Bursa'da CHP'li belediye başkanlarından ortak basın toplantısı

PELİN AKDEMİR / BURSAPORT

Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, 14 Temmuz Pazartesi günü düzenlenen basın toplantısında gündemdeki gelişmelere ilişkin kamuoyuna açıklamalarda bulundu.

Basın toplantısına CHP Bursa İl Başkanı Nihat Yeşiltaş, Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın, Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Şükrü Erdem, Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, Harmancık Belediye Başkanı Haşim Ali Arıkan, CHP Bursa Milletvekilleri Hasan Öztürk, Orhan Sarıbal, Nurhayat Altaca Kayışoğlu katılım sağladı.

Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi Merinos Yerleşkesi Hüdavendigâr Salonu'nda düzenlenen basın toplantısında ilk konuşmayı Nihat Yeşiltaş yaptı. Yeşiltaş, ülkenin ekonomik durumu aktararak başladığı konuşmasına, "Cumhuriyet Halk Partisini umut olarak gören halkımız 31 Mart'ta belediyeyi bize emanet etmiştir. Bursa nüfusunun büyük bir çoğunluğu Cumhuriyet Halk Partisi tarafından yönetilmektedir. Belediye başkanlarımız seçildiği günden bu yana türlü ayak oyunlarıyla mücadele etmek zorunda kalıyor. Vergi ve sigorta kesintileri, belediyenin mülklerine çökmeler... Seçimi kaybettikten sonra basın açıklamasıyla 'geride tertemiz Belediye bırakıyoruz' diyenler geride en borçlu belediyesini bıraktılar. Bozbey ile başlayan dönüşüm Bursa'mıza nefes aldırmıştır. Görükle metrosu gibi olmayan projelerin temelini atan kurnazlık son buldu. Borçlarla boğuşan çiftçimizin yanında olduk. Geçmiş dönemden kalan borçları azalttık. Şehrin markasını kirli göstermeye çalışanlara inat Bursaspor'umuzu ayağa kaldırdık. Genel iktidarın kutuplaştırıcı siyasetine inat 17 ilçede hizmetlerimize devam ettik. Halkın bize olan güvenini kırmak için aylardır halkımıza ve bize kumpaz kuranlara sesleniyorum. Cumhuriyet Halk Partisi Bursa'nın birinci partisidir, Türkiye'nin birinci partisidir" ifadelerini kullandı.

Harmancık Belediye Başkanı Haşim Ali Arıkan, seçimi kazandıktan sonra ilçe ve Bursa ile olan ilişkileri geliştirdiklerini dile getirerek, ilçenin avantajının çam ormanının içerisinde temiz hava, dezavantaj ise yol problemleri olduğunu söyledi. Arıkan, açtıkları köfteci dükkanından da belediyeye gelir elde edebildiklerini kaydetti.

Gemlik'te yapıların yüzde 48'i depreme dayanıksız

Gemlik Belediye Başkanı Şükrü Deviren, "Bizim derdimiz çok. Zeytini kimseye yedirmeyiz özellikle. 35 kilometrelik sahil şeridiyle Gemlik Cennet'ten bir köşe gibi. 50 yıldır Gemlik'te yaşıyorum ama Gemlik'in bir türlü gelişememesi çok ilginç. Biz yeni şeyler söylemeliyiz. Artık vatandaşımızın uyanması gerekiyor. Gemlik'in temel 5 sorunu var; deprem sorunu. Gemlik maalesef 6 Şubat depremlerinde gördüğümüz molozun altındaki kızın eli gibi. Biz nedense bir şeyler olduktan sonra bir şeyler yapma çabasındayız. Yüzde 48 oranında depreme dayanıksız yapıların olduğu bir Gemlik'ten bahsediyoruz. Diğer bir sorun bağımlılık sorunu. Biz geldiğimiz günden beri hiç kimseyi ötekileştirmeden sahada olmaya çalıştık" dedi.

"Eğer birlikte durmazsak ayrı ayrı düşeriz"

Mudanya Belediye Başkanı Deniz Dalgıç, "Bize oy verenler kadar vermeyenlerin de yaşam kalitesini yükseltmeyi görev sayıyoruz.Bu görevi yerine getirirken her gün karşımıza çıkan engelleri mazeret değil aslında kararlılık testi olarak görüyoruz. Bugün Mudanya'da yeni bir belediyecilik anlayışı var, bu anlayış kendini projelerle, o projelerin anlamıyla gösteriyor. Tarihini unutmayan ama geleceğini planlayan bir Mudanya için Mütareke binasına sahip çıktık, Cumhuriyet Müzesi'ni açtık, Umurbey Kültür Merkezi'ni restore ediyoruz, Tirilye zeytinyağına coğrafi işaret alma yolundayız. Biz geçmişi saygıyı sadece anmalarla değil ürettiğimiz politikalarla gösteririz. Marmara'da büyük deprem beklenirken biz bina envanterini çıkardık, risk analizlerini tamamladık. Uydu tabanlı izleme sistemini hayata geçirdik.Çünkü biz afetleri planla karşılıyoruz. Çocuklara oyun sokakları, kadınlara eşitlik merkezleri, derneklere yerleşke, gençlere yeni yaşam alanları kuruyoruz. Biz geleceği sadece söylemle değil eylemle inşa ediyoruz. Tarımı, yerel üretimi kooperatif çatısı altında topladık. Zeytinimizi, incirimizi, şeftalimizi kurutup markaya dönüştürdük. Çünkü ekonomiyi vergi yükünü artırarak değil değeri artırarak elde ederiz. Sosyal devletin eksik olduğu yerde, ki çok eksik, yerel yönetim olarak devreye girdik. Bütün bunları yaparken yalnız bırakıldık. Desteklenmedik, engellendik, hatta yer yer itibarsızlaştırıldık. Projeler değil, dedikodular konuşuldu. Harcamalarımız değil, harcayamadıklarımız gündem yapıldı. Bizim için mesele dedikodu değil dayanışmadır. Ama bazıları kulaklarını denize değil fısıltılara veriyor. Elbette geri adım atmadık çünkü halkın ihtiyacı bizim için siyasi manevralardan çok daha önemlidir. Bu işler kendiliğinden olmadı, bu işler her gün önümüze konan engellere rağmen oldu. İşte bu yüzden bizim belediyeciliğimiz bir tür rağmen belediyeciliğidir. Yerel yönetimler hedef haline getirildi hepinizin bildiği gibi, soruşturmalarla, kayyum tehdidiyle, algı kampanyalarıyla itibarsızlaştırma girişimleri her geçen gün artırılıyor. Bu baskılar sadece bizlere değil, aslında bu ülkenin yerel demokrasi iradesine yöneliktir. Ve bu yüzden biliyoruz, kaynak kesilebilir ama mum kesilmez. yetki budanabilir ama meşruiyet alttan gelir, soruşturma açılabilir ama halkın gönlüne kimse kayyum atayamaz. Ben yalnızca Mudanya'yı anlatmıyorum size aslında hepimiz aynı hikayeyi yaşıyoruz. Bir yanda artan maliyetler, diğer yanda düşen gelirler. Bir yanda halkın büyüyen ihtiyaçları sosyal devletin eksikliğinden dolayı, diğer yanda kısılan yetkiler. Ama bütün bunlara rağmen biraradayız. Eğer birlikte durmazsak ayrı ayrı düşeriz. Farklı ilçelerdeyiz ama aynı taraftayız, halkın tarafında. Çocukların, emeklilerin, çiftçilerin, gençlerin, kadınların tarafında. Biz birbirimizi desteklemek için varız. Çünkü bu iktidarın en çok istediği şey bizi birbirimize düşürmek. Bizi rakip gibi göstermek. Ama biz rakip değiliz. Tek ihtiyacımız olan şey; bu rağmen belediyeciliğini yalnızlaştırmamaktır. Biz bir masa etrafında oturan başkanlar değil, ortak kaderi paylaşan yöneticileriz. Dayanışma olmadan ilerleyemeyiz. Ne yaşıyorsak hep birlikte yaşıyoruz. Başarılı bir Mudanya, başarılı bir Bursa'dır. Başarılı bir Bursa, büyük, umut veren Türkiye'dir. Biz halkımız için buradayız. Ne yaparlarsa yapsınlar bizi halkımıza ve birbirimize yabancılaştıramayacaklar. Çünkü biz halkın içinden geldik, halkla birlikte yürüyoruz. Çünkü biz Cumhuriyet Halk Partisiyiz. Bu dönem pes etme değil, direnç gösterme dönemidir." diye konuştu.

"En huzurlu, en demokratik ortam Cumhuriyet Halk Partisi'nde"

Mustafakemalpaşa Belediye Başkanı Şükrü Erdem, seçimden sonra borç listesini Belediye binasına astıklarını hatırlatarak, "Belediye aynı şekilde idare ediliyor olsaydı, bugün Belediye iflas ederdi" dedi. Erdem, personele maaşların günü gününe ödendiğini de aktararak, Tümüldek Kaplıcaları'ndan akan suyun kalitesinin dünyada Belçika'dan sonra ikinci sırada olduğunu öğrendiklerini belirtti. İçme suyu için alt yapı çalışmalarının henüz bitirilmediğini kaydeden Erdem, park açılışları yaptıklarını da ekledi. Erdem, "Siyaseti hiç bir dönem sevmedim ama bu iş beni bırakmadı. Özgür Özel aradı, ısrarla başkan adayı olmamı istedi, 'Hayır' diyemedim. Mustafakemalpaşa tarihinde bir devrim yaptık. En huzurlu, en demokrat ortam Cumhuriyet Halk Partisi. Sanki partinin içerisinde kavga varmış gibi gösterilmeye çalışılıyor. Diğer partilerle karşılaştırınca ya da çok küçük geldi bana bu kavga. Doğruyol'daki ortamı yazsam roman olur" dedi.

Osmangazi Belediye Başkanı Erkan Aydın da konuşmasında, "Biz borç edebiyatı yapmıyoruz. Halkımıza hizmet için geldik, ağlanmak için bu görevlere gelmedik. Dayanışma adına, yan yana olduğumuzu göstermek adına bir araya geldik" dedi.