknosab'a aktarılan 75 milyon metreküp suyunun aslında Bursa halkına aktarılması gerektiğini belirtti. Gökbayrak, Bursa'da baraj doluluk oranlarının aylardır yüzde 20'yi geçmediğini söyledi. Uludağ'ın kaynak suyunun da su şirketlerine satıldığını anımsatan Gökbayrak, suyun halka belli bir oranda ücretsiz olarak verilmesini dinlediklerini ifade etti.

Sözen, suyun arıtma maliyetlerinin oldukça pahalı olduğunu belirterek, "Su en pahalı şey" dedi. Suyun kirlenmemesini temenni ettiklerini söyleyen Sözen, "Suyun bedava olması mümkün değil" dedi.

ATIK SUYUN YENİDEN KULLANILABİLİR OLMASI SAĞLANMALI

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü'nden Mehmet Kandemir, yağmur suyu sistemlerine illegal deşarjların çok fazla yaşandığını belirtti. Kandemir, Bursa'da tekstil sektörünün fazla olmasından dolayı deşarj noktalarına bakıldığında suyun kirli gibi göründüğünü söyledi. Sözen ise, yönetmeliklerdeki parametrelerin değiştirilmesi gerektiğini fakat bu konuda karar almanın sektörün baskısından dolayı zor olduğunu söyledi.

Çözüm için ise kullanılan suyun arıtılarak tekrar yerüstü su kaynaklarına deşarj edilmesi yerine yeniden sanayi tesislerince kullanılabilir olmasının sağlanması konuşuldu.