Bursa'da İsrail, AKP iktidarı ve Azerbaycan'ın petrol şirketi SOCAR'a Gazze protestosu
Bursa'da İsrail, AKP iktidarı ve Azerbaycan'ın petrol şirketi SOCAR'a Gazze protestosu
İsrail'in Gazze’de devam eden mezalimini kınamak için düzenli eylemler yapan "Direniş Çadırı Platformu" Bursa'nın Şehreküstü Meydanı’nda, İsrail ile birlikte AKP iktidarı ve Azerbaycan'ın petrol şirketi SOCAR'ı protesto etti. Gösteride, İsrail'e İran üzerinden gelebilecek bir tehdidi haber verdiği belirtilen Malatya Kürecik'teki radar üssü ile İncirlik'teki üssün kapatılması istendi.
Haber Giriş Tarihi: 31.08.2025 14:08
Haber Güncellenme Tarihi: 31.08.2025 14:42
Kaynak:
Haber Merkezi
https://www.bursaport.com
Gazze’de devam eden İsrail mezalimini kınamak için düzenli eylemler yapan "Direniş Çadırı Platformu" Bursa'nın Şehreküstü Meydanı’nda eylemlerine bir yenisini ekledi. “Siyonist azgınlığa ve emperyalist tahakküme karşı tüm insanlık adına direnen Gazze, açlıkla terbiye edilmeye çalışılıyor” diyen platformun sözcüleri, Türk kamuoyunun İsrail’in zulmüne gerekli ve etkili tepkiyi gösterememesinden yakındı. Gösteride, İsrail ile birlikte AKP iktidarı ve Azerbaycan'ın petrol şirketi SOCAR'ı protesto edildi.
Eylemde, Gazze’de İsrail'in neden olduğu kıtlık anımsatıldı ve Gazze kentinin içi ve çevresinde yarım milyondan fazla insanın kıtlık yaşadığı belirtilen raporda, beş yaş altı 41 bin çocuğun büyük hayati tehlike altında olduğu vurgulandı.
Dünya devletlerinin, uluslararası toplum örgütlerinin İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği mezalime sessiz kaldığı ancak, toplumların protesto gösterileri ile tepkilerini ortaya koyduğu belirtilen açıklamada, "Devletler nezdindeki ölüm sessizliğini ve güçlünün hukukunun geçerli olduğu uluslararası düzendeki çürümüşlüğü bir imkan olarak gören İsrail, bir yandan Gazze’yi tamamen işgal etme planları yaparken diğer yandan da Batı Şeria’yı kuzey-güney ekseninde ikiye bölecek olan E1 bölgesindeki yerleşimci terörüne zemin hazırlıyor. Uluslararası toplumda 'kıyamet yerleşimi' olarak kabul edilen bu projeye göre, işgal altındaki Doğu Kudüs ile Batı Şeria’nın en büyük yerleşim bloklarından Ma’ale Adumim arasında yer alan yaklaşık 12 kilometrekarelik bir arazide 3 bin 400’den fazla yeni konutun inşası öngörülüyor. Böylece siyonist rejim, hem Gazze’de yürüttüğü soykırımı tehcir politikasına dönüştürmeyi hem de Batı Şeria’daki eşkıyalık düzenini genişletmeyi amaçlıyor” denildi.
AKP iktidarının İsrail-Filistin politikalarının eleştirildiği eylemde okunan bildiride, “Başta Kürecik ve İncirlik üsleri olmak üzere NATO ve ABD varlıklarının cirit attığı bir ülkenin siyonizm ve emperyalizm eleştirisi yapması; neo-liberal ekonomik sistemde her türlü yağmacılığa ve yolsuzluğa yol veren bir düzenin soykırımcılara ekonomik yaptırımlar uygulaması; uluslararası normların iflas ettiği bir tabloda uluslararası hukuku uygulama çağrısında bulunulması; ufak çaplı bedeller ödemekle yetinmeyi tercih edip de Filistin konusunda en fazla mücadele eden ülkenin Türkiye olduğunun iddia edilmesi ve Yemen gerçekliği ortadayken reel-politik bahanelere sığınılarak yapılabilecek her şeyin sonuna kadar yapıldığı tezinin temcit pilavı gibi önümüze konulması, koca bir hayalcilikten başka bir şey değildir” ifadelerine yer verildi.
Bildiride daha sonra şöyle denildi:
“Bitlis’in Tatvan ilçesinde 5 Filistin dostu, cami çıkışında Gazze’deki katliama dikkat çeken ve toplumsal sorumluluklarımızı hatırlatan dövizler taşıdıkları için gözaltına alınmış, evleri baskınlarla aranmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bitlis ziyaretinden hemen önce gerçekleştirilen bu gözaltılar, ‘gecikmesinde sakınca bulunan hâl’ bahanesiyle adeta bir ‘önleyici gözaltı’ operasyonuna dönüştürülmüştür. Bu garabet uygulamanın, iktidarın Filistin konusundaki pratiklerinin tartışılmasını engellemek ve kamuoyunu sindirmek amacı taşıdığı bütün açıklığıyla ortadadır.
Benzer şekilde, Filistin direnişçisi Şeyma Yıldırım da İsrail ile işbirliği içinde olan SOCAR şirketini hedef alan bir paylaşımı nedeniyle baskıya maruz kalmıştır. Geçtiğimiz hafta Vatan Emniyet’e ifadeye çağrılan Şeyma Yıldırım, SOCAR’ın kendisi hakkında şikâyetçi olduğunu öğrenmiştir. Bir Hamas direnişçisini anan paylaşımı gerekçe gösterilerek, Şeyma’ya ‘suçu ve suçluyu övme’ ve ‘halkı kin ve nefrete teşvik etme’ gibi asılsız suçlamalar yöneltilmiştir. Bu süreç, Filistin davasına sahip çıkanların susturulmak istendiğini ve uluslararası işbirliklerinin teşhir edilmesinin engellenmeye çalışıldığını bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Türkiye’de bu küresel direniş hattının bir parçası olarak sürdürdüğümüz anti-emperyalist ve anti-siyonist mücadelemiz, başta Gazze olmak üzere tüm Filistin özgürleşinceye kadar devam edecektir. Hakkın ve adaletin egemen olacağı bir dünya için yürüyüşümüz uzun soluklu biçimde sürecektir. Rabbimizden niyazımız, bizleri bu yolda sebatkâr ve muvaffak kılmasıdır. Yaşasın Filistin mücadelemiz! Yaşasın direniş kararlılığımız! Yaşasın küresel intifada!”
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Bursa'da İsrail, AKP iktidarı ve Azerbaycan'ın petrol şirketi SOCAR'a Gazze protestosu
İsrail'in Gazze’de devam eden mezalimini kınamak için düzenli eylemler yapan "Direniş Çadırı Platformu" Bursa'nın Şehreküstü Meydanı’nda, İsrail ile birlikte AKP iktidarı ve Azerbaycan'ın petrol şirketi SOCAR'ı protesto etti. Gösteride, İsrail'e İran üzerinden gelebilecek bir tehdidi haber verdiği belirtilen Malatya Kürecik'teki radar üssü ile İncirlik'teki üssün kapatılması istendi.
Gazze’de devam eden İsrail mezalimini kınamak için düzenli eylemler yapan "Direniş Çadırı Platformu" Bursa'nın Şehreküstü Meydanı’nda eylemlerine bir yenisini ekledi. “Siyonist azgınlığa ve emperyalist tahakküme karşı tüm insanlık adına direnen Gazze, açlıkla terbiye edilmeye çalışılıyor” diyen platformun sözcüleri, Türk kamuoyunun İsrail’in zulmüne gerekli ve etkili tepkiyi gösterememesinden yakındı. Gösteride, İsrail ile birlikte AKP iktidarı ve Azerbaycan'ın petrol şirketi SOCAR'ı protesto edildi.
Eylemde, Gazze’de İsrail'in neden olduğu kıtlık anımsatıldı ve Gazze kentinin içi ve çevresinde yarım milyondan fazla insanın kıtlık yaşadığı belirtilen raporda, beş yaş altı 41 bin çocuğun büyük hayati tehlike altında olduğu vurgulandı.
Dünya devletlerinin, uluslararası toplum örgütlerinin İsrail'in Gazze'de gerçekleştirdiği mezalime sessiz kaldığı ancak, toplumların protesto gösterileri ile tepkilerini ortaya koyduğu belirtilen açıklamada, "Devletler nezdindeki ölüm sessizliğini ve güçlünün hukukunun geçerli olduğu uluslararası düzendeki çürümüşlüğü bir imkan olarak gören İsrail, bir yandan Gazze’yi tamamen işgal etme planları yaparken diğer yandan da Batı Şeria’yı kuzey-güney ekseninde ikiye bölecek olan E1 bölgesindeki yerleşimci terörüne zemin hazırlıyor. Uluslararası toplumda 'kıyamet yerleşimi' olarak kabul edilen bu projeye göre, işgal altındaki Doğu Kudüs ile Batı Şeria’nın en büyük yerleşim bloklarından Ma’ale Adumim arasında yer alan yaklaşık 12 kilometrekarelik bir arazide 3 bin 400’den fazla yeni konutun inşası öngörülüyor. Böylece siyonist rejim, hem Gazze’de yürüttüğü soykırımı tehcir politikasına dönüştürmeyi hem de Batı Şeria’daki eşkıyalık düzenini genişletmeyi amaçlıyor” denildi.
AKP iktidarının İsrail-Filistin politikalarının eleştirildiği eylemde okunan bildiride, “Başta Kürecik ve İncirlik üsleri olmak üzere NATO ve ABD varlıklarının cirit attığı bir ülkenin siyonizm ve emperyalizm eleştirisi yapması; neo-liberal ekonomik sistemde her türlü yağmacılığa ve yolsuzluğa yol veren bir düzenin soykırımcılara ekonomik yaptırımlar uygulaması; uluslararası normların iflas ettiği bir tabloda uluslararası hukuku uygulama çağrısında bulunulması; ufak çaplı bedeller ödemekle yetinmeyi tercih edip de Filistin konusunda en fazla mücadele eden ülkenin Türkiye olduğunun iddia edilmesi ve Yemen gerçekliği ortadayken reel-politik bahanelere sığınılarak yapılabilecek her şeyin sonuna kadar yapıldığı tezinin temcit pilavı gibi önümüze konulması, koca bir hayalcilikten başka bir şey değildir” ifadelerine yer verildi.
Bildiride daha sonra şöyle denildi:
“Bitlis’in Tatvan ilçesinde 5 Filistin dostu, cami çıkışında Gazze’deki katliama dikkat çeken ve toplumsal sorumluluklarımızı hatırlatan dövizler taşıdıkları için gözaltına alınmış, evleri baskınlarla aranmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Bitlis ziyaretinden hemen önce gerçekleştirilen bu gözaltılar, ‘gecikmesinde sakınca bulunan hâl’ bahanesiyle adeta bir ‘önleyici gözaltı’ operasyonuna dönüştürülmüştür. Bu garabet uygulamanın, iktidarın Filistin konusundaki pratiklerinin tartışılmasını engellemek ve kamuoyunu sindirmek amacı taşıdığı bütün açıklığıyla ortadadır.
Benzer şekilde, Filistin direnişçisi Şeyma Yıldırım da İsrail ile işbirliği içinde olan SOCAR şirketini hedef alan bir paylaşımı nedeniyle baskıya maruz kalmıştır. Geçtiğimiz hafta Vatan Emniyet’e ifadeye çağrılan Şeyma Yıldırım, SOCAR’ın kendisi hakkında şikâyetçi olduğunu öğrenmiştir. Bir Hamas direnişçisini anan paylaşımı gerekçe gösterilerek, Şeyma’ya ‘suçu ve suçluyu övme’ ve ‘halkı kin ve nefrete teşvik etme’ gibi asılsız suçlamalar yöneltilmiştir. Bu süreç, Filistin davasına sahip çıkanların susturulmak istendiğini ve uluslararası işbirliklerinin teşhir edilmesinin engellenmeye çalışıldığını bir kez daha gözler önüne sermektedir.
Türkiye’de bu küresel direniş hattının bir parçası olarak sürdürdüğümüz anti-emperyalist ve anti-siyonist mücadelemiz, başta Gazze olmak üzere tüm Filistin özgürleşinceye kadar devam edecektir. Hakkın ve adaletin egemen olacağı bir dünya için yürüyüşümüz uzun soluklu biçimde sürecektir. Rabbimizden niyazımız, bizleri bu yolda sebatkâr ve muvaffak kılmasıdır. Yaşasın Filistin mücadelemiz! Yaşasın direniş kararlılığımız! Yaşasın küresel intifada!”
En Çok Okunan Haberler